Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük Lügat V Harfi

Eski 11-04-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük Lügat V Harfi



V Harfi

VEŞ f Gibi (mânâsına teşbih edatı) Mah-veş $ : Ay gibi
VEŞ´ Bir şeyin üstüne çıkmak
VEŞAK Dağ köpeği
VEŞB Ayıplamak
VEŞC Yaralamak * Parçalamak * Karışmak
VEŞEL Az su
VEŞELAN Suyun akışı
VEŞİ´ (C: Veşâyi) Bezlerde olan yol yol alaca * Sümâme otundan yapılan hasır * Ağaçlardan kuruyup düşen nesne * Girilmemesi için bahçe ve bostanların çevresine dikilen ağaç veya konan diken * Az nesne
VEŞİA (C: Veşâyi´) Üstüne iplik sardıkları ağaç * Tarikat
VEŞİC (C: Veşâyic) Süngü ağacı
VEŞİCE Lif * Ağaç kökü
VEŞİK(A) (C: Veşâyık) Kuru et
VEŞİME Şer, kötülük * Düşmanlık
VEŞİZE (C: Veşâyız) Kırık kemik parçası
VEŞK Yaralamak * Parçalamak
VEŞK (VİŞÂK) Evmek, acele etmek, sür´at
VEŞKAN Hızlı ve aceleci kimse
VEŞL Az miktarda olan su
VEŞM İğne ile kan çıkarmak suretiyle vücudda yapılan damga, işaret
VEŞME Yağmur tanesi
VEŞŞEMSİ SURESİ Kur´an-ı Kerim´in 91 suresidir Suret-üş Şems de denir Mekke-i Mükerreme´de nazil olmuştur
VEŞT f Güzel
VEŞVAŞ Hafif hal Hafif adam
VEŞVEŞE Hafiflik * Kırış mırış olmak
VEŞY Elbiseyi güzel nakışlamak, süslemek * Nesil ve zürriyet * Çoğalma * Geceleyin devamlı tefekkür ve mütalâa etmek * Bir çeşit elbise
VEŞZ Kırmak * Dar etmek, darlaştırmak
VETAİR (Vetire C) Meslekler, yollar
VETED Çadır kazığı Ağaç kazık Demir mıh * Edb: Aruzda üç harfden meydana gelen nazım
VETER Yayın çilesi İp ve kiriş * Bir kavsın iki ucu arasına çekilen doğru çizgi * Kasları hareket ettiren kalın sinir
VETİN Kalb damarı Şah damarı Şiryan-ı ekber * Bel kemiği iliği
VETİRE (C: Vetâir) Keçi yolu Dar yol * Tarz, üslub * Burnun iki deliğini ayıran zar
VETR Tek, yalnız Bir (Bak: Vitr) * Arefe günü
VEYH Heyhât!
VEYH Bir şeyi kandırmak makamında kullanılır
VEYL Vay hâline, yazık, felâket, hüzün ve hüsran * Cehennem´de bir çukur ismi veya Cehennem´in bir kapısına bu isim verilmiştir * Vaid, tehdid makamında kullanılan azab kelimesidir
VEYLE Küstahlık, rezillik
VEYN Kara üzüm
VEYSEL KARANÎ (Bak: Üveys-el Karanî)
VEZ´ Hulku katı olan Sert mizaçlı kimse
VEZ´ (C: Evzâ) Hapsetmek * Engel olmak, men´etmek * Islah etmek, yerli yerince etmek, düzeltmek * Topluluk, cemaat
VEZA Tıknaz, topaç, bodur kimse
VEZAN f "Olmak" yardımcı fiiliyle birlikte kullanılır ve "esen, esici" anlamlarına gelir
VEZANET Fikir ve görüş isabeti * Ölçülü olma
VEZANET-İ EFKÂR Düşüncelerin isabeti
VEZANÎ f Esinti zamanı
VEZARET (Vizaret) Vezirlik Başvekillik
VEZB Su gibi akma
VEZEGA Bir cins büyük keler
VEZEN Yürürken sallanmak
VEZER Sarp dağ Sığınılacak yer Kale Hisar * Galib olmak
VEZF Evmek, acele etmek
VEZİDEN f Yel esmek * Atılmak, sıçramak
VEZİF Evmek, acele etmek
VEZİLE (C: Vezâil) Cilâlı, parlak para * Parlak madeni ayna
VEZİM Sebzevat demeti * Kurumuş ot
VEZİME Hediye
VEZİN Hamur yapılmış ebucehil karpuzu * Asil * Sabit
VEZİR Osmanlı Devleti zamanında en yüksek mülkiye rütbelerine ulaşmış paşa Hükümdar vekili Pâdişahın yakınlarından ve onun yükünü üzerine alanlardan, mülkün idaresinde fikir ve tedbir ile meded ve yardım eden Bu tabir "Vizr" kelimesinden gelir "Vezr" kelimesinden alınsa; "halkın sığınağı" demek olur Büyük düstur sahibi veya mühür sahibi kabul edilir Osmanlı devletinde en büyük, mülkiyede en birinci mertebe olarak kabul edilmiştir Muavin ve muin mânalarına da gelir
VEZİR-İ A´ZAM Pâdişahın vekili olan birinci vezir Sadrazam Başvekil
VEZİZ Ördek
VEZK Çirkin yürüyüşlü olmak
VEZME Kış sonu * Bir kere yemek
VEZN (Vezin) Tartma Ölçme Hesaplama * Tartacak şey Tartı * Ağırlık
VEZN-İ MAHSUS Özgül ağırlık Bir cismin bir santimetre küp hacmindeki parçasının ağırlığı * Edb: Nazmın veya kelimenin belli kalıplarından her biri Nazmın ahenk ölçüsü
VEZNE Tartı Terazi * Tartı yeri Eskiden altun ve gümüş paralar sayı ile olduğu gibi tartıyla da alınıp verildiği için bu tabir meydana gelmiştir Para alınıp verilen yer mânasında da kullanılır Devlet daireleri ile büyük müesseselerde para alıp veren memura Veznedar denir * Barut yuvası
VEZNEDÂR f Vezne memuru Bir teşkilâta âit parayı alıp veren memur
VEZNÎ Vezinle ilgili, vezne ait * Tartılan şey
VEZNİYYÂT Tartılan şeyler
VEZR Nurlu etmek, ışıklandırmak * Kaftan eteğine birşey koyup götürmek
VEZVAZ Hafif, zarif kimse
VEZVEZE Sür´atle sıçramak
VEZYE Ayıp * Soğuk
VEZZAN (Vezn den) Tartan, vezneden * Kantarcı

Alıntı Yaparak Cevapla