Prof. Dr. Sinsi
|
Şehr-İ Van
Van Kaleleri
Van Kalesi (Merkez)

Van il merkezine 5 km uzaklıkta bulunan Van Kalesi Urartu Kralı I Sarduri tarafından MÖ 840–825 yılları arasında yaptırılmıştır Kalede Urartular döneminden kalan Madır (Sardur) Burcu, Analı-Kız Açık Hava Mabedi, I Argişti, Menua ve II Sardurinin kaya mezarları, Bin Merdivenler, Ana Kayaya oyulmuş sur duvarlarının temelleri ve bunların üzerinde yükselen sur duvarları günümüze iyi bir durumda gelebilmiştir
Urartu döneminden sonra Osmanlı dönemine kadar uzanan zaman süreci içerisinde Pers yazıtları dışında herhangi bir döneme tarihlendirilen bir kalıntı ile karşılaşılmamıştır Osmanlı dönemine ait sur duvarları, kale giriş kapısı, Yukarı Kale, Süleyman Han Camisi ile minaresi ve çeşitli yapılar da günümüze iyi bir durumda gelebilmiştir
Urartuların merkezi olan Vanda kaya kütlesi üzerine kurulmuş olan bu kale günümüze iyi bir durumda gelebilmiştir Düz bir alanda yükselen kaya kütlesi üzerindeki bu kale uzun süre kendi haline bırakılmış, 1915 yılında siyasi nedenlerle tahrip edilmiştir XX yüzyılın sonlarına doğru İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinden Prof Dr Taner Tarhan ve Prof Dr Veli Sevin bu kalede kazı çalışmalarına başlamış, Urartu-Osmanlı dönemi kalıntılarını ortaya çıkarmışlardır

Kale kesme ve moloz taştan yapılmış olup, düzgün bir planı bulunmamaktadır Kalenin genişliği bazı yerlerde 20–120 m arasında değişmektedir Uzunluğu 1800 m yi bulmaktadır Ovadan yüksekliği de yaklaşık 100 m dir
Kale iç içe dört ayrı surdan meydana gelmiştir Bunlardan I Sardurinin kesme taştan yaptırdığı burç 51 m uzunluğunda, 26 m genişliğindedir Burcun güney yüzünde yapımı ile ilgili bir kitabe bulunmaktadır Ayrıca I Argistisin mezarı olduğu sanılan bölümde de uzun bir yazıt bulunmaktadır Kaynaklarda Horhor Kroniği olarak tanımlanan bu anıtsal kaya kitabesinde I Argistisin döneminde yapılan işler anlatılmıştır
Kalenin güneybatısında ise değişik yüksekliklerde iki platform bulunmaktadır Buradaki dikdörtgen bir girişten sonra yine dikdörtgen planlı 4 10x7 00 m ölçüsünde ikinci bir odaya geçilmektedir Üzeri düz bir tavanla örtülmüş olan bu bölümün üç duvarı içerisine derin nişler içerisinde 78 oyuk açılmıştır Bu görünümü ile bu mezar anıtı kuzeybatı İrandaki karnıyarık mezar anıtının bir benzeridir Bu bölümün içerisindeki oyuklarda ölü külleri bulunmaktadır
Hoşap Kalesi (Gürpınar)

Van ili Gürpınar ilçesi merkezine 39 km uzaklıkta bulunan Hoşap Kalesi Hoşap Suyu kenarında, oldukça sarp ve dik kayalıklar üzerine yapılmıştır Kitabesinden öğrenildiğine göre Urartu döneminde, MÖ IX -XVI yüzyıllar arasında yapılmıştır Bugünkü konumuna Osmanlı döneminde Mahmudi Beylerinin yaptırdığı biçimde gelmiştir İç kale giriş kapısı üzerindeki kitabesine göre de Mahmudi Süleyman Bey tarafından h 1052 (1643) tarafında yaptırılmıştır
Hoşap Kalesi iç ve dış kale ile seyir kulesinden meydana gelmiştir Kesme taş ve moloz taştan yapılan kalenin dış kale surları arazi yapısına uygun biçimde yapılmış olup, burçlarla desteklenmiştir Kuzey, doğu ve batı yönlerinde burçlarla takviye edilen kalenin içerisine kuzey yönündeki burca açılmış bir kapıdan girilmektedir Buradan kayalara oyulmuş geniş basamaklı merdivenlerle içeriye geçilmektedir
Kalenin batı cephesindeki burcu üzerinde kitabe ve arslan figürleri bulunmaktadır Evliya Çelebi bununla ilgili olarak; “…Amma bu Hoşap kalesinin kapısının her kanadı 300 kantar nahçıvan demirindendir Hiç ağaç kısmı yoktur” demektedir Günümüzde bu kapı kanadı orijinal olarak korunmuştur
İç kalenin en yüksek ve yöreye hâkim yerine seyir köşkü yapılmıştır Burada biri güvercinlik olmak üzere iki kule, içerisinde hamam ve seyir odaları bulunmaktadır Bu bölümün batısına da harem ve selamlık gibi bölümler Osmanlı döneminde eklenmiştir Ayrıca iç kısımda mescit, fırın, zindan ve sarnıç gibi yapılar da bulunmaktadır Bu nedenle de bu yapıların bütününe de Mahmudi Sarayı ismi yakıştırılmıştır Kale XIX yüzyılın ortalarında terk edilmiş olmasına rağmen içerisindeki yapılar günümüze iyi bir durumda gelebilmiştir
Toprakkale (Merkez)
Van il merkezinin kuzeydoğusunda Zimzim Dağlarının tepesinde bulunan bu kale Urartu Kralı II Ve III Rusa tarafından MÖ 685–645 tarihleri arasında yaptırılmıştır Bunu belirten kitabeler kale üzerinde bulunmaktadır
Kalede 1879da başlayan kazılar belirli aralıklarla günümüze kadar sürmüştür Bu çalışmalar sonucunda kaledeki Haldi Tapınağı, sarnıçlar, şarap deposu, kalenin batısında da MÖ IX Yüzyıla tarihlendirilen İşpuini ve oğlu Menuanın ortak krallık döneminde yapılmış Meherkapı Kutsal alanı ortaya çıkarılmıştır
Kale iri kalker bloklarından surlarla çevrilmiştir Kuzey-güney doğrultusunda 400 m uzunluğunda, 60–70 m genişliğindeki kale ovadan 200 m yükseklikte olup, tüm çevreye hâkimdir Kalenin iki girişi bulunmaktadır Bunlardan güneydeki kulelerle desteklenmiş ve köşeye yerleştirilmiştir Bu girişten sonra doğrudan doğruya mabet ve saraya geçilmektedir Kuzey yönündeki giriş kapısı diğer mekânlara ve depolara açılmaktadır Kalenin en üst kesimine mabet ve saray yerleştirilmiştir Buradaki küçük buluntular yabancıların yaptıkları kazılar sırasında yurt dışına kaçırılmıştır
Kale içerisindeki sarnıç ve mabet kısmen kayalara oyulmuştur Kalenin kuzeydoğusundaki Haldi Mabedinin ise kerpiç duvar kalıntıları kazılar sonucu ortaya çıkarılmıştır
Bu kalede yapılan kazılar fildişi ve pişmiş topraktan olmak üzere çok sayıda küçük buluntuyu da ortaya çıkarmıştır
Çavuştepe Kalesi (Gürpınar)
Van ili Gürpınar ilçesi, Çavuştepe Köyünde bulunan Çavuştepe Kalesi Vana 25, Gürpınara da 10 km uzaklıkta, Van-Hakkari karayolu üzerindedir Urartu Kralı II Sardurinin MÖ 764-735 yılları arasında yaptırmış olduğu bu kalede 1961-1986 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinden Prof Dr Afif Erzen kazılar yapmıştır Bu kazılar sırasında Aşağı ve Yukarı kale, ana giriş kapısı ve diğer yapılar ortaya çıkarılmıştır
Kale Aşağı ve Yukarı olmak üzere iki bölümden meydana gelmiştir Kurucusundan ötürü “Sarduhinili” olarak isimlendirilen bu kale iri blok taş ve moloz taştan meydana gelmiştir Yukarı Kale, Aşağı Kaleden 30 m yükseklikte olup, içerisinde Haldi Mabedi ile Urartu Tanrısı İrmuşiniye ait Açık Hava Mabedi bulunmaktadır Aşağı Kalede ise yapı kalıntılarına ait temeller, depolar ve mahzenler bulunmaktadır Ayrıca kalenin sarayı da yine Aşağı Kalededir
Kaleyi çeviren sur duvarları 800 m uzunluğundaki bir alanı kaplamaktadır Sur duvarları kalker blokları halinde doğrudan doğruya ana kayaya oturtulmuştur
Ayanıs Kalesi (Merkez)

Van il merkezine 35 km uzaklıktaki Ayanıs Köyünün kuzeybatısında bir tepe üzerinde bulunan bu kale, kitabesinden öğrenildiğine göre Urartu Kralı Argiştinin oğlu Rusa tarafından MÖ 645-643 yılları arasında yaptırılmıştır
Kale üzerinde Erzurum Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Önasya Arkeoloji Bölümünden Prof Dr Altan Çilingiroğlu 1989 yılından beri kazı çalışmalarını yürütmektedir Kazı çalışmaları sonunda kalenin mimari yapısı, planı ve küçük buluntular ortaya çıkarılmıştır Andezit ve kalker taşından yapılmış olan kale iki sur duvarı ile çevrelenmiştir Güneyinde giriş kapısı bulunmaktadır Kale doğu-batı doğrultusunda 150 m genişliğinde ve 400 m uzunluğunda olup, Van Gölünden de 250 m yüksekliktedir
Kalenin üst kısmında payeli salon ve mabet kısmına yer verilmiştir Ayrıca güneybatı kesiminde de birbirleri ile bağlantılı mekânlar ortaya çıkarılmıştır Bu mekânların içerisinde çok sayıda küplerin bulunduğu depolar vardır
Anzaf Kaleleri (Merkez)
Aşağı Anzaf Kalesi

Van il merkezinin 10 km kuzeydoğusunda Van-Özalp karayolu yakınında bulunan
Aşağı Anzaf Kalesi Urartu Kralı İşpuini (MÖ 830–810) zamanında yapılmış ve kazılarda ortaya çıkan çok sayıdaki tablet de bunu doğrulamıştır Günümüzde Doğu Anadolu Bölgesindeki en sağlam ve en iyi durumdaki Urartu kalesidir
Kale fazla yüksek olmayan bir tepe üzerinde yapılmıştır Yaklaşık 124 00x70 00 büyüklüğünde dikdörtgen planlıdır Kalenin girişi güneybatıda olup, bugün 6–7 m genişliğindeki bu giriş belirgin bir şekilde görülmektedir Kale duvarları yer yer 1,5–2 00 m yüksekliğindedir Gerçek sur duvarlarının ise 5–6 m arasında değiştiği sanılmaktadır Oldukça kaba şekilde işlenen taş duvarların üzerinde daha da yüksek kerpiç duvarlar olduğu sanılmaktadır Kale taşları üzerinde yer yer “Sarduri oğlu İşpuini bu sarayı inşa ettirdi” yazısına rastlanmıştır
Bazı araştırmacılar bu kalenin ön karakol niteliğinde olduğunu ileri sürmüş, bazıları da planını Kuzeybatı İrandaki Bastamda (Rusai Uru Tur) bulunan kale planı ile benzerliğini ortaya koymuştur
1980li yılların sonuna doğru Van-Özalp karayolu yapımı sırasında kale duvarlarının ne yazık ki büyük bir bölümü yıkılmıştır Kalker blokları da çevredeki evlerin temellerinde kullanılmıştır
Yukarı Anzaf Kalesi

Aşağı Anzaf Kalesinin 600 m güneyinde ve daha yüksek bir tepe üzerinde bulunan Yukarı Anzaf Kalesi, Aşağı Kaleden 30 kat daha büyük ölçüdedir Deniz seviyesinden 1995 m yüksek olan bu kalenin doğu ve güneybatısı yüksek dağlarla yarım ay şeklinde çevrelenmiştir Bu özelliğinden ötürü de doğu ve batıdan rüzgârlara karşı korunmuştur
Kalede bilimsel kazılar başlamadan önce kaçak kazılarda çok sayıda çivi yazılı büyük taş bloklar, sütun kaideleri ortaya çıkarılmıştır Bunların üzerindeki yazılara göre Yukarı Anzaf Kalesi İşpuininin oğlu Menua zamanında MÖ 810–786 yıllarında yapılmıştır Ancak üzeri yazılı bu taş bloklar yurt dışına kaçırılmış olup, biri Rusyada Tiflis Müzesinde, diğeri de Berlinde Pergamon Müzesinde bulunmaktadır Bununla beraber çivi yazılı bazı taş bloklar ile sütun kaideleri de Van Müzesinde sergilenmektedir
Yukarı ve Aşağı Anzaf kalelerinde çok sayıda çivi yazılı kitabe bulunmuş ve diğer Urartu yapılarında ele geçen çivi yazılı kitabeler hiçbir zaman nu sayıya erişememiştir
Yukarı Anzaf Kalesini çevreleyen sur duvarları üzerinde kerpiç duvarlar da bulunmaktadır Ancak bu duvarlar yıkılmış ve kale bir höyük görünümünü almıştır Sur duvarları kyklopik ve sandık duvar tekniğinde yapılmıştır Duvar araları yer yer toprak dolgu ile kapatılmıştır Burada kullanılan kalker taşları kalenin 250–300 m güneyindeki kayalıklardan elde edilmiştir
Kale içerisinde büyük bir özenle yapılmış 9,50 m uzunluğunda bir koridor ve bunun bitiminde de bir mabet bulunmaktadır Bu koridor ve çevresinde saraya ait kalıntılar, bronz çiviler, bronz parçaları ile karşılaşılmıştır Kömürleşmiş ahşap direk ve kapı parçaları da kalede ahşap malzemenin kullanıldığını göstermektedir
Yukarı ve Aşağı Anzaf kalelerinde İstanbul Üniversitesi Avrasya Arkeoloji Enstitüsü Müdürü Prof Dr Oktay Belli tarafından kazı yapılmıştır Ayrıca dilbilimci Prof Dr Ali M Dinçol ve Dr Belkıs Dinçol da kitabelerin okunmasında yardımcı olmuştur Kazı çalışmalarının ardından restorasyon çalışmalarına geçilmiş, 1991 yılında başlayan çalışmalar sonucunda mabedin avlusu ve duvarlarının restorasyonu yapılmıştır Restorasyon sırasında duvarlarda eski Urartu taşlarından yararlanılmıştır Böylece özgün Urartu mimarisine sadık kalınmıştır
Örenkale Kalesi (Başkale)

Van ili Başkale ilçesi Örenkale (Pizan) Köyünün kuzeyindeki tepede iç ve dış olmak üzere Urartu dönemine ait bir kale bulunmaktadır Kalenin ne zaman yapıldığı bilinmemekle beraber, yapı üslubu MÖ IX yüzyıla işaret etmektedir Kalenin batı yamacı oldukça dik olup, batı köşesine de sonraki dönemde bir cami yapılmıştır
Taş temeller üzerine kerpiç duvarlı kale, yarım daire planlı bir burçla güçlendirilmiştir Selçuklu döneminde kaleye eklenen mescidin yanına bir de türbe yapılmıştır
Bu kalelerden başka Van yöresinde irili ufaklı birçok kale bulunmaktadır Bunun da nedeni Vanın bulunduğu yerin Mezopotamya ve İran ile bağlantılı ticare ve askeri yol üzerinde bulunmasıdır Bu kalelerin çoğu savunma ve gözetleme amacı ile yapılmıştır Urartu döneminde yapımına başlanan kaleler daha sonra Akkoyunlu ve Karakoyunlular tarafından da kullanılmış, Osmanlılar döneminde de yararlanılmıştır Zamanla terk edilen ve kendi haline bırakılan kaleler üzerinde araştırmalar XX yüzyılın ikinci yarısında başlamıştır
Günümüze gelebilen kaleler arasında; Van Gölünün doğusundaki Ağartı Kalesi, Kef Kalesi, Zernek (Hamurkesen) Kalesi, Çatak Kalesi, Hişet Kalesi, Ablak (Başkale) Kalesi, Müküs Kalesi, Erciş Kalesi, Yoncatepe Kalesi, Deliçay Kalesi bulunmaktadır
|