Konu
:
Medine Tarihi
Yalnız Mesajı Göster
Medine Tarihi
11-04-2012
#
5
Prof. Dr. Sinsi
Medine Tarihi
MİHRABLAR
MESCİD-İ AKSA'YA DOĞRU NAMAZ
Efendimiz Medine-i Münevvere ye hicret ettikten sonra 16 ay kadar mescidi Aksaya doğru namaz kılmıştır
Bu durumda efendimizin ilk mihrabı mescidin kuzey kısmında idi
Sırtınızı Hz Aişe direğine vererek kuzeye doğru yürüdüğünüzde 5
direğe ulaştığınızda Bâbu Cibril sağ tarafınız da kalacaktır
Takriben Bâbu Cibrilin buradan hizasına gelen yer efendimizin ilk mihrabı idi
MİHRAB-I NEBİ
Yukarıda zikrettiğimiz gibi efendimiz Medine-i Münevvere ye hicret ettikten sonra takriben 16 ay kadar bir zaman beytul makdise doğru namaz kılmnıştır
Çünkü o zaman kıble orası idi
Daha sonra kıble tahvili olan ayet nazil olunca kıble Kâbe oldu
Kıble tahvil olunca efendimiz 10- 12 gün kadar “ustuvanetu aişe” denilen Aişe direğine doğru namazları kıldırdı
Daha sonra kendi mihrabı diye bilinen yere yakın bir yere geçti
Burada şunu hatırlatmakta fayda vardır
Efendimizin mihrabı şimdi ki gibi içi mukavvas dışa doğru çukur(bombeli) değildi
O zaman önüne aldığı bir hurma kütüğüne karşı namaza duruyordu
Hulefe-i Raşidin zamanında da içi boş mihrablar henüz bilinmiyordu
O tip mihrab ilk olarak Ömer b
Abdülaziz zamanında 91 h
yılında ihdas olundu
Şu anda Rasulullahın mihrabı diye bilinen mihrab tam olarak efendimizin durduğu yerde değildir
Oraya yakın bir noktada dır
Bu mihrabı Sultan Kayıtbay 888 h
Yılında yaptırmıştır
Arkasındaki sülüsle yazılmış yazı bu yapıtla ilgili malumatı bize vermektedir
Suud hükümeti de bu mihrabı 1404 h
yılında elden geçirerek tamir etmiş ve bu tamirin de tarihini mihrabın arkasındaki eski levhaya birkaç satır ilave ederek düşülmüştür
Mihrabı nebevi mevzuunda şunu belirtmeden geçemeyeceğim
Yeryüzünde en doğru mihrab mihrab-ı nebi dir
Çünkü efendimizden şöyle buyurduğu rivayet edilmektedir
“ben Mescidimin kıblesini bana Kâbe gösterilerek koydum” buyurmuştur
Hz
OSMAN MİHRABI
Bu mihrabda Hz Osman r
a
ın kendi zamanında Mescid-i Nebevî yi genişlettikten sonra namaz kıldırdığı yerdir
Namaz kıldırdığı yerin üzerine Hz
Ömere yapılan suikast gibi bir suikast yapılır düşüncesiyle biriketten bir mahfil yaptırmıştı
Genellikle bu mahfilde namaz kıldırırdı
91 h
yılında Ömer b
Abdülaziz Mescid-i Nebevî yi genişletirken bu mihrabı ilk defa dışa bombeli olarak inşa ettirmiştir
Bu mihrab Hz
Osmanın yaptığı mihrab olmasından dolayı “Osman mihrabı” diye müştehir olmuştur
TEHECCÜD MİHRABI
Teheccüd mihrabı efendimizin gece namazlarını kıldığı yerdir
İnsanlar efendimizden ayrılıp gittiklerinde oraya bir hasır atıp namaz kıldığını rivayet ediyorlar
Hz
Ali k
v
de orada gece namazlarını kılmaya devam etmiştir
Efendimiz zamanında sahabiler efendimizi orada namaz kılar görünce aynı yerde namaz kılmaya başladılar
Çoğaldıklarını gören efendimiz artık hasırı oraya sermemeye başladı
Hasırı içeriye aldığını gören sahabe ertesi gün efendimize sordular
“yarasulellah senin gece namaz kıldığını görünce bizde kılıyorduk neden hasırı içeri aldın
” Efendimiz de onlara böyle devam ederseniz gece namazı üzerinize farz kılınır sizde ona güç yetiremezsiniz diye korktum onun için kaldırdım” buyurur
Şu anda bu mihrab tahta dolap haline getirilerek kuran dolabı olarak kullanılmaktadır
FATIMA MİHRABI
Teheccüd mihrabının önünde mahfilin içersinde bir mihrab daha bulunmaktadır
Bu mihrab efendimizin mihrabı gibi bombeli bir yapıda mermerle kaplıdır
HANEFİ MİHRABI
Bu mihrab efendimizin mihrabı önünde duranın sağ tarafında yani batı tarafında üçüncü direğin yanıdır
Efendimizin Mescidinde bir zamanlar imamlık görevi maliki imamlarındı
Hicri 7
asırda mısır hükümdarları tarafından birde Şafii imam tayin edildi
Sabah namazı fecr vaktinin girmesiyle karanlıkta eda edilir, ondan sonra malikiler kılarlardı
Fakat diğer namazları önce malikiler kılar sonra Şafiiler kılarlardı
9
asrın ikinci yarısında Mescid-i Nebevî nin şeyhi Doğan şeyh 860 h
de ikinci bir mihrab inşasını emretti
Bu mihrab Hanefi mihrabı olarak bilinen mihrabtır
Buraya bir Hanefi imam tayin edildi
Mescid-i Nebevî nin içerisinde bulunan bu iki mihrabta da namaz kılınır olmuştur
Ancak Hanefiler diğer imamlar kıldırdıktan sonra kıldırmışlardır
Yalnız teravih namazlarını beraber kılmışlardır
Daha sonraları efendimizin mihrabında bir gün biri ertesi gün diğeri kıldırmaya başlamışlardır
1303 senesinden itibaren bu mihrabda büyük cemaat Hanefiler tarafından daha sonraki cemaat Şafiiler tarafından daha sonraki ise malikiler tardından kıldırılır olmuştur
Ancak sabah namazlarında önce Şafiiler sonra malikiler daha sonra da Hanefiler kıldırmışlardır
Hanefi mihrabı yapıldığı günden (860h
)itibaren sultan Süleymanın tamirine kadar aynı hal üzere devam etmiştir
Sultan Süleyman 938 h
de bu mihrabı siyah ve beyaz mermerlerle süsledi
Bundan sonra bu mihrab Sultan Süleyman mihrabı olarak anılır oldu ve arkasına bunun anısı olarak da bir kitabe yazıldı
Bu kitabe halen mevcuttur
Bu mihrabı birçok kimse sultan Süleyman tarafından inşa edildiğini sanırlar oysa o sadece bu mihrabı tamir ettirmiş ve arkasına da bir kitabe koymuştur
Bu kitabenin yazısından kaynaklanan bir yanılma söz konusudur
SUFFE VE SUFFE EHLİ
Suffe denilen yer kıble tahvilinden sonra yapılmıştır
Medineye hicret eden muhacir sahabelerden ehli Medineden tanıdığı olanlar onların yanına gider onlarda kalırlardı
Tanıdığı olmayanlar ise Mescid-i Nebevî ye gider orada kalırlardı
Hem efendimizi daha çok görürler hem de ondan diğerlerinden daha fazla istifade ederlerdi
Efendimiz de onların ihtiyaçları ile ilgilenir Medinelileri onlara yardım konusunda teşvik eder, bizzat dertleriyle kendisi de ilgilenirdi
Kıble beytul makdisden kabeye tahvil olununca (sene 2h
) efendimiz kuzey duvarının yani mescidin arka kısmının tavanının örtülmesini emretti
Bu kısma suffe adı verildi
Orada kalanlara da ehli suffe denildi
Yukarıda da bahsedildiği gibi ehli suffe genelde kimsesiz, gariban kalacak yeri olmayan kimselerden oluşuyordu
Ama bunlar miskin miskin oturan kimseler de değil aksine ilim ve araştırma ehli idiler
Adetleri hakkında farklı görüşler var olmakla beraber 600 – 700 kişi olduğu rivayet edilir
Bunların hepsi bir anda orada olmazlardı
Gazalara gidenler, memleketine gidenler olurdu
Bir arada oldukları anda 70 kişi civarında olurlardı
Bunlardan bazıları fakirlikte o kadar ileri idiler ki üzerlerinde zar zor avret yerini örtecek bir elbise bulunurdu
Ama hallerinden hiç şikâyet etmezlerdi
Amaçları efendimizden azami derecede istifade etmekti
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul