11-04-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Hattuşaş / Çorum
Hattuşaş / Çorum
Şehir kuzeye doğru açık olup kuzey kısmı dışında diğer kısımları surla çevrilidir Hattuşaş örenyeri ilk kez 1834 yılında Charles Texier tarafından gezilmiş ve dünyaya tanıtılmıştır Bu kalıntılarla Hitit devleti arasında ilk kez bir bağ kuran kişi Sayce'tır Bu zamana kadar Hitit'lerin merkezinin Suriye olduğu sanılmaktaydı

1882'de Carl Human, Otto Puchstein ile Boğazköy'e birlikte gelmiş ve ilk kez toplu bir plan çalışması yapmıştır Halen Pergamon Müzesinde bulunan Yazılıkaya'nın kalıplarını da çıkarmışlardır E Chantre ilk test kazısını 1893-1894'te gerçekleştirmiş, 1905 yılında ise Makridi ve H Winckler Boğazköy'ü gezmişler ve 1917 yılına kadar devam eden kazı çalışmalarını yürütmüşlerdir 1932 yılında ise Alman Arkeoloji Enstitüsü adına Kurt Bittel tarafından başlanılan sistemli kazılara II Dünya savaşı sırasında bir süre ara verildikten sonra, yeniden başlanmış ve 1978 yılına kadar çalışmalar aralıksız sürdürülmüştür 1978 yılından 1993 yılına kadar Dr Peter Neve başkanlığında yürütülen kazı çalışmalarını, 1994 yılından itibaren Dr Jurgen Seeher üstlenmiştir
Boğazköy (Hattuşaş) örenyerinde M Ö III binden itibaren yerleşim görülmektedir Bu dönemdeki küçük ve müstahkem yerleşmenin Büyükkale ve çevresinde olduğu tespit edilmiştir M Ö 19 ve 18 yüzyıllarda Aşağı Şehir'de Asur Ticaret Kolonileri Çağı yerleşmeleri görülmektedir ve şehrin adına ilk kez bu çağa ait yazılı belgelerde rastlanmıştır
Boğazköy (Hattuşaş) Sfenski
Kalker, M Ö 14-13 Yüzyıl, Yüksekliği 2 58 m, Boğazköy güney kapısının say yanındaki sfenks olup Almanya'da Berlin Müzesin'nde sergilenmektedir
Hattuşaş'taki ilk gelişme dönemi büyük bir yangınla sona ermiştir; bu yangının sorumlusu Kuşşara kralı Anitta olmalıdır Belgelere göre hemen bu tahripten sonra yaklaşık M Ö 1700 yıllarında yeniden yerleşime açılan Hattuşaş 1600'lerde Hitit devletinin başkenti olmuştur; kurucusu tıpkı Anitta gibi Kuşşara kökenli olan I Hattuşili'dir
Hattuşaş başkent olduktan sonra şehrin gelişmesinin en uç noktasında anıtsal bir yapılaşmayla karşılaşılmaktadır; 2 km genişliğindeki şehir saray, tapınak ve mahalleleriyle M Ö 13 yüzyıldaki haline kavuşmuştur Hattuşaş'ın ikinci gelişme döneminde imparatorluğun son yıllarında hem içte hem de dışta üç önemli Hitit kralı etkin olmuştur Bunlar III Hattuşili, oğlu IV Tudhalia ve onun oğlu II Şuppiluliuma'dır II Şuppiluliuma'nın son dönemlerinde (M Ö 1190) ekonomik sıkıntılar ve iç karışıklıklar nedeniyle yıkılan Hitit devletinden sonra Boğazköy 4 yüzyıl boyunca terk edilmiştir Daha sonra buraya Frigyalılar (M Ö 8 yy ortaları) yerleşmiştir Hellenistik ve Roma Döneminde (M Ö 3 - M S 3 yy ) Hattuşaş küçük surla çevrili bir beylik merkezi, Bizans Döneminde ise bir köy durumundadır
Boğa Ritonları
Pişmiş topraktan törensel içki kapları, Eski Hitit Dönemi,
M Ö 16 yüzyıl, Yükseklikleri 90 cm ,
Fırtına tanrısının iki boğasını simgelemektedir
Anadolu Medeniyetleri Müzesi
Hattuşaş'ın "Yukarı Şehir" olarak bilinen kesimi 1 km² den daha büyük bir yüzölçüme sahip, eğimli bir arazidir Bu alan M Ö 13 yüzyılda Geç İmparatorluk Çağında şehrin gelişmesine sahne olmuştur Yukarı Şehir'in geniş bir bölümü yalnızca tapınak ve kutsal alanlardan oluşmaktadır Yukarı Şehir geniş bir kavis halinde onu güneyden çeviren bir surla donatılmış olup, sur üzerinde 5 kapı mevcuttur Şehir surunun en güney ucunda ve kentin en yüksek noktasında bastion ile sfenksli kapı yer almaktadır Diğer dört kapıdan güney surunun doğu ve batı ucunda karşılıklı Kral Kapısı ve Aslanlı Kapı yer almaktadır
|
|
|