Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük Lügat T Harfi
T Harfi
TÜBBA´ Hz Muhammed´in (A S M ) bi´setten evvel geleceğini haber veren ve şiiri ile imanını ilân eden bir Yemen Meliki * Câhiliyetten evvel Yemen Padişahlarının nâmı * Bir kuş cinsi
TÜBBAN Güreşçilerin donu
TÜBBET Bir yerin adı (İyi miskler ona nisbet olunup "Misk-i Tübbetî" derler)
TÜCAH (Tecâh-Ticâh) Karşı taraf, karşı yön
TÜCCAR (Tâcir C ) Tacirler, satıcılar Ticaret yapanlar
TÜEDE Teenni etmek, acele etmeyip akıllıca davranmak * Mühlet vermek
TÜFE Yırtıcı bir canavar * Karakulak denilen canavar * Örtünmüş kadın
TÜFENG f Tüfek
TÜFENG-ENDÂZ f Tüfek kullanan
TÜFENG-HÂNE f Silâh deposu
TÜFFAH Elma
TÜFL Köpük * Kir, pas * Tükürmek
TÜHEM (Töhmet C ) Suçlar, töhmetler, kabahatlar
TÜKÂH Tekyegâh
TÜKLAN Tevekkül etmek
TÜKLE İtimat etmek, güvenmek * İşinde âciz olan kimse
TÜKME f Düğme
TÜKYE Dayanmak, itimad etmek
TÜLAVE Borç bakiyyesi * Havâle etmek, başkasına bırakmak
TÜLÜNNE Hâcet, ihtiyaç
TÜLÜV Tilâvet * Bir kimseye uyup ardınca gitmek
TÜNBAN f Don, iç donu
TÜNBEK f Darbuka Dümbelek
TÜND f Sert, şiddetli, haşin
TÜNDBÂD f Sert rüzgâr, kasırga
TÜNDÇİHRE f Asık suratlı
TÜNDÎ f Sertlik, katılık Hiddet ve şiddet
TÜNDMEŞREB f Titiz, sert tabiatlı
TÜNDMİZAC f Sert huylu
TÜNDREFTAR f Çabuk giden, sert ve süratli giden
TÜNDZEBAN f Düzgün konuşan, düzgün söz söyleyen
TÜNTE f Eşek arısı
TÜNU´ Mukim olmak, ikamet etmek, bir yerde oturmak
TÜRA´ (Tür´a C ) Kanallar * Suyun taştığı yerler
TÜR´A (C : Türa´) Kapı Derece * Bağ ve bostan * Kanal * Suyun taştığı yer Su arkının ağzı
TÜRAS Miras mal
TÜR´A (C : Türa´ - Türüât) Kanal * Suyun taştığı yer
TÜRBAN (Türâb C ) Topraklar
TÜRBE Mezar üzerine yapılan yapı Mezar Ölmüş büyük zâta mahsus mezar
TÜRBEDÂR f Türbe muhafız ve hizmetkârı
TÜRK Türkler, Asya´nın en büyük ve en meşhur milleti olup, Turan milletlerindendir Türkler en evvel Sibirya ile Çin arasında olan Altın Dağı taraflarında yaşamışlar ve oradan defalarca güney ve batıya doğru yayılarak Çin´de ve Türkistan memleketlerinde fetihler yapmışlardır Türkler eskiden beri iki şubeye ayrılmış olup; Türkistan´ın doğu tarafında bulunanlar; Uygur; batı tarafındakiler de: Türk ve Türkmen isimleriyle bilinirlerdi Peygamberimizin (A S M ) hicretinden 350 sene sonra Tağ Han neslinden olduğu rivayet edilen Türkmen Hükümdarlarından Salur Han, İslâm dinini kabul ederek Kara Han ismini almış ve kavminin de ekserisine İslâm dinini kabul ettirmişti O sıralarda Türk ve Türkmen kavimleri İslâm hilâfet merkezi olan Bağdat´a gidip gelmeğe başlamışlardı Fıtrî cesaret ve kahramanlıkları hasebiyle Abbasi Halifeleri, bunları askerlik hizmetlerine almışlardı Bu sebeple Türkler, Azerbeycan ve Erzurum taraflarına dolmuşlardı Türkler, zamanla kumandanlık ve ümeralığa geçmişler, hükümet işlerini de ellerini almışlardı Bu cihetle bütün İslâm memleketlerinde Türkler büyük bir nüfuz ve iktidara sahip olmuşlardı Türkler, müslümanlığı kabul ettikten sonra lisanlarını Arap hattıyla yazmağa başlamışlardı Şark Türkçesinde, yani Uygur lisanında hayli edebiyat vücuda gelmiş, bir takım şair ve edipler yetişmişti İran´da kurulan Türk Devletleri Farisîyi resmî ve edebî lisan olarak kabul ettikleri halde; Anadolu´da kurulan Selçuklular devrinde resmî lisan Türkçe kabul edilmişti Daha sonraları Osmanlı Devletinin kuruluşundan sonra bu lisan günden güne kesb-i Türkî etmeğe başlamış, hatta Sultan Mehmed Han, Sultan Selim ve Süleyman devirlerinde mükemmel bir Osmanlı Edebiyatı meydana gelmiş ve birçok edip ve şairler yetişmişti (Cây-ı dikkat bir hal: Türk milleti anâsır-ı İslâmiye içinde en kesretli olduğu halde, dünyanın her tarafında olan Türkler ise Müslümandır Sâir unsurlar gibi müslim ve gayr-ı müslim olarak iki kısma inkısam etmemiştir Nerede Türk tâifesi varsa, Müslümandır Müslümanlıktan çıkan veya Müslüman olmıyan Türkler, Türklükten dahi çıkmışlardır (Macarlar gibi ) Halbuki küçük unsurlarda dahi, hem müslim ve hem de gayr-ı müslim var Ey Türk Kardeş! Bilhassa sen dikkat et! Senin milliyetin İslâmiyetle imtizaç etmiş, ondan kabil-i tefrik değil Tefrik etsen, mahvsın! Bütün senin mâzideki mefâhirin İslâmiyet defterine geçmiş Bu mefâhir; zemin yüzünde hiçbir kuvvetle silinmediği hâlde, sen şeytanların vesveseleriyle, desiseleriyle o mefâhiri kalbinden silme!  R N )(İşte ey Ehl-i Kur´ân olan şu vatanın evlâdları; Altıyüz sene değil, belki, Abbasiler zamanından beri bin senedir, Kur´ân-ı Hakîm´in bayraktarı olarak, bütün cihana karşı meydan okuyup, Kur´ânı ilân etmişsiniz Milliyetinizi, Kur´âna ve İslâmiyet´e kal´a yaptınız Bütün dünyayı susturdunuz, müdhiş tehacümâtı def´ettiniz Tâ $âyetine güzel bir mâsadak oldunuz Şimdi Avrupa´nın ve frenk-meşreb münâfıkların desiselerine uyup, şu âyetin evvelindeki hitaba mâsadak olmaktan çekinmelisiniz ve korkmalısınız! M )(  Evvelâ Araplar, kavimden kavime bu hizmeti yapmışlar, daha sonra Emeviye´nin son zamanlarında olduğu gibi bu hizmeti, Arap´tan Acem´e doğru geçmiş; hadis-i şerifin de delâlet ettiği üzere Fars milleti manen ve maddeten İslâmiyete pek büyük hizmetler yapmış, sonra bunlar da aynı hale gelmiş; bu defa da Allah Türkleri göndermiş Arapların, Farslıların, kıymetini bilemeyip zâyi´ ettikleri İslâm devletini ele alarak İstanbul´a ve oradan dünyanın her tarafına yaymışlar Demek ki onlar da bu nimetin kıymetini bilmez, küfr ü küfrâna giderlerse mevkilerini, Allah´ın göndereceği diğer bir kavme terketmeğe mecbur olacaklardır Ve kim bilir vâsi ve alim olan Allah Teâla, kıyamete kadar daha ne kavimler gönderecektir Binaenaleyh, ey mü´minler! Dininizin kıymetini biliniz, hiç bir kavme inhisar kabul etmeyen bu vâsi´ feyz-i hakkı, bu fazl-ı İlâhîyi, bu yüksek hürriyeti bırakıp da başkalarının muvalâtı arkasına düşmeyiniz E T )
TÜRKÂN (Türk C ) Türkler
TÜRKCUŞ f Yarı pişmiş et
TÜRKİSTAN f Türklerin anayurdu olan ve Hive, Fergana, Taşkent, Buhara, Semerkant ve Kırgız şehirlerini içine alan büyük bölge Doğu Türkistan bugün Çin´de, Güney Türkistan ise Afganistan´da, büyük parçası olan Batı Türkistan ise Rusya´da kalmaktadır
TÜRKİYYAT Türklerin dil, edebiyat, tarih ve ırki hususiyetlerini tedkik eden ilim
TÜRKTAZ f Koşup saldırarak yağma etme * Çapul, çapulcu
TÜRKÜ (Aslı: Türkî) Türk halk musikîsi
TÜRNUK Sel yolunda arta kalan balçık
TÜRR Yapı üstüne çekilen ip
TÜRRA´ Kapıcı
TÜRRAS Kalkancı
TÜRRE (C : Terârih) Bâtıl, herze söz
TÜRREHAT (Türrehe C ) Saçma sapan sözler
TÜRREHE (C : Terârih-Türrehat) Saçma sapan ve mânasız söz
TÜRS (C : Etrâs-Tirâs-Türus) Ask: Kalkan
TÜRŞÎ Ekşilik * Turşu
TÜRÜAT (Tür´a C ) Kanallar * Suyun taştığı yerler
TÜRÜŞ f Ekşi, hâmız
TÜRÜŞ-RU(Y) (C : Türüşruyan) Asık suratlı, ekşi yüzlü
TÜS´ Dokuzda bir (1/9)
TÜTUK Örtü, perde Çadır
|