11-04-2012
|
#5
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Tıbbi Terimler Sözlüğü
EEG: Elektroensefalografi Bu teknikle beynin farklı bölgelerinin elektriksel aktivitesi kaydedilir
Eklem: İki kemiğin bir araya geldiği bir yapı Normal eklemlerde kemiklerin uçlarını örten pürüzsüz bir kıkırdak tabakası vardır, bu tabaka hareket serbestliği sağlar ve bir darbe azaltıcı olarak iş görür Eklemin çevresinde sinoviyum adı verilen bir doku bulunur ve koyu, yapışkan bir sıvı (sinoviyal sıvı) salgılar, bu sıvı kıkırdağı nemlendirir ve kayganlığını sağlar Eklemin tümünü sert, dayanıklı bir kapsül ve ligament adı verilen güçlü bağlar çevreler, bu yapı eklemin stabilitesini sağlar ve parçaları yerlerinde tutar Eklemin hareketini kemiklere tutunmuş olan tendonları çeken kaslar sağlar Tendonlar genellikle sinoviyum ile kaplıdır ve sinoviyal sıvı serbestçe hareket etmelerine olanak verir İnsan vücudunda üç tip eklem bulunur: 1- Fibröz eklemler: Bu eklemlerde kemikler birbirine fibröz bağ dokusuyla bağlanmıştır Bu yapı çok kısıtlı harekete olanak tanır ya da hareketsizdir Fibröz ekleme örnek olarak kafatası kemikleri arasındaki eklemler verilebilir 2- Kıkırdak eklemler: Kemikler birbirine kıkırk bağ dokusuyla bağlanmıştır Bu yapı fibröz dokuyla desteklenmektedir Hareket kısıtlıdır ya da yoktur Omurlar (vertebra) arasındaki fibröz kıkırdak diskler örnek olarak verilebilir 3- Sinoviyal eklemler: Sinoviyal eklemler, insan vücudunun işlerini yapmasını sağlayan hareketli eklemlerdir, omuz, diz, bilekler gibi
Eklem hipermobilitesi: Eklemin hareket yeteneğinin artması; jeneralize (genel) eklem gevşekliği ise genetik olarak aktarılan bir bağ dokusu hastalığıdır
Eklem replasmanı cerrahisi: (Artroplasti olarak da bilinir - Kelime anlamı "eklemi yeniden oluşturmak"tır); Kötü şekilde hasar görmüş olan eklemin ağrısını geçirmenin ve işlevini düzeltmenin çok etkili bir yoludur Kalça ve diz replasmanları onlarca yıldır başarıyla gerçekleştirilmektedir; bugün yılda 50,000 civarında total kalça replasmanı (THR) yapılmaktadır Eklem replasmanı operasyonları ayrıca omuz, dirsek, ayak bileği ve hatta parmaklarda da gerçekleştirilebilmektedir
ELISA (enzyme-linked immunosorbent assay): Enzime bağlı immünosorban yöntem Özellikle kanda antikor tayinleri için kullanılan bir laboratuvar yöntemidir
EMG: Elektromiyografi; kasların elektriksel aktivitesini kaydetme işlemi Sinirden kasa giden impulsların (uyarıların) normal çalışıp çalışmadığını ve kasın gerektiği gibi yanıt verip vermediğini test etmek için kullanılabilir
Enteropatik artrit / enteropatik artropati: İnflamatuvar barsak hastalığı ve romatizmal hastalığın bir arada bulunması, örneğin, ülseratif kolit ve Crohn hastalığı Deformite ve kıkırdak yıkımı bu artrit tipinin özelliği değildir
Enaaa: Kemiğin tendon ya da ligament ile birleşme yeri
Enaaaopati (ya da enaaait): Enaaaislerin inflamasyonuyla sonuçlanan herhangi bir romatizmal hastalık; örneğin, ankilozan spondilit, psöriyatik artrit ve Reiter hastalığı
Enzimler: Biyokimyasal reaksiyonlarda katalizör olarak iş gören kompleks proteinler
Eozinofil: Yabancı maddeleri içine alabilme özelliğine sahip olan bir akyuvar tipi Bu hücreler vücudun allerjik reaksiyonlarında görev alırlar
EPA: Eikozapentaenoik asid (esansiyel, yani vücutta üretilemediği için besinlerle alınması gereken bir yağ asidi)
Epidemiyoloji: Tıbbın hastalıkların toplumdaki görülme sıklığı ve yayılımını inceleyen dalı
Epidural: Bu terim sıklıkla vücudun alt yarısını uyuşturmak için omurilikteki sinirlerin etrafına yapılan enjeksiyon için kullanılır Işlemin tam adı epidural blokajdır
Eritrosit: Alyuvar (oksijen taşımakla görevli kan hücreleri)
ESR: Sedimentasyon; alyuvarların çökme hızı İnflamasyonun derecesini ölçmek için kullanılan testlerden biridir
Etyoloji: Hastalıkların nedenlerini araştıran bilim dalı
|
|
|