Yalnız Mesajı Göster

Arapça Sözlük

Eski 11-04-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Arapça Sözlük



L

lâ: yoktur, hayır
lâakal: en azından
lâalettâyin: gelişigüzel
lâbis: giyinmiş
lâbüd: şüphesiz, kesin
lâdinî: din dışı, dinsiz
lâedrî: kendi varlığından bile şüphe eden felsefeci
lâfıgüzâf: boş söz
lâfız: söz
lâfz: söz
Lâfzaicelâl: "ALLAH " lafzı
lâfzen: sözle
lâfzî: sözle ilgili
lâfziye: sözle ilgili olan
lâfzullah: "ALLAH " lafzı
lağv: geçersiz, boş
lahd: mezar
lâhık: ulaşan, eklenen
lâhika: eklenen, katılan
lahm: et
lahn: güzel ses, kuralsız okuyuş
lâhut: ilâhî âlem
lâhutî: ilâhî âlemle ilgili
lahza: an, en kısa zaman
lâik: dini olmayan, din dışı
laîn: lânetli
lâin: lânet eden
lâkab: lâkap, takma ad
lâkayd: kayıtsız, ilgisiz
lâkaydane: kayıtsızca, ilgisizce
lâkin: ama, fakat
lâkita: buluntu
lâl: dilsiz
lâlezâr: lâle bahçesi
lâmeşrû: yasak
lâmise: dokunma duyusu
lânet: nefret, öfke
lâsiyyema: özellikle
lâşe: leş
lâşek: şüphesiz
lâşey: bir şey değil
lâtaknetû: kesmeyiniz
lâtenâhî: sonsuz
lâteşbih: benzetmek gibi olmasın!
Lâtif: lütfedici
lâtif: yumuşak, güzel, şirin, ince
lâtifane: lâtifçe
lâtife: ince duygu, hoş söz, nazik şaka
Latin: eski bir kavim
lâubâlî: senli benli, saygısız, ilgisiz, umursamaz
lâubâlîyâne: saygısızca, ilgisizce
lâyemût: ölümsüz
lâyemûtâne: ölümsüz gibi
lâyenkatı: kesilmeksizin, aralıksız
lâyetecezzâ: bölünmez
lâyetefellel: kırılmaz, körelmez
lâyetenahî: sonsuz
lâyetezelzel: sarsılmaz
lâyezâl: yok olmaz
lâyezâlî: yok olmayan
lâyıha: tasarı
lâyık: uygun, yaraşır
lâyuad: sayısız
lâyuhsâ: hesapsız
lâyuhtî: hatasız
lâyutak: güç yetmez
lâyüsel: sorumsuz
lâzım: gerekli
lâzımâmed: lâzım gelir
lâzıme: gerekli olan
leb: dudak
lebâleb: dopdolu
lebbeyk: buyurunuz
lebbeykzen: "buyurunuz" diyen
Lebîd: ünlü bir şair
ledün: gizli ilim, marifetullah
ledünniyât: ALLAH vergisi olan gizli ilimler
leffen: ekli, bitişik
lehce: bir beldenin konuşma tarzı
leheb: ateş alevi
lehine: onun faydasına
lehiv: günahlı eğlence
lehülhamd: ALLAH a hamdolsun
lehviyât: günahlı eğlenceler
leim: alçak, kötü
lekedâr: lekeli
lema: parıltı
lemeân: parıldama
lemeât: parıltılar
lemha: göz atma
lemyezel: yok olmaz, devamlı
lenf: beyaz kan
lenfisâm: asla kırılmaz ve kopmaz
lenger: demir çapa
lengerendâz: demir atan gemi
lenterânî: beni asla göremezsin!
lerzân: titrek
lerze: titreme
leşker: asker
letâfet: hoşluk, güzellik, incelik, yumuşaklık
letâif: ince duygular, incelikler, güzellikler
levâzım: gerekli olanlar
levâzımât: gerekli şeyler
levent: denizci asker, yakışıklı
levh: levha, yazı, resim, manzara
levha: manzara, yazı, resim
Levhimahfûz: olmuş ve olacaklarla ilgili bütün bilgilerin yazılı bulunduğu kader levhası
Levhimahv: varlıkların yazılıp silindiği levha
levm: kınama
levn: renk
levs: pislik
levvâme: kınayan
leyâl: geceler
leyl: gece
leylî: gececi
leys: yokluk
leyse: olmadı
leyte: keşke
leyyin: yumuşak
lezâiz: lezzetler
lezîz: lezzetli
lezîzâne: lezzetlice
lezzât: lezzetler
lezzet: tad
liân: lânetleşme
liaynihî: kendisiyle
libas: elbise
liberal: kişi hürriyetine önem veren
lieclillah: yalnız ALLAH için
ligayrihi: başkalarıyla
lihye: sakal
lika: kavuşma
lillah: ALLAH için
lillâhî: ALLAH için
lillâhilhamd: hamd ALLAH a mahsustur
lime: parça
limmî: açıklık
limmî: eser sahibinden eserlerine ***üren delil, ateşin dumana delil olması gibi
limmîyet: açıklık
lisan: dil
lisanen: dil ile
lisanıhâl: hâl dili, meramını durum ve görünümüyle anlatma
livâ: sancak
livechillah: ALLAH namına
liyâkat: layıklık, uygunluk
lizatihî: kendisiyle
lohusa: yeni doum yapan kadın
Lokman: Kurânda adı geçen tıp bilgisiyle ünlü bir zat
lûb: oyun eğlence
lûgat: lügat, sözlük, kelimelerin anlamlarını kısaca bildiren kitap
Lût: Sodom halkına gönderilen bir peygamber
lüb: iç, öz
lüks: şatafat, aşırı süs
lülü: inci
lümeyâ: parıltıcık
lümme: vesvese, nokta
lütf: lütuf
lütfen: lütuf ile
lütuf: iyilik
lütufkâr: lütuf eden
lütufkârane: lütuf edercesine
lütufnâme: lütuf mektubu
lüzum: gereklilik

Alıntı Yaparak Cevapla