Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük Lügat C-Ç Harfi

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük Lügat C-Ç Harfi



Osmanlıca Sözlük Lügat C-Ç Harfi

C -Ç

C Arabî ayların kısaltmalarında Cemaziyel Evvel ayının kısaltılmış hali
CÂ f Yer Mekân Mevki
CÂ-Yİ BEHİŞTÎ Cennet gibi yer
CÂ-Yİ İŞTİBAH Tereddüt edilecek nokta
CÂ-Yİ MÜLAHAZA Düşünülecek nokta Mülahaza edilecek mes´ele
CÂ-Yİ PENAH Sığınılacak yer
CÂ-Yİ RAHAT Rahat edilecek yer
CA´AB Bileyci
CAADET Etli, semiz ve kıllı kişi * Su kenarında biter bir ot * Bir kabile adı
CAADET Kıvırcıklık
CA´AM Tama´ etmek
CAAR Sırtlan
CA´B Kazmak * Atmak
CABE Bir cevap
CA´BE Ok torbası, sadak
CABECA f Yer yer Ara sıra Yerden yere Bazı yerlerde
CA´BER(E) (C: Ceâbir) Kısa boylu kimse
CABET Cevap vermek
CÂBİ (Cibâyet den) Eskiden Evkaf gelirlerini ve zekâtları toplayan tahsildar
CÂBİR Cebredici, zorla yaptıran* Galib gelen * Şefkatsiz, merhametsiz * Tekebbür ve taazzüm eden * Aziz ve kavi olan * Tıb: Kırıkçı, çıkıkçı * Cebir ilminin ilk kurucusu olan müslüman âlimi
CÂBİR-ÜL-ENSARÎ Câbir Bin Abdullah El-Ensarî (RA) da denir Meşhur sahabelerdendir Bizzat Resul-i Ekrem´den (ASM) ilim ve feyiz almış ve zamanında Medine-i Münevvere´nin müftüsü olmuştur En çok hadis rivayetiyle meşhur olan altı sahabeden biridir 1540 hadis rivayet etmiştir 19 gazada hazır bulunmuştur Hicri 73 tarihinde 94 yaşında Medine-i Münevvere´de vefât etmiştir Akabe biatinde bulunan 70 Ensar´dan Medine´de en son vefat eden bu zattır
CABİYE (C: Cevâbi) Cemaat * İçinde su toplanan büyük havuz * Şam diyarında bir şehir adı
CABLUS f Dalkavukluk, yaltaklanma * Dalkavukluk eden, yaltaklanan
CABLUSÎ f Dalkavukluk, yaltaklanıcılık
CA´CA´ (C: Ceâci) Taşsız yer * Zindan
CA´CAA Değirmen sesi * İsteklerde zorluk vermek * Devenin çökermesi * Çökmüş deveyi kaldırmak
CA´CERE (C: Ceâcir) Hamurdan çeşitli şekiller yapıp, pekmez içinde pişirip yerler
CADD (Câdde) Ciddi, çalışkan, azimliCA´D : Kıvırcık saç, şa´re
CADDE Geniş, işlek, büyük yol Anayol şah-rah
CADDE-İ KÜBRA Büyük cadde * Mc: En selâmetli yol Kur´an yolu Sahabe ve Peygamber vârisi olan büyük zatların, müçtehidlerin yolu
CADI Avrupa´da putperestlik çağından beri gelen bir inanca göre, şeytanın gücünü kullanarak büyü yolu ile insanlara kötülük eden, felâketler getiren kadın Bu bâtıl inanç yüzünden birçok yaşlı masum kadın, cadı diye Hristiyanların kurduğu Engizisyon mahkemeleri kararıyla yakılmıştır
CADİ f Safran
CADİ (C Cüdât) Sâil, dilenci
CADİB(E) Kusur görücü Başkalarının noksan taraflarını gören
CADİL Gürbüz, kuvvetli, kavi, metin
CADİS(E) Viran, harap, yıkık * Çorak, kurak, işlenmemiş, ekilmemiş toprak, gelir getirmeyen boş arazi
CADU f Büyücü, cadı * Hortlak, gulyabani * Acuze, çirkin kocakarı * Çok güzel söz
CADU-FENN f Büyücü, sihirbaz
CADU-GER f Büyücü, sihirbaz
CADU-SUHEN f Sihirlercesine söz söyleyenCA´F : Atmak, yere vurmak
CAFCAF f Ahlâksız, iffetsiz kadınCA´FER : Küçük akarsu, çayCA´FERÎ : Şiilerden İmam-ı Ca´fer-i Sâdık Hazretlerine bağlı olduklarını iddia edenlerBütün mânâsıyla İslâmiyet´e bağlı olup şeriatın emirlerine göre amel eden ve Âl-i Beyt´in büyük bir dinî şahsiyeti olan İmam-ı Ca´fer-i Sâdık Hazretlerine bağlılık iddiasının doğru olması için, o zat gibi olmağa ve Hz Muhammed´in (ASM) sünnetlerini yaşamağa gayret göstermek lâzımdır
CA´FER-İ SÂDIK (Bak: İmam-ı Cafer-i Sâdık)CA´FERİYYE : Caferî tarikatı
CAFÎ Cefa eden, eziyet veren
CAFİL Yürürken çabuk olan kimse
CAFÛN Karpuz
CAGER f Kuş kursağı
CAH (Câhe) f Makam, mansıb Kadr, itibar
HUBB-U CAH Makam ve mansıb sevgisi
CAHAN Yediği fayda etmeyip geç büyüyen çocuk
CAHAR Kuyunun içinin geniş olması
CAHB (C: Echibe) Ebücehil karpuzu * Korkudan dolayı kederli olmak
CAHCAH (C: Cehâcih) Ulu, şerif kişi
CAHCAHA Gönlünde olan sırrını gizlemek * Çağırmak * Su sesi
CAHD Bile bile inkâr etme
CAHD-I MUTLAK, CAHD-I MÜSTAĞRAK Arab gramerinde menfî olan iki geniş zaman sigası Muzari fiillerinin başına (Lem; $ ) ve (Len $) getirilerek olur
CAHDEL Semiz
CAHDEM (C: Cehâdim) Ekin tarlası
CAHDER Kısa boylu
CAHF Tekebbürlenmek, kibirlenmek, gururlanmak
CAHF Övünme, fahr * şeref
CAHFEL Dudakları kalın olan kimse * Asker * Zenginlik
CAHFELE (C: Cehâfil) At dudağı
CAHH Ayakları uzun, yeşil çekirge* Adamın beli bükülüp eğilmek
CÂHIZ Asıl ismi Amr İbn-ül Bahr olan ve gözünün hadekası çıkık olduğu için bu isimle anılan büyük bir Arab edibi * Patlak gözlü adam
CAHÎ (Cahiye) Aşikar, aleni, açık, meydanda ve herkesin gözleri önünde olan
CAHİD Mânen, kavlen, kalemen ve maddeten cihad eden Mücâhid olan Din düşmanı ile elinden geldiği kadar mânen, kavlen, kalemen ve maddeten cenkeden, vuruşan Mümkün olduğu kadar gayretle çalışan Kur´an ve İman hakikatlarının neşrinde çalışmak suretiyle mücahede eden
CAHİD Bildiği halde inkâr eden Ayak direyen
CAHİF Kişinin kendi yanında olan şeylerin çokluğundan fahirlenmesi
CAHİF Uykusunda dişini öttürmek * Çok fazla hafiflik üzerine olmak * Nefis, ruh * İnsanın karnından çıkan ses * Kısa * Çok asker
CAHİL Tecrübesiz Bilgisiz Genç Toy * Allah´ı unutmuş olan Gafil (Dünya ve kâinatta Allah´ın bunca eserleri sergilenip dururken bunların sanatkârını ve yaratıcısını tanımamak cahilliğin en akılsızcasıdır)
CAHİL-İ ANÛD İnatçı cahil
CAHİLANE f Câhillikle, câhilce, câhil kimseye yakışır şekilde
CAHİLE (C: Cevâhil) Değirmen çarkı
CAHİLİYYET Cahilliğe âit * İslâmiyet´ten önceki câhiliye devrine âit Cahiliyet sadece İslâmiyet öncesine ait değildir Bu gün "tabiatçılık, maddecilik" gibi çeşitli adlarla eski puta tapıcılık daha da yobazlaşarak devam ediyor Allah´ı inkâr ederken tabiatı ve maddeyi onun yerine koyarak kendilerine yeni putlar dikiyor ve kendi yaptıkları bu putlara kendileri tapıyor (Bak: Yobaz)
CAHİM Çok sıcak yer
CAHİM Şiddetli ve kat kat birbiri üzerine yanan ateş Çukur yerde yanan ateş * Cehennem´in bir tabakası
CAHİMÎ Cehennem gibi
CAHİYEN Aşikâr olarak, alenen
CAHİZ Cesur, cesaretli, yiğit
CAHL Çekirge gibi bir büyük arı * Büyük kırba * Ters yuvarlayan bir böcek
CAHMA´ Gözleri büyük ve çok kırmızı olan kadın
CAHME Nazar değdiren göz * Kat kat ve şiddetli yanan ateş
CAHMERİŞ (C: Cehâmir) Çok yaşlı kadın * Eşek sıpası
CAHRE Şiddet ve kıtlık yılı * Yemek
CAHREME Darlık * Kötü ahlâk
CAHSUK f Orak
CAHŞ (C: Cihaş-Cuhşâ) Eşek sıpası * Kolan eşeğinin erkeği
CAHŞE Eşek sıpasının dişisi * Çobanın eline dolayıp eğerdiği ip
CAHÛD (Cahd dan) İsrarla inkâr eden Muannidce, isnat edilen bir sözü kabul etmeyen * Yahudi
CAHÛF Mağrur, kibirli, kendini beğenmiş
CAHZEM Gözleri büyük olan kimse
CAİBE (C: Cevâib) Halkın ağzında gezen haber
CAİL Yapan, bir şey veren, kılan * Yaratıcı (Bak: Ca´l)
CAİL Cevelân eden Yerinde durmayıp hareket eden
CAİR Mâni, engel * Eğri * Çok, kesîr * Eziyet eden Cevreden Zulmeden
CAİZ Mümkün, olur, olabilir * Fık: Yapılması sahih ve mübah olan herhangi bir fiil veya akit
CAİZE (Cevaz dan) (C: Cevaiz) Azık, yol yiyeceği * Hediye, armağan, bahşiş * Edb: Eskiden takdim olunan medhiyeli bir şiire veya bir san´at eserine karşılık olarak verilen para, hediye ve bahşişler
CAKA (Argo) Gösteriş, çalım Caka, mal mülk, giyim, kuşam, yahut hareket davranış yoluyla olabilir İslâm´da gösterişin her şekli haram ve günahtır Bugün bazı kimseler ve aileler gösteriş belâsı yüzünden maddî sıkıntılara düşmekte, israfa sürüklenmektedir İşledikleri günahın cezasını bu dünyada da çekiyorlar
CAL´ (Câli´) Terbiyesiz Kötü konuşan
CÂL Akıl * Rey * Kuyu duvarı
CA´L Yaratmak, halk * Almak * İş işlemek Yapmak * Bu kelime Kur´ân-ı Kerim´de onüç vecihle kullanılmıştır:1- Tafak ve ahz (inşâ ve ikbal) mânasına; bir işi işlemeğe müteveccih olup başlamak ve işler olmak2- Halketmek, yaratmak3- Kavl ve irsal4- Tehiyye ve tesviye (tanzim ve düzeltme)5- Takdir6- Tebdil7- Bir şeyi bir şeye dâhil etmek8- Bir şeyi kalbe ilka ve İlhâm eylemek9- İtikat10- Tesmiye11- Bir şeyi diğer bir şeyden icad ve tekvin12- Bir şeyi bir sıfat ve hâletten diğer bir sıfat ve hâlete döndürmek, kılmak, tasyir13- Bir nesne üzerine hükmeylemek gerek hak ve gerek bâtıl olsun - vaz´eylemek bir hususu bir kimse ile bir vecih üzere şartlaşmak ve azv ve nisbet eylemek ve hükm-ü şer´i (LR)
CAL(İ) f Tuzak, ağ * Misvak ağacı
CA´LE (C: Cüul) Küçük hurma ağacı
CALE f Nehrin bir kenarından diğer kenarına geçebilmek için ağaçtan, sazdan veya şişirilmiş tulumlardan yapılan sal
CA´LÎ Uydurma, samimi olmayan, sahte, düzme ve taklid
CALİ´ Açık-saçık kadın Hayasız kadın * Utanmaz, utanması kıt olan adam
CALİB Çekici Celbedici Kendi tarafına çekip getirici olan
CÂLİB-İ DİKKAT Dikkat çeken
CÂLİB-İ MERHAMET Merhamet çeken
CALİF Deri soyan, kabuk soyan
CALİFE Deri ile eti birlikte koparan yara
CALİNOS (Kalinos) yun İlk devirlerde yaşamış olan bir Yunan Filozofunun adı
CALİS (C: Cüllâs) Oturan, oturucu, cülûs eden Tahta çıkan
CA´LİYYAT Yapmacık hareketler, sahte, düzme hâller
CA´LİYYET Yapmacık (olmak)
CALİZ f Sebze bahçesi, bostan Kavun karpuz tarlası
CALÛT (Bak: Yûşâ AS)
CAM f Cam, şişe, bardak, sırça
CAM-I GEVHERÎ Billur kadeh
CAM-I MEMLÛ Dolu kadeh
CAM-I SEHER Güneş, şems
CAM-I SİM Sevgilinin çenesi
CAM-I TEHÎ Boş kadeh
CAM-I ZERRİN f Altın kadeh * Tas: Allah âşıkının kalbi * Bir kasaba adı * Bir şarab adı
CA´MA Yaşlı deve
CAME f Evde giyilen bol elbise Elbise, çamaşır Sevb, libas
CAME-İ FENA Kefen
CAME-İ HASSA Tar: Osmanlı padişahlarının verdikleri elbiselik kumaşlar
CAME-İ HAYAT Hayat elbisesi, ömür
CAME-İ ÎDÎ Bahar çiçekleri Kırmızı renkli elbise * Bayram elbisesi
CAME-İ NEVRUZÎ Rengârenk elbise * Bahar geldiğinde açan çeşitli çiçekler
CAMEDAR f Elbiseyi muhafaza eden kimse * Vestiyer
CAME-DUZ Terzi, elbise diken
CAME-GÎ f Hâdim ve hizmetçilere verilen ücret ve elbise parası * Tüfek fitili * Elbiselik kumaş* Hizmetkâr, hademe, hâdim
CAMEHAB f Yatak
CAMEKÂN f Elbise soyunulacak yer * Camlık
CAMEŞUY (C: Câmeşuyân) f Çamaşırcı, çamaşır yıkayan
CAMGER f Cam yapan sanatkâr, camcı ustası
CAMGÛL f Külhanbeyi
CAMHANE f Cam fabrikası
CAMÎ (Molla Camî) Hi: 817-898 Büyük bir İslâm müellifidir Asıl adı: Abdurrahman´dır Yüze yakın eser vermiştir
CAMİ İslâm mâbedi İbadet yeri olan bina * Cem´edici, toplayıcı, içine alan * Cem´etmiş, toplamış bulunan, hâvi ve muhit olan * Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtu Vesselâm bütün evvel ve âhir güzel isim ve ahlâkı kendisinde cem´ettiğinden dolayı ona verilen bir isimdir * Ehl-i Hadis ıstılahınca da; Buhâri Hadis kitabları gibi, babların sekizini birden cem´ eden büyük hadis kitablarına da Câmi denir veya Sünen ismi verilir
CAMİ-İ EMEVÎ şam şehrinde büyük bir câmidir
CAMİ-İ KEBİR Büyük cami
CAMİ-İ KUR´AN Kur´an-ı Kerim´i toplayan mânâsında olup, Halife Hz Osman (RA) kasdedilir
CAMİ-ÜL MEHASİN Güzel vasıfları huyları kendinde toplamış bulunan
CAMİA Topluluk Birlik Kütle * Dâr-ül fünûn
CAMİD (Câmide) Ruhsuz, sert, katı madde Cansız
CAMİH Başı sert hayvan
CAMİİYYET Câmi´lik, toplayıcılık * Çok şeylerle alâkalılık * Pek ziyâde mânâları ve şeyleri hâvi olmak(Evet hayatın öyle bir câmiiyyeti var; âdeta umum kâinata tecelli eden ekser Esmâ-i Hüsnâ´yı kendinde gösteren bir câmi âyine-i ehadiyyettir Bir cisme hayat girdiği vakit, küçük bir âlem hükmüne getirir; âdetâ kâinat şeceresinin bir nevi fihristesini taşıyan bir nevi çekirdeği hükmüne geçiyor Nasılki bir çekirdek, onun ağacını yapabilen bir kudretin eseri olabilir; öyle de en küçük bir zihayatı halkeden, elbette umum kâinatın Hâlikıdır L)
CAMİL Çobanla olan deve sürüsü
CAMİS Cansız, camid * Letâfeti gitmiş olan elbise
CAMİT Eski ve Ortaçağlarda Giresun ile Samsun arasında kalan dağlık mıntıkaya verilen ad Osmanlılar zamanında bu kelime Canik olarak kullanılmıştır
CAMİ-ÜL EZHER Mısır´daki en büyük üniversitenin adı
CAMİ-ÜL HURUF Kitap te´lif eden, müellif, yazar
CAMİ-ÜL KELİM Vecize Kısa olup çok mânaya gelen söz
CA´MUS (C: Ceâmis) Pis, necis
CAMUS Su sığırı Manda Kömüş
CAN f Yaşayış Diride olan kudret, kuvvet Hayat cevheri Madde ilimleri, maddenin; hayat ilimleri (biyolojik ilimler) hayatın ne olduğunu açıklıyamamışlardır Aslında bunların konusu da madde, hayat ve ruhun kendisi değil, bunların tezahürleri yani olay haline gelen tesirleridir Deney ilimlerinin vazifesi bu olaylar arasındaki ilişkinin değişmeyen tarafını bulmaktır Bunun ötesinde ilmin söyleyeceği bir sözü yoktur Buna rağmen bazı kendini bilmez cahiller, ilim adını kötüye kullanarak ilmin sustuğu yerde kendileri konuşuyor ve hayat ve ruhu madde ile açıklamaya kalkışıyorlar Oysa maddenin de ne olduğunu biliyor değildirler Biz müslümanlar madde gibi hayat ve ruhun da Allah´ın kudretinin eserleri olduğunu biliyor, birini diğerinin yerine koymuyoruz Allah görünen ve görünmeyen âlemler yaratmıştır Onun kudretinin ve yaratmasının sınırı yoktur Madde, yarattıklarının sadece bir çeşitidir Varlığı maddeden ibaret sanmak aklı gözüne inmiş olan akılsızların batıl bir inancıdır * Mc: Sevgili, dost
CANA f Ey sevgili! Ey can!
CAN-AFERİN f Yaratıcı
CANAN f Sevgili, güzel, sâhib-i cemâl * Canlar, ruhlar
CANAVAR f Can alıcı, kahredici * Vahşi, yırtıcı hayvan Kurt
CAN-AVER Zihayat, canlı, yaşayan Hayatdar * Domuz, canavar, hınzır * Zararlı hayvan
CAN-AZAR f Can yakan, can inciten, eziyet veren Acı çektiren
CAN-BAHŞ f Hayat bağışlayan, can veren Sevgili Cenâb-ı Hak Allah
CANBAZ (C: Canbazan) Can ile oynayan, canını tehlikeye koyan, canbaz * Hayvan alış-verişi ile uğraşan kimse * Aldatan, hilekâr, hile yapan * Eskiden atlı fedai asker
CANBELEB Ölecek halde, canı dudakta
CANDADE f Bir şeye candan bağlanmış Can vermiş, candan bağlanan
CANDANE f Tepe ile alın arasındaki yer, bıngıldak Beyin
CANDAR f Diri, canlı, zihayat, ziruh * Silâhlı kimse * Muhafız, koruyucu, emniyet memuru * Yol yiyeceği, azık
CANE f Silah
CAN-EFŞAN f Bir dâvâ uğrunda canını veren, canını feda eden
CAN-FERSA f Can dayanamıyacak derecede
CANFEZA Gönüle ferahlık veren, can artıran * Ayın 23 gününe verilen adCAN-GÂH $_ : f Can evi * Can azaltıcı
CAN-GEZA f Ruh sıkıcı, can sıkıcı Tehlikeli olan, öldürücü
CAN-GÎR f Can sıkıcı, ruh sıkıcı
CAN-GÜZAR f Cana dokunan, candan geçer olan
CANHIRAŞ f Dayanamıyacak derecede acı ve keder veren
CANİ Cinayet işlemiş olan Birisini öldürmüş veya yaralamış bulunan Caniler nasıl haksız yere insanı öldürüyorlar ve onların hayatlarına son veriyorlarsa; kâfirler, inkârcılar, dinsizler de birer cani sayılırlar Çünkü Allah´ın eserleri olan canlı ve cansız varlıklar onun sonsuz kudretini, ilmini, iradesini, rahmetini ilân edip dururlarken inkârcılar bunları tesadüfün, maddenin, tabiatın ve sebeplerin eseri sayıyor ve mânasız, gayesiz şeylermiş gibi göstererek onları mânen öldürüyor, sayısız cinayetler işliyorlar Demek ki inkârcıların bu cinayetlerinin hesabını verecekleri bir mahkeme var ve olacaktır (Bak: Ceza)
CANÎ f Candan sevilen
CANİB fYan, yön Cihet, taraf Yüksek taraf
CANİBEYN İki taraf, iki cânib, iki yan
CANİH(A) (Cünha dan) Suç işlemiş, mücrim, cinayet işleyen
CANİHA Bir tarafa meyleden veya bir cenahı tutan * Göğüs altındaki iyeği
CANİŞİN Birinin yerine geçen, birinin yerine vekâlet eden Vekil
CANKURTARAN t Ölüm tehlikesinde olanları kurtarmak için kullanılan vasıta * Hasta ve yaralıları hastahaneye taşıyan otomobil Ambulans
CANN Ateşten mahlûk cinlerin babası olan * Bir beyaz yılan cinsi * Cin taifesi İnsanlardan evvel yaratılan bir nevi mahlûklar, cinler (Bak: Cinn)
CAN-NİSAR f Canını harcayan, canını fedâ eden
CANPERVER f Kalbi ferahlandıran Ruha hoş gelen
CANRÜBA f Gönül alan, gönül kapan dilber
CANSİPER (Cansupâr): f Canını feda eden
CANSİPERANE f Canını feda edercesine
CAN-SİTAN f Can çıkarıcı, ruh alıcı İnsana bela olan Güzel
CANSUZ f Can yakıcı, yürek tutuşturan
CANŞİKÂF f Can yaralayıcı, can yırtıcı
CANŞİKÂR f Öldürücü * Mc: Can avlayan veya öldüren Sevgili, mahbub
CAN-ŞİKEN f Azrâil (AS)
CAR Faydasız bağırıp çağırmayı ve gevezeliği ifade eder ve ekseriya mükerrer kullanılır
CA´R Yırtıcı kuşların pisliği
CÂR Kadınların, elbisenin üstünde örtündükleri çarşaf (Bak: Çarşaf)
CÂR Çeken, sürükleyen * Komşu * Medet eden, yardımcı * Müşteri
CÂR-I ZİL KURBÂ Yakın komşu
CÂR-ÜL CÜNÜB Yabancı kimse Akrabadan olmayan
CARİ Akan, akıcı * Geçmekte olan * İnsanlar arasında mer´i ve muteber ve mütedavil olan
CARİF Yıkıp harap etmek
CARİH Yaralayan Yara açan * Cerheden, çürüten * Avcı hayvan
CARİHA (Müe) Yaralayan * Kol, ayak gibi her bir vücud azâsı
CARİM Cürüm ve kabahat sahibi Suçlu * Ailesinin maişetini kazanan * Kesen * Hurma toplayan
CARİN Aşınmış ve eskimiş bez* Belirsiz yol * Yılan yavrusu
CARİS Yaygaracı, geveze, terbiyesiz, güldürücü Çala çaldıran
CARİYE Geçer olan, akıcı olan Seyreden giden * Güneş, şems * Gemi * Cenab-ı Hakk´ın in´âm eylediği rızık ve nimet * Genç ve iyi hizmet eden kadın Muharebede İslâm düşmanlarından esir edilen kadın hizmetçi
CARR Çeken, çekici Sürükleyici * Harf-ı cer
CARRE Komşu kadını * Yularından çekilen deve
CARŞEB f Çarşaf, cilbab
CARÛ(B) f Süpürge
CÂRÛB-ZEN f Süpürücü, çöpçü
CARUD Nasrani rüesasından olup Şam´ın da reislerindendi Kitablarında Hz Peygamber´in (ASM) vasıflarını görüp imân edenlerdendir Asr-ı Saâdetten önce yaşamıştır
CARÛR Sel arkı
CARÛRE Kapı ökçesinin yeri

Alıntı Yaparak Cevapla