Prof. Dr. Sinsi
|
Manisa Tanıtımı (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)
Manisa Genel Bilgi

Ege Bölgesinde yer alan Manisa, doğudan Uşak ve Kütahya, kuzeyden Balıkesir, güneyden Aydın, güneydoğudan Denizli, güneybatı ve batıdan İzmir illeriyle çevrilidir Manisanın batısı Ege, doğusu ise İç Batı Anadolu bölümünün içerisinde kalır Ayrıca Soma, Kırkağaç ve Akhisar ilçelerinin bazı küçük bölümleri de Marmara Bölgesi içerisindedir Manisanın güney ve kuzey kesimleri dağlık olup, 2 070 m yüksekliğe sahip olan ve Salihli ilçe sınırlarındaki Bozdağlar kütlesinde bulunan Kumpınar Tepe ilin en yüksek dağıdır İlin batı kesimleri de ovalardan oluşmaktadır İlin doğu kesiminde, yüksekliği yer yer 1 000 m yi aşan Gördes-Uşak platosunun güneydoğusunda, Kula çevresinde sönmüş volkan konileri bulunmaktadır Bunun kuzeyini engebelendiren Demirci-Simav dağları Hasanyaran Tepesinde 1 595 m ye ulaşır Ayrıca batı kesimini, Görenez Dağı (1 280 m ), Çal Dağı (1 034 m ), Manisa Dağı (Spil Dağı) (1 513 m ), Yunt Dağı (1 075 m ) ve Soma Dağı (Tarhala Dağı) (1 111 m ) engebelendirmektedir

Tektonik jeolojik olaylar sonucunda il topraklarında doğu-batı doğrultusunda kırık fay hatları bulunmaktadır Bu nedenle de Türkiyenin belli başlı deprem kuşakları üzerindedir Tarih boyunca da başta Manisa olmak üzere Alaşehir, Salihli, Turgutlu ve Akhisar, Soma ve Kırkağaç yöreleri sık sık depremlerle sarsılmıştır
İl arazisinin ana çizgilerini, doğu-batı doğrultusunda uzanan ve kuzey-güney ve güneydoğu-kuzeybatı doğrultularına çatallanan oluk şekilli çukurlar oluşturmaktadır Bu çukur kısımların kenarında kalan yüksek kütleler dağ sıralarını oluştururken, doğudan batıya doğru eğik bir geniş alanı da ovalardan oluşmaktadır Platolar Demirci Dağlarının geniş etekleri üzerinde yer alır Ovaların yer aldığı çöküntü alanları, genelde akarsuların ve sellerin getirdiği alüvyonlarla dolduğu için oldukça verimli topraklar meydana gelmiştir İlin belli başlı ovaları Manisa, Akhisar, Gediz ,Alaşehir, Güneşli, Salihli, Sarıgöl, Bakırçay ve Turgutlu ovalarıdır

İl topraklarını Susurluk Çayının başlangıç kollarından olan Simav Çayının uzantıları, Bakırçay ve Gediz Nehri sulamaktadır Doğal göl sayısı azdır ve bunlar pek önemli göller değildir Gölmarmara ilçesindeki Marmara Gölü 320 milyon m3 su depolayabilecek büyüklüktedir Demirköprü Barajı 1 022 Milyon m 3 su depolama potansiyeli ile ilin en önemli su depolama alanıdır İlin denizden yüksekliği 43 m ile 750 m arasında değişmektedir Yüzölçümü 13 810 km2 olup, 2000 Yılı Gelen Nüfus sayım sonuçlarına göre; toplam nüfusu 1 260 169dur
İlin doğal bitki örtüsü zengin sayılmaz Alçak alanlarda makiler, zeytinlikler ve bağlar bulunmaktadır İç alanlara doğru step görünüm gösterir Dağların yüksek kesimlerinde ise kızılçam ve karaçam ormanları bulunmaktadır

Manisada Akdeniz ve Karasal İklim hüküm sürmektedir Akdeniz iklimi ilin batı kesiminde hakim olup, yazlar kurak ve sıcak, kışlar ılık geçer İlin iç ve yüksek kesimleri karasal iklimin etkisi altındadır Yazları sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve yağışlıdır
İlin ekonomisi tarım, hayvancılık, madencilik, bağcılık, dokumacılık ve sanayie dayalıdır Yetiştirilen belli başlı ürünler; üzüm, kavun, karpuz, buğday, arpa, çiğit, mısır, tütün, pamuk, patates, patlıcan, lahana, pırasa, soğan, kiraz, şeftali, domates, zeytin, sakız kabağı, dolmalık biber, armut, şeker pancarı, karnabahardır Hayvancılıkta dağlıç koyunu ve tavukçuluk yapılmaktadır Hayvansal ürünler, çeşitli süt ürün fabrikaları ile, Et ve Balık Kurumunun kombinasında değerlendirilir Manisada özel ve kamuya ait sanayii kuruluşları bulunmaktadır Bunlar un, irmik, makarna, bisküvi, bitkisel yağ, meyve suyu, salça, balık konservesi, sebze ve meyve konservesi, şarap, sigara, yem, pamuk, yün ipliği, çırçır, kumaş, hazır giyim, tarım alet ve makineleri, oto yedek parçaları, metal eşya, kimyasal ürünler, prefabrik konut, tuğla ve kiremit ile mobilya üreten fabrikalardır

İlde her yıl yapılan Mesir şenliklerinin ekonomiye katkısı bulunmaktadır Manisa Sultan camisi minarelerinden atılan Mesir macununun özelliği, hoş lezzeti ve kokusudur Diğer özellikleri arasında ağrılara, sancılara, soğuk algınlıklarına, hazımsızlıklara, iştahsızlıklara ve ağız kokusuna karşı kullanılmaktadır Mesir Macununun halkın inanışlarına göre; Macundan yiyen kimseyi bir yıl boyunca zehirli hayvanların sokmayacağına, Nevruz günü en ağır hastaların iyileşeceği, Macunu yiyen gelinlik çağındaki kızların, o yıl içinde evleneceklerine, Çocuğu olmayanların, bu macundan yedikleri taktirde çocukları olacaklarına inanılır Çocuk hastalıklarına da faydalı olduğu söylenmektedir
İl yer altı kaynakları bakımından da zengindir Salihlide altın ve uranyum; Selendide bakır, kurşun, çinko; Alaşehirde civa, çimento hammaddesi ve traverten; Turgutluda demir, nikel ve tuğla kiremit hammaddesi; Merkez ilçede çimento hammaddesi; Demircide kianit, feldispat, mika ve perlit; Kulada dolomit, mermer; Saruhanlıda magnezit ve traverten; Gördeste linyit, mika ve feldispat, kianit; Akhisarda mermer ve zımpara taşı; Somada da linyit yatakları bulunmaktadır

Antik çağlarda Magnesia at Sipylum ismi ile bilinen Manisada ilk yerleşim Üst Paleolitik Çağda (MÖ 45 000-15 000) başlamıştır Bunun ardından Kalkolitik Çağda (MÖ 5500-3500), İlk Tunç Çağına ait (MÖ 3500-2000) buluntularla karşılaşılmıştır Manisa yöresi Hititler döneminde 22 kent devletinin birleşmesinden oluşan Assuva Krallığının sınırları içerisinde bulunuyordu M Ö 1200lerde ise Lydialılar Kızılırmaka kadar bütün Batı Anadoluya egemen olmuşlardır Antik Çağda Lydia Bölgesinin sınırları içerisindedir MÖ 1200de Ege göçleri sırasında Yunanistandan buraya gelen topluluklar yerli halk ile kaynaşarak yeni bir kültür oluşturmuşlardır Hermessos (Gediz) ve Kaikos (Bakırçay) vadilerinde kurulmuş olan Tantalis (Manisa) ve Thyateira (Akhisar) bölgede bilinen ilk yerleşimlerdir

Tarihte, devlet güvencesinde ilk parayı basan Lydia Krallığının başkenti bugünkü Sardes (Sart) şehri idi Paktalos (Sart) Çayından çıkarılan altın madeni ile ünlüydü Lidya Krallığı gücü ve zenginliğiyle ünlü son Kral Krezüsün adıyla özdeşleşmiştir Ancak M Ö 546 yılında Persler tarafından yıkılmıştır Bundan sonra yöre bölge; M Ö 546 yılından M Ö 334 yılına kadar Pers egemenliğinde kalmıştır Sardes bu dönemde de önemli bir ticaret merkezi olmuştur M Ö 334de Trakya üzerinden Anadoluya geçen Büyük İskender, Pers ordularını yenerek Suriyeye doğru ilerlemiş ve Pers egemenliğine son vermiştir Büyük İskenderin M Ö 323 yılında ölümünden sonra İskenderin komutanlarının birbirleriyle mücadelesi sonunda Seleukoslar (MÖ 282-261), ardından Pergamon Krallığının yönetimine girmiştir

Bergama Krallığı III Attalosun ölümünden sonra (M Ö 133), vasiyeti üzerine Roma İmparatorluğunun yönetimine devredilmiştir Manisa yöresinde meydana gelen büyük depremler sonucu bölgedeki Magnesia, Thyateira, Philadelphia ve Sardes gibi bütün yerleşimler büyük ölçüde yıkılmıştır Roma İmparatoru Tiberiusun katkılarıyla bu kentler yeniden yapılmıştır Roma döneminde bölgede üretim ve ticaret canlanmış, Gediz ve Bakırçay vadilerindeki tarımsal ürünlere yeni çeşitler eklenmiştir M S 395 yılında Teodisiusun imparatorluğunu iki oğlu arasında pay etmesiyle Manisa ve çevresi Doğu Roma İmparatorluğunun sınırları içinde kalmıştır Hıristiyanlığın batıya doğru yayılmasında, Philadelphia, Sardes ve Thyateira kentlerinin önemli rolü olmuştur Magnesia da bu dini ilk benimseyen kentlerden olmuş sonra da önemli bir piskoposluk merkezi haline gelmiştir

İstanbul 1204 yılında Latinler tarafından işgal edilince imparatorluk merkezi İznike taşınmıştır İmparator Ionnes Ducas döneminde Magnesia ekonomik, sosyal ve stratejik yönden Batı Anadolunun en önemli şehirlerinden biri haline gelmiş ve imparatorluk merkezi görevini üstlenmiştir Sardes, Philadelphia, Thyateira ve Magnesia Kalesi kalıntıları Bizans döneminden kalan kalıntılardır 1261 yılında İstanbul Latinlerden geri alınınca Manisa önemini yitirmiştir
Manisa Saruhanoğulları tarafından 1313 yılında fethedilmiş ve beyliğin merkezi haline getirilmiştir Saruhan Beyin ölümünden sonra yerine geçen oğlu İlyas Bey döneminde Saruhan Beyliği en görkemli dönemini yaşamıştır Ulu Cami, Mevlevihane, Çukur Hamam ve Saruhan Beyin türbesi bu dönemde yapılmıştır Yıldırım Beyazıt 1391de Manisa yöresini Osmanlı topraklarına katmışsa da Timura yenilmesinden sonra tekrar saruhan Beyliğine verilmiştir Osmanlı birliğini yeniden kuran Çelebi Mehmet Manisayı tekrar Osmanlı topraklarına katmış ve Osmanlı şehzadeleri burada vali olarak görev yapmışlardır Bu dönemde Manisa cami, medrese, han, hamam, imaret, çeşme, bimarhane, şifahane gibi yapılarla bezenmiştir

XVI yüzyıla kadar Osmanlının Saruhan sancağı olan Manisa, herhangi bir iç ve dış olayla karşılaşılmamıştır Ancak Anadoluda başlayan celali hareketleri burada da isyanlara, yağmalara neden olmuş ve bunlar da şehre zarar vermiştir XVIII yüzyılın ikinci yarısından sonra bölgeye hakim olan Karaosmanoğulları bu isyanları ve yağmaları sona erdirmiştir
Manisa 1833te Mısırlı İbrahim Paşa tarafından işgal edilmiş, yapılan Kütahya Antlaşması ile de bu işgalden kurtarılmıştır Manisa 1847ye kadar Anadolu eyaletine bağlı Saruhan sancağının, 1867ye kadar Saruhan eyaletinin, sonra da Aydın vilayetine bağlı Saruhan sancağının merkezi olmuştur
I Dünya Savaşından sonra yapılan Mondros Mütarekesine dayanan Yunanlılar İzmir ile birlikte 26 Mayıs 1919da Manisayı da işgal etmişlerdir Buna karşılık Manisada İstihlâs-ı Vatan, Cemiyet-i Müderrisîn; Demircide Müdafaa-i Hukûk-u Osmânî; Gördeste Hareket-i Milliye Teşkilatı; Kırkağaçta İstihlâs-ı Vatan; Kulada Redd-i İlhak; Somada Müdafaa-i Hukuk ve Turgutluda Müdafaa-i Hukûk-u Osmâni isimli cemiyetler kurularak Yunan işgaline karşı mücadeleye başlamışlardır

30 Ağustos 1922deki Dumlupınar Meydan Muharebesinin zaferle sonuçlanması üzerine Fahrettin Paşa komutasındaki kolordu İzmire ilerleyerek Yunan direnişini kırmıştır İzmire doğru kaçan Yunanlılar ve yerli Rumlar kenti ateşe vermiş, günlerce süren yangında tarihin Manisaya kazandırdığı büyük kültürel mirasın önemli bir kısmı yok olmuştur Yaklaşık üç yıl Yunan işgalinde kalan şehir, 8 Eylül 1922 tarihinde kurtarılmıştır
Cumhuriyetin ilanından sonra 1923de Saruhan adıyla vilayet olan şehrin adı, 1927 yılında Manisa olarak değiştirilmiştir
Manisadan günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Stratonikeia, Khlıara, Sandiana, kalanda, Agoeira, Trakhoula, Gordos, Heira Kome, Hermokapelaia, Hyrkanis, Kastalos, Koloena, maionia, Persikai, Saitta, Sasotra, Satala, Silandos, Sardes, Magnesia ad Spylum, Thyatreia antik kentleri, Manisa Kalesi, Ulu Cami, Lala Paşa Camisi, Göktaşlı Camisi, Hüsrev Ağa Hamamı, Hüsrev Ağa Camisi, Timurtaşoğlu Ali Bey Camisi, Sinan Bey Camisi, Attar Ece Camisi, İvaz Paşa Camisi, Hatuniye Camisi, Hacı Yahya Camisi, Arapalan Camisi, Çeşnigir Camisi, Sultaniye Külliyesi, Hüsrev Ağa Camisi, Muradiye Camisi, Manisa Bimarhanesi, Manisa Mevlevihanesi, Alaybey Çeşmesi, Alaybey Sıbyan Mektebi, Yakup Ağa Sıbyan Mektebi, Molla Şaban Sıbyan Okulu, Saruhan Bey Türbesi, İlyas Bey Mescidi, Hacet mescidi, Darphane, Revak Sultan Türbesi, Dere Mescidi, Yedi Kızlar Türbesi, Çukur Hamam, Karaköy Hamamı, Manisa Sarayı kalıntıları bulunmaktadır Manisa Hükümet Konağı, Kuvayi Milliye Anıtı, Saat Kulesi ve Manisaya bağlı Kulada Türk sivil mimari örneklerinden evler vardır
|