Yalnız Mesajı Göster

Gül Diyari İsparta

Eski 11-04-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Gül Diyari İsparta



Ispartada Turizm Bacasız fabrika olarak görülen iç ve dış turizm özellikle 2 Dünya Savaşından sonra ülkenin önemli bir gelir kaynağı olmuştur Dünya ülkeleri turizmi canlandırabilmek için yüksek miktarda harcamalar yapmaktadırlar Türkiyemizin de dünya ve Avrupa turizm pazarından daha büyük paylar alabilmesi için küresel düşünüp, bölgesel davranması gerekmektedir Bilindiği gibi kitle turizminde katılımcıların mutlu ve memnun ayrılmaları turizmin devamlılığı açısından önemlidir Kitle turizminin yanı sıra ferdi turizm de göz ardı edilmemelidir Her iki turizm çeşidinin de süreklilik açısından mastır planlarının iyi yapılması, hedef kitlelerinin iyi seçilmesi gereklidir

Isparta doğal, kültürel, tarihi güzellik ve zenginlikler diyarıdır İlin geçmişi, tarih öncesi devirlere kadar gitmektedir Antik çağda “BARİS” ismini taşıyan ve başta Lidyalılar, Frigler, Persler, Helenler, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılara ait olmak üzere pek çok büyük uygarlığın izlerini taşır Bu yoğun tarihi geçmiş, şehre zenginlik katmıştır Cumhuriyet öncesinde Konya vilayetine bağlı “Hamidabad” adında bir livalık iken, 1923 yılında müstakil il olmuş ve “Isparta” adını almıştır Göller ve güller diyarı Isparta Batı Akdeniz bölgesinde yer alır Zengin bir flora ve faunaya sahiptir Güller diyarı Isparta'da gül yetiştiriciliği gül endüstrisini geliştirmiştir Gül yağı ve her türlü gül ürünleri iç pazarda tüketilmekte, ayrıca dünyanın her tarafına ihraç edilmektedir Isparta yıllık 550 bin ton elma üretimi ile ülkenin en çok elma üreten ilidir Geleneksel kültür ve el emeğiyle dokunan Isparta halıları haklı bir üne sahiptir 35000 üniversite öğrencisi Isparta'yı bir eğitim merkezine dönüştürmüştür Sahip olduğu sağlık kuruluşları ve hastaneler Ispartayı sağlık turizm merkezi haline getirmektedir Sınırları içerisinde çok sayıda göl, milli park ve tabiat koruma alanı vardır Eğirdir, Kovada ve Gölcük gölleri “altın üçgen” olarak adlandırılır Isparta ili dünyada, sınırlarında en fazla göl ve gölet bulunan ildir

Eğirdir Gölü tahribata uğramamış ve henüz kirlenmemiş Türkiye'nin dördüncü büyük tatlı su gölüdür Bu değer yapısı ile Eğirdir Gölü, göl-dağ turizmi açısından olduğu kadar balık avcılığı, su sporları ve rekreasyon imkanları ile bulunmaz bir yurt köşesidir Bir çöküntü gölü olan Eğridire bilhassa etrafında bulunan çeşitli yükseklikteki dağlar da ilginç bir görünüm kazandırmaktadır Göl ve çevresinde yamaç paraşütçülüğü, rüzgar sörfü, kamp-karavan turizmi, kuş gözlemciliği, trekking, canyoning, orienting yapılmaktadır Eğirdir Gölünün suyu, tatlı su balıklarının yaşamasına elverişli olması amatör ve profesyonel balık avcılığı imkanını sağlamaktadır

Turizmde çok çeşitlilik arz eden Isparta, alternatif turizm dallarından mağara turizmi bakımından da büyük bir önem taşımaktadır Özellikle son yıllarda dikkatlerin yoğunlaştığı mağara turizmi, ili turistik cazibe merkezi haline getirebilecek bir potansiyele sahiptir Merkez ilçe, Yalvaç ve Eğirdir ilçeleri inanç turizmi açısından büyük önem arz etmektedir Hz İsanın 12 havarisinden olan St Paul, St Barnabas ve St Yuanna Hristiyanlığı yaymak amacıyla Kıbrısın Paf Limanından Attalia (Antalya)ya geçmişlerdir St Yuannanın buradan tekrar Kudüse dönmek için ayrılmasından sonra St Paul ve St Barnabas Perge kenti üzerinden Gebiz ve Adada kentlerini izleyip, Yalvaç Psidia Antiochiasına eski kral Yolunu izleyerek ulaşmışlardır St Paul Hristiyanlığın ilk resmi vaazını Yalvaçta şu anda kendi adını taşıyan eski Sinagogda vermiştir

Doğal güzelliklere bürünmüş Ispartanın da turizm pastasından payını alabilmesi için turistik değerlerinin envanter çalışmaları bir an önce geliştirilmeli ve bu konuda çalışacak sivil toplum örgütlerinin de faaliyete geçirilmesi gereklidir Ülkemizin en önemli turizm bölgesi olan Antalya ilinin kuzeyinde bulunan Isparta ili sahip olduğu topografik yapısı, dağları, ırmakları, gülleri ve kanyonları ile ayrıca bu değerleri örten orman yapısı ile Antalyanın arka bahçesi olarak sahip olduğu bu değerleri Antalyaya gelen turistlere ve büyük şehirlerde oturan doğa severlere sunmaktadır Ispartadaki turizmin daha iyi tanıtılabilmesi için Antalya turizmi ile entegrasyon çalışmaları yürütülmektedir

Milli Parklar
1 Kızıldağ Milli Parkı: Şarkikaraağaç ilçesine 5 km mesafede 59600 halık bir alanı kapsamaktadır Isparta merkezine 120 km, Konya iline 150 kmdir Parkın güneyinde Beyşehir Gölü olup, gölden esen güney rüzgarları Bebik Vadisi ile Yertutan mevkiden geçerek milli parka ulaşılmaktadır Bu nedenle bol oksijenli temiz havası parkın cazibesini artırmıştır

Yenişarbademli ilçesinde bulunan Dedegül Dağı, 2998 m yüksekliği ile Orta Torosların en yüksek tepesi olup, yılın on bir ayı kar bulunur Bu dağda bulunan Karagöl görülmeye değerdir Dağ yürüyüşü, kamp, tırmanma için uygun yer ve imkanlar sunar

Dağ evleri ve kamp sahaları bulunan milli parkta 1840 m yükseklikteki Büyüksivri tepesine tırmanarak doğa yürüyüşü yapılabilir Ayrıca temmuz ayının ikinci pazarında Kızıldağ Milli Parkında düzenlenen “Helva Bayramı” görülmeye değerdir Milli parkta kamp ve piknik imkanı bulunmaktadır Mavi sedir ormanlarının bol oksijen üretimi nedeniyle Milli parkın temiz havası, solunum yolları rahatsızlığı bulunanlar için uygundur Bu sebeple 1986 yılında 100 yataklı bir göğüs hastalıkları hastanesi temeli atılmış olup, inşaat devam etmektedir Çadır ve karavanla konaklama yapılabilir Ayrıca Milli Park içinde halka açık bungalowlar, yeme-içme tesisleri bulunmaktadır 1988 yılında doğal sit alanı olarak tescil edilmiştir Milli Parkın orman ağaçlarını başta sedir, ardıç, karaçam, köknar, meşe olmak üzere kavak, söğüt ve az miktarda ıhlamur oluşturur

Kızıldağ Milli Parkı alt florası çok zengin bir tür yapısına sahip olup, sadece tıbbi ve aromatik bitki sayısı 80in üzerindedir Mevcut bitki örtüsünün %15i endemik türlerdir

Geçmiş yıllarda ayı, kurt, çakal, sırtlan, pars gibi memeli yırtıcıların yanında geyik, dağ keçisi gibi memeliler de yaşamıştır Bugün ise tavşan, tilki, sansar, kurt, çakal, yaban domuzu ve kuş türlerinden kartal, akbaba, şahin, doğan, atmaca, baykuş türleri gibi yırtıcılar; keklik, ardıç kuşu, üveyik, kaya güvercini gibi kuşlar ile yaklaşık 181 su kuşu türü bulunmaktadır

2 Kovada Gölü Milli Parkı: Benzersiz flora zenginliği ve yaban hayatı çeşitliliğinin yanı sıra, açık havada dinlenme ve eğlenme imkanları bakımından büyük potansiyele sahip olması, doğal kaynakların ender bir peyzaj bütünlüğü içinde bir araya gelmesi, Kovada Gölü ve çevresini milli park yapmaya yetmiştir 6534 hektar büyüklüğündeki saha, 1970 yılında milli park olarak ilan edilmiş olup, 1992 yılında l derece doğal sit alanı olarak ilan edilmiştir Kovada Gölü Milli Park sahasının en önemli özelliği regreasyonel kullanıma müsait olan doğal kaynaklarıdır 9 km genişliğinde ve oldukça sığ olan gölün çevresi 20,6 kmdir Derinliği ise 6-7 metreye kadar iner Suda bulunan ve göle yeşil renk veren tortular 1,5 m derinlikten sonrasının görülmesine engel olurlar Gölün deniz seviyesinden yükseltisi 900 mdir Yörenin oluşumunu sağlayan karst morfolojisi, bakir doğanın araştırılması, kampçılık, yürüyüş, manzara seyretme ve tırmanma ziyaretçilerin katılacağı başlıca uğraşlardır

Zengin bir bitki örtüsüne sahip milli park; kızılçam, karaçam, saplı-sapsız-saçlı meşeler, pırnal meşesi, kokar ağaç ve ardıç gibi ağaç türleri ile hayıt, sandal kocayemiş, kocayemiş, funda, çitlembik, yabani zeytin, akçakesme, mersin, menengiç, boyacı sumağı, muşmula, alıç, dağ muşmulası, böğürtlen, yabani gül, defne, tesbih ağacı, karaçalı, kördiken gibi maki florasının çalıları ile kaplanmıştır

Kovada Gölü'nde sazan, kadife ve tatlı su levreği, tatlı su ıstakozu bulunur Bunun yanı sıra düzensiz ve yasadışı avlanmalar, yaban hayatı çok çeşitli ve zengin olabilecek bu yöreyi de kurutmuştur Kovada çevresinde en çok bulunan yaban hayvanları, yaban domuzu, sansar, porsuk, tilki, tavşan ve ağaç sincabıdır Kovada Gölünde 153 tür su kuşu tespit edilmiştir Kuşlardan yaban ördeği, kaz, angut, keklik ve çulluk mevsimlere göre milli parkta rastlanan belli başlı türlerdir
Tabiat Parkları
1 Gölcük Tabiat Parkı: Merkez ilçenin güney batısındaki 1380 m rakımlı alan ve çevresi yeni yetiştirilmiş ağaçlarla kaplı bir krater gölü olan Gölcük, şehir merkezine 12 km uzaklıktadır Asfalt yolla ulaşım imkanı bulunur Gölün etrafı 150-300 myi bulan volkanik küllü tepelerle çevrilidir Daireyi andıran gölün çapı 1500 m derinliği yer yer 32 metreyi bulur Göl kıyısında piknik için tüm alt yapı tesisleri mevcuttur Bir restaurant binası ve bir de kır gazinosu bulunmaktadır Gölcük gölü ve çevresi 1998 yılında Turizm Bakanlığınca turizm merkezi ilan edilmiştir

Gölcük Tabiat Parkında kızılçam, karaçam, meşe, sedir, akasya, akçakesme ve diğer maki türü bitkiler ile tavşan, tilki, sincap, kaplumbağa, yılan ve çeşitli kuş türleri bulunmaktadır

2 Yazılı Kanyon Tabiat Parkı: Sütçüler ilçesine 10 km uzaklıkta olup, 600 ha bir alanı kapsamaktadır Park adını veren kanyonun derinliği 100 ile 400 mdir Zengin bitki örtüsü, yaban hayatı ve seyrine doyum olmayan doğal güzellikleri vardır Tarihi “Kral Yolu”nun da geçtiği kanyon tapınak ve kaya yazıtları ile tarihi önem arz etmektedir Kanyonun içinde ikinci köprünün sağında tahrip edilmiş olan yazıt Antalya Tabiat ve Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu üyesi Prof Dr Sencer Şahin tarafından çözülmüş ve Isparta Milli Parklar ve Av Yaban Hayatı Başmühendisliğinin girişimi ve katkısı ile bu yazıtın karşısına Türkçe ve İngilizce tercümesi asılmıştır Aziz Paul, Perge'den Pisidia Antiocheia'ya giderken bu kanyondan geçmiştir

Yazılı Kanyon Tabiat Parkında kızılçam, kızılağaç, saçlımeşe, çınar, ardıç, ceviz, pırnal meşesi, keçiboynuzu, akça kesme, defne, zeytin, sandal, sakız, tesbih, mersin, alıç, karaçalı, laden, katırtırnağı, zakkum, yaban gülü, sarmaşık, eğrelti gibi bitki türleri ile domuz, yaban keçisi, tilki, porsuk, su samuru, tavşan, sincap, kartal, kızıl akbaba, doğan, güvercin, üveyik, keklik gibi yabani hayvanlar bulunmaktadır

Yazılı Kanyon Tabiat Park alanında önemli kanyonlar bulunmaktadır Pek çok araştırmacının ve meraklıların bu kanyonu görmek üzere yöreye helikopterle geldikleri bilinmektedir Trafiğe açık olan Antalya-Isparta Dereboğazı Karayolu ile Antalya yöresinde yer alan turistik tesislerden bu alanlara ulaşılması 1,5 saatlik bir süreye inmiştir Bu bölgede nehir turizmi (rafting) yapmakta mümkündür

Çandır (Aksu'nun bir kolu) Vadisinde Yazılı Kanyon (Isparta) Kaya Yazıtı

(Hür insan üzerine şiir)>
Ey yolcu, yol hazırlığını yap ve koyul yola; şunu bilerek :
Hür kişi sadece karakterinde hür olan kişidir
Kişi hürriyetinin ölçüsü bizzat kendi doğasında bulunur
Ve kararında içtenlikliyse hür kişi ,
Yüreğinde ise dürüstlüğü, işte bunlar asil yapar kişiyi
Ve bununla yücelir hür kişi hatalarla değil
Ana-babadan gelen uydurma bir asaletten tad almaz o :
Zira ana-baba değildir hür insanı doğuran
Zeus'tur herkese ata olan ve de tek kök insanoğluna
Herkesin tek şansı vardır O alır kader icabı beden güzelliğini
Budur soy güzelliği ve hür olma hali gerçek anlamda
Ruhen köle olan ise sakınmaz kötü sözden, katmerli köle de olsa
Aşırılıktır şiarı bu kişinin, yüreğinde soysuzluk vardır
Ey yolcu, Epiktetos köle bir anadan doğmuştu, ama
Yüceydi herkesten, bir kartal gibi: bilgelikte ise takdire şayandı ruhu
Söylemem gerekirse, tanrısal bir varlık doğurdu onu Keşke şimdi de (bu mümkün olsa)
Böylesine yararlı ve sevinç kaynağı bir insan
Tüm ünlü kişiler arasında köle bir anadan dünyaya geldi

“Epiktetos (Epikirus) : İS 50 - 138 yılları arasında Hierapoliste doğup Yunanistanın Epirus bölgesinde ölen ünlü filozof olup, bir köle olarak Romaya götürülmüş orada azad edilmiştir Tanrının birliğine, tüm insanların aynı ve tek tanrıdan geldiğine inanan bir düşünür idi

Alıntı Yaparak Cevapla