Yalnız Mesajı Göster

İsimler Sözlüğü

Eski 11-04-2012   #14
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İsimler Sözlüğü



D

DADAŞ: (Tür) Er 1 Erkek kardeş 2 Delikanlı, babayiğit
DAFİ: (Ar) Er l Defeden, gideren 2 Savan, savuşturan, iten
DAĞAŞAN: (Tür) Er - Dağaşan
DAĞDELEN: (Tür) Er - (bkz Dağaşan)
DAĞHAN: (Tür) - Eski Türklerde dağ tanrısı - İsim olarak kullanılmaz
DAĞTEKİN: (Tür) Er - (bkz Dağaşan)
DAHHAK: (Ar) Er - Çok gülen, çok gülücü - Daha çok lakab olarak kullanılır
DAHİ: (Ar) Er - Üstün zeka sahibi
DAHİYE: (Ar) Ka - (bkz Dahi)
DAİM: (Ar) Er - Devamlı sürekli, her zaman
DALAN: (Tür) Er 1 Biçim, şekil 2 İnce, narin, zarif
DALAY: (Tür) Ka - Deniz
DALAYER: (Tür) Er - Deniz adamı
DALDAL: (Tür) Er - Kahraman, yiğit-
DALGA: (Tür) 1 Denizin yel esince oynayıp kabarması 2 Denizde hareketli su kütlesi - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır
DALOKAY: (Tür) Er - Çok beğenilen
DALYA: (Tür) Ka - Yıldız çiçeği
DAMAN: (Fars) Er 1 Etek 2 Bir dağ silsilesinin eteğinde uzanan bölge
DAMLA: (Tür) Ka 1 Bir sıvıdan ayrılarak düşen parça halinde, küçük miktar, katre 2 Belli miktarlarda akıtılarak kullanılan ilaç
DANA: (Fars) Er 1 Bilen, bilici, bilgin
DANİŞ: (Fars) Er 1 Bilim, bilgi, ilim Ehl-i daniş: Bilgi sahipleri Daniş-Merd: Bilgili, Tanzimattan önce kadıların yanında stajer olarak çalışan kimse - Danişmend: Sultan Melikşah'ın alimlerinden emir Danişmend'in kurmuş olduğu bir Türk devlet ve sülalesi
DANİYAL: (İbr) Er - Ben-i İsrail peygamberlerinden biri "Tanrı benim yargıcımdır" anlamına gelir İki tane Daniyal vardır: a) Babillilcre esir olmuş genç Daniyal, b) Hz Nuh ile Hz İbrahim arasında geçen zamanda yaşayan Daniyal
DARCAN: (Tür) Er 1 Aceleci, sıkıntılı 2 Serçe
DAREKUTNİ: (Ar) Er - Ebu'l-Hasen Ali b Ömer Tanınmış muhaddislerdendir (917-995) yıllan arasında yaşamış 80 yaşında Bağdat'ta vefat etmiştir Hadis sahasında kıymetli eserleri vardır
DARGA: (Tür) Er - Başkan, lider
DARİMÎ: (Ar) Er - Ebu Muhammed b Abdurrahman Hadis bilgini Müslim ve Ebu İsa hadislerini Darimi'den aldıklarını söylerler En meşhur eseri Camiu's-Sahih'dir
DAVUD: (İbr) Er Kendisine kitap olarak Zebur'un gönderildiği büyük peygamberlerden biri Kur'an-ı Kerim'de 16 yerde ismi geçer - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır
DEDE: (Tür) 1 Ana ve babanın babası 2 Ced, ata 3 Çok yaşlı kimse 4 Mevlevilikte çile doldurmuş, dervişlik gayesine erişmiş ve dergahta hücre sahibi olmuş kimse 5 Bektaşilerde şeyh, baba - Örfte isim olarak kullanılırken, daha çok lakap olarak kullanılır
DEFİNE: (Ar) Ka 1 Yere gömülmüş, kıymetli eşya 2 Kıymet ve değeri olan kimse veya mal
DEFNE: (Yun) Ka - Akdeniz ikliminde yetişen, yapraklan sert ve üst yüzleri parlak açık sarı çiçek ve güzel kokan defnegillerden bir ağaç
DEĞER: (Tür) 1 Bir şeyin tam karşılığı, kıymet, baha 2 Layık 3 Bir şeyin sahip olduğu yüksek vasıf 4 Ehliyet, kabiliyet 5 Kadir, itibar - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır
DEHNA: (Ar) - Kızıl Kumun rengi dolayısıyla Arabistan'da ıssız iller adıyla anılan bir çölün adı - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır
DEHRİ: (Ar) - Dünyanın sonsuzluğuna inanıp öteki dünyayı inkar eden, ruhun da cesetle birlikte öldüğüne inanan Materyalist İsim olarak kullanılmaz
DELAL: (Ar) - İnsana hoş, sevimli görünen hal, naz, işve -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır
DELFİN: (Yun) - Yunus balığı -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır
DELİSTAN: (Tür) Ka - İlkbaharda birdenbire kabarmış bahçe Gelişmiş, içinde her türden bitki bulunan, karışık bahçe
DEMET: (Tür) Ka 1 Bağlanarak, oluşturulan deste 2 Biçilip bağlanmış ekin 3 Bir kaynaktan çıkan ışıkların meydana getirdiği ışık destesi, hazne
DEMİR: (Tür) Er - Dayanıklı ve kullanış sahası geniş, mavimsi esmer renkli bir maden
DEMİRAĞ: (Tür) Er � Demirden ağ
DEMİRALP: (Tür) Er - Demir gibi sağlam ve yiğit
DEMİRAY: (Tür) Er - Demir gibi
DEMİRCAN: - (bkz Demirağ)
DEMİRDELEN: - (bkz Demirağ)
DEMİREL: (Tür) Er - Demir gibi güçlü eli olan
DEMİRER: (Tür) Er - Demir gibi güçlü kimse
DEMİRHAN: (Tür) Er - Güçlü hükümdar
DEMİRKAN: (Tür) Er - Güçlü soydan gelen
DEMİRMAN: (Tür) Er - Demir gibi güçlü sağlam kimse
DEMİRÖZ: (Tür) Er - Özü demir gibi güçlü olan
DEMİRŞAH: - (bkz Demirhan)
DEMİRTEKİN: - (bkz Demirhan)
DEMİRTUĞ: - (bkz Demirtekin)
DEMREN: (Tür) Er - Okun ucuna geçirilen demir ya da kemik parçası
DENGİZ: (Tür) Er - (bkz Deniz)
DENGİZER: (Tür) Er - Denizci
DENİZ: (Tür) Ka 1 Büyük su kütlesi 2 Büyük su kütlesindeki dalgalanma
DENİZALP: (Tür) Er - Yiğit denizci
DENİZCAN: (Tür) Er - (bkz Denizalp)
DENİZER: (Tür) Er - Deniz adamı, denizci
DENİZHAN: (Tür) Er 1 Denizlerin hakimi, yöneticisi 2 Eski Türklerde Deniz tanrısı - İsim olarak kullanılmaz
DERBEND: (Ar) Er - Kapılar kapısı
DEREM: (Fars) - Para, akçe - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır
DEREN: (Tür) Ka - Derleyen, toplayan, ekini biçip toplayan
DERİM: (Tür) - Çadır - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır
DERKAVA: (Ar) Er - Afrika'nın kuzeybatısında, Fas-Cezayir'i içine alan müslüman tarikatların genel adı
DERKAVİ: (Ar) Er - Derkava'ya mensup - (bkz Derkava)
DERMAN: (Fars) Er 1 İlaç Çare 2 Takat, kuvvet, güç
DERSU: (Tür) - Hepsi, kamilen, baştan başa hep - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır
DERVİŞ: (Fars) Er 1 Allah için alçakgönüllülüğü ve fukaralığı kabul eden veya bir tarikata bağlı bulunan kimse 2 Fakir ve muhtaç kimse 3 Daha çok lakap olarak kullanılır
DERYA: (Fars) Ka - Deniz, büyük nehir
DERYAB: (Fars) - Akıllı, anlayışlı - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır
DERYACE: (Fars) Ka 1 Küçük deniz 2 Göl
DERYADİL: (Fars) Ka - Gönlü geniş, herşeyi hoş gören
DERYANUR: (fai) Ka - Nur denizi, deryası
DESEN: (Fran) Ka 1 Renksiz çizim 2 Kumaş şekli
DESTAN: (Fars) Ka 1 Hikaye, kıssa 2 Hile, mekr, tenvir 3 Rüstem'in babasının lakabı
DESTE: (Fars) Ka 1 Demet, tutam, takım 2 Kabza, tutacak yer 3On yapraklık altın varak defteri
DESTEGÜL: (Fars) Ka - Gül demeti, destesi
DEVA: (Ar) - İlaç Çare, tedbir � Erkek ve kadın adı olarak kullanılır
DEVAN: (Fars) Er 1 Koşan, seğirten, hızlı yürüyen 2 Koşmak Süratle, hızla gitmek
DEVLEDDİN: (Ar) Er - Dinin mutluluğu, uğuru, büyüklüğü - Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanı*lır
DEVLET: (Ar) - Bir hükümet dairesinde teşkilatlandırılmış olan siyasi topluluk - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır Devlet Giray: Kırım hanı (1530-1577) Mübarek Giray'ın oğlu
DEVLETŞAH: (Fars) Er - XV yy yetişen en tanınmış İran edebiyatçısı
DEVRAN: (Ar) Er 1 Dünya, felek 2 Zaman 3 Talih, yazgı
DEVRİM: (Tür) Er 1 Hareket halinde bir şeyin bir eğri çizerek dönmesi, devretmesi 2 Köklü değişiklik, inkılap 3 Eski olduğu fark edileni yıkıp yerine yeni olduğu farz edileni koymak 4 İhtilal
DİBA: (Fars) Ka 1 Alacalı ipek kumaş 2 Atlas
DİBACE: (Fars) Ka 1 Kitabın başlangıç kısmı, önsöz 2 Kitapların süslü sayfaları
DİCLE: (Tür) - Yakındoğu'nun Türkiye'den doğan ve Mezopotamya'dan Basra Körfezine dökülen nehirlerden biri - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır
DİCLEHAN: (Tür) Er - Dicle'nin hükümdarı
DİDAR: (Fars) Ka 1 Yüz, çehre 2 Görme, görüşme 3 Görüş kuvveti 4 Açık meydanda
DİDE: (Fars) Ka 1 Göz 2 Gözcü 3 Gözbebeği 4 Gözucu
DİDEM: (Fars) Ka - Gözüm
DİHYE: (Ar) Er - Dihye b Halife Kelbi kavmine ait, Hz Rasûlullah (sas)'ın ticaret ortağı Hoş tavırlı, kibar, zengin bir tacir Cebrail (as)'in bazen Dihyetü'l-Kelbi suretinde vahiy getirdiği rivayet olunur
DİKÇAM: (Tür) Er - Çam gibi uzun Metanetli
DİKMEN: (Tür) Er 1 Koni biçiminde sivri tepe 2 Dağların en yüksek yeri 3 Yayla
DİLAN: (Fars) - Gönüller, yürekler - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır
DİLARA: (Fars) Ka 1 Gönül alan, gönül kapan, gönül okşayan, gönlü dinlendiren 2 Bugün elde örneği olmayan eski Türk mürekkep makamlarından biri
DİLAVER: (Fars) Er - Yiğit, yürekli
DİLAVİZ: (Fars) Ka - Gönlün takıldığı, gönüle takılan
DİLAY: (Fars) Ka - Gönlü aydınlatan ay
DİLAZAD: (Fars) Er - Gönlü bir şeyle ilgili olmayan, gönlü rahat Özgür
DİLBAZ: (Fars) Ka 1 Gönül eğlendiren 2 Güzel söz söyleyen 3 Yüze hoş görünen
DİLBER: (Fars) Ka - Gönül alıp götüren, güzel
DİLBERAN: (Fars) Ka - Dilberler, güzeller
DİLBESTE: (Fars) Ka - Gönül bağlamış, aşık
DİLDAR: (Fars) Ka 1 Birinin gönlünü almış, sevgili 2 Abdülbaki Dede'nin terkib ettiği 7 makamdan biri
DİLDEREN: (Fars) Ka - Sevgi toplayan, gönül alan, beğenilen
DİLEFRUZ: (Fars) Ka - Gönül aydınlatan - (bkz Dilfüruz)
DİLEK: (Tür) Ka 1 Dilenen şey, arzu, istek 2 İsteme, arzu etme, dileme
DİLEM: (Fars) Ka - Gönül ilacı
DİLERCAN: (Fars) Er - Dilekte, istekte bulunan
DİLFERAH: (Fars) Ka - Gönlü ferah, sevinçli
DİLFEZA: (Fars) Ka - Gönlü genişleten, gönlü artıran
DİLFÜRUZ: (Fars) Ka - Gönüle ferahlık veren, sevindiren
DİLGE: (Tür) - Güzel konuşan kimse - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır
DİLHAN: (Fars) Er - Gönülden söyleyen, içten konuşan
DİLHUN: (Fars) Er - İçi kan ağlayan
DİLKESTE: (Fars) Ka - Gönül çekici
DİLMAN: - (bkz Dilmen)
DİLMEN: (Fars) Ka 1 Güzel 2 Güzel dil bilen, konuşan, söz söyleyen
DİLNUR: (Fars) Ka - Gönlü nurlu
DİLRAH: (Fars) Ka - Gönül yolu
DİLRUBA: (Fars) Ka 1 Gönül kapan, gönül alan 2 Tahminen 2 asırlık bir makam
DİLSAFA: (Fars) Er - Gönlü şen, rahat, dertsiz
DİLSAZ: (Fars) Er - Gönül yapan
DİLSUZ: (Fars) Ka - Gönül yakan, yürek yakıcı
DİLŞAD: (Fars) Ka - Gönlü hoş, sevilmiş
DİLŞAH: (Fars) Er - Gönül hükümdarı, şahı
DİLŞÜKUFE: (Fars) Ka - Gönül çiçeği
DİNÇ: (Tür) Er - Gücü kuvveti yerinde ve sağlıklı
DİNÇAY: (Tür) Er - Kuvvetli ay
DİNÇER: (Tür) Er - Kuvvetli kimse, genç, erkek, yiğit
DİNDAR: (fai) Er - Allah'a inanmış, bağlanmış olan kimse
DİRAHŞAN: (Fars) Ka - Parlak, parlayan
DİRAYET: (Ar) - Zeka, bilgi, kavrayış - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır
DİREM: (Fars) Er 1 Akça, para 2 Gümüş para
DİRENÇ: (Tür) Er - Karşı koyan kuvvet, mukavemet
DİRİCAN: (Tür) Er - Güçlü, canlı kimse
DİRİĞ: (Fars) Er - Esirgeme, acıma
DİRSEHAN: (Tür) - Dede Korkut hikayelerinde, çocuğu olmadığı için hor görülen sonra da Boğaç Han adında yiğit bir oğula sahip olan kahramanın adı
DİZDAR: (Fars) Er - Kale muhafızı
DOĞA: (Tür) Er - Tabiat karşılığı olarak kuraldışı uydurulmuş kelime
DOĞAN: (Tür) Er - Kartalgillerden, alıştırılarak kuş avında kullanılan, yırtıcı bir kuş
DOĞANALP: - (bkz Doğan)
DOĞANAY: (Tür) Er - Ayın ilk günleri
DOĞANBEY: (Tür) Er - Doğan gibi atik ve cesur bey Doğan bey: Niğbolu kalesini haçlılara karşı koruyan Osmanlı beyi Yıldırım Bayezid dönemi
DOĞANBİKE: - (bkz Doğan)
DOĞANER: (Tür) Er - Güçlü, kuvvetli, yiğit
DOĞANGÜN: (Tür) Er - Sabahın ilk ışıklan
DOĞANHAN: - (bkz Doğanbey)
DOĞANNUR: (Tür) Ka - Nurun doğması
DOĞANTEN: (Tür) Er - Şafak vakti
DOĞAY: (Tür) Er - Ayın doğması
DOĞU: (Tür) Er 1 Doğma bölgesi 2 Güneşin doğduğu yön, şark
DOĞUHAN: (Tür) Er - Doğu ülkesinin hükümdarı, hakimi
DOĞUKAN: (Tür) Er - (bkz Doğuhan)
DOLUNAY: (Tür) - Tam yuvarlak halde görünen ay, bedir, bedr-i tam -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır
DORUK: (Tür) Er - Tepe, ağaç tepesindeki körpe filiz
DOYUM: (Tür) Ka - Ganimet almış
DÖNDÜ: (Tür) Ka 1 Henüz evlenmemiş kız 2 Örfte devamlı erkek çocuğu olan ailenin son doğan çocuğu kız olursa döndü adını koyarlardı
DÖNE: (Tür) Ka - Karşı ziyarette bulunma - (bkz Döndü)
DUCİHAN: (Fars) Ka - İki cihan, dünya ve ahirct
DUDU: (Fars) Ka 1 Hanım, küçük kardeş 2 Papağan, tuti Bir papağan cinsi 3 Abla, yaşlı ermeni kadın
DUHA: (Ar) 1 Kuşluk vakti 2 Kur'an-ı Kerim'de 93 surenin ismi -Kız ve erkek adı olarak kullanılır
DUHTER: (Fars) Ka - Kerime, kız
DUMRUL: (Tür) Er - Dede Korkut hikayelerinde geçen bir kahramanın adı
DURALİ: - (bkz Dursunali)
DURAK: (Tür) Er 1 Yolu taşıyan araçların düzenli olarak durdukları yer 2 Durma, dinlenme 3 Cümle sonuna konulan nokta
DURAN: (Tür) Er - Hareketsiz halde bulunan, sabit
DURANAY: (Tür) Ka - Ayın en uzun süre gökyüzünde kaldığı zaman
DURCAN: (Tür) Er - Canlı kal, ömrün uzun olsun*
DURDU: (Tür) Ka - (bkz Dursaliha)*
DURHAL: (Tür) Er - Hal üzere kal, olduğun gibi kal*
DURKADIN: , Tür) Ka - (bkz Dursaliha)*
DURKAYA: (Tür) Er - Çocukları devamlı ölen ailelerin yeni doğan çocuklarına verdikleri isim*
DURMUŞ: (Tür) Er - (bkz Dursun)*
DURNA: (Tür) Er - Bir cins kuş Turna
DURSALİHA: (tai) Ka - Erkek çocuğu olmayan ailelerin en son doğan kız çocuklarına verdikleri ad*
DURSUN: (Tür) Er - Çocukları devamlı ölen ailelerin yeni doğan çocuklarına verdikleri ad *
DURSUNALİ: (tai) Er - Kız çocuğu olmayan ailelerin en son doğan erkek çocuklarına verdikleri isim*
DURU: (Tür) Ka - Saf, berrak
DURUALP: (Tür) Er - Özü temiz yiğit
DURUCAN: (Tür) Er - (bkz Durualp)
DURUGÜL: (Tür) Ka - Temiz, saf gül
DURUHAN: - (bkz Durualp)
DURUKAN: - (bkz Durualp)
DURUL: (Tür) Er 1 Berrak, saf duruma gel 2 Dibe çöken şey, tortu
DURUSAN: (Tür) Er - Temiz olarak tanınmış kimse
DURUSOY: - (bkz Durusan)
DUYGU: (Tür) Ka 1 His 2 Duyulan, işitilen, hissedilen şey
DUYSAL: (Tür) Ka - Duymakla, hissetmekle ilgili olan
DÜCANE: (Ar) Er - sahabe-i kiramdan önemli bir şahsiyetin adı
DÜDEN: (Tür) 1 Yer altında akan suların kireçli tabakaları eriterek meydana getirdikleri tabii kuyu 2 Bataklık, girdap - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır
DÜLFİN: (Ar) Ka - Arap astronomları tarafından Delphinus yıldız kümesine verilen isim
DÜNDAR: (Fars) Er 1 Eski Fars hükümdarı 2 Arkayı gözeten, koruyan asker
DÜRDANE: (Fars) Ka 1 İnci tane*si 2 Sevgili, kıymetli
DÜREFŞAN: (Fars) Ka 1 İnci serpen 2 İnci gibi söz söyleyen ağız
DÜRİYYE: (Ar) Ka 1 İnci gibi parlayan, parlak 2 Parıltılı yıldız
DÜRNUR: (Fars) Ka - İnci ışığı
DÜRRE: (Ar) Ka - İnci tanesi
DÜRÜST: (Fars) Er 1 Doğru, düzgün, sağlam 2 Bütün, tam
DÜRVEŞ: (Fars) Ka - İnci gibi
DÜZEY: (Tür) - Seviye karşılığı olarak uydurulmuş olmayan - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır
DÜZGÜN: (Tür) 1 Girintisi, çıkıntısı, pürüzü olmayan 2 Düzeltilmiş, tesviye edilmiş 3 İyi düzen verilmiş 4 İntizamlı, nizamlı 5 Yolunda, rayında 6 Kadınların yüzlerine sürdükleri beyaz veya kırmızı boya - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır

Alıntı Yaparak Cevapla