Prof. Dr. Sinsi
|
Uyuşturucu Madde Kullanimini Önlemek İçin Anne Ve Babalarin Öneriler
Alkolizm ve uyuşturucu bağımlılığının tedavisi var mıdır?
Bağımlılık
Bağımlılık kişinin kullandığı madde üstünde kontrolünü kaybetmesi ve onsuz bir yaşam sürememeye başlamasıdır Madde bağımlılığı, günümüzde hemen hemen bütün dünyayı saran ve etkisini gittikçe arttıran sosyal ve tıbbi bir problemdir Toplumlar madde bağımlılığını geleneksel olarak ahlaki ve yasal bir problem olarak görmüşler ve bu problemi bağımlı olan (örneğin alkolik) kişinin kendi sorumluluğu ya da şanssızlığı olarak değerlendirmişlerdir Ayrıca tıp çevrelerine de madde bağımlılığının etkin tedavisinin olmadığı şeklinde bir önyargı yerleşmiştir Oysa artık günümüzde modern anlayışa sahip toplumlar bilimsel verilere dayanarak bağımlılığı, biyofizyolojik temelleri olan kronik tekrarlayıcı bir tıbbi hastalık olarak görmektedirler Sadece bireyi değil bütün toplumu hem ekonomik hem de sosyal açıdan giderek daha fazla etkileyen bu probleme biyopsikososyal çözümler bulunması gerekiyor Bu hizmetin geliştirilmesi ve sunulmasında da tıp mesleği, merkezi bir rol oynamalıdır Bir çok araştırma göstermiştir ki madde bağımlılığının tedavisi en az şeker hastalığı, yüksek tansiyon gibi diğer kronik hastalıkların tedavileri kadar başarılıdır ve bu tedavi için yapılan harcama, madde kullanımının yol açtığı büyük ekonomik ve sosyal kayıpların yanında çok küçüktür
▲
Bağımlılık yapan maddeler
Alkol
Sigara
Esrar (cannabis)
Uçucu maddeler
Nitrit inhalanlar (Poppers)
Eroin
Morfin
Ketamin
Meskalin (kaktüs)
Metamfetamin
Steroidler
Kokain
Ecstasy
Rohypnol (Roche)
LSD
GHB
Ice (Amfetaminin saf bir biçimidir)
Crack
Fensiklidin (PCP)
Ritalin
Mantar (Psylocibin)
İnternet ve bilgisayar
Bağımlılık yavaş yavaş, sinsice gelişir Kişi genelde bağımlı olduğunun farkına varmaz
Bağımlılık Kriterleri:
Bağımlılığın çeşitli ölçütleri vardır Buna göre aşağıda yer alanlardan sadece üçü bağımlılık tanısı koymak için yeterlidir
1 Madde kesildiğinde ya da azaltıldığında yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkması
2 Madde kullanımını denetlemek ya da bırakmak için yapılan ama boşa çıkan sürekli çabalar
3 Maddeyi sağlamak, kullanmak ya da bırakmak için büyük zaman harcamak
4 Madde kullanımı nedeni ile sosyal, mesleki ve kişisel etkinliklerin azalması ya da tamamen bırakılması
5 Maddenin tasarlandığından daha uzun ve yüksek miktarlarda alınması
6 Fiziksel ya da ruhsal sorunların ortaya çıkmasına ya da artmasına rağmen madde kullanımını sürdürmek
Nasıl Bağımlı Olunur?
Herkes bağımlı olabilir Madde kullanımı kişinin biyolojik yapısında zamanla değişikliklere yol açar ve ara sıra da olsa kullanan kişinin bundan kaçınması mümkün değildir Kişiler ilk başta ''Ben kontrol edebilirim'' düşüncesiyle başlar, daha sonra bağımlı hale gelir İnsanlar madde kullanımına genelde ara sıra kullanarak başlarlar İlerleyen dönemlerde daha önceki yaşadıkları etkiyi elde etmek için her seferinde kullandıkları miktarı arttırmak durumunda kalırlar Bu durum madde talebinin artması anl***** gelir ki bu da bağımlılığa götüren yoldur Aralıklı da olsa uzun süre kullanım, mutlaka bireyin ruhsal ve kimyasal yapısında değişikliklere yol açar
Fiziksel ve Ruhsal Bağımlılık
Bağımlılık uzun zaman ruhsal ve fiziksel bağımlılık olarak ikiye ayrılmıştır:
Fiziksel bağımlılık; maddenin varlığına karşı duyulan fizyolojik bir istektir Beden uyuşturucu maddeye karşı bir adaptasyon geliştirir Madde alınmadığı zaman, ortaya bazı belirtiler çıkar Çünkü, bedenin bulduğu fizyolojik adaptasyon bozulmuştur Kendini yeni duruma göre ayarlamak zorundadır İşte bu dönemde belirtiler gözlenir
Ruhsal bağımlılık; alışkanlık, itiyat gibi diğer bazı terimler ile de açıklanır Kişinin duygusal ya da kişilik yapısı gereği, gereksinimlerini gidermek amacı ile o maddeye düşkünlüğü biçiminde tanımlanabilir Ruhsal bağımlılıkta madde alındığında doyum, rahatlama ve haz meydana gelir Ancak günümüzde bu iki tanım birbirinden ayrılmamaktadır Çünkü, kişide hem ruhsal, hem de fiziksel bağımlılık aynı anda görülebilir Pratikte de bunun bir yararı yoktur Fiziksel bağımlılık kısa bir süre içinde sonlanabilir Ancak asıl sorun ruhsal bağımlılığın sonlandırılmasıdır Bu daha uzun bir süreç ve çaba gerektiren bir durumdur
Bağımlılık Kontrol Edilebilir mi?
Büyük çoğunluğu kontrol edebileceği inancı ile madde kullanmaya başlamıştır Hiçbir zaman bağımlı olabileceğini düşünmemiştir Amaç ara sıra kullanmaktır Ancak sonuçta kişi bağımlı hale gelir Çünkü, bağımlılık madde kullanımının kaçınılmaz sonucudur Kişi bağımlı olduğunun farkına varamaz Farkına vardığı zaman ise çok geçtir
Kaç Kez Madde Kullanınca Bağımlı Olunur?
İnsanda madde kullanmaya başladıktan ne kadar sonra bağımlılık gelişeceğine ilişkin yeterli veri elimizde yoktur Bağımlılık gelişme riski kullanılan maddenin cinsine, saflığına, kullanan kişinin fiziksel ve ruhsal yapısına göre değişir Bağımlılık yapan maddelerin psikolojik etkileri çok yoğundur Bu nedenle bir kez kullanım bile sorun yaratabilir Örneğin kokain bir kez kullanıldıktan ve etkisi geçtikten sonra 15-16 saat süre ile istenmeyen ruhsal etkilere neden olur Katkı maddeleri ile fazla karıştırılmamış eroin, ilk kullanımdan sonra bile bağımlılık yapabilir Bu nedenle bu maddelerin bir kez kullanılması bile sakıncalıdır ve bağımlılık riski vardır
Bağımlılık iyileşmez, düzelir!
İnsan bir kez bağımlı oldu mu artık bir daha tam olarak bu bağımlılıktan kurtulamaz Ancak bu demek değildir ki, bağımlılık düzelmez Bağımlılık düzelir ancak iyileşmez Kişi madde kullanmadığı sürece iyidir Bir sorunu yoktur Ancak madde kullandığı andan itibaren bağımlılık sorunu derhal canlanır ve her şey yeniden başlar Örneğin alkol bağımlıları düzeldikten sonra her zaman arada sırada bir içmenin hayali ile yaşarlar Ancak bu hayalin gerçekleşmesi mümkün değildir Çünkü, bir kez alkol aldıktan sonra kısa bir süre içinde gene bütün gün içmeye başlarlar
Bağımlılık Hakkında Düşünceler, Önyargılar ve Cevaplar:
Bazıları "Bağımlılık (alkolizm ve diğerleri) ahlaki ve yasal bir problemdir; tıbbi bir mesele değildir "diye düşünüyorlar Çoğu zaman, hastanelerdeki acil servislerde dahi alkolikler ve diğer bağımlılar (sarhoş, yoksunluk krizinde ya da madde kullanımı sonucu başka nedenlerle) başvurduklarında doktorlar ve diğer tıp personeli tarafından tanı ve tedavi gerektiren vakalar olarak değil "baş derdi, problem" olarak görülürler Ne yazık ki davranışları, hastalara karşı tepkileri de buna bağlı olarak olumsuz olmakta ve hastalar ihtiyaç duydukları tedaviyi alamamaktadırlar
Yine benzer şekilde, bağımlıların çevresindeki insanlar, özellikle bağımlılık sürecinin erken dönemlerinde, bu kişilerin ahlaki problem yaşadıklarını, isteseler alkol ya da madde kullanmayı bırakabileceğini düşünürler Tabii bağımlı olan kişi de aynı yanılgıda, yani istedikleri zaman o maddeyi almayabilecekleri zannı içindedirler Oysa kişi çoktan o maddenin ya da alkolün esiri haline gelmiştir ve onu almak için öne sürdüğü sebepler yalnızca bahanedir Gerçek olan, kullandığı maddenin beynini etkileyerek, kişinin maddeyi kontrolsüz bir şekilde almaya devam etmesini sağladığıdır
Bağımlığın tedavisinde dini, yasal, sosyal program ve önlemlerin değeri inkar edilemez ama bunlar tıbbi bir tedavi merkezi etrafında, ona destek olarak görülmeli ve değerlendirilmelidir Ancak bu durumda hayatın her alanını kapsayan, ve kişinin tüm ihtiyaçlarını karşılayan bütüncül, yansız, objektif bir yaklaşım ve tedaviye başlanabilir Toplumun bazı kesimleri, bağımlılığı sadece o kişinin problemi olarak görerek sorumluluk ve yardımdan kaçma eğilimindedir Ne de olsa bağımlı kişi bunu almaya kendi iradesi ile başladı ve yine kendi arzusu ile devam ediyor diye sorunun çözümü için toplumun zaten kısıtlı olan maddi ve sosyal kaynaklarını ayırmak istemezler Çoğu zaman çevrenin ve toplumun desteği olmadan bu sorunu aşmak imkansıza yakındır Bağımlılık tedavileri oldukça pahalı olabilmektedir
Burada bazı önemli noktalar var: Alkol ve uyuşturucu madde kullanımının neden olduğu kazalar, siroz gibi tıbbi hastalıkların tedavisi, uyuşturucu temin etmek için işlenen suçlar vb nedenlerle topluma çok pahalıya mal olmaktadır Dolayısıyla toplum, bağımlı kişilerin tedavisini desteklemekle kendine de iyilik yapmış olur Alkol ve madde bağımlılığının tıbbi tedavisi çok etkilidir Ancak tedavi sonunda beklenti, tüm hastaların madde kullanımını sonsuza dek bırakması olmamalı Hedef bu ise de kişiler genellikle pek çok denemeden sonra bunu başarabilirler ve bazıları da aralıklı da olsa bağımlılığa geri dönerler Bazen de hedef "zararın azaltılması"dır Yani hiç durmadan içen ya da madde kullanan bir kişinin tedavi ile dönem dönem bundan uzak kalması da bir kazançtır
Bağımlılık tedavisinin etkili olmadığına inanan insanlar olsa da alkol ve madde bağımlılığının tıbbi tedavisi çok etkilidir Araştırmalar, tedavinin yasal tedbirlerden 22 kat daha etkili olduğunu ortaya koymaktadır
Alkolizm ve uyuşturucu bağımlılığının tedavisi var mıdır?
BAĞIMLILIK TÜMÜYLE İYİLEŞTİRİLEBİLİR BİR HASTALIK OLMASA DA TEDAVİSİ GEREKLİ VE YARARLIDIR
Madde kötüye kullanımının neden olduğu kötü ekonomik, sosyal, tıbbi ve yasal sonuçlar tüm toplumu etkiler
Tedavi, masrafına değer (cost effective)
Tedavi yaklaşımını belirleyen faktörler
Kullanılan maddenin türü
Kötüye kullanım paterni
Psikososyal destek sisteminin varlığı
Hastanın bireysel özellikleri
Tedavinin hedefleri:
Madde alımının bırakılması (abstinans- ayıklık)
Kullanımı azaltma (moderate use): Nadiren mümkündür Araştırmalar göstermektedir ki alkol bağımlısı tanısı alan kişilerin uzun vadede ancak %5'i sosyal içici olabilmiştir Geriye kalanların yaklaşık yarısı alkolü tamamen bırakmış, geriye kalanlar ise alkol alımını eski haliyle sürdürmektedir
Hastanın fiziksel, psikiyatrik ve psikososyal yönlerden iyileşmesi
Destek gruplarının oluşturulması ve güçlendirilmesi
Tedavi seçenekleri:
Ayaktan (idrarda madde taraması ile)
Gündüz hastanesi
Yatarak
Residential (uzun süreli rehabilitasyon ağırlıklı yataklı tedavi)
Tedavi toplulukları (Therapeutic community)
Yatarak tedavi gerekçeleri:
Ayaktan tedavilerin başarısız olması
Şiddetli psikiyatrik ve/veya tıbbi problemler
Psikososyal desteğin olmayışı
Şiddetli ve uzun süreli bağımlılık
Etkin tedavinin bileşenleri:
1 Değerlendirme
2 Hasta-tedavi eşleştirmesi: kişilik, alt yapı, psikiyatrik durum, kullanım süresi ve boyutu dikkate alınmalı
3 Kapsamlı hizmet: Madde bağımlılığı tedavisi ve ek olarak sağlık, finans, yasal vb problemlerin düzeltilmesine yönelik olmalı
4 Yinelemeyi engelleme: "tetikleyiciler" belirlenir ve başetme stratejileri geliştirilir
5 Tedavinin etkinliğinin değerlendirilmesi
Tedavi bileşenleri:
Bireysel terapiler
Grup tedavileri
Aile görüşmeleri
Eğitim
İlaç tedavileri
Kendine yardım grupları (Adsız Alkolikler-AA, Al-Anon, Rasyonel İyileşme-RR vs)
DETOKSİFİKASYON (yoksunluk beliritlerinin giderilmesi) BAĞIMLILIĞIN TEDAVİSİ DEĞİLDİR Alkolizm ya da diğer madde bağımlılıklarının asıl tedavisi detoksifikasyondan sonra başlar
Bağımlılarda spesifik kişilik özellikleri yoktur ancak kullanılan madde, eksik psikolojik yapıların yerine geçerek kimlik saygısını sağlar
Modern yaklaşım: Madde kötüye kullanımı adaptif ve defansiftir, regresif değildir Eski psikoanalitik görüş madde kötüye kullanımını oral döneme regresyon olarak görüyordu Bu yaklaşımın faydalı olmadığı hatta zarar verebildiği bilinmektedir
Ebeveyn figürlerinin içselleştirilmesinde yetersizlikle karakterize erken gelişim probleminden dolayı kendine bakımda belirgin eksiklik vardır
Duygularını yatıştırmakta, dürtülerini kontrol etmekte ve kimlik saygısını sağlamakta zorluk çekerler
Psikoterapinin altta yatan psikopatolojiyi tedavide işe yaraması için madde kullanımının bırakılması mutlak gereklidir
Bağımlılık tedavisinde kullanılan ilaçlar vardır Bu ilaçların mutlaka doktor kontrolü altında kullanılması gerekiyor
Psikoterapi:
Sıcak ama biraz otoriter bir yaklaşım gereklidir
Adsız Alkolikler gibi kendine yardım grupları tedaviye entegre edilmelidir
Bilişsel - davranışçı tedaviler iyi sonuç verir
Eğitimsel faaliyetler tedavinin önemli bir parçasıdır
Psikoterapilerde iç görü üzerinde yoğunlaşılmamalıdır Psikanaliz gibi bu türdeki terapiler alkol kullanımını daha da arttırabilir
Hastanın içinde bulunduğu aile ele alınmalıdır, çünkü alkolizm bir "Aile Hastalığı"dır
Alkolizmde Ailenin Durumu ve Aileye Düşen Görevler:
Alkolizm bütün aileyi etkileyen aynı zamanda aile tarafından etkilenen bir hastalıktır Hatta alkolizm için "aile hastalığı" diyen yazarlar vardır Tedavide de aileye önemli roller düşer
Alkolikler genellikle "dibe vurmadan" yani herşeylerini kaybetmeden alkolik olduklarını kabule yanaşmazlar (ya da sırf çevrelerindekileri susturmak için alkolik olduklarını söyler, ama bunu değiştirmek için hiçbir ciddi çaba harcamazlar), bu nedenle de tedaviye istekli değillerdir Ailelerinin alkolik hastayı destekleyen tavrı O'nun dibe vurmasını ya da dibe vurduğunu farketmesini engeller Başka bir değişle: alkolik parasız kalır, annesi para verir; karakola düşer, babası kurtarır; hasta olur, eşi hastaneye götürür vs Alkolün olumsuz sonuçlarıyla hasta değil, hep ailesi yüz yüze gelir O ise alkolün verdiği sarhoşluğa sığınıp tüm sorunlarını inkar eder ya da hep başkalarını suçlar Bu kadar derdi çeken aile de sürekli olarak alkolü bırakması için alkolik kişiye baskı yapar ve alkolik bu baskıyı içmesinin nedeni olarak gösterir "Karımın dırdırından, ailemin baskısından dolayı içiyorum" bahanesini sık duyarsınız Oysa bu dırdır ve baskı alkole karşıdır İşte bu durumda bir kısır döngü yaşanmaktadır Yani alkolün kötü sonuçlarını sırtlanan aile, hastanın bunlarla yüzleşmesini aslında engellerken; yaptıkları baskıyla hastanın stresini daha da arttırırlar
Aileler, özellikle eşler, alkolizmden kendileri sorumlu imişcesine bir suçluluk içinde, kendilerini paralama derecesinde, bir kurtarma çabasına girebilirler Eşlerde, buna bağlı depresyon, sık görülür
Yapılması gereken, alkolizminden ve sonuçlarından sadece kendisinin sorumlu olduğunu alkolik kişiyle açık açık konuşmak ve onun bazı şeylerle karşılaşmasını engellememektir Bir bakıma, alkol aldığı zaman, alkoliği yalnız bırakmakta yarar vardır Sarhoş olunca kimsenin kendisini yatırmaya götürmeyeceğini bildiği ve bir kaç kez uygunsuz yerlerde uyandığı zaman ya da alkol alıp "rezalet" çıkardığında kimse kendi yerine özür dilemeyeceği için icabında olumsuz, tepkili tutumla karşılaşınca, alkolü bırakmak için kişide daha büyük bir azim oluşur Diğer türlü kendisini bir bebek gibi yakınlarının bakımına terkeder Alkolün bütün sorumluluğu o kişinin omuzlarına verildiğinden içmemesi için de eski kısır baskı ve dırdırlara gerek kalmaz
Yani kişiye "İstiyorsan iç ama alkolden dolayı olacak hiç bir şey için bizden yardım bekleme " ifadesinde bütün çevresi söz birliği etmelidir Ailede sadece bir kişi bunu söylerse, o günah keçisi ve kötü insan haline gelir Üstelik de diğer kişiler benzer tavrı devam ettireceği için bunun anlamı kalmaz
Örneğin sadece eşi bunu söyler ve yapar, ama babası ve arkadaşları aynı tavrı sürdürmeye devam ederse bunun yararı olmaz
Bu bağlamda, disulfiram (Antabus) isimli ilacın kullanımı da bir aile yaklaşımı içinde yararlıdır (Tedavi bölümünde bu ilacın etkileri ve kullanım biçimi daha detaylı anlatılmaktadır) Hasta disulfiramı bir aile bireyi ya da patronunun gözetiminde düzenli olarak aldığı sürece işe devam edebilecek ya da ailesi desteğini sürdürecektir Ancak ilacı almadığı anda önceden belirlenen bazı müeyyideler uygulanacaktır: işten çıkarma, maddi desteği kesme, babaya ait evde daha fazla oturmasına izin vermeme vb Böylece mücadele alkolden ilaç üzerine kaydırılmış ve bir basamak öteye çekilmiş olur Hasta ilacı bıraktıktan sonra yaklaşık 1 hafta daha alkol alamayacağı için kriz durumlarında zaman kazanılmış olur
Alkoliklerin eşleri için Al-Anon, çocukları için de Alateen adlı kendine yardım grupları bulunmaktadır Bunlara devam edilmesi yararlıdır
▲
b Esrar
Esrarın bağımlılık potansiyeli vardır Bağımlılık yapan her madde gibi zaman içinde aynı etkiyi elde etmek için kullanılan miktar arttırılır, yani esrara karşı tolerans gelişir Uzun süre esrar kullananlar kullanımı kestiklerinde sinirlilik, gerginlik, uykusuzluk, iştahsızlık gibi yoksunluk belirtileri yaşamaktadırlar Bu belirtiler opiyatlardaki kadar şiddetli değildir fakat bağımlılığın geliştiğine işaret ederler Esrar, sigaradan daha fazla kanser yapıcı madde içermektedir ve bireyin yaşam kalitesini daha fazla düşürür Esrar bedende yağ dokusunda biriktiğinden hafıza kaybına, öğrenme ve solunum bozukluklarına neden olabilmektedir Yapılan araştırmalarda esrar kullananlarda şizofreni gelişme riskinin kullanmayanlara göre 7 kat daha fazla olduğu bulunmuştur
▲
c Ecstasy
Ecstasy de bağımlılık yapar Kişi bir süre sonra bu madde olmadan eğlenemez hale gelir Ecstasy'ye karşı tolerans geliştiği için kişi giderek kullandığı ecstasy dozunu artırma gereksimini duymaktadır Ülkemizde satılan ecstasy'lerin içinde farklı kimyasallar olduğu saptanmıştır Kimi zaman da ecstasy adı verilen başka haplar satılmakta ve kişi bunları kullandığı zaman hem beklediği etkiyi görememekte, hem de bilinmeyen bir kimyasal maddeyi bedenine sokmuş olmaktadır Ecstasy'nin bilinmeyen bir nedenden dolayı ölüme neden olduğu gösterilmiştir
▲
d Amfetamin bağımlılığı
Bağımlılık potansiyeli kokainden biraz daha zayıftır Hekimlikte dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda ve narkolepside kullanılmaktadır Amfetamin (ve amfetamin benzeri madde) düzenli kullanımının tipik sonuçları performans artışı duygusu, kilo kaybı ve paranoid düşüncelerdir Yoksunluğunda bunaltı, titreme, halsizlik, kas krampları, gece kabusları, mide ağrıları, doymayan açlık, kendini kötü hissetme belirtileri olur En ciddi yoksunluk belirtisi çökkünlüktür (depresyon)
Amfetamine bağlı olarak psikotik bozukluk, duygudurum bozukluğu, bunaltı, cinsel işlev ve uyum bozukluğu gelişebilir Tedavisi kokain bağımlılığı tedavisine benzer
▲
e Kafein bağımlılığı
Kafein kahve dışında çay, özellikle migren ilaçlarında, kakaoda, çikolatada, hafif içkilerde bulunur Kafein yoksunluğunda baş ağrısı, yorgunluk ya da sersemlik, bunaltı veya çökkünlük, bulantı-kusma belirtileri görülür Tedavide diyet ve alışkanlıklardan kafeinin çıkartılması veya ciddi ölçüde azaltılması gerekir Hasta yakınlarından destek istenir Su ya da kafeinsiz hafif içeceklerin gün içinde sık tüketimi yararlı olur
▲
f Kokain bağımlılığı
En fazla bağımlılık yapan, sıklıkla kötüye kullanılan ve en tehlikeli maddelerden biridir Diğer isimleri: snow, cake, lady, freebase, crack, rock Tıpta ilk olarak yerel anestezide kullanılmıştır Kokainin davranışsal etkileri hemen hissedilir ve 30-60 dakika sürer Solunum yoluyla alınışı az tehlikeli, damardan ve sigara olarak alınması ise en tehlikeli yollardır Ağızdan alımı beyin-damar hastalıkları, kalp anomalileri ve ölümle sonuçlanabilir
Kokain zehirlenmesinde aşırı neşe veya duygulanımda küntleşme, gerginlik veya öfke, kalp atım artışı, gözbebeği genişlemesi, terleme-titreme, bulantı-kusma, burun akıntısı, kilo kaybı, kas zayıflığı, göğüs ağrısı, kalpte ritm bozukluğu, şaşkınlık, kasılma nöbetleri ve koma görülebilir
Kokain yoksunluk belirtilerinden yorgunluk, canlı ve hoşnutsuz rüyalar, uykusuzluk veya aşırı uyku, iştah artışı, aşırı hareketlenme veya durgunluk sayılabilir Kokaine bağlı paranoid sanrılar ve varsanılarla giden psikotik bozukluk, duygudurum bozukluğu, bunaltı bozukluğu, cinsel işlev bozukluğu, uyku bozukluğu gelişebilir
Tedavisinde sosyal ortam değişimi, sık idrar tahlilleri, bireysel ve aileye yönelik psikolojik destek, kendine yardım grubu olan Adsız Narkotikler (AN) desteği yardımcı olabilir
▲
g Halüsinojen madde bağımlılığı
Psikodelik maddeler olarak da bilinen halüsinojenler, klasik olarak doğada bulunan psilosibin ve meskalindir Klasik yapay halüsinojen ise LSD'dir (1938'de üretildi) Uzun dönem halüsinojen kullanımı sık görülmez Fizik bağımlılığı yoktur
Halüsinojen kullanımında bunaltı, çökkünlük, şüphecilik, yargılama bozukluğu, algıların keskinleşmesi, yabancılaşma, yanılsamalar, varsanılar, gözbebeği genişlemesi, kalp hızının artması, terleme, çarpıntı, görme bulanıklığı, titreme, dengesizlik görülür
Halüsinojene bağlı kalıcı algı bozukluğunda varsanılar, renk parıltıları, renklerin belirginleşmesi, nesnelerin çevresinde ışık haleleri, nesneleri olduğundan çok büyük veya çok küçük görmeler olabilir Halüsinojene bağlı psikotik bozukluk, duygudurum bozukluğu, bunaltı bozukluğu gelişebilir
Tedavisi, halüsinojen bağımlılığında psikoterapi ve yatıştırma, kısa süreli ilaç kullanımı, var olan psikiyatrik durumun tedavisi biçimindedir
▲
h Uçucu (bally, tiner, poppers, vs) bağımlılığı
Bu gruba çözücüler (solventler), yapıştırıcılar, uhular, aerosoller, propanlar, tiner ve benzin girer Örnek olarak Bally, tiner, benzin, çakmak gazı, temizleme sıvısı, sprey boya, ayakkabı boyası, daktilo düzeltici sıvısı sayılabilir Bunlar ucuz, kolay bulunan ve yasal maddelerdir Bu nedenle yoksullar ve gençler tarafından sık kullanılır Uçucu madde kullanımı sonrası kavgacılık, aldırmazlık, yargılama bozukluğu, sersemlik, nistagmus (göz titremesi), geveleyerek konuşma, yürürken sendeleme, uykulu hal, tepki yavaşlaması, titremeler, kasların zayıflaması, görme bulanıklığı veya çift görme, aşırı neşe, komaya varabilecek bilinç kaybı görülebilir
Uçuculara bağlı olarak deliryum, kalıcı bunama, psikotik bozukluk ve duygudurum veya bunaltı bozukluğu gelişebilir
Tedavisinde eğitim, alttaki kişilik bozukluğunun tedavisi, sosyal destekleme gerekebilir
Poppers:
Nitrit inhalanları popüler jargonda ''poppers'' olarak adlandırılır ve ülkemizde giderek kullanımı artmaktadır Nitritlerle oluşan entoksikasyon sendromları standart inhalan maddelerin entoksikasyonundan belirgin farklılık taşır
Poppers kullanan kişiler hafif öfori, zaman duygusunda değişiklik, başta dolgunluk hissi ve muhtemel cinsel duygularda artış etkilerinin arayışı içindedirler Bazı kişiler poppers'i cinsel inhibisyonları azaltmak ve orgazmı geciktirmek için kullanırlar
Yan etkileri bulantı, kusma, baş ağrısı, sersemlik, hipotansiyon ve solunum yolları iritasyonudur Bağımlılık yapma riski yüksektir
▲
i Sigara (nikotin) bağımlılığı
Sigara kullanımı giderek daha küçük yaşlarda başlamaktadır Sigara kullanımının en önemli yan etkisi uzun vadede ölümdür Sigaranın uyarıcı özellikleri dikkat artışına, öğrenme ve sorun çözme yetisinde gelişime yol açar Ayrıca gerginlik ve çökkünlüğü azaltıcı etkileri vardır Sigaraya başlayanların yarısından fazlası sürekli içici hale gelir
Sigarayı bıraktıktan sonra 24 saat içinde ortaya çıkan yoksunluk belirtileri arasında huzursuzluk ve depresif duygudurum, sinirlilik ve uykusuzluk, iştah artışı, kalp yavaşlaması sayılabilir
Destek almadan kendi kendine sigara bırakma başarı oranı %10 gibiyken nikotin bantları kullanımı ve davranış terapisi desteğiyle başarı oranı %60'a kadar çıkabilmektedir En önemli öğe yeme, araba kullanma, sosyal ortamlar gibi günlük etkinliklerin sigarasız nasıl sürdürüleceği, duygusal sorunlar ve kilo alımıyla nasıl başa çıkılacağını gözden geçiren desteği planlamaktır Grup olarak (topluca) sigarayı bırakma, nikotinli sakızlar, antidepresan kullanımı ve psikoterapi sigarayı bırakmada yardımcı olabilir
▲
j Eroin (opiyat) bağımlılığı
Opiyatlar eroin, morfin, hidromorfin, metadon ve kodeindir En sık kullanılan opiyat eroindir Düzenli kullanımıyla eroine birkaç ayda bağımlılık ve tolerans gelişmektedir Eroin kullanımıyla önce neşelenme, sonra apati (ilgisizlik), huzursuzluk, yargılama dikkat ve bellek bozukluğu, gözbebeklerinde daralma, sersemlik, sözleri geveleme olur Eroin kullanımının azaltılması veya kesilmesiyle yoksunluk belirtileri yani huzursuzluk, bulantı-kusma, kas ağrıları, göz yaşı artışı, burun akıntısı, gözbebeği genişlemesi, terleme, ishal, esneme, ateş, uykusuzluk ortaya çıkabilir Eroin aşırı dozda alındığında solunum durması ile ölüme neden olabilir Eroin komasında gözbebekleri toplu iğne başı gibi daralmıştır
Tedavisinde ayıklığın sağlanması, denetimli metadon yerine koyma tedavisi, psikoterapi, adsız narkotikler (AN) gibi kendine yardım grupları sayılabilir
▲
k Fensiklidin bağımlılığı
Melek tozu, kristal, barış hapı, süpergrass, hap, roket yakıtı, at sakinleştirici olarak bilinen fensiklidin ve ketamin veterinerlikte kullanılan bir anestezik maddedir
Fensiklidin kullanımında kavgacılık, dürtüsellik, saldırganlık, yargılama bozukluğu, nistagmus (göz titremesi), hipertansiyon ve kalp hızının artması, uyuşma, ağrı duyumunda azalma, sarsak hareketler, konuşma peltekleşmesi, kas katılığı, kasılma veya koma görülebilir
Bağımlılığında düşünce bozukluğu, reflekslerin azalması, bellek kaybı, dürtü denetimi kaybı, uykululuk, çökkünlük, yoğunlaşma bozukluğu olur Fensiklidine bağlı psikotik bozukluk, duygudurum bozukluğu, bunaltı bozukluğu gelişebilir
Tedavisinde bilinç kapalıyken takip, belirtilere yönelik tedavi, sessiz ve karanlık oda sağlamak, antipsikotik ve bunaltı gidericiler sayılabilir
▲
l Sakinleştirici uyku verici (sedatif hipnotik) bağımlılığı
Sakinleştiriciler gerilimi azaltarak, genellikle bunaltı gidericilerle eşanlamlı kullanılır Sakinleştirici ve bunaltı gidericiler de doza bağlı olarak uyku verebilir, uyku vericiler de gündüz sakinleşmesi yapabilirler Bu grup içinde bulunan ilaçlar benzodiyazepinler (Diazem, Rohypnol, Xanax, Valium gibi) ve barbitüratlardır
Fizyolojik ve psikolojik bağımlılıkları olup tolerans da gelişebilir Çoğunlukla yeşil reçeteli ilaçlardır Aşırı alındığında uygunsuz cinsel veya saldırgan davranış, oynak duygudurum, yargılama bozukluğu, sözleri geveleyerek konuşma, sarsak hareketler, sendeleyerek yürüme, nistagmus (göz oynaması), dikkat/bellek bozukluğu, uykululuk veya koma görülebilir
İlaç aniden kesilirse yoksunluk belirtileri yani terleme, nabız artışı, el titremesi, uykusuzluk, bulantı-kusma, gelip geçici varsanılar (görsel, işitsel, dokunsal), huzursuzluk, bunaltı, sara benzeri kasılma nöbetleri görülebilir
Özellikle barbitürat yoksunluğu yaşamı tehdit edebilir Sakinleştirici, uyku verici ve bunaltı gidericilerle ilgili kalıcı bunama, kalıcı bellek bozukluğu, psikotik bozukluk gelişebilir Alkol ile alındıklarında zehirlenme olasılığı artmaktadır Tedavisinde psikiyatrik yardım gereklidir
Uyusturucu bagimliligi ve ailelerin yaklasimi    Bunlar cok önemli iki nokta  Ipin ucunu kacirmissaniz ve suclu hissediyor iseniz bilgilenin ancak O sekilde sevdiklerinize yardimci olursunuz 
|