Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük Lügat C-Ç Harfi

Eski 11-04-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük Lügat C-Ç Harfi



C-Ç Harfi

CİM ( harfinin arapça adı olup ebced hesabında üç sayısının karşılığıdır
CİM Gulamperest olan kimse
CİMA´ Cinsi münâsebet Çiftleşmek * Zamm etmek
CİMAH Binicisi zabtedemediğinden, atın serkeş olup binicisini istememesi
CİMAL (Cemel C) Erkek develer
CİMAM Kuyu içinde suyun toplanması ve çoğalması
CİMAR Toplu kabile * Süvari alayı
CİMNASTİK yun Vücud organlarını alıştırıp kuvvetlendirmek için yapılan idman Beden terbiyesi
CİMRİ f Hasis, varyemez, pinti Elindeki mal veya parayı harcayamıyan ve türlü sıkıntılara katlanarak daha çok biriktirmeye çalışan kimse Cimrilik, müsriflik (savurganlık) gibi İslâmda kötü huy olarak bilinir Cömertlik ve tutumluluk ise övünülen ahlâkî vasıflardandır Cömertlikte de ölçülü olmak tavsiye edilir Başkasına muhtaç duruma düşürecek cömertlik de doğru değildir (Bak: İktisad)
CİMSE Rengi gökrek kızıllığa yakın kıymetli bir taş
CİN (Bak: Cinn)
CİNAB Hayvanlara vurulan damga ve nişan
CİNAÎ (Cinâiyye) Cinayetle alâkalı
CİNAN (Cennet C) Cennetler
CİNAN-I ULÛM İlm-i Kur´ân ve imân cennetleri Maarif-i İlâhiye ve tahkikî ve yakinî imân derslerinin okunduğu ulemâ-i İslâm ve talebe-i ulûm meclisleri
CİNARE Esterâbâd ile Cürcân arasına derler
CİNAS Benzeyiş, münâsebet * Edb: Birçok mânâya gelebilen söz, imalı, telmihli söz telâffuzu bir, mânası ayrı olan kelimelerin bir sözde bulunması Bunu yapmaya "tecnis" denir, o kelimelere de "cinas" denir
CİNAS-I MUHARREF Edb: Yalnız harflerde beraberlik, harekelerde ayrılık bulunan cinâs (merd, mürd gibi)
CİNAS-I NÂKIS Edb: Cinaslı kelimelerin birinde veya birkaç harfin ziyade olması suretiyle yapılan cinas (dem, âdem gibi)
CİNAS-I TAMM Edb: Lâfızda, harekelerde ve harflerde eksiklik ve ziyâdelik bulunmayan cinâs Kır (kırmaktan emir), kır (çöl); yaz (yazmaktan emir), yaz (mevsim)
CİNAYAT (Cinayet C) Büyük cezâları gerektiren suçlar Cinayetler
CİNAYET Adam öldürmek, katl (Bak: Câni)
CİNAYET-KÂR f Cinayet işleyen
CİNAZE Tabut İçine cenaze konulan sandık
CİNCİN(E) (C: Cenâcin) Göğüs kemiği
CİNH Gece karanlığı
CİNN Bir cins ateşten yaratılmış olup, dünyanın insandan sonra en mühim sekenesidir Akıl ve şuur sâhibi olup pekçok şer ve isyan yapabildikleri gibi "Peygamberlerin ve semâvî kitabların irşadlarıyla" insana yetişememekle beraber terakki edip yüksek kemâlatlara çıkabilen mahluktur İnsanlar gibi dinin bir kısım emirlerini yapmakla ve bazı yasaklarından kaçınmakla yükümlüdürler Kıyamet ve haşirden sonra cinlerden de dünya imtihanını kazananlar Cennet´e, kaybedenler Cehennem´e girecektir Kâinat ve içindeki bütün varlıklar hakkında, en birinci söz söyleme hakkı; onların yaratıcısı ve mâliki olanındır Çünki "Yapan bilir, öyleyse bilen konuşur" bir kaidedir Cinlerin varlığını da, evvelâ; Kur´an-ı Kerimden öğreniyoruz Ayrıca Peygamberimiz Resul-ü Ekrem´den (ASM) gelen sahih rivayetler ve ashabının cinleri görmesi ve görüşmesi hâdiseleri de pek çoktur Cinlerin pekçok cinsleri vardır Bunlar lâtif yaratıklar oldukları için gaybî haberler getirmekte kullanılabilirler Fakat Hazret-i Peygamber´den (ASM) sonra cinlerin gaybî âlemden haber hırsızlamaları Cenab-ı Hak tarafından menedilmiştirCinlerin, kötülüğe sevkedenlerine şeytan-ı cinnî de denilir * Lügatta: Bir şeyi hisseden, setretmek, gizlemek mânasına gelir
CİNN SÛRESİ Kur´ân-ı Kerim´in 72 sûresi olup Mekke-i Mükerreme´de nâzil olmuştur
CİNNET Delilik
CİNNÎ Cinn taifesinden olan
CİNS Nevi´ Boy, soy, kavim, kabile Aynı çeşitten olmak
CİNS-İ LATİF Lâtif ve hoş cins, nev İnsanlar nev´inde kadın
CİNSÎ Zırh yapıcı
CİNSÎ Cinsle ilgili, cinsle alâkalı
CİNSİYET Bir kavim ve kabileye mensub olma * Bir cins ile alâkalı olma
CİNUN (CİNAN) Gece karanlık olmak
CİNZAB Yaban havucu
CİR f Aşağı, alt * Eldiven, kayış vs gibi şeyler yapılabilen tabaklanmış deri
CİRAB (C: Ecribe-Cireb Cerbân) Dağarcık
CİRAHA (C: Cirâh-Cirâhât) Yara
CİRAN Komşular * Müşteriler
CİRAN (C: Cürün) Devenin boynunun önünde boğazlanacak yerinden boğazı çukuruna kadar olan yer
CİRANTA yun Bir senedi ciro eden kimse
CİRAR (Cerre C) Toprak testiler
CİRAYE Suyun ve diğer sıvıların durmadan akıp gitmeleri
CİRBAN Yaka
CİRBET Ekinlik, mezra
CİRCİR Maydanoz
CİRCİS (Bak: Cercis)
CİRCİS Mühür yapılan mum * Toprak * Küçük üvez
CİRE f Çırak, uşak ve hizmetçilere verilen yevmiye, yemek ve para
CİR´ET (Cer´et- Cür´et) Bahadırlık, kahramanlık, şecaat * İkdâm etmek
CİRET Komşuluk
CİRF Büyük nesne
CİRÎ Yılan balığı (Fâriside mermahi derler)
CİRİS Sazan balığı
CİRİŞ Ceset
CİRİT Düşmana atılmak üzere yapılmış ucu demirli, sert tahtadan kısa mızrak Sulh zamanlarında talim mahiyetinde yapılan karşılaşmalara cirit oyunu denirdi Türklerin makbul bir sporu idi
CİRİYYA Tabiat, mizac, fıtrat, yaradılış * Huy, hasletAdet, alışkanlık
CİRM Vücud, ten, cüsse, hacim, büyüklük * Cansız cisim * Yıldız
CİRMAN Organlarla birlikte vücut
CİRO ing Bir senet veya havalenin alacaklı tarafından diğeri namına çevrilmesiyle üzerine buna dair şerh verilmesi
CİRRE Devenin karnından çıkarıp çiğnediği geviş * Yapağı denilen yün
CİRRİYYE Kursak
CİRS Temel, kök, menşe, kaynak, menba
CİRSAM Divanelik, delilik * Öldürücü zehir * Zatülcenb
CİRŞAB Hasta olduktan sonra zayıflayıp gövdede çıban çıkmak
CİRYAL Altının kırmızılığı * Bir cins kırmızı boya * Temiz renk * Şarap
CİRYE Suyun akması ve şırıldaması * Cereyan
CİSAD Kan Safran
CİSİM (Cism) Varlığı bilinen, hayyiz olan, mekânı, ciheti, uzunluğu, genişliği ve derinliği olan şey
CİSM-İ NÂTIK Söz söyleyen cisim Konuşan cisim İnsan
CİSM-İ NİZÂR Zayıf vücud
CİSMANÎ (Cismaniye) Bedene mensub, vücutla alâkalı * Mânevi ve ruhani karşılığı Maddi ve cisimli olmak
CİSMANİYET Cismânilik Maddi beden sahibi olmak hâli(Sual : Kusurlu, noksaniyetli, mütegayyir, kararsız, elemli cismaniyetin, ebediyetle ve cennetle ne alâkası var Madem, ruhun âli lezâizi vardır; ona kâfidir Lezaiz-i cismaniye için bir haşr-i cismâni neden icab ediyor Elcevab : Çünki, nasıl toprak suya, havaya, ziyaya nisbeten kesafetli, karanlıklıdır Fakat, masnuat-ı İlâhiyenin bütün envaına menşe ve medar olduğundan bütün anâsır-ı sâirenin mânen fevkine çıktığı gibi; hem kesafetli olan nefs-i insaniye, sırr-ı camiiyet itibariyle, tezekki etmek şartıyla bütün letâif-i insaniyenin fevkine çıktığı gibi öyle de cismaniyet, en câmi, en muhit, en zengin bir ayine-i tecelliyât-ı esmâ-i İlâhiyedir Bütün hazain-i rahmetin müddeharatını tartacak ve mizana çekecek âletler, cismaniyettedir Meselâ: Dildeki kuvve-i zaika, rızk zevkinde, enva-ı mat´umat adedince mizanlara menşe olmasaydı, herbirini ayrı ayrı hissedip tanımazdı; tadıp tartamazdı Hem ekser esmâ-i İlâhiyenin tecelliyatını hissedip bilmek, zevk edip tanımak cihazatı, yine cismaniyettedir Hem gayet mütenevvi ve nihayet derecede ayrı ayrı lezzetleri hissedecek istidatlar, yine cismaniyyettedir S)( $ âyetinin sarahat-ı kat´iyesiyle: İnsan, en ziyade ünsiyet ettiği ve dünyada numunesini tatmış olduğu cismani lezzetleri cennete lâyık bir tarzda görecek, tadacak Ve lisan, göz ve kulak gibi âzaların ettikleri hâlis şükürler ve hususi ibadetlerin mükâfatları, o uzuvlara mahsus cismani lezzetler ile verilecektir Kur´ân-ı Mu´ciz-ül Beyan o derece cismani lezzetleri sarih bir surette beyan eder ki, başka te´viller ile mâna-yı zâhiriyi kabul etmemek imkân hâricindedir ş)
CİSMEN Cisim itibariyle, cisim olarak Vücutça, bedence
CİSR (C: Cüsûr-Ecsür) Köprü Ağaçtan olan köprü
CİSR-İ MUALLÂK Asma köprü
CİVAN f Cevan Taze Genç
CİVANAN (Civân C) f Gençler
CİVANÎ f Gençlik
CİVANMERD Sözünde sağlam İyilik sever Kahraman
CİVAR Çevre, yöre, etraf * Yakın yer, yakın komşu
CİVARİYYET Komşuluk, yakınlık, aynı civarda oluş
CİVE f Civa (Hg)
CİVELEK Tar: Yeniçeri Ocağı´nda bulunan ve aşçıbaşı maiyetinde yaver gibi kullanılan gençler * Canlı, hareketli ve neş´eli deve yavrusu veya genç
CİYA´ (Câyi´ C) Karınları acıkmış olanlar, açlar
CİYADET Tazelik, yenilik * İyilik, güzellik
CİYEF (Cife C) Lâşeler, leşler Cifeler
CİYET Bozulmuş, değişmiş olan su Bir yere toplanıp birikmiş olan su
CİZ´ Ağaç kütüğü Ağaç kökü Kuru direk Hurma ağacının kökü Hurma ağacı * Çatı örtüsünde kullanılan ağaçlar (Bak: Hanin-i ciz´)
CİZ´-UN NAHL Hurma ağacının kökü, kütüğü
CİZ´ Derenin dar ve kısık yeri
CİZAL Hurma toplama
Cİ´ZARE Kısa boylu tıknaz kimse
CİZARET Deve kasaplığı
CİZE Dere kenarı
CİZFE Küçük sürü
CİZİRMAN Hurma yaprağının aslı; yâni dibi ki, yaprağı dökülünce ağaçta kalır
CİZL (C: Cüzul-Eczâl) Büyük odun ağacının kökü, tomruk
CİZLE Bir büyük yığın hurma
CİZME Deve sürüsü * Koyun sürüsü
CİZMİR Ağaç kütüğü
CİZN Kök * Ağaç kütüğü
CİZYE Vergi Haraç Müslümanların fethettikleri yerlerde, müslüman olmayanlardan alınan ve devlet teminatı altında bulunmanın karşılığı olan vergi (Bak: Haraç)
CİZYEDÂR f Cizye adı verilen vergiyi toplıyan memur, cizyeci

Alıntı Yaparak Cevapla