| 
Prof. Dr. Sinsi
 | 
				  Sinemaların En Heyecanlı Unutulmaz Sahneleri 
 
            Sinemaların en heyecanlı unutulmaz sahneleri 
 Sinemanın ilk günlerinden beri dövüş sahneleri bütün seyirci kitleleri için ilgi çekici olmuştur
  İşte beyazperdenin en heyecanlı 10 sahnesi    
 
 
 No
  10 - The Matrix Reloaded 
 Kuvvetli Kalabalık (2003)
 
 Durum: Bir zamanlar Matrixin ajanlarından biri olan Smith (Hugo Weaving), artık düzenbaz bir virüstür ve kendini kopyalama yeteneğine sahiptir
  Terkedilmiş bir avluda, Smith ve bir birçok kopyası (100 kadar), hackerlıktan sanal kahramana dönüşmüş Neo (Keanu Reeves) ile yüzleşecektir   
 Sahne: Wachowski Kardeşler bu çekim için bilgisayar efektlerinden yeterince yardım almış da olsa olay zaten sanal bir ortamda geçtiği için bu yöntem konuya tam oturmuş diyebiliriz
  Yönetmenler bu sahnenin, karakterlerin aksine, olabildiğince gerçekçi görünmesi için hiçbir zorluktan kaçınmamışlar  Yüksek çözünürlükteki kameralar başlangıçta Reeves ve Weavingi farklı zemin ve alanlarda çektikten sonra onların benzerleri bilgisayar ortamında yaratıldı  Sonuç; dijital ortamda düzenlenmiş; büyüleyici sanatsal yumruklar, tekmeler ve hepsinden daha da başarılı uçuşlar  En unutulmazı ise; Neonun mevcut Smithleri defetmek için inanılmaz bir beceriyle kullandığı sopa sahnesi  Matrix çekimlerinin kalitesi hakkında ne söylerseniz söyleyin, “Kuvvetli Kalabalık” sahnesi, “geliştirilmiş efektler”iyle, dövüş sahnelerine etkileyici bir örnek  
 No
  9 - Kill Bill Vol  1 
 Gelin – Crazy 88s Karşılaşması (2003)
 
 Durum: Gelin (Uma Thurman) doğmamış çocuğunun ölümü ve müstakbel kocasının cinayetinin öcünü almak için O-Ren Ishiiyi (Lucy Liu) aramaktadır
  Blue Leaves Evinde, Gelinin O-Rene ulaşma hayaliyle arasındaki tek engel ise korkusuz Crazy 88s çetesidir  
 Dövüş: Sarı, dar tulumuyla Uma Thurman, akrobatik ve başarılı bir şekilde bu kanlı dövüş sahnesinde yeteneklerini gösteriyor
  Gelin kendini Blue Leaves evinde gösterdikçe, hiç kimsenin canını veya uzuvlarını affetmiyor  Ve sonunda büyük bir beceriklilikle kullandığı kılıcı ve atletik hareketleriyle düşmanlarını elemeyi başarıyor  (Bazı sahnelerde dublörü Zoe Bell kullanılıyor  ) Hatta Quentin Tarantinonun orijinal kurgusundaki vahşet sahneleri yapımcı firma tarafından biraz fazla bulunduğu için, yönetmeni, filmin bir kısmını siyah-beyaz çekerek, dökülen mebzul miktardaki kan oranını biraz azaltmaya zorluyorlar  Bu değişiklik beklenenin aksine, zaten kusursuz çekilmiş olan bir dövüş sahnesinin en ilgi çekici kısmı haline geliyor  Başka bir ilgi çekici kısım ise, Gelinin, O-Renin çılgın koruması/ liseli Go go Yubariyle olan bire bir dövüşü elbette… 
 No
  8 - Star Wars: Episode VI – Return of the Jedi 
 Endor Savaşı (1983)
 
 Durum: İkinci Death Starın tamamlanmasına yakın, “Asiler Topluluğu”cesur “Üç Dişli”leri, Galaktik İmparatorluğa saldırmak üzere harekete geçirirler
  Asilerin bilmediği şey ise Death Starın çoktan kullanılmaya başlandığı ve imparatorun onları beklediğidir  
 Savaş: Star Wars hayranları büyük bir sadakatle “The Empire Strikes Back” teki buzlu Hothdaki savaşı hiçbir şeye değişmeseler de, biz serinin son bölümündeki, coşkulu cazibesi ve bitmeyen aksiyonuyla, Endor savaşını tercih ediyoruz
  Mantıken, imparatorluğun asillerinin kaybetmesi için hiçbir sebep yok ama zaten hangimiz bunun hesabını tutuyor ki? İmparatorluğun kazanmasını istiyor muyuz? Hayır! Bu savaş sahnesi sürekli olarak izleyiciyi zorlayıcı bir hikaye örgüsüne sahip olduğu için insanı sarıyor  Uzayda, Lando Calrissian ve Asi takımın diğer üyeleri, Death Starın tehlikeli bir şekilde güçlü imparatorluk gemilerine saldırmasını önlemek için ortalığı karıştırıyorlar  Endorda ise Han Solo, Chewbacca ve tüylü Ewoklar saldırı birliklerine ve AT-ST bekçilerine görev veriyorlar  Fakat en enteresan sahne Luke Skywalker, Darth Vader ve kötü imparatorla Death Starın güvertesinde son bir savaş verirken yaşanıyor  
 No
  7 - Tora! Tora! Tora! 
 Pearl Harbora Saldırı (1970)
 
 Durum: Tarih 7 Aralık 1941, Japon deniz kuvvetleri Hawaii Askeri üssüne beklenmedik bir saldırıda bulunuyorlar
  Saldırı 2000 den fazla kişinin hayatına mal olurken, 1200den fazla kişinin de yaralanmasına sebep oluyor ve tarihte unutulmaz bir iz bırakıyor  
 Savaş: Unutulmayan eskilerden Tora! Tora! Tora! nın, en beğenilen savaş filmlerinden biri olmasının sebebi çekimlerinin titizlik ve büyük bir çabayla yapılmasının yanı sıra filmin yapıldığı dönemin bilgisayar temelli filmlerin (ki 2001 yapımı Pearl Harborda mebzul miktarda kullanılmış bir yöntemdir) başladığı yıllardan önce çekilmiş olmasıdır
  Film En İyi Görsel Efekt dalında Oscar ödülü kazanmıştır  Orijinalinde iki ayrı prodüksiyona ayrılmış olan filmin (Amerikan ve Japon) çekimlerinde Amerikan ve Japon askeri malzemelerinden alınmış gerçek ölçekli ve uyarlanmış Amerikan uçaklarının ve filosunun kopyaları kullanılmıştır  Pearl Harbor savaş sahnesi, Japon uçaklarının teğet geçtiği Amerikan üssü ve savaş uçaklarına koşuşan Amerikan askerleri sahnesi sayesinde oldukça hızlı ve öfkeli  Aynı zamanda savaş sahneleri boyunca hiç soundtrack kullanılmamış olması, bu sahnelere daha da gergin bir hava katmış  En unutulmaz an ise, saldırıya uğradığının öğrenen bir grup askerin camlara koştuktan saniyeler üzerlerine bir bomba düşmesi  
 No
  6 - 300 
 Thermopylae Savaşı (2007)
 
 Durum: Spartada, 1 milyon kişilik Pers ordusu, Kral Leonidas (Gerard Butler) ve onun 300 Spartalı askerini fethetmeyi ummaktadır
  Üç günlük uzun ve yorucu bekleyişleri sonundaki yine de güçlerinden bir şey kaybetmemiş Spartalıların ilk savaşları başlamak üzeredir  
 Savaş: Persli kuvvetlerin, düşmanlarının silahsızlanması talebi üzerine Spartalılar hep bir ağızdan büyük bir cesaretle bağırırlar “Gelin de alın”
  Sıradaki sahnede ise klostrofobik bir ortam; iki tarafın birbirini iterek çarpışması ve ardından Leonidasın önderliğinde cesur, kanlı bir Persli katliamı… Sahnenin kilit özelliği; görüntülerin ağır çekimden, kılıcın her hareketinin anlaşılabildiği bir şekilde yansıtılması ve Leonidasın karizmatik toplu katliamı  Görsel olarak insanı saran bir başka kısmı ise Perslilerin uçurumun kenarından döküldükleri an  Savaşın tarz sahibi görüntüleri Frank Millerın çizgi romanına sadık kalınarak hazırlanmış ve bu sahnenin çekimi Montrealdaki bir ses stüdyosunda dijital eklemeler ve sonradan yerleştirilen bir zeminle sağlanmış   
 No
  5 - Lord of the Rings: Two Towers 
 Miğfer Dibi (2002)
 
 Durum: Tolkienin Hornburg Savaşından uyarlanan bu epik düello, hükümdar Sarumanın ordusu ile sayıca azınlıkta olan Rohirrim ve Elf savaşçıları arasında geçiyor
  Hayatlarının tehlikede olmasının yanı sıra Miğfer Dibi kalesinin kontrolü de bu savaşla belirlenecektir  
 Sahne: Klasik Tolkien kitaplarının sinemaya uyarlanması aşamasında, yönetmen Peter Jacksonın taş üstünde taş bırakmamacasına çektiği bu sahne Yüzüklerin Efendisi hayranlarını memnun etmiş durumda
  Kitapta “savaş” kelimesiyle karşılaştıysanız, beyaz perdede çok daha fazlasını görmeye hazır olun  Miğfer Dibi Savaşıyla Jackson, savaş sahneleri konusunda çıtayı yükseltti  Yağmurdan sırılsıklam olmuş kale savunucuları, sonu gelmeyecek gibi görünen Orc ordularına oklarla saldırıyor  Sığınaklarının saldırıya uğramasına ise masum Rohirrimliler yapabildiği tek şey çaresizce seyretmek oluyor  Sahne ilerledikçe yoğunluk da artıyor  Şafak sökerken, zekice tasarlanmış bir şekilde Rohirrimli süvariler Sarumanı dört bir yandan sarmaya başlıyor  Hemen ardından Gandalf ve beyaz süvarilerin de gelmesiyle, düşman ait olduğu yere geri gönderiliyor   
 No
  4 - Lord of the Rings: Return of the King 
 Pelennor Alanında Savaş (2003)
 
 Durum: Gothmog tarafından yönetilen Orc orduları, Gandalf ve takipçilerinin koruduğu Minas Tirithe saldırıya geçerler ve bütüm Orc, Nazgul, Rohirrimli ve Oliphauntlunun da katıldığı tam kadro bir savaş başlar
   
 Sahne: Bazı Yüzüklerin Efendisi hayranları, Miğfer Dibi Savaşını bu savaşa tercih edecektir
  Öbür hayranlar ise Peter Jacksonın en iyiyi en sona sakladığını savunacaktır  Pelennor savaşının birinci sınıf bir karaografiye, kusursuz bilgisayar efektlerine ve bir sürü Orca sahip olduğu inkar edilemez bir gerçek  Sonuç, heyecanın hiç bitmediği, seyirciyi etkileyen ve bu iki amaca birden hizmet edebilen bir savaş sahnesi… Bu sahnedeki etkileyici unsur Rohirrimlilerin Orcları yerle bir ettiği büyüleyici anda gizli  Eşdeğerde etkileyici bir başka sahne de Aragorn ve “Ölüler Ordusu” olarak bilinen hayaletimsi savaşçıların zafer anındaki gelişler  Duygusal olarak öne çıkan bir sahne de, kahraman Eowyn ile cadı-kralın nefes kesici karşılaşması   
 No
  3 - Apocalypse Now 
 Helikopter Saldırısı (1979)
 
 Durum: Vietnamda Teğmen Bill Kilgore (Robert Duvall), kendisi ve askerlerinin biraz savaşın tadını çıkarması için, yönetimindeki savaş uçaklarını, yakınlardaki bir kasabayı yok etmek üzere gönderir
   
 Sahne: Apocalypse Now filminin yapımında yönetmen Francis Ford Coppola, Vietnam Savaşıyla ilgili bir film çekmek değil, Vietman Savaşını tekrar canlandırmak niyetindeydi
  Dar bir bütçe ve kendisini iflasın eşiğine getirecek kadar uzun süren bir yapım aşaması sonucu film, her şeye rağmen sınırları zorlamayı başarmıştır  Coppolanın detaylara olan dikkati ve oyuncuların başarısı filmde kendini gösteriyor- İnanılmaz bir helikopter saldırısı  Bir parça belgesel tadında, fonda “Ride of the Valkyries” çalarken, helikopterlerin kasabayı boydan boya bombalaması… Savaş sahnesinin sonuç kısmı aynı zamanda filmin damgası: Albay Kilgorea sabahları bomba kokusunun verdiği inanılmaz coşku ve sevinç… 
 No
  2 - Braveheart 
 Stirling Savaşı (1995)
 
 Durum: William Wallace (Mel Gibson) önderliğindeki bir grup savaşçı ve bitkin İskoç klanları, kendilerinden daha fazla ve daha güçlü olan İngilizlere başkaldırırlar
  Stirling Savaşı tarihte, İskoçyanın Birinci Bağımsızlık Savaşının bir bölümü olarak geçer   
 Savaş: Mel Gibsonla ilgili kişisel görüşünüz ne olursa olsun, Stirling Savaşından da anlaşıldığı üzere, film yönetmenliğindeki yeteneği inkar edilemez bir gerçek
  Filmin hayranları, Mel Gibsonın savaş öncesi konuşmasını ezbere bilir  Ancak savaşın başlamasıyla izleyiciler, haksızlığa uğramış İskoçlarla, güçlü İngilizlerin acımasız ve kanlı savaşına tanık olurlar  Sahnede kılıç, balta çarpışmaları ve at kişnemelerinden oluşan koro Gibsonın zirveye taşıdığı sahneyle kesilir: boynunun vurulması  Tarihçiler, filmdki sahnelerin gerçekle birebir uyuşmadığını belirtiyorlar  Ancak bu ufak bir detay… Bugün sinemalarda gördüğümüz pek çok epik film için Mel Gibson ve Braveharta bir teşekkür borçluyuz  
 No
  1 - Er Ryan'ı Kurtarmak 
 Omaha Sahili (1998)
 
 Durum: 6 Haziran 1944
  Yüzbaşı John H  Miller (Tom Hanks) Çavuş Michael Horvath (Tom Sizemore) ve Er Daniel Jackson (Barry Pepper), Alman ordusuyla çarpışmak üzere kıyıya yaklaşan müttefik kuvvetlerin arasındadır  
 Savaş: Bu acımasız ve şaşırtıcı derecede gerçekçi 24 dakikalık savaş boyunca Steven Spielberg neden en iyilerden biri olduğunu bir kez daha kanıtlıyor
  Kendini görevine adamış (ve deniz tutmuş) askerlerin bulunduğu donanmaya çarpan dalgaların sesi, tartışmasız bugüne kadar yapılmış gerçeğe en yakın savaş sahnesi için, ürpertici bir başlangıç yapıyor  Bu tarihi savaş sahnesini çekmek için, sahne, savaş araçları ve 1000den fazla oyuncuya toplamda 11 milyon dolar para harcanmış  Savaşın zemin özelliklerini de yansıtabilmek için Spielberg düzinelerce sualtı kamerasının yanı sıra, suda savaşan askerlerin durumunu daha da iyi yansıtabilmek için, suda kullanmak üzere bol miktarda sahte kan kullanmış  Bu savaş sahnesini en iyi seçen sadece biz değiliz  Empire ve TV Guide dergileri de filmin kalitesini ve akılda kalıcılığını fark etmiş  Sahnede özellikle seçebileceğimiz bir zirve sahnesi yok  Zira bütün sahne zirve niteliğinde   
 
 |