11-04-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Mekke Tarihi
ZEMZEM KUYUSU
ZEMZEMİN BULUNMASI
Kadınlar, yere kadar uzanan, bol ve ortası kemerli elbise şeklini Hz İsmail'in annesi Hacer'den öğrenmişlerdir O da İbrahim'in diğer hanımı olan Sâra'dan öğrenmiştir
İbrahim (a s ), Hacer'i ve kucağındaki henüz emme çağında olan İsmail'i getirtip Kâbe'nin yakınındaki zemzem kuyusunun bulunduğu alana yerleştirdi O tarihte Mekke'de hiç kimse olmadığı gibi, etrafta su diye bir şey de yoktu İbrahim hanımını oraya yerleştirmiş ve yanına azık olarak bir tulum hurma ve bir kırba su bırakmıştı İbrahim onları bırakıp yoluna devam edince, hanımı ona: "İbrahim! Ne bir insan ne de başka bir şeyin bulunduğu bu vadide bizi terkedip nereye gidiyorsun?!" dedi Hanımı bunu defalarca tekrar etmesine rağmen, İbrahim ona dönüp bakmadı Bunun üzerine hanımı: "Allah mı sana böyle bir şey emretti?" dediğinde ise, İbrahim (a s ): "Evet" diye cevap verdi Hanımı bu cevap karşısında: "Öyleyse Allah bize sahip çıkar" dedi
Sonra hanımı döndü, İbrahim (a s ) da yoluna devam etti Hanımının kendisini görmeyeceği bir tepeyi geçtikten sonra, Kâbe'nin olduğu yere dönerek, ellerini kaldırıp şöyle dua etti: "Ey Rabbimiz! Namazı dosdoğru kılmaları için ben, aile efradımdan bir kısmını Beyt-i Harem'in (Kâbe'nin) yanında ekinsiz bir vadiye yerleştirdim Artık Sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meylettir ve onlara rızık ver Umulur ki bu nimetlere şükrederler" (İbrahim Suresi 37 Ayet)
Hacer oğlunu emziriyor ve yanındaki sudan içip hayatını sürdürmeye çalışıyordu Mataradaki su bitince küçük yavrusu susadı Anne kıvranan çocuğuna dayanamayıp su aramaya koyuldu En yakın yer olarak Safâ tepesini gördü Üzerine çıktı ve etrafına bakınıp birilerini görmeye çalıştı Ama ne yazık ki hiçbir kimseyi göremeyince Safâ tepesinden inip vadiyi geçti, sonra Merve tepesine geldi Aynı şekilde tepeye çıkıp birilerini görmek umuduyla etrafa bakındı, ama yine hiç kimseye göremedi Bunu tam yedi defa tekrarladı
Merve tepesine yaklaştığında bir ses duydu ve evhama kapılarak o sese: "Sus be!" dedi Sonra kulak kabarttı ve aynı sesi duydu; bu defa şöyle karşılık verdi: "Duydum seni, var mı bir yardımın?!" Bundan sonra, zemzem kuyusunun olduğu yerde bir melek beliriverdi Melek, kuyruğu (başka bir rivayette kanadı) ile toprağı kazmaya başladı Sonunda su çıktı Anne suyun içine girip elleriyle: "Ha, işte böyle" dedi ve kırbasını o sudan doldurmaya başladı Su durmadan kaynıyordu İçip oğluna da içirdikten sonra melek ona: "Sakın helak olacağım diye korkma; zira burası Allah'ın evinin yeridir ve onu bu çocukla babası inşa edecektir Allah, hiç bir zaman kendisine yakın olanları (ehlini) helak etmez" dedi
Çok geçmeden, Cürhüm kabilesinden bir grup gelip Mekke'nin aşağı tarafında konakladılar Bir şeyler arayan bir kuş gördüklerinde: "Bu kuş kesin su arıyordur, ama biz bu vadide su olmadığını adımız gibi biliyoruz" dediler Bunun üzerine kuşun olduğu yere bir kaç adam gönderdiler Adamlar oraya vardıklarında suyu gördüler Hemen dönüp kabilelerine durumu haber vermeleri üzerine göçlerini alıp oraya gittiler Suyun yakınında konaklamak üzere Hacer'den müsaade istediler Hacer de: "Evet, konaklayabilirsiniz, ancak bu suda bir hak iddia etmeyeceksiniz" dedi Cürhümlüler bu şartı kabul ederek, suyun civarına yerleştiler
ZEMZEM KUYUSUNUN YENİDEN KAZILMASI
Abdulmuttalib bir gün Hicr-i İsmail'de uyurken rüyasında kendisine şöyle denildi: "Berra'yı kaz!" Bunun üzerine: "Berra nedir?" dedi İkinci gün aynı yerde uyurken bu defa kendisine: "Madnûne'yi kaz!" denilince o: "Madnûne nedir?" dedi Sonra rüyasında duyduğu ses kayboldu Ertesi gün dönüp aynı yerde uyuduğunda üçüncü kez aynı sesi duydu Bu defa kendisine: "Taybe'yi kaz" dendi O ise: "Taybe nedir?" diye aynı şaşkınlıkla cevap verdi Dördüncü gün aynı yerde kendisine: "Zemzemi kaz!" ddendiğinde: "Zemzem nedir?" diye karşılık vermesi üzerine kendisine: "Bitmek tükenmek bilmeyen bir şeydir" denildi ve sonra kendisine kuyunun yeri gösterildi
Abdülmuttalib kendisine tarif edilen yeri kazmaya başladı Kureyş ona: "Ne yapıyorsun Abdülmuttalib?" deyince o "Zemzem kuyusunu kazmam istendi" diye karşılık verdi Kuyu açılıp içindeki iki ceylan heykelini gördüklerinde onun doğru olduğunu anladılar
Sonra Abdülmuttalib kazı işlerine devam ettiğinde kuyuda altından iki ceylan heykeli buldu Bu heykelleri, Cürhüm kabilesi, Mekke'den çıkarılmaları üzerine gömmüşlerdi Bu kuyu İbrahim (a s )'ın oğlu İsmail'in kuyusuydu Abdülmuttalib, zemzemi bulmaya muvaffak olunca sonra milleti nezdinde büyük bir şeref ve pâye kazandı zira burası Allah'ın evinin yeridir
|
|
|