Prof. Dr. Sinsi
|
Adli Tıp Terimleri Sözlüğü
ADLİ TIP TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
--- A ---
a ,A arter (atardamar) kısaltılmış şekil, arteria
ABDOMEN: karın, batın
ABDOMİNAL: karına ait, karın içi
ABONDAN: bol, fazla miktarda
ABORTUS: düşük, çocuk düşürme
ABSANS: kısa süreli şuur kaybı
ABSE: çevre dokulardan kese tarzında doku ile sinirli içerisi cerahat ile dolu oluşum
ABSORBSİYON: emilme, örn sindirim, gıdaların barsaklarda absorbsiyonu
ABULİ: iradesizlik, irade yitimi
ADRENALİN: böbreküstü bezlerinin iç kısımları tarafından salgılanan bir hormon
AFAKİ: gözde, lensin olmaması
AFAZİ: beyindeki ilgili alanların tahribi sonucu, konuşma veya konuşulanı anlama yeteneğinin kaybı
AFRODİZYAK: cinsel arzuyu artırıcı maddeler ve bu tür ilaçlara verilen isim
AGONİ: can çekişme
AJİTASYON: huzursuzluk, tedirginlik, iç çalkantısı
AJİTE: heyecanlı, terirginlik, huzursuzluk
AKONDROPLAZİ: tedavisi olmayan, sebebi bilinmeyen kalıtsal bir cücelik tipi (Gövde normal büyüklükte olup, kol ve bacaklar anormal derecede kısa ve baş normalden büyüktür )
AKUT: had, hızlı gelişen, şiddetli
ALVEOL: kese, kese şeklinde oluşum, diş yuvası
AMFİZEM: bkz emfizem
AMNEZİ: unutkanlık
AMNİOS (AMNİON) ZARI: rahimdeki bebeği kuşatan ince zar
AMPUTASYON: kesme, kesilme (kol ve bacak kaybı için)
AMPUTE: kesilmiş
ANASTOMOZ: ağızlaşma, ağızlaştırma, normal olarak ayrı olan organik iki aralık veya organ arasında cerrahi bir pasaj veya patolojik geçit oluşumu
ANATOMİ: canlı varlıkların yapı ve şeklini inceleyen bilim dalı
ANAZARKA: yaygın ödem
ANTERİOR: öndeki, önde bulunan, öncel
ANEVRİZMA: atardamar veya kalpte meydana gelen yerel genişleme poş
ANFİZEM: bkz emfizem
ANKİLOZ: eklem kaynazması, yapışıklık
ANOKSİ: oksijen eksikliği
ANOREXİA NEVROSA: psikolojik nedenlere bağlı iştahsızlık
ANTRAKOZ: akciğerlerin kömür tozu hastalığı
ANULAR, ANNULER: halka biçiminde
ANÜRİ: idrar çıkaramama
ANUS: makat
AORT, AORTA: kalpten çıkan en büyük atardamar
APEKS: uç
APOFİZ: kemik çıkıntısı, tümsek
APOPLEKSİ: beyin kanaması
ARAKNOİD: pia mater ile dura mater arasındaki ağsı kısım, örümceksi ağ
ARAKNOİDAL: örümceksi ağa ait
ARAZ: belirtiler
AROUS: kavis, köprü, yay
ARTER, ARTERİA: atardamar
ASEPTİK: mikropsuz
ASFİKSİ: havasızlık, canlının havasız kalması
ASİT, ASSİT: karında sıvı toplanması, ascites
ATEROSKLEROZ: damar sertliği
ATRİUM: kulakçık
ATROFİE: önceden normal olan bir organın veya dokunun
sonradan küçülmesi
ATTEKE: etkilenmiş, etkisinde kalmış, zarar görmüş
AZA: üye, organ, organlar
--- B ---
BAĞIŞIKLIK: belirli bir mikroorganizmaya karşı vücudun direnci
BAKTERİ: Tek hücreli mikroorganizma
BASİS: taban, temel
BATIN: gövdenin, göğüs ve pelvis bölgeleri arasındaki kısmı, karın
BELL PARALİZİ: yüz siniri felci
BENİGN: uysal, iyi huylu, selim
BIZIR: klitoris
BİFİD: iki bölüme ayrılmış durumda olan, çatallı, yarık
BİLİRUBİN: safra boyası
BİOPSİ: doku örneği alınması, alınmış doku örneği
BOTULİSMUS: basillus botulismus toksinleri ile meydana gelen zehirlenme
BRONCHUS: bkz bronş
BRONŞ: akciğer hava borucuğu
BRONŞİYAL: akciğer hava borusuna ait
BRONŞİYOL: bronş dalları, küçük çaplı hava borucukları
BÜL: çapı 1 cm den büyük içi sıvı dolu deri keseceiği
--- C ---
CAPUT: baş lokma
CAECUM: kör bağırsak
CALCANEUS: topuk, topuk kemiği
CAROTİS: şahdamarı
CARUNCULA: küçük et kabarcığı
CERRAHİ: tıbbın en eski dallarından biridir İlaçla ya da başka tedavi yöntemleriyle iyileştirilemeyen hastalıkların, yaralanmaların, vücuttaki yapı bozukluklarının ameliyatla onarılmasına ya da hastalıklı organı kesip çıkararak iyileştirilmesine dayanır
CLAVICULA: köprücük kemiği
CLITORIS: bızır klitoris
COCCYGYX: kuyruksokumu kemikleri
COLON: kalın bağırsak
COLUMNA VERTEBRALIS: bel kemiği, omurga
COMMOTIO CEREBRİ: beyin sarsıntısı
CONTRE COUP, CONTUSION: bere, ezik, berelenme
CONTUSİO CEREBRİ: beyin zedelenmesi
CORPUS CALLOSUM: beyin büyük bileşiğine şeklini veren nasırsı cisim
CRANIUM: kafatası kranyum
ÇABUK ÖLÜM: sağlıklı bir kişinin hastalanması ve bir kaç saat-gün içersinde ölmesi
ÇÜRÜME HARİTASI: çürümeye başlayan cesette damarların vücut yüzeyinden görülmesi
ÇEHRE: baş bölgesinde alın, gözler, burun, ağız, yanak ve çenenin oluşturduğu ön kısım, yüz
--- D ---
DALTONİZM: renk körlüğü
DARP: vurma, vuruş, vurum
DECOLLEMENT: ayrılma, ayrışma
DEFANS: korunma,savunma
DEFEKT: kusur, boşluk, doku kaybı
DEFLURASYON: kızlık bozma
DEFORMASYON: şekil bozukluğu
DEFORME: şekli bozulmuş
DEFORMİTE: şekil bozukluğu
DEHİLTRASYON, DEHİTRASYON: vücuttan sıvı kaybı
DEJENERASYON: hücre ve dokulardan meydana gelen düzelebilir bozukluklar
DEJENERATİF: zarar verici, bozucu etkisi olan
DEKOLMAN: ayrılma, ayrışma
DEMANS: bunama
DEMENTİA SENİLİS: yaşlılık bunaması
DENTİKÜLE: diş, diş, küçük dişli
DENTİSYON: diş çürümesi
DERMİS: derinin epitel altındaki bölümü
DERZ: testere ağzı gibi eklemleşme
DESİDUA: rahim zarının yumurtanın gelişmesi için uygun şekil alması
DİABET: şeker hastalığı
DİABETES MELLUTUS: şeker hastalığı
DİAPETEZ KANAMASI: damar çeperi yırtılmaksızın çevreye kan sızması
DİSPNE: solunum güçlüğü
DİSTAL: merkezden uzan, orta çizgiden uzak
DİSTENDİRE: gergin gerginleştirilmiş
DİARE: ishal,sürgün
DORSAL: sırt yönünde, sırta ait
DURAMATER: beynin en dış zarı
--- E ---
EEG beynin elektrik akımlarını ölçen sistem
EGÜ: asut, had
EKG: kalbin elektrik akımlarının ve çalışmasını inceleyen sistem
EKİMOZ: kanamaya bağlı büyük lekeler, çürük,
EKİMOZ MASKESİ: yüz derisinde çok sayıda ekimoz bulunması
EKOGRAFİ: yazılan kelimelerin opsiyonel olarak
tekrarlanması, kişinin yazdığını anlayamaması, ses
dalgalarının yansıması prensibine dayanan inceleme
EKSİZYON: kesi, kesip çıkarma
EKSPLORASYON: inceleme, gözleme,
EKSTANSİYON: gerilme, germe, yayma, uzatma, uzama
EKSTERİYOR: dıştaki dışta bulunan
EKSTRADURAL: duramater dışında
EKSTRARENAL: böbrek dışında
EKSTRAKRANİAL: kafatası dışında
EKSTREMİTE: kollar, bacaklar
EKSÜDASYON: kan elemanların çeperden süzülerek dokuya çıkması
EMBOLİZİM: bir cismin kan akımıyla sürüklenerek damarları tıkaması
EMBOLUS: kan akımı ile sürüklenen cisim
EMBRYO: yumurtanın döllenmesiyle 3 aylık olana kadar verilen ad
EMFİZEM: akciğer alveollerinin aşırı genişlemesi
EMPİEM: vücut boşluklarına irin birikmesi
ENFÜZYON: alkollü ekstre, bir maddenin damar yolu ile vücuda verilmesi
ENGRENE: ufalama, ufalanmış
EPİGLOT: grtlak kapağı
ENSEFALOMALASİ: yerel beyin erimesi
ENSEFALOPATİ: beyin hastalıkları
ENTERİT: bağırsak iltihabi
ENÜKLEASYON: kapsüllü tümörün çıkarılması, gözün
ameliyatla çıkarılması
EPİDERMİS: derinin en üst tabakası
EPİLEPSİ: sara hastalığı
EPİSTAKSİS: burun kanaması
ERİTEM: deride görülen yerel kırmızılık
EREZYON: deri ve mukozada yüzeyel doku kaybı, aşınma
ESANSİYEL HİPERTANSİYON: nedeni bilinmeyen kalıtsal hipertansiyon
ETRANGLE: sıkışmış boğulmuş
ERİLME ŞOKU: çok ezikli travmalar sonrasında ve yıkıntı altında kalanlarda görülen şok
--- F ---
FALANKS: parmak kemiği
FALLUS: penis, erkek üreme organı
FARENKS, FARİNKS: yutak
FASİYAL: yüze ait yüzle ilgili
FEÇES: dışkı, mekonyum
FEMUR: uyluk
FETÜS: rahimde gelişen bebeğin 3 aylıktan doğuma kadar geçen süredeki tanımı
FEVHA: delik, ağız
FİLİFORM: ipliksi
FİSSÜR: çatlak
FİSTÜL: absenin kendini aştığı drenaj kanalı
FONKSİYON: görev, vazife
FONKSİYONEL: yapılan işle ilgili, görevle ilgili
FORAMEN: delik, kanal ağzı, boşluk
FORMALİN,FORMOL: doku parçalarının tespitinde kullanılan kimyasal madde
FOSSA: çukur
FOSSACRANİİ: kafa çukuru
FOSSA İLİACA: kalça çukuru
FÖTÜS: bkz fetüs
FRANJE: saçaklı
FTİZİS BULBİ: göz köresinde haricen küçülme ile meydana gelen göz hastalığı
FUSİFORM, FUZİFORM: iğ şekilde
-- G ---
GANGREN: bir organın büyük bir bölümünün nekrozlaşması
GASTRO-ENTERİT: mide bağırsak iltihabı
GEBELİK MASKESİ: gebelik sırasında yüzde görülen çil artması
GİRUS: kıvrım
GLİOSİS: beyinde bağ dokusu artışı
GLOMERULONEFRİT: böbrek iltihabı
GRAFİ: yazı
GRAFOLOJİ: yazı, imza vb belgeleri inceleyen bilim dalı
GRANULASYON DOKUSU: onarım dokusu
GRANULOM: kitle yapan kronik iltihap
--- H ---
HAVSALA: leğen kemiği, pelvis
HEMARTROZ: eklem boşluğu içersinde kan birikmesi
HEMATOM: doku aralıklarında kitle yapan kanama, kan kitlesi
HEMATÜRİ: kan işeme
HEMİTORAKS: göğüs boşluğunun yarısı
HEMOLİZ: kanın erimesi, bozulması
HEMOPNÖMOTORAKS: göğüs boşluğuna kan ve hava birikmesi, toplanması
HEMOPTİZİ: akciğerden kan gelmesi
HEMORAJİ: kanama
HEMOSİDERİN: alyuvarların parçalanmasıyla meydana gelen sarı kahverengi pigment
HEMOTORAKS: plevra boşluğuna kan birikmesi
HİDROAERİK DÜZEY: su hava düzeyi (göğüs boşluğu ve akciğer hastalıklarında)
HİDROSTATİK: sıvıların denge durumu ile ilgili olaylar
HİMEN: kızlık zarı, hymen
HİPERTANSİYON: kan basıncı yükselmesi
HİPERTONİ: tolusun artması
HİPEKONDRİ: merak hastalığı, evhamlılık
HİPOKSİDOS: oksijen azlığı, oksijensizlik
HİPOTANSİYON: tansiyon düşüklüğü
HİPOTONİ: tonus azalması, gevşeklik
HYMEN: kızlık zarı
--- İ ---
İCTERUS: sarılık, ikter
İKTER: sarılık
İLEUM: ince bağırsağın bir bölümü
İMEUS: bağırsak tıkanması
İNAKTİVİTE: hareketsizlik
İNCİSİO, İNCİSİON: kesik, insizyon
İNFANTİSİD: çocuk öldürme
İNFARKT: dolaşım bozulmasına bağlı nekroz, iskemik nekroz
İNFERİOR: aşağıda, aşağıki
İNGUİNAL: kasık bölgesine ait
İLHİBİSYON: vücut yüzeylerindeki sinir uçlarının fiziksel veya kimyasal uyaranlardan
etkilenmesi ve bu uyaranla solunum ve dolaşım durması
İNSİZYON: kesme, kesik, bistüri ile kesi yapma
İNTERİOR: iç, dahili, internal
İNVAZYON: kanserin kendi çevresinde yayılması
İNVOLÜSYON: fizyolojik antrofi
İRRİTASYON: tahriş, irkiltme
İRREVERSİBL: düzelemeyen
İSKEMİ: yerel kanlanma eksikliği
İŞTİGAL: uğraşı, meşguliyet, iş
-- J ---
JARGON: kelimeleri yerinde kullanamama ile karekterize anlamsız ve anlaşılmaz konuşma
JEJUNUM: oniki parmak barsağından (duodenum) sonra gelen ince barsak bölümü
JİNEKOLOJİ: kadın hastalıkları ile ilgili tıp dalı
JİNEKOMASTİ: erkeklerde memelerin büyümesi
JUVENİL: çocukluk çağına ait
|