Yalnız Mesajı Göster

Manisa Tanıtımı (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)

Eski 11-04-2012   #13
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Manisa Tanıtımı (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)



Manisa Sivil Mimari Örnekleri


Manisa sivil mimarisi Spil Dağının kuzey etekleri ile Gediz Irmağına kadar uzanan ovada hafif eğimli bir alanda yer almaktadır Kaynaklarda bu evlerin bahçe içerisinde iki katlı olduğu yazılıdır Bağlık ve bahçelik içerisindeki bu evlerden ötürü şehre Bahçekent ismi de verilmiştir XVIyüzyılda Manisaya gelen Kâtip Çelebi Cihannüma isimli eserinde bu evlerle ilgili bilgi vermektedir Ona göre şehrin her yanının bostanlık, bağlık ve bahçelik olduğu, halkın yaz aylarında bağlara gittiği yazılıdır Evliya Çelebi de Manisanın şaşılacak derecede mamur olduğuna değinmiştir:
"Kalenin bulunduğu puslu dağın eteğinde, doğudan batıya, Bursa şehri gibi kurulmuş müzeyyen bir şehirdir 6660 kadar güzel evlerden meydana gelmiş, tamamı 60 mahalledir Büyük saraylar ile süslü şehir baştan başa kiremit ile örtülü güzel ve temiz altlı üstlü iki katlı evlerle hoş görünümlüdür Bunlar birbiri üzerine Kale Dağına yapışmış hanelerdir Yüzleri baştan başa pencere balkon olan evler kuzey taraftaki ovada akan Gediz Nehrine bakar


Kurtuluş Savaşı sırasında Manisa Yunan işgaline uğramış ve Yunanlılar çekilirken şehri yakmışlardır Bu yüzden de Manisa evleri ile ilgili örnekler il merkezinde günümüze gelememiştir 1922 yılında yapılan bu yangından sonra şehir yeniden yapılırken o dönemin belediyesi eski evleri örnek alarak üç ev yaptırmıştır

Bununla beraber Manisa evleri tek katlı veya hanaylı denilen iki katlı taş avlulu yapılardır Bunlar dar ve çıkmaz sokakların iki yanına sıralanmıştır Yüksek avlu duvarları ile sokaktan ayrılan bu yapıların biri küçük, diğeri büyük olmak üzere iki kapıları bulunuyordu Bunlardan büyük kapılar at arabalarının veya develerin geçebileceği büyüklükte idi Evlerin avlusu taş olup, çoğu kez buraya bir de çeşme yerleştirilmiştir Avluya bakan hayat denilen büyük ve önü açık odalar çıkmalı olup, içerisinde yüklükler, dolaplar, raflar, sedirler ve kafesli pencereleri bulunuyordu


İki katlı evlerde ortada bir sofa bunun iki yanında da odalar sıralanmıştır Türk sivil mimarisinde Karnıyarık olarak isimlendirilen bu tür yapıların sıra halinde dışarıya açılmış dikdörtgen söveli pencereleri ve demir kepenkleri bulunuyordu

Manisa halkı yaz aylarında bağlara göç ettiğinden bağ tipi evler yörede özellik kazanmıştır Bu evler taşlıklı olup, bazıları üst üste iki odadan meydana gelmiştir Bunlara kule tipi evler ismi verilmiştir Bağ evlerinde demir kepenkler pencerelerde kullanılmış, evlerin içerisine de fırınlar konulmuştur

Manisa il merkezi dışında Akhisar, Soma, Kula ve Kırkağaçta özgün Türk evleri ile karşılaşılmaktadır

Manisanın Kula ilçesi özgün yapıları ile günümüze ulaşmış ender yerleşim alanlarından birisidir Kuşla Arnavut kaldırımı döşeli sokakları, bahçeleri, taş döşeli avlulu evleriyle doğa ile sivil mimarinin bütünleştiği bir merkezdir Kula evlerinde özellikle açık sofalar, avlular, dışarı açılan kafesli çıkmaları, alçı kafa pencereleri, pencereleri, tavanları, nakışlı dolapları, alçı veya ahşap ocakları ve sekileri ile eski Türk evlerinin tüm özelliklerini yansıtmaktadır


Kapalı bir yaşamın egemen olduğu Kula evler oldukça yüksek sağır duvarlarla sokaktan ayrılmıştır Çoğunlukla bu evler bahçe ve bağlar arasına serpiştirilmiştir Kara ikliminin yörede egemen olmasından ötürü de kışların soğuk, yazların sıcak ve kurak geçmesi sivil mimariyi de etkilemiştir Bu nedenle evlerin ana duvarları 50-100 cm kalınlığında sıcağa ve soğuğa karşı korunaklı olarak yapılmıştır Evler kuzey-güney yönünde yapılmış ve bu yüzden de İmbat rüzgârlarından yararlanılmıştır

Kulanın bulunduğu bölge volkanik olduğundan yapılarda taş kullanılmıştır Bu taşlar değişik olarak sivil mimariye yansımıştır Örneğin; sokaklardaki Arnavut kaldırımları kayrak taşından, evlerin bölme duvarları ile bacaları köfeki taşından, zemin katları ve avlular koyu kurşuni kayrak taşından yapılmıştır Evlerin temelleri ve ana duvarları volkanik sert bir taş olan karataştan, köşeler de aynı şekilde karataştan örülmüştür Ahşap hatıllarla güçlendirilen duvarlar çoğu kez de samanlı çamur veya kireç taşı ile sıvanmıştır Ahşap malzeme daha çok üst katlarda kullanılmıştır Döşemelerde, duvarlarda, çatıda çoğunlukla kavak ağacı, ince işlemelerde ise sarıçam doğramalar kullanılmıştır


Kula evleri iki veya üç katlıdır Bazı evlerde odunluk, buğday ambarları, kilerler alt katlarda yer almıştır Ayrıca birkaç bölümlü bodrumdan da depo olarak yararlanılmıştır Evlerin üst katı genellikle dışa taşırılmış ve mekânlar genişletilmiştir Bunun bir nedeni de bu çıkmaların dar sokaklarda gölgelik görevini de üstlenmeleridir Evlerin cephe görünümlerinde kafesli köşkler, balkon biçimli çıkmalar bulunmakta ve bunların hepsini de geniş kaplamalı saçaklar örtmektedir

Evlerin avlu kapıları sarıçamdan ve kabaralı olarak yapılmıştır Bu evler dış sofalı, iç sofalı ve orta sofalı plan düzenindedir Dış sofalı evlerde avludan ahşap basamaklarla üst kata çıkılmaktadır Ev halkının yaşamını geçirdiği bu katın önü, parmaklıklı veya kafesli olup, Türk mimarisindeki hayatı oluşturmaktadır İç sofalı evlerde sofa ve eyvan aynı eksen üzerinde olup, odalar sofalar boyunca sıralanmıştır Evlerin odaları bağımsız yaşam birimleri ile düzenlenmiştir Bu odalar oturma, yatma, yemek yemek için her türlü öğeyi içerisinde toplamıştır Bu odalarda yüklükler, dolaplar ve gusülhaneler de bulunmaktadır Odaların kapıları tek kanatlı olup, önlerinde eşiklikler vardır Odalardan başoda bezemeli, diğerleri çoğunlukla sadedir Odaların tümüne ocak konulmuştur Dışa açılan pencereler çift kanatlı olup, bazılarının önünde yarıya kadar, bazılarında da tümünü ahşap parmaklıklar ve kafesler örtmektedir Bunların üzerindeki alçı vitraylı, geometrik motifli kafa pencereleri ise yüksek tavanlı odaların aydınlanmasında rol oynamaktadır


Kula evlerinde ahşap başlıca süsleme malzemesidir Özellikle tavanlarda çıtakâri süsleme ile “S” ve “C” kıvrımları yapılmış, bunun dışındaki alanlar geometrik şekiller de tavanları kaplamıştır Ayrıca tavan göbekleri değişik formlarda kullanılmıştır Dolapların üzerinde ahşap üzerine oyma ve ajur teknikleri kullanılmış ve bu teknikte geometrik ve bitkisel bezemeler yapılmıştır İlçedeki Beyoğlu ve Külkömür, Keleşler ile Tamburacılar evinde görüldüğü gibi ocak davlumbazlarına önem verilmiş ve bunlar bitkisel süsleme ile bezenmiştir Merdiven babaları birer heykel görünümündedir Yekbare ağaçtan oyularak meydana getirilen merdiven babalarının en iyi örnekleri Hacı Recepler, Beyoğlu, Boyacılar ve Zabunlar evlerinde görülmektedir Kulanın dış sofalı evlerindeki hayat ve odalarda çoğu kez gövdesi ile başlığı yekpare olan sütun başlıklarına yer verilmiştir Ayrıca saçak kornişleri de ajur tekniğinde bitkisel bezeme ile süslenmiştir


Ahşap malzemelerde kapı tokmakları, halkalar, dolap rozetleri maden işçiliğinin en güzel örnekleri olarak görülmektedir Evlerin bazılarında ahşap ve sıva üzerine kalem işleri de yapılmıştır Ancak, bu tür kalem işleri Kulada çok fazla yaygın olmayıp, XIXyüzyılın ikinci yarısına tarihlendirilen Beyoğlu evi ile Akgün Mahallesindeki 17 nolu evin bağdadi saçak kaplamalarında görülmektedir

Kula evleri çoğunlukla XVIII-XIXyüzyıllara tarihlendirilmekte olup, bunlar koruma altına alınmıştır Kulada tarihi bilinen evlerin en eskisi 1807 yılında yapılmış olan Boyacılar evidir Beyazoğlu evi 1860, Akgün Mahallesi 31 nolu ev 1866, Kurşunlu Cami Meydanındaki 2 nolu ev de 1902 tarihlidir Kula evlerinin büyük çoğunluğu XVI Ve XVIIyüzyıldan beri kullanılan dış sofalı plan tipini sürdürmüştür Kula evlerinden günümüze gelen belli başlı örnekler arasında; Akgün Mahallesindeki Külkömür Evi, Bozerler Evi; Zaferiye Mahallesinde Beyoğlu Evi, Küçük Göldeliler Evi, Beyazoğlu Evi, Kızılkaya Mahallesinde Hacı Recepler Evi bulunmaktadır


Manisanın ilçesi Somanın Yunan işgali sırasında bir bölümü yanmıştır Yanan doğu kısmı dışında kalan mahallelerdeki evler ve sokaklar XII-XVIII Yüzyıl sivil mimari geleneğini sürdüren örneklerdir Bunlar iki katlı olup yazlık ve kışlık bölümleri bulunmaktadır

Darkale evlerinin en büyük özelliği de çoğunlukla set üzerinde yapılmış olmalarıdır Bu evler çok fazla bir değişikliğe uğramadan günümüze gelebilmiştir İki katlı evlerde odalar sofaların iki yanına sıralanmıştır Ayrıca Darkale sokaklarındaki dükkânların ahşap kepenkli görünümleri de bozulmadan günümüze gelebilmiştir

Alıntı Yaparak Cevapla