Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük Lügat U-Ü Harfi

Eski 11-04-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük Lügat U-Ü Harfi



U-Ü Harfi

ULA Birinci, ilk, evvel * Eskiden vezirlikten sonra gelen sivil rütbe
ULA Şanlı, şerefli kimse
ULALE Süt bakiyyesi * Her nesnenin bakiyyesi, artığı
ULASE Yağ Birbirine karışmış olan iki şey
ULAT Demir örs * Üstünde keş kurutulan taş
ULBARİ Bir ot cinsi
ULBE (C: Uleb-İlâb) Fıçı * Büyük kutu * Sandık
ULCUM (C: Alâcim) Erkek kurbağa * Dağ keçisinin erkeği * Deve kuşu * Sağlam ve dayanıklı deve * Çok su * Gece karanlığı
ULEB (Ulbe C) Fıçılar * Büyük kutular * Sandıklar
ULEBİT Yoğun ve büyük nesne * Koyun sürüsü
ULEMA (Âlim C) Âlimler Osmanlı devrinde yüksek ilim ve fıkıh âlimleri İlmiye mensubları
ULEMA-İ ÂMİLÎN İlmine ve bilgisine göre amel eden, ilmini tatbik eden âlimler
ULEMA-İ BÂTIN Şeriatın, zâhir ve hükümlerinden daha çok, mânâ ve esrarını bilen âlimler(Ulema-i zâhir ve bâtının Tâbiîn zamanında en büyük reisi ve İmam-ı Ali´nin mühim ve sadık bir şakirdi olan Hasan-ı Basri M)
ULEMA-İ İLM-İ HURUF Kur´anın bir harfinden, bir sahife kadar esrar bulduklarını söyleyen ve dâvalarını, o fennin ehline isbat edenler
ULEMA-İ RÂSİHÎN Hak ve hakikat ilminde meleke kazanmış âlimler
ULEMA-İ RÜSUM Resmî, merasim âlimleri Kendileri resmen âlim bilinen fakat hakiki âlim olmayan kimseler (Zâhirî ulema da denir)
ULEMA-İ ZÂHİR Kur´an-ı Kerimin zâhir mânâsına göre hakikatları değerlendiren âlimler Şeriatın mâna ve esrarından daha çok, zâhirini ve hükümlerini bilen âlimler
ULEMA-ÜS SÛ´ Kötü âlimler Dünya için âhiretini unutan âlimler Dünyayı dine tercih eden âlimler Menfaat için hakikatı örten âlimler
ULGUZE Bilmece, bulmaca, yanıltmaca
ULİ Sâhib Ehil
ULK şarap
ULKA Kahvaltı * Az nesne * Küçük çocuklara yapılan elbise
ULKUM (C: Alâkım) Çok karanlık gece * Pek sağlam deve
ULLAME Kına
ULLEF Muz
ULLİYYE (İlliyye) Yüksek tabaka En yüksek En şerefli * Çardak
ULTA Gerdanlık * Kadınların süs olarak yüzlerine çektikleri siyah çizgi
ULUF (Elf C) Binler, bin sayıları * Ülfet ve ünsiyete ziyade meyyal ve alışkan olan
ULUFE Yeniçerilere ve sipahilere dağıtılan maaş * Bir nevi hayvan yemi
ULUFE-HÂR (C: Ulufehârân) Ulufesi olan, ulufeci
ULUHİYET İlâhlık * Allah´ın kâinattaki tasarruf ve hâkimiyeti ile herşeyi kendisine ibadet ve itaat ettirmesi
ULUHİYET-İ MUTLAKA Kayıt altında olmayan, mutlak uluhiyet Ancak bir tek İlâhın mâbud oluşu(Evet, nev´-i beşerin her taifesi birer nevi ibadetle fıtrî gibi meşgul olması ve sair zihayatın belki cemâdâtın dahi fıtrî hizmetleri birer nevi ibadet hükmünde bulunması ve kâinatta maddî ve manevî bütün nimetlerin ve ihsanların herbiri bir Ma´budiyet tarafından hamd ve ibadeti yaptıran perestişe ve şükre birer vesile olmaları ve vahiy ve ilhamlar gibi bütün tereşşuhât-ı gaybiye ve tezahürat-ı maneviyenin, bir tek İlâhın ma´budiyetini ilân etmeleri; elbette ve bedahetle bir uluhiyyet-i mutlakanın tahakkukunu ve hüküm-ferma olduğunu isbat ederler Ş)
ULUHİYET-İ SÂRİYE VE HAYAT-I SÂRİYE Vahdet-ül vücud ehlince kullanılan tasavvufî tabirler olup; İlâhî sıfatların ve hayatiyetin eşyaya sirayet etmesi, yani tecelli etmesi mânasında olan bu tabirlerden, ehil olmayanlar; Allah´ın tecessümünü veya eşyaya hulûl´ünü veya eşya ile ittihad ve ittisal´ini zu´metmek gibi bâtıl vehimlere düştülerBu mes´eleye dair Mesnevi-i Nuriye´den nakledeceğimiz veciz bir paragraftan bu tabirler daha iyi anlaşılabilir:"Evet, delil içinde neticeyi görmek, âlemde sânii müşahede etmek, tarîk-ı istigrakkârane cihetiyle cedavil-i ekvanda cereyan-ı tecelliyat-ı İlâhiyeyi; ve melekutiyet-i eşyada sereyan-ı füyuzatı; ve meraya-yı mevcudatta tecelli-i esma ve sıfâtı yalnız zevken anlaşılır birer hakikat iken dîk-i elfaz sebebiyle, uluhiyet-i sariye ve hayat-ı sariye tabir ettilerEhl-i fikir, o hakaik-ı zevkiyeyi nazarın mekayisine sıkıştırdığından, çok evham-ı bâtılaya menşe´ oldu"
UL´UL Göğüs altında ve karın üzerinde dile benzer bir kemik * Çekik kuşunun erkeği
UL´UL Yaramazlık * Çağırmak * Budak
ULUM (İlm C) İlimler, bilgiler
ULUM-U ÂLİYE (Âlet den) Âlet ilimleri (Gramer, sarf, nahiv, belâgat ve mantık gibi)(Ulum-u medarisin tedennisine ve mecrayı tabiiden çevrilmesine bir sebeb-i mühim budur: Ulum-u âliye $ maksud-u bizzat sırasına geçtiğinden, ulum-u âliye $ mühmel kaldığı gibi, libas-ı mânâ hükmünde olan ibare-i Arabiyenin halli, ezhanı zaptederek, asıl maksud olan ilim ise tebeî kalmakla beraber ibareleri bir derece mebzul olan ve silsile-i tahsile resmen geçen kitaplar; evkat, efkârı kendine hasredip harice çıkmasına meydan vermemeleridir RN)
ULUM-U ÂLİYE Dinden bahseden ilimler (Tefsir, kıraat, hadis, marifetullah, fıkıh, kelâm, ahlâk bilgileri gibi)
ULUM-U BEDİHİYYÂT Delil ve isbatına lüzum görülmeyip kolaylıkla bilinen ilimler (Bak: Kaziye-i bedihiyye)
ULUM-U BEDİİYE (Bak: İlm-i bedi´)
ULUM-U HAFİYE Gizli ilimler Ancak veraset-i Nübüvvet muhakkiklerince veya bir kısım hakikatların esrarına vakıf âlimlerce bilinen ilimler(İlm-i Cifrin mühim bir düsturu ve ulum-u hafiyyenin mühim bir anahtarı ve bir kısım esrar-ı gaybiyye-i Kur´aniyyenin mühim bir miftahı tevafuktur M)
ULUM-U KEVNİYE Kâinatın ilmi Yaratılışa dair olan ilimler
ULUM-U MÜTEÂREFE Herkesin bildiği ve tanınmış olan ilimler
ULUM-U NAKLİYE Hadis, tefsir, fıkıh gibi ve mukaddes kitaplardan nakil olunan ve rivâyet üzerine kurulmuş olan ilimler
ULUM-U NAZARİYE Yalnız görüş halinde kalmış, tatbikata konulmamış ilimler, teoriler
ULUM-U SİYASİYE Siyasî ilimler
ULUM-U ŞETTÂ Dağınık bilgiler, çeşit çeşit ilimler
U´LUME (C: Eâlim) Alâmet, işaret, nişan
ULÜ Sahipler Bir şeyin ehli olanlar
ULÜ-L AZM Kat´i azim sahibi, ciddiyet, sabır, sebat sahibi büyük zâtlar, hususan peygamberler (Aleyhimüsselâm) Başta Hz Muhammed (ASM), İsa, Musa, İbrahim, Nuh (AS)(Kur´an-ı Hakîm ehl-i şuura imamdır Cin ve inse mürşiddir Ehl-i kemale rehberdir Ehl-i hakikata muallimdir Öyle ise, beşerin muhaveratı ve üslubu tarzında olmak zaruri ve kat´idir Çünkü, cin ve ins münacâtını ondan alıyor Duâsını ondan öğreniyor Mesailini onun lisaniyle zikrediyor Edeb-i muaşeretini ondan taallüm ediyor ve hakeza Herkes onu merci´ yapıyor Öyle ise eğer Hz Musa´nın (AS) Tur-i Sina´da işittiği kelâmullah tarzında olsa idi; beşer bunu dinlemekte ve işitmekte tahammül edemezdi ve merci´ edemezdi Hz Musa (AS) gibi bir ulü-l azm ancak birkaç kelâmı işitmeğe tahammül etmiştir S)
ULÜ-L EBSAR Basiret sâhibleri
ULÜ-L ELBAB Akıl sâhibleri Düşünebilenler Akl-ı selim sahibleri
ULÜ-L EMR Müslümanları şeriat nâmına idare eden (Halife, kadı, İslâm reisi, pâdişah, sultan, reis-i cumhur, reis, müdür gibi) zâtlar
ULÜ-N NÜHA Akıllı kimseler
ULÜF (Ulûfe C) Yemler, ulufeler * Yeniçeri maaşları
ULÜVV Büyüklük, yükseklik * Bir şeyin yukarısına çıkma * Şan, şeref ve kadr sahibi olma
ULÜVV-Ü CENABLIK Âlî cenablık * Kerem ve cömertlik sâhibi ve faziletli olmak Büyüklük
ULÜVV-Ü HİMMET Yüksek himmetlilik, gayret ve himmeti çok olmak (Bak: Himmet)
ULÜVV-Ü ŞAN Şânı şerefi büyük Yüksek şeref
ULVAN Mektup ve yazı başlığı * Övünme, tefahur
ULVİ (Ulviye) Yüksek, yüce * Manevî ve göğe mensub
ULVİYET Ulvilik, yücelik, yükseklik, ululuk
ULYA (Müe) Pek büyük, pek yüce, daha yüksek Çok yüksek olan

Alıntı Yaparak Cevapla