Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük Lügat U-Ü Harfi
U-Ü Harfi
ÜNAFİ Büyük burunlu kimse
ÜNAH Süstlük, zayıflık
ÜNAN İnleme
ÜNAS Halk İnsanlar
ÜNBUB (Ünbube) Kamıştaki boğum arası kısım * Parmak uçları * Tüp İnce boru
ÜNBUSE Çocukların oyunu
ÜNBUŞ (Ünbûşe) Bitki kökü Kökü yerden takımıyla birlikte çıkarılan fidan
ÜNCUC (C : Anâcic) Hızlı yürüyen at
ÜNCUR Şişe kılıfı
ÜNF (Bak: Unf)
ÜNKUA Yağ biriken yer
ÜNMA İçi saman veya ot doldurulmuş şey
ÜNS Alışkanlık, alışma * Arkadaş Hemdem
ÜNS TUTMAK Alışmak, birlikte düşüp kalkmak
ÜNSA Dişi Kadın, kız
ÜNSA-ÜNS Sıkıfıkı konuşma
ÜNSÎ (Ünsiye) Alışmış, ünsiyet etmiş, sokulgan * Arkadaş
ÜNSİYET Alışkanlık, dostluk Birlikte düşüp kalkmak Ahbablık
ÜNŞUDE (Bak: Neşide)
ÜNŞUTA Düğüm, ilmik
ÜNUF Henüz daha yedirilmemiş olan çayır * (Enf C ) Burunlar
ÜNUSET Dişilik Müennes oluş
ÜNÜN Ayağı ve burnu kırmızı, vücudu kara olan bir kuş
ÜNVAN İsim Lâkab Adres * Önsöz, mukaddeme
ÜNVAN-I MÜLÂHAZA Bir şeyin hakikatını bir derece düşünebilmek için olan isim, tabir ve vasıta (Mi´raciyedeki mâceralar, mâlumumuz olan mânalarla, o kudsi ve nezih hakikatları ifade edemiyor Belki o muhavereler birer ünvan-ı mülâhazadır; birer mirsad-ı tefekkürdür ve ulvi ve derin hakaika birer işarettir ve imanın bir kısım hakaikına birer ihtardır Ve kabil-i tabir olmayan bazı mânalara birer kinayedir Yoksa ma´lumumuz olan mânalar ile birer mâcera değil Biz hayalimiz ile o muhaverelerden o hakikatları alamayız; belki kalbimizle heyecanlı bir zevk-i imanî ve nuranî bir neş´e-i ruhanî alabiliriz M )
ÜNZUHA Gurur, kibir, büyüklük
ÜRBA Belâ, mihnet
ÜRBE Büklüm * Düğüm * Hile
ÜRBUN Pey akçesi, pey olarak verilen para
ÜRCUCE Salıncak
ÜRCUFE (C : Erâcif) Yalan Uydurma söz
ÜRCUHA Salıncak
ÜRCUZE (Recez den) Edb: Mısraları kafiyeli, kısa vezinli nazım (Bak: Kaside)
ÜRD f Gibi, benzer
ÜRDÜNN Uyuklamak * Bir büyük ırmak
ÜRK Mekân, mevki
ÜRMULE (C : Erâmil) Ergen delikanlı
ÜRNE Taze peynir * Keler tuzağı olan yer
ÜRÜMEK f Havlamak (İt ürür, kervan yürür)Ürüyen köpek ısırmaz: Tehdit savuran, işi gürültüye boğan kimselerden yılmamak lâzım geldiğini anlatır
ÜRVİYYE (C : Ervâ-Erâvi) Dağ keçisinin dişisi
ÜRYAN (Bak: Uryan)
ÜSAL Çok miktar mal
ÜSAME Davar otlatmak * Arslan
ÜSAME BİN ZEYD (R A ) Resül-ü Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm´ın azadlısı olan Zeyd bin Harise´nin oğludur Meşhur sahabedendir 128 Hadis-i Şerif rivayet etmiştir 75 yaşında iken 54 yılında vefat etmiştir (R A )
ÜSARA (Bak: Üsera)
ÜSARE (Bak: Usare)
ÜSBU´ Hafta Yedi günlük zaman
ÜSBUBE (C : Esâbib) Sövme, küfür
ÜSBUÎ (Üsbuiyye) Haftalık
ÜSERA (Üsârâ) Esirler Harbde teslim alınanlar * Köleler
ÜSFİYYE (C : Esâfi) Üzerine tencere koyup yemek pişirilen ocak taşı
ÜSİR Yaranın iyi olduktan sonra kalan izi
ÜSKUB Sıra ile dikilmiş olan ağaçlar * Kunduracı * Dökülmüş olan, akan su * Demirci
ÜSKUF (C : Esâkıf) Kâfirlerin kadısı ve ruhbanları
ÜSKUF (C : Esâkife) Pabuç diken, kunduracı
ÜSKUTUSS (Rumcadan) Cevher, asıl, unsur, madde
ÜSKUN Koruk halinde hurma salkımı
ÜSKÜDAR Mushaf cildi
ÜSKÜFFE Eşik tahtası
ÜSKÜR f Kirpi
ÜSLEM El arkasında hınsırla pınsır arasındaki damar
ÜSLUB Tarz, yol Biçim İfade tarzı Dizmek
ÜSLUB-U ÂDÎ Alelâde ifade tarzı İfadesinde hiçbir üstünlük bulunmayan tarz
ÜSLUB-U ÂLÎ Edb: Üstün ifade tarzı İfadenin yüksek ve nezih olanı
ÜSLUB-U HAKÎM Edebî san´atlardan biridir Sorulan bir suale, soranın halini nazara alarak başka bir sual gibi telâkki edip, ona göre cevab vermek demektir Meselâ : Bazı Ashab Resulüllah´a (A S M ) hilâlin ince başlayıp, kalınlaşarak bedr şekline gelip, sonra yine başladığı şekle dönmesinin sebebini sordular Bunun cevabı onlara lâzım olmadığı için, Kur´ân-ı Kerim o vaziyetin neticesine terettüb eden hikmeti, yani ayın takvimcilik yaptığını söylemiştir Çünkü bu, soranlar için daha mühim ve anlaşılması daha kolaydır
ÜSLUB-U MÜCERRED (Sade üslub) Bu üslupta tabiîlik, akıcılık, selâset, kısalık, mânâ ve maksada kifayet sıfatları vardır Bu üslup, âlet ilimlerinde, ders kitablarında, konuşmalarda ve beşerî muamelelerde kullanılır
ÜSLUB-U MÜZEYYEN (Ziynetli ve parlak üslub) Bu üslub tergib ve terhib (teşvik etme ve sakındırma) gibi hususları tazammun eder Hitabiyat ve iknaiyatta kullanılır
ÜSLUB-PERESTLİK Kelâmın mâna ve maksada uygunluğuna değil de, ifade tarzının güzelliğine önem vermek
ÜSR Sidik tutulması, sidik zoru
ÜSRE Seleften gelen şan şeref * Söz veya hadis nakletmek
ÜSRE Cemaat, topluluk
ÜSRUŞ f Güzel ses
ÜSRÜB f Kurşun
ÜSS Esas, asıl Kök, temel * Askerlikte herhangi bir düşman hücumuna karşı esas dayanak olmak üzere önceden hazırlanmış yer * Harb gemilerinin, noksanlıklarını tamamladıkları yer * Mat: Bir sayının hangi kuvvete çıkarıldığını gösteren sayı
ÜSS-ÜL ESAS Hakiki sağlam temel
ÜSS-ÜL HAREKÂT Askerî harekâtın başlangıcına esas olan yer
ÜSTAD (Üstaz) İlim veya san´atta üstün olan kimse Usta, san´atkâr Muallim, profesör Bilgide veya san´atta veya amelde meharetli zât
ÜSTAD-I A´ZAM En büyük üstad Muallimlerin en üstünü ve reisi olan
ÜSTAD-I EZELÎ Cenab-ı Hak Bütün ilim ve bilgilerin, marifetlerin öğreticisi Alîm-i Mutlak ve Hakîm-i Ezelî (  Hem maden-i kemalât ve muallim-i ahlâk-ı âliye olan o dellâl-ı vahdaniyet ve saadet kendi kendine söylemiyor, belki söylettiriliyor Üstad-ı Ezelîsinden ders alır, sonra ders verir  M )
ÜSTAD-I KÜLL Herkesin üstadı Her çeşit ilimde çok ileri bilgisi olan
ÜSTAD-ÜL BEŞER Beşerin bütün insanlığın üstadı, hocası, daha bilgili ve ârif Muhammed Aleyhissalâtü Vesselam
ÜSTADANE f Üstâda yakışır surette Ustaca
ÜSTADÎ f Üstadlık, ustalık
ÜSTAH f Edebsiz, hayasız, utanmaz kimse
ÜSTAM f Güvenilir, itimad edilir, inanılır, emin * Gümüş veya altından yapılmış üzengi, at eyeri
ÜSTİBAH Masura
ÜST PERDEDEN BAŞLAMAK Ağız bozmak, sert konuşmak
ÜSTUN f Direk Sütun
ÜSTUR f At, katır davar gibi dört ayaklı hayvan
ÜSTURE Edb: Efsane, uydurma hikâye demek olan "esâtir" kelimesinin müfredidir
ÜSTÜHAN f Kemik
ÜSTÜHANPÂRE Kemik parçası
ÜSTÜKUS (C : Üstükusât) Cevher, madde, asıl * Geometri
ÜSTÜMM (C : Esâtim) Deniz suyunun toplandığı yer
ÜSTÜMME Orta, vasat
ÜSTÜRE f Ustura
ÜSTÜVANE Geo: Silindir Direk şeklindeki sütun İçi boş direk şekli
ÜSTÜVAR f Kuvvetli, dayanıklı, sağlam, muhkem * Güvenilir, itimad edilir
ÜSTÜVARİ f Sağlam, kuvvetli, emniyetli
ÜSUN Suyun tad ve renginin değişmesi * Bir kimse kuyuya girdiğinde buharından veya murdar kokulardan dolayı aklının gitmesi
ÜSÜR Yara izi * Kılıcın rengi ve cevheri
ÜSVE(T) Beraberlik * Halka reis olmak * Dert ortağı Sâdık arkadaş Manevî tabib * Nümune ve örnek tutulacak olan insan
|