Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük Lügat V Harfi

Eski 11-04-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük Lügat V Harfi



V Harfi

VE Gr: "Dahi, de, hem, ile, berâber" mânâlarına bağlama edâtı
VEBA Salgın bir hastalık Taun
VEBA´DÜ Ondan sonra, imdi (İlk sözden sonra esas söze başlarken kullanılan bir tâbirdir Bilhassa dinî eserlerin başında Cenab-ı Hakk´a şükür ve hamd ettikten, Peygamberimize (ASM) salâvat ve duadan sonra esas söze başlarken söylenir)
VEBAL Günah Zarar Ziyan Şiddet Ağırlık Azab Doğru olmayan bir hareketin manevî mes´uliyeti
VEBER Bedevi, göçer * Deve yünü * Davar tırnağı
VEBL Ağır ve vahim olmak
VEBR Kocakarı soğuğundan bir gün * Ada tavşanı, ak tavşan
VECA´ Sızı, ağrı, acı Ağrıyıp acımak
VECAHET Güzellik, güzel yüzlülük, gösterişlilik * Haysiyet, şeref, onur, itibar
VECAR (C: Vücür - Evcire) Sel suyunun oyduğu yer * Arslan ve kurt gibi vahşi hayvanların yatağı İn
VECAZET Sözün veciz oluşu Kelâmın kısa oluşu
VECD Aşk, muhabbet Kendinden geçecek, unutacak kadar İlâhî bir aşk hali * Yüksek heyecan İştiyakın galebesi
VECD-ÂLUD f Vecd veren haller Manevî coşkunlukla beraber olan hal
VECD-EFZÂ f Vecdi artıran, heyecanı çoğaltan
VECDÎ Vecdle ilgili, heyecanla ilgili
VECEL Ürkme, korkma, havfetme
VECENAT (Vecne C) Elmacıklar, yanaktaki yumrucuklar
VECH (Vecih) Yüz, çehre, surat * Tarz, üslub * Her şeyin karşısına gelen ve karşısında olan Satıh Ön Alın Cephe * Tarih * Suret * Sebeb * Bir şeyin nefsi ve zatı * Semt Cihet * Münasebet
VECH-İ ÂHAR Başka sebeple
VECH-İ DİKKAT Dikkat ve ferasetle
VECH-İ MÂ Bir sebepten dolayı
VECH-İ MEŞRUH Şerh edilen, açıklanan tarzda
VECH-İ ŞEBEH Edb: Bir şeyin başka bir şeye neden benzediğini anlatan söz (Bak: Teşbih)
VECH-ÜL ARZ Yeryüzü
VECHE Yan, taraf Yüz
VECHEN Bir vechiyle Bir suretle Bir bakımdan
VECHEN MİN-EL VÜCUH Hiçbir suretle
VECHEYN İki taraf, iki yan, iki yüz
VECHÎ (Vechiye) Yüz ile ilgili
VECİ(A) (Veca´ dan) Ağrıtıcı, sızlatıcı
VECİBE Borç hükmünde olan vazife * Kanun ve ahlâkın icabı, yerine getirilmesi lâzım gelen şey
VECİBE-İ NEZAKET Nezâket borcu
VECİ (E) Güzel, hoş, lâtif Uygun, münasib * Bir kavmin büyüğü, reisi * Hürmetli insan * Sultan huzuruna girenler * Makam ve şeref sâhibi
VECİHÎ Veche ait Veche dair
VECİZ Kısa, öz, derli toplu Muhtasar olup mufassal olmayan * Az sözle çok mâna ifâdesi
VECİZE Edb: İbaresi kısa, mânası geniş olan çok kıymetli söz, özlü söz Kısa, veciz söz
VECNE (C: Vecenât) Elmacık, yanaktaki yumrucuk
VECR (C: Evcâr) Mağara
VE´D Kızını diri iken toprağa gömme
VE´D-ÜL BENAT İslâmiyetten evvelki câhiliyet devrindeki Arablarda kızlarını hakir gördüklerinden diri iken defnetmek âdeti
VEDA´ Ayrılık * Ayrılışta selâmlamak * "Allah´a ısmarladık" demek
VEDAD Dostluk Sevme Sevgi (Bak: Vidad)
VEDD Dostluk Sevgi, muhabbet
VE´D-DUA "Duâlarımız sizinle birliktedir" anlamına gelen bu tâbir, evvelce mektupların altlarına yazılırdı
VEDİ´ Başkasının malını saklamaya memur kimse
VEDİ Küçük abdest bozduktan sonra çıkan beyazımsı su
VEDİA Emanet
VEDİATULLÂH Allah´ın emaneti
VEDİD Sevgisi çok olan
VEDK Yağmur Yağmurun damlaması * Alışıp üns ve ülfet etmek Yakın olmak (Bak: Vadk)
VEDUD Çok şefkatli Kendisine çok sevgi beslenen Cenâb-ı Hak(Vedud ismine mazhar olan muhakkıkin-i evliya: "Bütün kâinatın mâyesi, muhabbettir Bütün mevcudatın harekâtı muhabbetledir Bütün mevcudattaki incizab ve cezbe ve câzibe kanunları, muhabbettendir" demişler) (Vedud ismine mazhar bir kısım evliya: Cennet´i istemiyoruz, bir lem´a-yı muhabbet-i İlâhiye ebeden bize kâfidir, demişler S)

Alıntı Yaparak Cevapla