Yalnız Mesajı Göster

Kütahya Tanıtımı (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)

Eski 11-04-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kütahya Tanıtımı (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)



GİRİŞ
Ege Bölgesinin İç Batı Anadolu Bölümünde yer alan Kütahya, bilinen tarihi içinde Hitit, Frig, Roma, Bizans, Selçuklu, Germiyanoğulları ve Osmanlı Dönemi uygarlıklarıyla Türkiye Cumhuriyetine ulaşmıştır Kütahya ili sınırları içinde kalan topraklarda yerleşen ve adı bilinen en eski halk Hititlerdir Buna rağmen çevredeki Arkeolojik buluntular ilin yerleşim tarihini çok daha eskilere, ilk çağlara değin götürmektedir Kütahya için kesin bir kuruluş tarihi verilememekle birlikte; Hitit metinlerinde geçen Assuva tarihiyle ilgili IV Tuthaliya (MÖ 1256–1220) yıllıklarına dayanarak MÖ II binin ortalarında kurulduğu söylenebilir Kütahya, bugün de işletilen zengin maden yatakları dolayısıyla tarihin her devresinde ilgi görmüş, bu sayede geniş ticaret yollarına sahip olmuş, hızla gelişmiştir Malazgirt Zaferinin ardından XI yüzyılın sonunda Türk uygarlıklarıyla tanışan Kütahya, Germiyanoğlu Beyliğine başkentlik yapmış olup Osmanlı Devleti bu topraklar üzerinde kurulmuştur Ayrıca Kütahya “Türk ve dünya askerlik tarihi” nin en büyük zaferinin kazanıldığı yer olarak zengin bir kültürel mirasa sahiptir

ŞEHRE VERİLEN ADLAR

Eski kaynaklara, sikke ve yazıtlara göre Kütahyanın antik dönemdeki adı “Kotiaeion”dur Ünlü Antik Çağ Coğrafyacısı Strabon bu adın, “Kotysin Kenti” anlamına geldiğini belirtmektedir Kotys, Trakyada yaşayan Odrislerden olup, Romalıların MS 38de Anadoluya gönderdiği bir komutanın adıdır Kütahya Müzesinde bulunan bir sikkede bu ad “Koti” olarak geçmektedir Kütahya adı, eskisine benzetilerek Türkler tarafından verilmiştir

KÜTAHYANIN İLK KURULUŞ YERİ

İlimizin ilk yerleşim yeri Kütahya kalesi ve çevresidir Germiyanoğulları döneminde de kullanılan şehir merkezinde yapılan kazılarda Roma dönemi nekropol (mezarlık) alanları bulunmuştur Ancak şehir merkezinde Frigler dönemine ait önemli bir buluntuya rastlanmamıştır Kütahyanın antik dönemdeki yerleşim alanı henüz kesin olarak belirlenememiştir Ne zaman kurulduğu, nerede kurulduğu, ne zaman ve kim tarafından fethedildiği kesin olarak ifade edilemeyen Kütahya, bir sırlar kentidir

Yapılan Arkeolojik Kazılar ve Eski Yerleşim Merkezleri

Bugüne kadar Kütahya ve çevresinde yapılan sistematik kazı ve araştırma sayısı çok değildir İngiliz Arkeoloji Enstitüsü adına Clive Foss - Kütahya Kalesini, Epigraf Tomas Drew Bear - Yazıtları, David French - Roma Yolları ve Mil Taşlarını, İstanbul Üniversitesinden Prof Dr Turan Efe Antik Yerleşimlerden Höyük ve Tümülüsleri araştırmıştır Alman Arkeoloji Enstitüsünün Aizanoi Antik Kentinde başlattığı sistematik kazı ve araştırmalar 1970 yılından beri devam etmektedir Müze uzmanlarının Kütahya il sınırlarında yaptığı inceleme ve araştırma çalışmalarında yüzü aşkın höyük, tümülüs ve antik yerleşim saptanıp belgelenmiş, yapılan kurtarma kazılarıyla kentin tarihini aydınlatacak önemli arkeolojik malzemelere rastlanmıştır Kütahya Merkez Seyitömer Höyükte yapılan kurtarma kazılarında Eski Tunç dönemine uzanan toplu buluntular elde edilmiş olup Kütahya Arkeoloji Müzesinde ayrı bir salonda sergilenmektedir Merkez Ağızören Köyünde 2000 yılında yapılan kazılarda Hitit yerleşimine ait nekropol (mezarlık) alanında önemli arkeolojik malzemeler ele geçmiştir Kütahyada Eski Tunç Dönemine uzanan toplu buluntu veren en önemli merkez, 1977 yılında kömür çıkartma işlemi sırasında ulaşılan Tavşanlı Tunçbilek, Boyalık ve Gevence mevkileridir İlin yerleşim tarihine ışık tutan Eski Tunç buluntu merkezleri Seyitömer, Tavşanlı - Kayı Köyü, Altıntaş - Üçhöyük, Domaniç - Elmalı, Simav, Emet ve Çavdarhisar yöreleridir Buralarda ele geçen buluntular Bitynia dışında tüm Batı Anadoluda rastlanan tipik Troya çanak - çömleği örneklerindendir Gaga ağızlılar, üç ayaklı kaplar, depas türü maşrapalar dışında, Balıkesir, Bursa yöresine özgü Yortan kültürünün bezekli kaplarına rastlanması, Kütahyanın kuzeyinde bu kültürün etkin olduğunu göstermektedir

Dönemler

HİTİT - FRİG DÖNEMİ

Kütahya yöresi, Hititler Dönemi'nde Assuva'nın doğusunda, Hitit Devlet sınırlarının da batısında yer almaktadır Antik Çağ bölümlenmesine göre ise ilin doğu yarısındaki toprakları Frigya, batısı da Mysia bölgesindedir O dönemde Hititlerin siyasal etkisi dışında kalan Batı Anadolu'daki pek çok kent konfederasyonlar şeklinde örgütlenmiştir Kuzeybatı Anadolu'daki As-suva Konfederasyonu bunlardan biridir ve Kütah*ya'nın batısında kalan topraklar bu konfederasyona bağlıdır İlin kuzey kısımları ise zengin gümüş yatak*ları ve buna bağlı gelişmiş ticaret yolları dolayısıyla Hititlerin sürekli ilgi ve etki alanında kalmakta, bu yüz*den sıkça saldırılara uğramaktadır Hitit İmparatorluk döneminin sonuna doğru doğuda Assuva yöresindeki bakır yataklarının Asurlar'a kaptırılması, Hitit*ler'in Kütahya'ya ilgisinin artmasına ne*den olmuştur Bu sırada Assuva'nın ba*şında Sum Dlama, Hititler'in başında IV Tuthaliya bulunmaktadır (MÖ 1256-1220) Assuva'ya saldıran Hititler'in ülkeyi yakıp yıktıklarını, Assuva kralı ve oğlu Kukkulis'i tutsak alıp Hattuşaş'a götür*düklerini IV Tuthaliya yıllıklarından öğre*niyoruz MÖ 1200'lerde Trakya'dan Anado*lu'ya büyük dalgalar halinde geçen Frig-ler, bölgede Hitit egemenliğine son verip, doğuda Kızılırmak, güneybatıda Burdur Gölü'ne kadar uzanan geniş bir alanı yurt tutmuşlardır Bursa, Balıkesir yörelerine gelen yeni oymakların eskilerini daha doğuya sürmeleri sonucunda Kütahya'nın batı kesimleri Mysia bölgesinde yer almıştır

Yine Frigler'in bir kolu olan Bitin ve Tinler'in Kütahya'nın kuzeyine Bilecik-Sakarya bölgesine yerleştikleri görülmektedir Frigler'in asıl kalabalık oymaklarının ise Afyon, Eskişehir, Kütahya üçgenin*deki bölgeye yerleşmesi sonucunda, Kütahya'nın doğusu Epiktetos Frigyası adını almıştır Kütahya'nın güneyine, Temnos (Şaphane) ve Dindimos (Murat) Dağı'na kadar yayılan Frigler yerli Hititler'le karışıp kaynaştıkça güçlenmiş, kültür alanlarını genişleterek doğuda Fırat'a, batıda Ege Denizi'ne kadar dayan*malarına rağmen Lidyalılar üzerinde sürekli bir ege*menlik kuramamışlardır Frig Yerleşimi-Söğüt Köyü MÖ VIII yüzyılda devlet olarak örgütlenen Frigler'in barışçı bir toplum olarak geliştiği, tarım ve hayvancılıkla uğraştıkları, kaya mezarları, tapınım alanları ilekendilerine özgü bir mimari getirdikleri, maden işçiliği ve dokumacılıkta ileri gittikleri, yeni müzik aletleri ürettikleri görülmektedir Antik kay*naklar, ünlü masalcı Ezop'un doğum yeri olarak Kütahya'yı göstermektedir MÖ 676'da Kafkasya üzerinden Anadolu'ya giren Kimmerler'in, Frigya Kralı III Midas'ı yenerek Kütahya ve çevresini ele geçirdiği, daha sonra MÖ 607'de Lidya kralı Alyattes'in Kimmer egemenilğine son verdiği gözlenmektedir Lidyalılar döneminde Efes'ten başlayıp başkent Şart, Uşak ve Kütahya'dan geçerek Adalar Denizi ve Kızılırmak'ın doğu yakasını birbirine bağlayan Kral Yolu bu dönemde yapılmıştır Doğuda gelişerek Anadolu'yu Marmara'ya kadar istila eden Persler'in ünlü kralı II Kyros, MÖ 546'da Lidyalıları tarihten silmiş, Kütahya'yı Frig Satraplığı'nın merkezi yaptığı Dinar'a bağlamıştır Pers yönetiminin zayıflamasıyla MÖ 334'te Biga Çayı civarındaki savaşı kazanan Makedonyalı İskender bölgede üstünlük kurmuştur İskender'in MÖ 324'te ölümüyle Kütahya ve çevresi komutan*larından Antigonas'a geçmiştir Bölgede MÖ III yüzyılın başlarında yaşanan karışıklıklardan sonra Bergama Krallığının üstünlük sağladığı ve MÖ 133 tarihinde Kütahya'nın Roma'nın Asya Eyaleti sınırlarına dahil edildiği görülmektedir

ROMA VE BİZANS DÖNEMİ

Kütahya, Roma egemenliğine girdiği sırada böl*gede küçük şehir devletleri vardır Kütahya'da Koti-aeion, Gediz'de Cadı, Simav'da Synaus, Emet'te Ti-beriopolis, Simav Boğazköy'de Ancyra, Altıntaş'ta Soa ve Çavdarhisar'da Aizanoi Antik yerleşim mer*kezleri bulunmaktadır Bu şehir devletlerini Claudius unvanlı valiler yönetmiş, toplanan verginin bir bölü*münü merkeze gönderip kalanını kentin imarına har*camışlardır O dönemin en büyük şehri olan 120 bin nüfuslu Aizanoi'nin Zeus Tapınağı, İmparator Hadrian MS (117-138) döneminde toplanan arazi vergileriyle yaptırılmıştır Bu bölgede (302) tarihinde yapıldığı saptanan bir borsa binası vardır Duvarları üzerinde Latince fiyat listeleri bulunmaktadır Bu lis*teler fiyat artışlarını önlemek için konulmuştur

MS395'te Roma İmparatorluğu'nin ikiye ayrıl*masıyla Kütahya, Doğu Roma İmparatorluğu (Bi*zanslında kalmıştır Bu dönemde önemli bir pisko*posluk merkezi olan Kütahya hızla gelişmiş, çevresi*ne yapılan kalelerle korunaklı bir kent haline getiril*miştir Zeus Tapınağı kiliseye çevrilmiş, il ve çevre*sinde çok sayıda kilise inşa edilmiştir

SELÇUKLULAR DÖNEMİ

1071 'de Malazgirt Savaşı'nda Alparslan'a yenilen Bizans İmparatoru Romanos Diogenes salıverildikten sonra Bizanslılar tarafından Kütahya Kalesi'ne getiril*miş ve gözlerine mil çekilerek cezalandırılmıştır Anadolu Selçuklu Devleti'ni kuran Kutalmışoğlu Süleyman Şah, 1075'te İznik'i aldıktan sonra Kütah*ya ve yöresine akınlar düzenlemiş, 1078'de şehri ele geçirmiştir II Yakup Çelebi İmaret Külliyesi 1097'de Haçlıların saldırısıyla Bizans'ın eline ge*çen Kütahya 1182'de Selçuklular tarafından geri alın*mıştır 1186'da II Kılıç Arslan ülkeyi 11 oğlu arasında paylaştırınca Kütahya Gıyaseddin Keyhüsrev'e düş*müş, çıkan karışıklıklar ve kardeş kavgaları sırasında 1196'da Kütahya tekrar Bizanslıların eline geçmiş, 1233'de Alaeddin Keykubad zamanında Anadolu Selçuklularına yeniden kazandırılmıştır Kütahya'daki Hıdırlık Mescidi, Yoncalı Hamamı ve Camisi, Balıklı Camii ve Medresesi Selçuklu döne*mi eserlerindendir

BEYLİKLER DÖNEMİ

I Alaaddin Keykubad döneminde 1230'da Ana*dolu'ya gelen Germiyanoğlu Aşireti, Malatya yöresi*ne yerleştirilmiş olup 1240'ta Baba İshak ayaklanma*sında Selçuklulara yardım etmişlerdir 1243 Kösedağ bozgunundan sonra artan Moğol baskısı karşısında Germiyanoğulları 1260'ta göç ederek Kütahya yöre*sine yerleşmiştir Ulu Camii 1277'de Anadolu Selçuklu Devleti'nin dağılma*sıyla Kütahya ve yöresi Germiyanoğullarfnın payına düşmüş, hızla gelişen Germiyanoğlu Beyliği, Batı Anadolu'nun en güçlü beyliği olmuştur İlk beylerinin Alişir olduğu bilinmektedir Alişiroğlu I Yakup 1300'de bağımsızlığını ilan ederek Kütahya'yı baş*kent yapmıştır 1340'ta yerine geçen oğlu Mehmet Bey döneminde gelişimini sürdüren Germiyanoğlu Devleti'nin başında 1361'de Süleyman Şah görün*mektedir Bu dönemde Osmanlı Sultanı I Murad'ın Vacidiye Medresesi oğlu Bayezid'e kızını veren Süleyman Şah, Kütahya, Simav, Emet ve Tavşanlı'yı kızı Devlet Hatun'un çeyi*zi olarak Osmanlılar'a vermiştir (1381) Yıldırım Baye-zid 1389'a kadar Kütahya'da valilik yapmıştır Süley*man Şah, Kula'ya çekildikten sonra 1387'de ölmüş, yerine oğlu II Yakup Bey geçmiştir Germiyanoğulla*rı Beyliği II Yakup'un vasiyeti üzerine 1429'da Os*manlılara katılmıştır Kütahya'daki Germiyanoğlu eserleri arasında bu*gün Çini Müzesi olan II Yakup İmaret Külliyesi, şimdi Arkeoloji Müzes olan Umur-Bin Savcı Medresesi ile İshak Fakih Camii ve Medresesi sayılabilir Germiyan oğulları döneminde Yıldırım Bayezid'in Kütahya Valili*ği sırasında yapımına başlanan Ulu Camii XV Yüzyıl*da Musa Çelebi döneminde tamamlanmıştır

OSMANLILAR DONEMİ

1429'da Germiyanoğlu II Yakup'un vasiyeti ile Osmanlılara geçen Kütahya bu dönemde bir sancak merkezidir 1451'de Anadolu Beylerbeyliği'nin mer*kezi olan Kütahya'da Kanuni'nin oğulları Şehzade Bayezid (1542-1558) ve (Sultan II) Selim (1558-1566) valilik yapmışlardır 1511'de Safavilerin Anadolu'da yaptıkları bölü*cülük sonucunda çıkan Şahkulu ayaklanması Kütah*ya'ya kadar yayılmıştır 1833'te Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa'nın Kütah*ya'yı işgali ve aynı yıl imzalanan Kütahya Antlaşması ile şehri terk etmesi dönemin kayda değer olaylarıdır Kütahya Osmanlı mimarisinin güzel örnekleriyle do*natılmış, çeşme, köprü, cami, medrese, han ve ha*mamlarla imar edilmiştir Selçuklulardan bu yana de*vam eden çini sanatı bu dönemde en parlak devrini yaşamıştır Dünya tarihinin devlet gözetiminde yapı*lan ilk toplu iş sözleşmesi, Fincancılar Esnafı An*laşması adıyla 13 Temmuz 1766 tarihinde Kütah*ya'da imzalanmıştır 1849'da Osmanlı Devleti'ne sığınan Macar ba*ğımsızlık hareketinin önderi Lajos Kossuth ve bera*berindeki 56 mülteci, 1850-1851 yıllarında Kütah*ya'da konuk edilmiştir Lajos Kossuth'un Kütahya'da kaldığı ev 1982 yılında müze haline getirilmiştir 1867'de Hüdavendigar Vilayetine bağlı bir san*cak merkezi olan Kütahya, 8 Ekim 1923'te vilayet ol*muştur

MİLLİ MÜCADELE VE CUMHURİYET DÖNEMİ

Kütahya'nın Milli Mücadele tarihimizde çok önemli bir yeri vardır Cumhuriyetimizin kurulması için verilen bağımsızlık mücadelesinin en önemli saf*hası ilimiz sınırları içerisinde yaşanmıştır I Dünya Savaşı sonunda itilaf devletleri, Mond*ros Ateşkes Antlaşması hükümlerine dayanarak Ana*dolu'yu işgale başladılar İşgaller karşısında milleti ve memleketi savaşa sürükleyenler, kendi hayatlarının endişesine düşerek gerekli tedbirleri almamışlar*dıOrdunun elinden cephanesi alınmış, itilaf devletle*ri türlü vesilelerle yurdun çeşitli bölgelerini işgale baş*lamışlardır İtilaf donanması İstanbul'da; Fransızlar, Adana'da; İngilizler Urfa, Maraş, Samsun ve Merzi*fon'da; İtalyanlar, Antalya ve Güneybatı Anadolu'da bulunuyorlardı 15 Mayıs'ta itilaf devletlerinin izni ile Yunan ordusu İzmir'e çıkmıştır Bu durum karşısında Türk milleti tarih boyunca gösterdiği "millet olma bilin*ci" içerisinde işgallere karşı Kuva-i Milliye hareketini başlatmıştır Kütahya'da Milli Mücadele 20 Eylül 1919 günü başlamıştır Binbaşı İsmail Hakkı, Yüzbaşı İsmet, Yüzbaşı Süleyman ve Mülazım Tahsin Beyler Kütah*ya'ya gelerek Kuva-i Milliye Teşkilatını kurmuşlardır Teşkilatın başına Askerlik Şubesi Başkanı Binbaşı Nüzhet Bey seçilmiştir İsmail Hakkı Bey Komutasın*da oluşturulan 350 kişilik bir müfrezenin İngilizleri Kü*tahya'dan çekilmek zorunda bırakması Kütahya'da Milli Mücadelenin ilk başarısıdır Kütahya'da, Milli Alayı kurmayı başaran (Prişti-neli) İsmail Hakkı Bey, Batı Cephesi Komutanı Ali Fu*at (Cebesoy) Paşa tarafından Kütahya Milil Alayı Ku*mandanlığıma atanmıştır İsmail Hakkı Bey Pozantı Kongresi'nden dönmekte olan Mustafa Kemal Paşa'ya Afyon'da bulunduğu sırada telgraf çekerek Kütahya'ya "Milli Alayı" denetlemesi için davet etmiş*tir 6 Ağustos 1920 tarihinde Kütahya'ya gelen Mus*tafa Kemal Atatürk, Milli Alayı denetlemiş ve Kütah*ya'dan ayrılırken Kütahya Mutasarrıfı Sait Bey'e ken*di el yazısıyla takdirname vermiştir

Kütahya Milli Alayı, Milli Mücadele yıllarında önemli görevler üstlenmiş, işgal yıllarında büyük ya*rarlılıklar göstermiştir 10 Ağustos 1920'de imzalanan Sevr Antlaşması sonrasında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin antlaşmayı tanımadığını ilan etmesi üzeri*ne işgal hızlanmış, Yunanlılar 13 Temmuz'da Altın*taş'a, 14 Temmuz'da Tavşanlı'ya, 17 Temmuz'da Emet, Simav ve Kütahya'ya 3 Eylülde Simav'a, 5 Ey*lülde Gediz'e girmişlerdir 28 Temmuz 1921'de Kü*tahya'ya gelen Yunan Kralı Konstantin Savaş Konse*yini burada toplayıp Ankara üzerine yürüme kararı çı*kartmıştır Yunan Ordusunun bu ilerleyişi karşısında Türk Ordusu, Sakarya'da Başkomutan Mustafa Kemal ko*mutasında dünya savaş tarihinde örneği görülmeyen bir taktikle büyük bir zafer kazanmıştır Sakarya'da durdurulan düşman ordusunu tama*men yurttan atmak amacıyla bir yıl kadar süren hazır*lık döneminden sonra 26 Ağustos 1922 tarihinde Başkomutan Mustafa Kemal Büyük Taarruzu başlat*tı Bu çarpışmalar sırasında Türk askeri, tarihimizin her döneminde görülen kahramanlık ve fedakarlıkla*rına yenilerini ekledi 57 Tümen Komutanı Albay Re*şat (Çiğiltepe) Bey'in Çiğiltepe'nin alınmasının yarım saat gecikmesi üzerine görevini yerine getirememe*nin üzüntüsü ile kendisini vurması, bu anlayışa örnek teşkil eder Zaferden sonra buraya Albay Reşat Çiğil*tepe Anıtı yapılarak anısı ölümsüzleştirilmiştir Mustafa Kemal Atatürk, Büyük Taarruzu bizzat cephede idare ederek üstün askerlik vasıflarını gös*termiş ve her zaman askerinin yanında Türk ordusu*na büyük moral ve destek olmuştur 30 Ağustos günü Başkomutan Mustafa Kemal'in Zafertepe'den bizzat yönettiği meydan muharebesin*de Allıören, Keçiler, Kızıltaş Deresi yolunun iki yanın*da Yunan birlikleri tamamen sarılmış ve imha edilmiş*lerdir Kızıltaş Deresi bölgesinde açık kalan alandan bazı Yunan birlikleri ve General Trikopis, General Di-yenis ve birçok Yunan komutanı kaçmışlardır Başkomutan Mustafa Kemal, İsmet Paşa ve Fevzi Çakmak Paşa Çalköy'de yıkık bir evin avlusun*da kırık bir kağnı arabasının üzerinde durum değer*lendirmesi yaparak Yunanlıların yeniden savunma düzenine geçmesini önlemek ve Yunanlıları mağlup etmek için İzmir'e girmek görüşüne varmışlardır Mustafa Kemal burada Batı Cephesindeki tüm subay ve erlere okunmak üzere bir bildiri yayınlamıştır

"Türkiye Büyük Millet Meclisi Orduları, Afyonka-rahisar-Dumlupınar büyük meydan muharebesinde, zalim ve mağrur bir ordunun temel varlığını inanılma*yacak kadar az bir zamanda yok ettiniz Büyük ve seçkin ulusumuzun fedakarlıklarına layık olduğunuzu kanıtladınız Sahibimiz olan büyük Türk ulusu gele*ceğine güvenmekte haklıdır Böylece Kütahya 30 Ağustos Zaferi ile düşman işgalinden kurtarılmış, bunu 1 Eylülde Gediz, 3 Ey-lül'de Emet ve Tavşanlı'nın kurtuluşları izlemiştir

Dünya da ilk defa toplu sözleşme Kütahya'da yapılmıştır Dünyaca ünlü çini-seramik geleneği hala yaşatılmaktadır (İsmail Haşimoğlu)

Alıntı Yaparak Cevapla