Yalnız Mesajı Göster

Çevre Terimleri Sözlüğü

Eski 11-04-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çevre Terimleri Sözlüğü



B

BACA ATIKLARI [ Stack effluents ] Sanayi bacalarından yayılan gazlar ve asılı parçacıklar
BACA DUMANI [ Plume ] Bacadan çıkan değişik biçimlerde atmosfere dağılan gözle görülebilir duman emisyonu
BACA ETKİSİ [ Chimney effect ] Isıdaki değişmenin gazlarda yol açtığı yukarıya yönelik hareket
BACA GAZI [ Flue gas ] Yanmadan sonra bacalardan çıkan ve azot oksitleri, karbon oksitleri, su buharı, sülfür oksitleri, parçacıklar ve birçok kimyasal kirletici madde içeren duman
BACA GAZI KÜKÜRTÜNÜN GİDERİLMESİ [ Flue gas desulfurization ] Bir çok yöntem kullanılmaktadır En yaygını gazların kireçtaşı çözeltisi ile yıkandığı ve oluşan çamurun ayrılarak bazı durumlarda içindeki kükürtü kazanmak üzere yeniden işleme tabi tutulduğu kireçtaşı/alçıtaşı sürecidir
BAHÇELİ KENT [ Garden city ] Başlıca özellikleri bitişik yapı düzeni ve çevresinde yeşil kuşak olan kent imarı
BAKİR BÖLGELER [ Wilderness ] İnsan yerleşimlerinin yada uygarlıklarının ulaşmadığı topraklar Karaların üçte birinden fazlası hala bakir bölgedir ve bunlarınen genişleri Grönland ve Antartika' da bulunmaktadır
BAKTERİ [ Bacteria ] Klorofilsiz, tek hücreli yada ipliksi mikroorganizma; bakteri havada, toprakta ve denizde ayrışan maddede oluştuğu ve bozunma sürecine yardımcı olduğu için kirlilik kontrolü açısından büyük önem taşır
BALIK KATLİAMI [ Fish kill ] Büyük miktarda balığın topluca imhası
BALYALAMA [ Bailing ] Çöpü sıkıştırarak katı, yüksek yoğunlukta bloklar haline getirme süreci
BANKET [ Berm ] Eğimli bir yüzeyden gelen drenajı stabilize etmeye yada denetlemeye yardımcı olan, insan yapımı taraça
BARAJ [ Dam ] Suyun doğal akışına engel oluşturarak bir nehrin yada akarsuyun akış yönünü denetlemeye yönelik duvar, kıyı yada başka tür bir yapı
BARİYER [ Barrier ] Biyotanın göçme yada günlük hareketini engelleyen etken
BAT [ Best available tecnology ] En iyi kullanılabilir teknoloji
BATAKLIĞIMSI ALAN [ Bog ] Yoğun ötrofikasyon sonucu su kaynaklarının zengin organik birikintilerle kaplanarak oluşturduğu alan
BATAKLIK GAZI [ Marsh gas ] Bataklıklarda ve turbalıklarda oluşan gaz ( esas olarak metan )
BATAKLIKLAR [ Marshes ] En azından bellli bir süre haliç ve kıyı sularıyla kaplanan kara-su alanları
BATIRMA [ Sinking] Petrol döküntülerini denetleme işlemi; bu işlem, kum, tebeşir, işlenmiş uçucu kül, çimento tozu vb kullanılarak petrolün fiziksel olarak batırılması ile gerçekleştirilir
BATYAL [ Bathyal ] Göllerin ve okyanusların en derin tabakasıyla ilgili
BDL [ Below detection limit ] Saptama sınırının altında
BEKLETME HAVZASI [ Detention basin ] Taşkını önlemek için sel suyunu denetimli biçimde tutup bırakmaya yönelik havuz yada depo
BEKLETME SÜRESİ [ Detention period ] Birim hacimdeki bir sıvı yada gazın akış sürecinde bir tank yada odada tutulma ortalama süresi
BELEDİ KATI ATIK [ Municipal solid waste ] Kentsel alanlardaki konut ve işyerlerinin, lağım çamurunun da dahil olduğu, katı atıkları
BELİRTEÇ ( İNDİKATÖR ) TÜRLER [ Indıcator species ] Bir ekosistemde, küçük çevresel değişimlere özellikle duyarlı olması itibariyle, çevre koşulları konusunda bilgi sağlayan ve çevresel tehlikelerle ilgili erken uyarılarda bulunan türler Bunun bir örneği denizmaruludur; deniz marulunun su içinde yoğun olarak büyümesi bir ötrofikasyon süreci belirtisidir
BENTOS [ Benhtos ] Deniz dibi bölgesinde yaşayan yada burada oluşmuş hayvan ve bitki yaşamı
BENZEN [ Benzene ] Kanser yapan endüstriyel çözücü
BENZEŞİM; SİMULASYON [ Simulation ] Doğal bir sürecin laboratuvar koşullarında yada bilgisayar modeli kullanılarak sınanması
BENZİPİREN Kömür ve sigara dumanında bulunan kanser yapıcı bir hidrokarbon
BPEO [ Best practicable environmental option ] En kullanışlı çevresel seçenek
BERİLYUM [ Beryllium ) İnsanlar üzerinde zararlı etkilere sahip metalik bir eleman
BESİN AĞI [ Food web ] Karşılıklı bağlantı içindeki besin zincirleri dizisi
BESİN BÜTÇESİ [ Nutrient budget ] Belli bir yaşayan sistem açısından, alınan yada kaybedilen gerekli mineral besinlerin miktarlarını belirlemeye yönelik tahmin
BESİN GİDERME [ Nutrient stripping ] Alıcı sularda ötrofikasyonu yavaşlatmak amacıyla yada atık suyun yeniden kullanılabilmesi için uygulanan üçüncü derece arıtma
BESİN ZİNCİRİ [ Food chain ] Her halkanın bir öncekinden beslendiği ve enerji sağladığı, buna karşılık bir sonrakine besin be enerji aktardığı organizmalar zinciri
BESİN ZİNCİRİ BASAMAĞI [ Trophic level ] Bir hayvanın besin zincirindeki yeri
BESİNLER [ Nutrients ] Bitkilerin ve hayvanların büyümesi için gerekli maddeler
BETA RADYASYONU [ Beta radiation ] Yüksek hızda negatif elektron radyasyonu
BEZ FİLTRE [ Fabric filter ] Endüstrüyel emisyonlardan kaynaklanan tozu ve parçaçıkları tutan, evlerdeki elektrikli süpürge torbasına benzer, kumaştan yapılma aygıt
BİDON [ Skip ] Büyük atık haznesi, konteyner
BİNA BAĞLANTISI [ House connection ] Atık suyu bir binadan sokağa yerleştirilmiş hatta ileten pis su boruları için kullanılan terim
BİRİM MÜLKİYETİ [ Condominium ] Çok birimli yapıda bireysel mülkiyet
BİRİNCİL HAVA KİRLETİCİLER [ Primary air pollutants ] Atmosfere doğrudan verilen hava kirleticileri
BİRİNCİL İŞLEM [ Primary treatment ] İşlenmemiş lağım suyunun arıtmanın en yaygın biçimi: kaba ve katı maddelerin ayrıldığı ön işlem
BİRLEŞİK ÜRETİM [ Cogeneration ] Elektrik üretiminde oluşan atık ısının ısıtmada, soğutmada ve atık su arıtımında kullanılması
BİRLEŞİK ISI VE GÜÇ [ CHP= Combined heat and power ] Elektrik ve ısının birlikte üretimi Terim, atık ısı yada hava kullanan santraller içinde kullanılır
BİRLEŞİK KANALİZASYON [ Combined sewer ] Atık suyun ve sel suyunun toplanmasına yarayan tek bir kanalizasyon sistemi
BİRLEŞİK TASFİYE [ Codisposal ] Genellikle yanma gerektiren entegre bir işlem yoluyla lağım çukurunun ve katı atıkların birlikte tasfiyesi yöntemi
BİRLEŞİK ZARARLI ORGANİZMA DENETİMİ [ Integrated pest management ] Zararlı organizmaların yayılmasını biyolojik, kültürel ve kimyasal yaklaşımları birleştirerek denetleme yöntemi Özellikle, en azından bir kimyasal ilaca karşı direnç kazanmış organizmalarla mücadelede kullanılır
BİTKİ ÖLDÜRÜCÜ [ Herbicide ] Zararlı ot öldürücü ve yaprak dökücü olarak kullanılan kimyasal madde
BİYOAKÜMÜLASYON [ Bioaccumulation ] Biyoyoğunlaşma
BİYOBOZULMAYA UĞRAMAZ [ Nonbiodegradable ] Bakterilerin ayrıştıramadığı organik madde
BİYODENEME [ Bioassay ] Potansiyel olarak zehirli bileşiklerin niteliğinin ve gücünün, standart test organizmalarıyla etkileşimlerini gözleme yoluyla laboratuvar koşullarında denenmesi
BİYOENERJETİK [ Bioenergetics ] Bitkilerle hayvanlar, bitkilerle bitkiler hayvanlarla hayvanlar arasındaki enerji aktarımının incelenmesi
BİYOİZLEM [ Biomonitoring ] Potansiyel olarak zararlı bir durumda bitki ve hayvan yaşamındaki farklılaşmaları değerlendirmek amacıyla doğal bir ortamın biyolojik konumundaki değişikliklerin izlenmesi
BİYOJEOKİMYASAL DÖNGÜ [ Biogeochemical cycling ] Kimyasal elemanların fiziksel çevre ile organizmalar arasındaki döngüsü
BİYOKİMYASAL OKSİJEN İHTİYACI [ BOD = Biochemical oxygen demand ] Organik kirliliğin bir ölçüsü olarak kullanılan ifade Bir su veya atık sudaki organik maddelerin biyokimyasal süreçlerle tam ayrışmaları için bu işlemi yapan mikroorganizmaların, suyun birim hacimi başına gereksinim duydukları oksijen miktarı Evsel atık su işleme süreçlerinin etkinliğini ölçmede de kullanılır
BİYOKÜTLE [ Biomass ] Belli bir alan yada hacimdeki canlı organizmaların toplam kütlesi yada miktarı
BİYOKÜTLE ENERJİSİ [ Biomass energy ] Bir biyokütledeki organik atıklar, bitkiler yada ağaç gibi organik maddelerden üretilen enerji
BİYOLOJİK ARITMA [ Biological treatment ] Atık suyun mikroorganizmalar kullanılarak arıtılması
BİYOLOJİK BÜYÜME (YÜKSELME ) [ Biological magnification ] Besin zincirinin ardışık düzeylerinde, maddelerin artan miktarlarda birikmesi
BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK [ Biological diversity ] Organizmaların çeşitlerinin alan yada hacim birimi başına sayısı; belli bir zamanda belli bir yerdeki türlerin bileşimi
BİYOLOJİK DENGE [ Biological balance ] Hayvanlarla bitkiler, bitkilerle bitkiler ve hayvanlarla hayvanlar arasındaki denge
BİYOLOJİK POTANSİYEL [ Biotic potential ] Bir organizmanın varlığını sürdürme ve üreme yeteneği
BİYOLOJİK KALKAN [ Biological shield ] Bir nükleer reaktörün personelini ve çevresini korumak amacıyla, nötronları ve gamma radyasyonu absorbe etmek (soğurmak) için nükleer reaktörün merkezi etrafında inşa edilen koruyucu kalkan yada kalın beton duvar
BİYOLOJİK YAĞ DÖKÜNTÜ DENETİMİ [ Biological oil spill control ] Sudaki yağ tabakalarını ayrıştırmak için bakteri kültürlerinin kullanılması işlemi
BİYOM [ Biome ] Belli bir doğal ortam ve iklimdeki bütün canlı organizmalardan oluşan karmaşık topluluk
BİYOMETRİ [ Biometry ] Biyolojik sorunların incelenmesinde istatistik yöntemlerin uygulanması
BİYOSFER [ Biosphere ] Gezegenimizin ve atmosferinin yaşam kaynağı bütün bölümlerini içeren alan
BİYOSİDLER [ Biocides ] Organizmaları öldürme yeteneğine sahip kimyasal maddeler; sterilize ediciler
BİYOTA [ Biota ] Belirli bir bölgede yada çevrede bulunan bitki ve hayvan yaşamının bütünü
BİYOTİK [ Biotic ] Bir çevredeki bitkiler, hayvanlar ve mikroorganizmalar ile ilgili
BİYOYOĞUNLAŞMA FAKTÖRÜ [ Bioconcentration factor ] Organizmalarda bazı kimyasal maddelerin birikme mertebesini ifade eden bir ölçü Genellikle bu kimyasal maddeler besin zinciri içinde artarak bulunurlar Örnek: DDT
BOD [ Biochemical oxygen demand ] Biyokimyasal oksijen ihtiyacı
BOP [ Blow -out preventer ] Kaçak önleyici
BORU ÇIKIŞI ARITMA [ End-of-pipe treatment ] Emisyon boru hattının bitiminde kullanılan arıtma tesisi
BORU HATTI [ Pipeline ] Değişik maddeleri uzak mesafeler ileten, pompalama donanımı, vanaları ve diğer makinaları ile birlikte boru şebekesi
BOŞALTIM [ Discharge ] Çevreye bırakılan bütün kirleticiler için kullanılan terim Gaz boşaltımlar emisyon, sıvı boşaltımlar ise sıvı atık (effluent ) diye de adlandırılır
BOZULMA [ Impairment ] Bir doğal kaynağın kirlenmesi süreci
BOZULMAMIŞ ALAN İnsan etkinlikleriyle değiştirilmemiş doğal alanlar
BÖLGE ISITMASI [ DH = district heating ] Belirli bir sayıdaki konut yada işyerine ısıtma sağlamak üzere, merkezi olarak kurulan sistem
BÖLGELEME [ Zoning ] Belli amaçlarla bölgelere ayırarak toprak imarının denetlenmesi
BRÜT TABAN ALANI [ Gross floor area ] Bir binanın taban alanı toplamı
BSO [ Benzene soluble organics ] Benzende çözülebilen organik maddeler
BUHAR [ Vapor ] Atmosfer ısı ve basıncında sıvı yada katı durumda bulunan maddelerin gaz hali
BUHARLAŞMA HAVUZU [ Evaporation pond ] Lağım suyu tasfiyesinde kullanılan sığ ve yapay havuz; bu sistemde atık geniş araziler dağıtılır ve buharlaştırılır
BULANIKLIK [ Turbidity ] Suda ve havada asılı bulunan maddelerin neden olduğu, güneş ışınlarının ortama girme ve bitkilerin büyüme düzeylerini denetleyen, içme suyu kalitesi açısından çok zararlı ortam koşulları
BUV [ Backscattered ultraviolet ] Geri saçılmış morötesi
BÜTÜNSELCİ [ Holistic ] Parçalarla bütünler arasındaki organik yada işlevsel ilişkiyi vurgulayan ve bir konuyu karşılıklı bağımlılık ilişkisi içindeki parçaların bütünlediği tek bir sistem olarak gören yaklaşım
BÜYÜME TEORİSİ [ Growth theory ] Kentlerde ve bölgelerde yerleşim, büyüme ve toprak kullanımı modelleri konusunda kent bilimcilerinin oluşturdukları teoriler

Alıntı Yaparak Cevapla