Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük Lügat V Harfi

Eski 11-04-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük Lügat V Harfi



V Harfi

VEMD Gazap etmek, hiddetlenmek, kızmak * Sıcaklığın artması
VEMİZ Bulut arasından görünen ışık
VEMK Muhabbet etmek, sevmek
VEMS Fücur, masiyet, günah
VEMYE Meşakkat, sıkıntı Belâ, musibet
VEMZ (VEMİZ) İşaret etmek * Parlamak şimşek çakmak
VENA (VENYE) Gevşek * Zayıf * Hâlsiz olmak
VENİM Sinek tersi
VENN Zebunluk, zayıflık, zaaf * Çengilerin ve köçeklerin parmaklarıyla çaldıkları çalpara
VENNECMİ Yıldıza yemin olsun
VENY İş hususunda gevşeklik gösterme
VER f "Sahib, mâlik; anlamlarına gelir ve birleşik kelimeler yapılır Meselâ: Dâniş-ver $ : Âlim Suhan-ver $ : Edip, şâir
VERA Halk Mahluk Arzı örten mahlukat Yaratılmış olanlar
VER´A Korkaklık, havf
VERA Öte Başka taraf Arka, geri * Torun
VERA-İ CEBEL Dağın arkası
VERA-İ PERDE Perde arkası
VERA´ Takvânın ileri derecesi Bilmediği ve şüphe ettiğini öğrenip iyiye ve doğruya göre hareket edip bütün günahlardan çekinme hâleti
VERAK Bitkilerle yer yüzünün yeşil olması
VERAKÎ (Verka C) Güvercinler
VERASET Miras sahibi olma Ölen bir kimsenin mallarının Allah´ın (CC) emrine göre, şeriatça mirasçılara geçmesi * İrsiyet Varislik, mirasçılık Mirasta hak sahibi olma
VERASET-İ IRKIYE Doğan yavrunun ecdadına benzemesi
VERB Fetret, fesad * Yabani hayvan ini
VERD (Vürd - Vird) Gül
VERDANE Toplu oklava * Koca başlı kertenkele
VERDE (Vürde) Renkli olmak
VERDENE f Oklava, börekçi merdânesi * Dolap oku
VEREK (C: Evrâk) Kalça kemiği
VEREL (C: Vürelân - Evrâl) Kelere benzer bir canavardır Kuyruğu keler kuyruğundan uzun olur
VEREM (C: Evrâm) şiş, yumru * şişme
VERENTEL şiddet, mihnet
VERESE Mirasçılar Miras alanlar
VERF Genişlik
VERH Hamurun kendini koyuverip sülpülmesi
VERH Hamâkat, ahmaklık, bilmezlik * Ucuz et
VERHA Akılsız ahmak kadın
VERIK Çok eskiden kullanılan gümüş para Kıymetli para
VERİ´ Haramdan kaçınan kişi
VERİA At ismi
VERİD Siyah kan damarı Toplar damar Boyun damarı * Kırmızı gül (Bak: Evride)
VERİHA Çok sıvı hamur
VERİK Sikkesiz gümüş * Gümüş
VERÎK Gür sakallı adam * Sık yapraklı ağaç
VERÎSE Veris otuyla boyanmış nesne
VERÎŞ Yürümek ve seğirtmek istediği hâlde sahibi engel olan davar
VERKA´ (C: Verâki´) Yabâni güvercin * Açık boz renk
VERRAK Kâğıtçı
VERS Yemende yetişen güzel kokulu sarı bir ot
VERŞ Yürek ağrısı * Çok beyaz olan
VERŞAN (C: Virşân-Verâşin) Yaban güvercini * Kumru kuşunun erkeği
VERTA (C: Vırât) Çukur yer, varta, uçurum * Halledilmesi, içinden çıkılması zor olan iş
VERY Çakmaktan ateş çıkması
VERZE f Meslek, san´at, iş
VERZİDE f Ekilmiş
VERZİŞ f İşletme Çalışma * Çalışmış
VERZİŞKÂR f Çalışkan
VERZKÂR f Rençber, çiftçi, işçi
VESAFET Hizmetkârlık, işçilik
VESAH (C: Evsâh) Kir, pas * Murdarlık, pislik
VESAİD (Visâde C) Yastıklar, şilteler, döşekler
VESAİF (Vasif C) Hizmetçiler, uşaklar
VESAİK (Vesika C) Vesikalar
VESAİL (Vesile C) Vesileler Sebebler
VESAİT (Vasıta C) Vasıtalar
VESAİT-İ NAKLİYYE Nakil vasıtaları Taşıtlar (Vapur, tren, otomobil gibi)
VESAK Bağ Rabıta Yeminleşerek anlaşmak * Sözleşme yeri
VESAM (Vesâmet) Güzel olma Güzellik
VESATET Vâsıta olma, araya girme, aracılık yapma
VESAVİS (Vesvese C) Vesveseler
VESAYA (Vasiyet C) Vasiyetler Öğütler Nasihatlar
VESAYET (Visâyet) Vasilik * Vasiyet * Tembih, emir Tavsiye (Bak: Vasi)
VESB Çok olmak
VESBE Bir atlama Bir sıçrayış
VESEB Sıçrama, atlama
VESEN Uyku ağırlığı Uyku ile uyanıklık arası * Uyku anında aklın gitmesi * Hâcet
VESEN Put Müşriklerin taptıkları suret Karşısında ibadet edilen heykel (Bak: Put-perest)
VESENÎ Putperest Yıldızları ilâh itikad etmek gibi sapık şeylere inanan kimse
VESENİYYUN Putperestler Puta tapanlar
VESİ´ (Vesia) Vüs´atli, geniş * Meydanlık
VESİB (Bak: Vüsub)
VESİC Şiddetli seyir Hızlı gitme * Hızlı yürüyen deve
VESİK (C: Visâk) Çok sağlam, kuvvetli
VESİKA Bir hâlin, bir hadisenin veya bir sözün doğruluğunu gösteren, inandırıcı şey Belge, sened
VESİKA Cemaat, topluluk
VESİLE (Vâsile) Bahane, sebeb * Fırsat * Elverişli durum * Vasıta Yol * Pâye, rütbe * Baba * Kurbiyet * Kendisi ile başkasına yaklaşılan şey * Cennet´te bir menzil adı (El-Vesiletü menziletün fi-l Cenneti hadis-i şerifi bunu te´yid ediyor)
VESİLE-İ CEMİLE Güzel sebep Güzel fırsat
VESİLE-İ SA´Y Çalışma vesilesi
VESİLECU f Sebep ve bahane arayan
VESİLEDÂR f Vesileli
VESİLEHÂH f Vesile isteyen
VESİLET-ÜN NECAT Kurtuluş vesilesi, kurtuluş sebebi
VESİM(E) (C: Vüsemâ-Visâm) Güzel yüzlü Güzel çehre * Damgalı
VESK (C: Evsük) Cem´etmek, toplamak * Altmış sa´
VESM Damga İşaret * Dağlama * Döğerek toz hâline getirme
VESME Hayvana vurulan kızgın damga
VESMEDÂR f Dağlanmış, damgalı * Rastıklı
VESN Hafif * Uyku * Uyku anında aklın gitmesi * Uykudan dolayı kişiye ârız olan zayıflık
VESNAN Uyuklayan, uykusu gelmiş olan
VESS Suya dalmak
VESSELÂM İşte o kadar, artık bitti, bundan sonra selâm (Bak: Selâm)
VEST Ev içerisinde olan her bir kapalı mekân
VESTÎ f Tercüme, şerh
VESTİYER Fr Pardesü, palto vesairenin çıkartılıp bırakıldığı yer
VESVAS Müvesvis Vesveseye sürükleyen şeytan Nefsin zihinde ilka eylediği dağdağa ve fitne Avcının ve köpeklerin gizli sesi
VESVESE Şübhe Tereddüt Kuruntu Aslı olmayan ihtimaller(Vesvese, lügatta hışırtı, fısıltı gibi gizli ses demektir Bu münasebetle gönülde tevali ve tekerrür eden gizli söze vesvese; ve bir nefse böyle bir söz ilka etmeğe de, vesvese vermek tâbir olunur) (ET)(Arkadaş! Vesvese ve evham zulmetleri içinde yürürken, Resul-ü Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın sünnetleri birer yıldız, birer lâmba vazifesini gördüklerini gördüm Her bir sünnet veya bir hadd-i şer´i zulmetli dalâlet yollarında güneş gibi parlıyor O yollarda, insan zerre miskal o sünnetlerden inhiraf ve udul ederse; şeytanlara mel´abe, evhama merkeb, ehval ve korkulara ma´rez ve dağlar kadar ağır yüklere matiyye olacaktırVe keza o sünnetleri, sanki semadan tedelli ve tenezzül eden ipler gibi gördüm ki: Onlara temessük eden yükselir, saadetlere nâil olur Muhalefet edip de akla dayananlar ise, uzun bir minâre ile semaya çıkmak hamakatinde bulunan firavun gibi bir firavun olur MN)(Ey su-i vesveseden me´yus nefsim! Tedai-yi hayâlât, tahattur-u faraziyat, bir nevi irtisam-ı gayr-ı ihtiyarîdir İrtisam ise, eğer hayırdan ve nuraniyetten olsa, hakikatın hükmü bir derece suretine ve misaline geçer Güneşin ziyası ve harareti, âyinedeki misaline geçtiği gibi Eğer şerden ve kesiften olsa, aslın hükmü ve hassası, suretine geçmez ve timsaline sirayet etmez Meselâ necis ve murdar bir şeyin âyinedeki sureti ne necistir, ne murdardır Ve yılanın timsali, ısırmazİşte şu sırra binaen, tasavvur-u küfür, küfür değil; tahayyül-ü şetm, şetm değil Hususan ihtiyarsız olsa ve farazî bir tahattur olsa, bütün bütün zararsızdır Hem ehl-i hak olan Ehl-i Sünnet ve Cemaatin mezhebinde bir şey´in şer´an çirkinliği, pisliği; nehy-i İlâhi sebebiyledir Mâdemki ihtiyarsız ve rızasız bir tahattur-u farazîdir, bir tedâî-yi hayalîdir; nehiy ona taalluk etmez O dahi ne kadar çirkin ve pis şeyin sureti dahi olsa, çirkin ve pis olmaz M)(İnsan kalben ve fikren hakaik-i İlâhiyeye bakıp düşündüğü zaman, bilhassa namaz ve ibadet esnasında, gerek şeytan tarafından, gerek nefsi tarafından pek fena, pis ve çirkin vesveseler, hâtıralar, sinekler gibi kalbe, akla hücum ederler Bu gibi hevâî, vehmî ve çirkin şeylerin def´iyle uğraşan adam, o vesveselere mağlup olur Ancak onları mağlup edip kaçırmak çaresi, müdafaayı terk edip onlar ile uğraşmamaktır Evet arılar ile uğraşıldıkça onlar hücumlarını arttırırlar Onlara karışılmadığı takdirde, insanı terkeder, giderler Hem de o gibi vesveselerin, ne hakaik-ı İlâhiyeye ve ne de senin kalbine bir mazarratı yoktur Evet, pis bir menzilin deliklerinden semânın güneş ve yıldızlarına, cennetin gül ve çiçeklerine bakılırsa, o deliklerdeki pislik ne bakana ve ne de bakılana bulaşmaz Ve fena bir te´sir etmez (Hâşiye)(Hâşiye) : O çirkin sözler senin kalbinin sözleri değil Çünkü senin kalbin ondan müteessir ve müteessiftir Belki kalbe yakın olan lümme-i şeytanîden geliyor Meselâ: Sen namazda, Kâbe karşısında, huzur-u İlâhîde âyâtı tefekkürde olduğun bir halde, şu tedâî-yi efkâr seni tutup en uzak mâlâyâniyat-ı rezileye sevkeder Meselâ: Ayinenin içindeki yılanın timsali ısırmaz Ateşin misali yakmaz Ve necasetin görünmesi âyineyi telvis etmez MN)
VESVESEDÂR f Vesveseli, kuruntulu

Alıntı Yaparak Cevapla