Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük Lügat V Harfi

Eski 11-04-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük Lügat V Harfi



V Harfi

VA´S (VÜUSE) (C: Vuasâ) şiddet, mihnet
VASAA (C: Vusu) Kız kuşu
VASAB (C: Evsâb) Hastalık Ağrı
VASAFE Hizmetkârlık
VASAİL (Vasâyil) : (Vasile C) Yemen´de çıkan çubuklu, alaca kumaşlar
VASAT İki şeyin arası * Orta, merkez, ara Meydan Cemiyet muhiti İç
VASAT-ÜL HÂL Orta halli, orta halde
VASAT-ÜL KAME Orta boylu
VASATÎ İkisi ortası Ortalama Orta halde
VASATÎ SAAT Hakiki güneşe tâbi olmak üzere, muntazam hareket ettiği tasavvur olunan mevhum bir güneşin, o yerin nısfun nehârından (meridyeninden) arka arkaya iki defa geçişi arasındaki zamanın yirmi dörtte biri
VASF Sıfat Bir kimsenin veya şeyin taşıdığı hâl Bir kimsenin veya şeyin durumunu anlatarak tarif etmek
VASF-I TAHSİNÎ Bir şeyin mahiyetini beyan etmekten ziyade lâfzını süslemek için kullanılan sıfatlar Bunlar haşv-i melih kabilindendir
VASFETMEK Bir şeyin vasıflarını, hâlini, şeklini veya rengini tarif etmek, anlatmak
VASFÎ (VASFİYE) Vasıfla, mahiyetiyle alâkalı Beyan ve tarife dair
VASIB Hasta
VASIB Yerinde duran Sürekli
VASIF Vasfeden Bildiren * Medheden, öven
VASIF TERKİBİ Gr: Birleşik sıfat Bir ismin sonuna Farsça bir emir eklenerek yapılan terkib Meselâ : Zevk-efzâ : Zevk artıran
VÂSIK (Vüsuk dan) Güvenen İtimad eden
VÂSIL Ulaşan, erişen, kavuşan Hakka vâsıl olan
VÂSILÛN (Vâsılîn) Hakka, hakikata, marifete ermiş kimseler Hakka erenler Yetişenler
VÂSIT Ortada bulunan * İkisinin ortası
VÂSITA İki şeyi birbirine ulaştıran * Aracı Arada bulunan Vasıtalık eden
VÂSITA-İ NECAT Necat vasıtası Kurtuluşa sebep
VASİ (Vesâyet den) Bir ölünün vasiyetini yerine getirmeye me´mur edilen kimse Bir yetimin veya akılca zayıf, hasta olan bir kimsenin malını idare eden kimse
VÂSİ´ (Vasia) Geniş, enli Bol Engin Meydanlı * Her ihtiyacı olana vergisi kâfi ve bol bol ihsan eden İlmi cümle eşyayı muhit, rızkı bütün mahlukata şâmil ve rahmeti bütün şeyleri kaplamış olan Allah (CC)
VÂSİ´-İ MUHİTA Muhitin genişliği
VASÎD Kapı eşiği
VASÎF (C: Vusafâ - Vesâif) Hizmetçi, uşak
VASÎL Birinden aslâ ayrılmaz kimse
VASÎLE Geniş yer * Ucuzluk * İmaret
VASÎT Hakem, aracı * Orta
VASİYET Bir işi birisine havale etmek * Emir * Fık: Bir malı veya menfaatı, ölümden sonrası için bir şahsa veya bir hayır cihetine teberru yolu ile (yani, meccanen) temlik etmek
VASİYETNÂME f Yazılı vasiyet Bir kimsenin vasiyetini yazmış olduğu kâğıt
VASİYY Yetim gibi güçsüzlerin işleri kendine vazife olarak verilen kimse
VASL Âşığın sevdiğine kavuşması Kavuşmak * Birleştirmek, ulaştırmak * Gr: Ulama, ekleme * Edb: Sözü teşkil eden cümlelerin atıf ve rabt suretiyle birbirine bağlı olarak yazılması usulü ki, buna Sebk-i Mevsul da ta´bir edilir * Bir kelimenin sonundaki harfi, bir sonraki lâfzın sesli harflerle başlayan ilk hecesine birleştirmek
VASM(E) Utanacak şey * Vurmak (Liyazon yapmak)
VASMET Kırıklık, güçsüzlük, halsizlik * Ayıp, eksiklik
VASSAD Ören, örücü, dokuyan, dokuyucu
VASSAF Vasıflarını sayarak medheden Vasıflandıran Vasıf ve beyanda ârif ve âlim olan
VASSAL Ulaştıran, vasleden Birleştiren
VASUT Gölgelik * Sütü sağdıkları kabı dolduran deve
VASVAS Kadınların örtündükleri ve ancak gözleri görünecek derecede dar olan yüz örtüsü
VASVAS (C: Vesâvis) Perdede göz ayırımı miktarı olan delik
VASVASA Yüz örtüsü * Köpek eniğinin gözlerinin açılması
VAŞ f Düşman
VAŞAK Derisinden kürk yapılan bir hayvan ve bunun postu
VAŞIK Dağ köpeği Vaşak
VAŞİ (C: Vüşât) Gammaz, koğucu, yalancı
VAŞİYE Evlâdı çok olan kadın
VAŞÜDE f Defolunmuş, kovulmuş, geri çekilmiş

Alıntı Yaparak Cevapla