Yalnız Mesajı Göster

Çevre Terimleri Sözlüğü

Eski 11-04-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çevre Terimleri Sözlüğü



D

DAĞILMA [ Dispersion ] sözgelimi, bir doğal kaynaktaki yoğunlaşmış kirleticinin yayılma süreci
DAĞINIK YAYILMA [ Sprawl ] Kentsel gelişmenin civardaki kırsal kesime doğru denetimsiz yayılması
DALGA GÜCÜ [ Wave power ] deniz suyu devinimlerinin oluşturduğu gücün enerji üretiminde kullanılabileceği, potansiyel yenilenebilir enerji kaynağı
DALGAKIRAN [ Jetty ] Bir limanı akıntılarından ve gelgitlerden korumak amacıyla gelgite açık koylarda, göllerde ya da ırmaklarda gerçekleştirilen yapı
DAMITMA TESİSLERİ [ Distillation plants ] Tuzlu suyu içme suyuna dönüştüren büyük ölçekli tesisler
DAMLATMALI FİLTRE [ Trickling filter ] Atık suyun arıtılması sürecinde ikincil arıtma tesislerinde kullanılan biyolojik filtre Filtre, atık suyun püskürtüp serpildiği 5-10 cm boyutunda taşlardan oluşan 1-2 m derinliğinde ve 10-30 m çapında bir yataktır Taşlar arasında büyüme olanağı bulan mikroorganizmalar, akış süresi içinde organik maddeleri ayrıştırırlar
DARBE ÖLÇER [ Impactor; Impinger ] Maddeleri çarpma (darbe) noktasında toplayan ve ölçen alet
DAYANIKLI KİMYASALLAR [ Persistent chemicals ] Zararsız hale getirilmelerini ya da giderilmelerini sağlayacak biyolojik ve kimyasal süreçlere karşı dirençli toprak ve su kirleticileri Bunlara örnek olarak kurşun, bakır, arsenik, ya da tarım ilaçları, sert deterjanlar (biyolojik olarak bozunmayan) ve radyonüklidler (radyoaktif çekirdekler) gösterilebilir
DBA [ Decibel A ] Desibel A
DDT [ DDT ] Diklorodifeniltrikloretan'ın kısa yazılışı; son derece kuvvetli bir böcek öldürücü Kalıntıları yaklaşık 15 yıl varlığını sürdürür
DEĞİŞİM DERECESİ [ Gradient ] Isı, basınç, yoğunluk, nem gibi çevreyi etkileyen bir niceliğin değerindeki değişme
DEMOGRAFİ [ Demography ] Genellikle istatistik teknikler kullanılarak nüfusun incelenmesi
DEMOGRAFİK GEÇİŞ [ Demographic transition ] Genellikle ekonomik ve toplumsal gelişmeye bağlı olarak, belli bir nüfusun doğum oranında gözlenen düşme eğilimi
DENGELİ NÜFÜS [ Equilibrium population ] Değişmeyen nüfus; belli bir sürede doğum sayısı ölüm sayısına eşit olan nüfus
DENİZ DİBİ BÖLGESİ [ Benthic region ] Hem kıyı hem de derin deniz tabanı olmak üzere, bütün okyanus dibini kapsayan deniz bölgesi
DENİZ DİBİ SONDAJI [ Offshore drilling ] Pahalı donanım ve yüzer platformlar kullanarak deniz altından petrol ve gaz çıkarılması
DENİZ EKOSİSTEMİ [ Marine ecosystem ] Okyanusların ve denizlerin ekosistemleri; pellajik ve bentik bölümler olarak ikiye ayrılır
DENİZ ISI ENERJİSİ ÇEVRİLMESİ [ Ocean thermal energy conversion ] Deniz yüzeyinde güneşle ısınan su ile yüzeyin altındaki soğuk su arasındaki ısı farklarından yararlanmak suretiyle enerji üretilmesi yöntemi
DENİZ KİRLİLİĞİ SÖZLEŞMESİ [ MARPOL = Marine Pollution Convention ] uluslar arası Deniz Kuruluşunun (IMO) önderliğinde kabul edilen ve yakıt taşıyan tankerlerin deniz kirliliğine yol açmalarını önlemek amacıyla oluşturulan sözleşme
DENİZ KİRLİLİĞİNİ ÖZLEME PROGRAMI (MARPOLMON) [Marine Pollution Monitoring Programme ] Deniz Kirliliği Sözleşmesinin bir uygulaması
DENİZ SEDDİ [ Seawall ] Sahili koruyan ve iç kısımlara yönelik taşkınları önleyen, sahil şeridindeki sağlam duvar
DENİZE ÇÖP DÖKME [ Ocean dumping ] Lağım çamuru, taranmış materyal, sanayi atıkları ya da diğer maddelerin de içinde bulunduğu atıkların denize dökülmesi
DEPREM ZARARLARININ AZALTILMASI [ Earthquake hazard mitigation ] tahmin, uyarı sistemleri ve özellikle depreme dayanıklı yapı inşaası gibi yöntemlerle, depremlerin insan yaşamına ve mallara verebileceği zararların asgariye indirilmesi
DERİN DENİZ DİBİ BÖLGESİ [ Abyssall-benthic zone ] Okyanusun en derin yerleri
DERME ÇATMA KONUT [ Jerry built housing ] Genellikle hemen kâr etmek için yetersiz malzeme ve işçilikle inşa edilen konut
DESİBEL [ Decibel ] Sesin şiddetinin ölçülmesinde kullanılan uluslar arası birim Kısaca dB olarak yazılır
DETERJANLAR [ Detergents ] Yaygın olarak kullanılan, yüzey aktif temizleme maddesi Bakterileri ve organizmaları da yok eden deterjanlar su kirliliğinin başlıca nedenlerinden biridir
DETRİTUS [ Detritus ] Göllerin dibini ya da ormanların tabanını zenginleştiren ayrışmış madde
DEVRİ SÜREÇ [ Circular process ] Atıkların yeniden işlenip kullanılır hale getirilmesi; atıkların yeniden kullanımı
DEVRİDAİM [ Flow through ] Kesintisiz dolaşım
DEZENFEKSİYON (MİKROPSUZLAŞTIRMA) [ Disinfection ] Hastalık yapıcı organizmaların, sözgelimi, klorlama yoluyla yok edilmesi
DIŞ KAYNAKLI KİRLİLİK [ İmission ] Uzaktaki bir hava kirlilik kaynağı nedeniyle oluşan yerel hava kirliliği
DIŞ KITA SAHANLIĞI [ OCS = outer continental shelf ] Bir ülkenin kıyılarında, birkaç kilometreden 400 kilometre uzaklıklara kadar uzanabilen; ve genellikle ait olduğu ülkenin, petrol, gaz ve mineral kaynakları bakımından yararlanma hakkına sahip olduğu kabul edilen deniz bölgesi
DIŞKI ORGANİZMALARI [ Fecal coliform organisms ] İnsanların ve hayvanların bağırsaklarında bulunan bakteri grubu; bu organizmaların çevre sularındaki varlığı, hastalık yapan organizmaların da bu sularda varlığının işareti olarak kabul edilmektedir
DIŞSALLIKLAR [ Externalities ] Başkalarının etkinliklerinin bir sonucu olarak bir toplumsal grubun ödemek zorunda kaldığı sosyal maliyet ya da elde ettiği sosyal fayda
DİELDRİN [ Dieldrin ] Oktaloks diye de bilinen, klorlu hidrakarbonlar sınıfından beyaz kristalimsi tarım ilacı Birçok haşarat açısından zehirli etkiye sahip ve bazı kuşlar için de öldürücüdür
DİFFÜZÖR [ Diffuser ] Gaz veya sıvıyı karıştırıldığı ortama daha iyi dağıtmak amacı ile kullanılan ve besleme borusunun ucunda bulunan ince delikli aygıt
DİMETİL SÜLFİT [ DMS ] Oksitlendiğinde asit tortulanmasına katkıda bulunan, kirlilik koşullarında artan, planktonların ürettiği kimyasal madde
DİNLENME SİSTEMİ [ Recreation system ] Topluluğa dinlenme eğlenme olanakları sağlayan tesislerin ve programların bütününü ifade etmek için kullanılan terim
DİOKSİN [ Dioxin ] Bitki öldürücülerde bulunan, son derece zehirli maddeler kümesi
DİC [ Dissolved inorganic carbon ] Çözünmüş inorganik karbon
DİP [ Dissolved inorganic phosphorus ] Çözünmüş inorganik fosfor
DİSTROFİK GÖLLER [ Dystrophic lakes ] Çok düşük kireç içeriğine ve yoğun humusa sahip bundan dolayı da suyun kahverengi renk aldığı göller
DİYALİZ [ Dialysis ] Atık su arıtımında kullanılan, büyük organik parçacıkları küçüklerden ayırma yöntemi
DM [ Dry matter ] Kuru madde
DO [ Dissolved oxygen ] Çözünmüş oksijen
DOBSON BİRİMİ [ Dobson unit ] Ozon ölçümünde kullanılır; bir dobson birimi, milimetrenin yüzde birine eşittir
DOĞA KORUMA ALANI [ Nature preserve ] Doğal çevrenin koruma ve inceleme amaçlarıyla korunduğu alan
DOĞAL AYIKLANMA [ Natural selection ] Bazı organizmaların belirli bir çevrenin koşullarına daha iyi uymalarından ötürü çoğalarak yaşamlarını sürdürmesi
DOĞAL GAZ [ Natural gas ] Yerkabuğunun altında, belli jeolojik oluşumlarla gerçekleşen, metan ve hidrokarbonlar içeren yakıt
DOĞAL KAYNAK [ Natural resource ] Çevrede doğal olarak gerçekleşen su, hava ve gaz gibi kaynaklar
DOĞAL RADYASYON [Natural radiation ] Esas olarak toprakta ve kayalarda ayrışan uranyumun yol açtığı, radon gibi gazlar çıkaran radyasyon
DOĞRUSAL KİRLETİCİ KAYNAK [ Line source ] Bir doğru boyunca kirlilik emisyonu ya da deşarjı Tıkanık bir çevre yolunda yol boyunca hareket halindeki trafiğin oluşturduğu hava kirliliği doğrusal bir kaynak oluşturur
DOĞUM HIZI [ Birth rate ] Belirli bir grubun birim zamanda olarak ifade edilen doğum oranı Belli bir alanda her 1000 kişilik nüfus başına yıllık doğum sayısı ise "kaba doğum hızı" olarak adlandırılır
DOĞURGANLIK [ Fecundity ] Bir canlının doğurabilme yetisi
DOĞURGANLIK HIZI [ Fertility rate ] 15-44 yaş arasında, doğurma çağındaki her 1000 kadın başına düşen canlı doğum sayısı
DOLGU [ Riprap ] Set erozyonunu önlemek için düzensiz biçimde biraraya konmuş kırık kaya, taş ya da betondan yapılma duvar
DOLGU YAPILANMA [ İnfill development ] Kent dokusunda yayılmış haldeki, genellikle küçük boyutta oldukları için boş kalmış arsaların konut ya da konut-dışı amaçlarla yapılanması
DOLGU KULE [ Packed tower ] Kirli havanın dolgu maddesi (seramik parçaları, ağaç yongası vb) doldurulmuş bir kuleden geçirilmesi ve bu arada dolgu materyalinin üzerine sıvı püskürtülerek kirleticilerin soğurulması esasına dayalı kirlilik denetim aygıtı
DOM [ Dissolved organic matter ] Çözünmüş organik madde
DMS [ Dimethyl sulfide ] Dimetil sülfit
DNT [ Dinitrotoluene ] Dinitrotoluen
DUMAN [ Fumes ] Buharların yoğunlaşmasından ya da kimyasal tepkimeden oluşan, genellikle 5 mikrondan küçük, solunabilir ve bulut görünümündeki uçucu katı parçacıklar
DUMAN [ Smoke ] Sözgelimi kömür gibi bir yakıtın eksik yanması sonucunda oluşan, minik parçacıklardan ibaret, gözle görülebilir gaz halindeki süspansiyon
DUMAN ÖLÇER [ Smokemeter ] Baca ve egzos gazlarının yoğunluğunu ölçmeye yarayan aygıt
DURULTMA [ Clarification ] Çökebilir nitelikteki yüzen katı maddelerin çökeltme, havalandırma ve süzme yoluyla atık sudan ayrılması
DURULTMA ODASI [ Settling chamber ] Yakma bacalarında ya da sınai işlemlerden çıkan gazlardaki partikül maddelerin ön arıtımında kullanılan ve doğal bir çekme bacasıyla çalışan oda Bu oda da iri partikül maddeler yerçekimi etkisi ile çöktürülür ve toplanır
DURULTMA TANKI [ Settling tank ] Damlatmalı filtre veya aktif çamur süreci sonunda kısmen arıtılmış atık suyun, sıvı ve katı bileşenlerin ayrılabileceği biçimde çökeltildiği tank
DUV [ Dangerous ultraviolet ] Tehlikeli ultraviyole (morötesi)
DÜNYA ÇEVRE VE GELİŞME KOMUSYONU [ WCED = World Commision on Environment and Development ] Ekonomik gelişmeyi yadsımayan, ancak dünya çevresini tehdit etmeyen çevre ve enerji politikalarının benimsenmesi gerektiğini savunan Brundtland Raporunu hazırlayan, Birleşmiş Milletler'in oluşturduğu bir komisyon
DÜŞEY KALKIŞ VE İNİŞ [ VTOL = Vertical takeoff and landing ] Havalanlarında alan ekonomisi sağlayan ve ayrıca geleneksel kalkış ve inişlerdeki belli tehlikeleri gideren düşey kalkış ve inişe elverişli uçak
DÜZEY [ Grade ] Yer seviyesi

Alıntı Yaparak Cevapla