Yalnız Mesajı Göster

Çocukları Cinsel Tacizden Ve Saldırıdan Korumak

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çocukları Cinsel Tacizden Ve Saldırıdan Korumak



Çocukları cinsel tacizden ve saldırıdan korumak

Pedofiliklerin, bu işi ustaca yapan ve çocuklar tarafından da çok sevilen kişiler olduğunu belirten Prof Oral, 'Bu durum aileler açısından yanıltıcı olabilir' uyarısında bulundu



Yeni Yüzyıl Üniversitesi, cinsel suçlarla ilgili duyarlılığı artırmak için bir çalışmaya imza atıyor Akademisyenler, hukukçular ve kadın platformu üyeleri tüm toplumu ilgilendiren utanç konusunu, cinsel suçu tartışıyor

Uzmanlar, "Cinsel suçlara ilişkin düzenlemeler yeterli mi, cezalar caydırıcı mı, mağdurlara yaklaşım nasıl olmalı, cinsel saldırı veya taciz bir çocuğun ruhunda nasıl izler bırakır?" gibi soruların yanıtlarını arıyor

Cinsel suçlarda özellikle delillerin doğru değerlendirilmesi ve doğru raporlandırılması üzerine çalışmalar yapan adli bilimler profesörü Ersi Abacı Kalfaoğlu, Türkiye'de kadın ve çocuklara yönelik cinsel suçlarla ilgili kanunların yetersiz olduğunu söylüyor

"Şu anda tabi ki kanunlar yetersiz, ancak son çalışmalar gösteriyor ki toplumdaki duyarlılık giderek artıyor Mecliste çalışmaları süren tasarı ve taslaklar var, konuya daha kapsamlı bir yaklaşım olacak diye düşünüyorum Bilinç düzeyi var, esas önemli olan kapsamlı bir koordinasyondur Biz de bu koordinasyonun bir parçası olmayı hedefliyoruz"

CİNSEL SUÇLAR CEZA KANUNUNUN KARA NOKTALARI

Türkiye'de çocuklara yönelik cinsel istismar suçunun cezası 6 yıldan başlıyor ve müebbet hapse kadar çıkabiliyor Son günlerde Siirt ve Urfa'da yaşanan olayları değerlendiren İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden Adli Tıp Uzmanı Prof Dr Gökhan Oral'a göre, cinsel suçlar, özellikle de çocuklara yönelik cinsel suçlar ceza kanununun kara noktaları

ÇOCUĞUN İYİ TANIDIĞI BİRİ TARAFINDAN YAPILIYOR

"Ceza kanununun iyi çerçevelendirilmiş olması sebebiyle özellikle pedofili konusu son zamanlarda daha fazla ifade edilir oldu Konu artık daha ciddi şekilde ele alınıyor ve daha fazla mahkumiyet çıkıyor Ayrıca polis bu konuda daha dikkatli çalışıyor, aileler de daha bilinçliler

En iyi istatistiklerin tutulduğu ülkelerde bile cinsel suçların görülme oranını söylemek imkansızdır Çünkü kriminolojide kara noktaların en çok olduğu alan cinsel suçlardır, çocuklara yönelik cinsel suçlar ise kültürel ve toplumsal yapıya göre değişiklik gösteriyor Bazı kültürlerde tecavüz de karanlık noktadır ve kimseye söylenmez Ama çocuğun cinsel istismarına yönelik vakaların çok büyük bir kısmı karanlıkta kalıyor Özellikle de aile içinde olanlar"

BU TÜR HABERLERİ ÇOCUKLARIN DA OKUDUĞU UNUTULMAMALI
Prof Dr Gökhan Oral, çocuklara yönelik cinsel suçlarla ilgili olayların medyada veriliş şekline vurgu yapıyor

"Zaten oldukça trajik olan bu olayların medyada yer alış biçimini de trajik buluyorum Çünkü bu haberler herkesin okuması için yapılabilecek haberler değil, bunları çocuklar da okuyor Yani konunun tirajik veya ahlaki boyutunu ele almak farklı bir nokta ama işin kriminolojik boyutuna gelince, o haberlerin veriliş biçiminden rahatsız olduğumu söylemeliyim Toplumda infial uyandırma var, zaten böyle bir şeyin hangi kültürde olursa olsun infial uyandırmaması mümkün değil

Ama bu infiali doğru yere sevketmek lazım, yani herkesin kendi etrafına, kendi çocuğuna, kendi yakınına daha iyi göz atıp, bunu bilincini artırmak için kullanması lazım Yoksa konuşuruz, kapatırız, sonra seri katilleri konuşuruz, seri katiller biter, trafik kazalarını, trafik canavarlarını konuşuruz O biter, başka birşey konuşuruz, yani buradan gereken dersi çıkartmak çok önemli, gereken ders de şudur: Çocuğa yönelik cinsel saldırı her kültürde, her toplumda, her yaşta, her eğitim düzeyinde ve en iyi korunmuş ailelerde bile mümkündür"

ÇOCUK RUHUNDA ONARILMAZ HASAR BIRAKIYOR
Prof Oral, çocuklarda geri dönüşümsüz ruhsal hasarlara neden olan cinsel istismar ve tecavüzü, 'En lanetli suç' olarak nitelendiriyor

"Bu tür saldırılar ne yazık ki daha fazla sıklıkta çocuğun çok tanıdığı birisi tarafından gerçekleştiriliyor Böyle bir olay ruhsal anlamda çocukta geri dönüşümsüz hasarlar oluşturuyor, telafisi çok güç hasarlar Belki en büyük suç cinayettir ama çocuğa verdiği hasar bakımından en lanetli suç da budur 'Bu konuda biz ne kadar uyanık ve bilinçliyiz?' Kendimize bunu sormalıyız, "13 yaşındaki çocuk şunu yapmış, 3 yaşındaki çocuğa bu yapılmış' diye tartışmalar zaten yapılıyor ama ben, bilinç düzeyine vurgu yapıyorum ve çocuk hakları bilincinde artış olmasını ümit ediyorum Devlete de çok önemli görevler düşüyor, devletin bu konuda bir politikası var ama siyasi iradenin sürdürülebilir ve sabit bir duyarlılıkla, çocuklara sahip çıkmak için, çocuk politikası oluşturması çok önemli"

ANNE-BABALAR NEYE DİKKAT ETMELİ?

Çocuklara yönelik cinsel eğilimi olanların, bu işi çok ustaca yapan ve çocuklar tarafından da çok sevilen kişiler olduğunu belirten Prof Dr Gökhan Oral, bu durumun aileler açısından yanıltıcı olabileceğine dikkat çekiyor ve "Çocukların çok sevdiği kişi, en doğru kişidir" gibi bir algılamanın zaman zaman uygun olmayabileceğinin altını çiziyor

"Ailelerin, bu tür davranışlarda bulunan kişilerle ilgili daha fazla bilgi sahibi olmaları ve daha uyanık davranmaları önem taşıyor 'Ufak tefek cinsel yaklaşmalar olmuş, bundan ne çıkar?' türünden garip yorumlara varmamaları gerekiyor Sadece kendi çocuklarını değil, aynı zamanda o civardaki bütün çocukları koruduklarını unutmasınlar ve başka çocukların da başına aynı şeyler gelmesin diye, böyle bir durumda mutlaka adli anlamda yapmaları gerekeni yapsınlar Aileler, çocuklarını gönderdikleri kamplar, kurslar, okullar gibi çocukların toplu halde bulundukları yerlerdeki ekiplerle daha bilinçli şekilde işbirliği içinde olsunlar Bu servis şoförü olur, öğretmen olur veya kamp görevlisi olur Bu tür kişilerle kim sorumluysa onlarla işbirliğini çok daha dikkatli şekilde sürdürsünler"

TÜRKİYE'DE İLK KEZ 'CİNSEL SUÇ KRİZ MERKEZİ'
Cinsel suçlar konusunda Türkiye'nin en önemli eksiklikliklerinden birinin cinsel suçlar kriz merkezleri olduğunu belirten Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi'nden Prof Dr Ersi Abacı Kalfaoğlu, Türkiyede ilk defa Cinsel Suç Kriz Merkezi açılacağını söylüyor

"Cinsel suç kriz merkezi oluşturmak ve koordinasyonunu sağlamak için yola çıktık Çalışmalar sürüyor, bu merkezleri üniversitemizin bünyesindeki hastanelerde açacağız"

Prof Kalfaoğlu, bu merkezlerin neden gerekli ve önemli olduğunu ise şöyle anlatıyor:

"Bazen kişiler bir çok nedenden dolayı uğradıkları cinsel istismarı saklamak durumuda kalırlar Eğer bir mağdur, adli makamlara başvurabiliyorsa, poliste ifadesi alınır ve muayenesi yapılır Bu muayenenin bir amacı mağdura tıbbi anlamda yardımcı olmak, bir amacı da mağdur üzerinden delillere giderek faile ulaşmaktır Ülkemizde bu noktada bir aksaklık söz konusudur Tabii ki insanlar muayeneye götürülüyor, muayene ediliyor Bu işi de genellikle uzman jinekologlar yapıyor

CİNSEL SUÇLARLA UĞRAŞAN ADLİ HEMŞİRELER GELİYOR

Ancak teknoloji sürekli gelişiyor, deliller üzerinden faile ulaşma bilgileri sürekli yenileniyor Bu nedenle konusunda uzman dahi olsa hekimlerin, şu anda bizim ihtiyacımızın ne olduğunu bilmeleri mümkün olamıyor Bu nedenle çeşiti şekillerde bizim delilerimiz kayboluyor

Eğer bir ekip çalışması gerçekleştirebilirsek, muayeneyi yapan hekim, yardımcı personel ile desteklenirse, mesela yanında bir adli hemşire bulunursa bu son derece yararlı olur

Böyle hemşireler hekime destek verirlerse, hem delil kaybı olmaz hem de mağdur tekrar tekrar muayene olmak zorunda kalmaz Çünkü bu durum sık karşılaşılan bir sorundur Eğer yeterli delil toplanmazsa veya doğru muayene yapılmazsa mağdur tekrar muayeneye çağrılıyor Taktir edersiniz ki bu çok travmatik bir prosedürdür Bu nedenle amacımız; tek muayene ile mağdurun rehabilitasyonunu yapmak ve muayeneden elde edilecek materyali delil haline getirip, inceleyerek faile ulaşmak üzere rapor düzenlenmesini sağlamaktır"

DELİLLERİN YOK OLMAMASI İÇİN

Özetle, cinsel suç kriz merkezleriyle delilleri toplayacak hekim ve hemşirelerin uzmanlaşması, cinsel suçların bir an önce sonuca ulaşması ve sürecin uzamaması hedefleniyor

"Bu durum zaten bizim hukuksal ve sosyal sorunumuzdur, bu konuyla igili problem yaşadığımızı çok iyi biliyoruz İşte bu nedenle biz bu yola çıkmış bulunuyoruz Biz uzmanları uzmanlaştırmayacağız, böyle bir durum yok, çünkü jinekologlar zaten uzmandır Ancak biz, alanımızla ilgili olarak onları bilgilendreceğiz ki onlar kendi meslekleri dahilinde bizim için yararlı ve gerekli olan materyalleri en doğru şekilde toplayabilsinler"

SİSTEM RAHATLAYACAK, DAVALAR UZAMAYACAK

Prof Dr Ersi Abacı Kalfaoğlu, Cinsel Suç Kriz Merkezlerinin, Adli Tıp Kurumu'nun yükünü de hafifleteceğini, ancak bunun için merkezlerin yaygınlaştırılması gerektiğini söylüyor

"Bu, büyük ölçüde Adli Tıp Kurumu'nun işini de hafifletecek bir mekanizmadır Ancak bu mekanizmanın sadece Yeni Yüzyıl Üniversitesi'nde kurulması kesinlikle çözüm değildir

Bunun çok yaygınlaştırılması ve bütün devlet hastanelerinde var olması gerekiyor Biz bu sempozyumda bunu da tartışıyoruz Yani cinsel suç kriz merkezi, Türkiye'de öncü olacak ve ülkemizde tüm devlet ve özel hastenelere yayılacak, hedefimiz budur"

ntvmsnbc OKURLARI KONUYU TARTIŞTI
Türkiye, Siirt merkez ve ilçesi Pervari ve Manisa'da yaşanan çocuklara tecavüz ve cinayet haberleriyle sarsıldı

Siirt Pervari'de yaşanan vahşetin basında yer almasına, yetkililerden eleştiri gelmiş, ilçenin belediye başkanı İsmail Bilen 'kaşımayın' demişti

ntvmsnbc okurları "Siz ne düşünüyorsunuz? Basın mı suçlu yoksa" sorusuna şu cevapları vermişti:

Erkan Yanbul (Yazılım Mühendisi) 28 Nisan 2010, Çarşamba 03:04

Medyanın görevi haber yapmaktır evet, eğrisini doğrusunu ortaya koymaktır kirli çamaşırları bir bir ortaya dökmektir Toplumu ilgilendiren her olayın üzerine gitmelidir medya Amaa gelin görün ki burası Türkiye Medyamız bir tecavüz olayını, bir seri cinayetler olayını öyle bir sunuyor ki, "zanlı kişi önce şöyle tecavüz etmiş, sonra böyle etmiş vs" ballandıra ballandıra anlatır, o esnada da kışkırtıcı erotik şiddet dolu resim ve videolar geçer ekrandan Sorun bence haberin sunuş tarzıdır

Erhan Lale (Ögrenci) 28 Nisan 2010, Çarşamba 02:45

Basin ahlak kurallari "gercekleri gizlemek" Insanlarin bu olaylardan haberdar olmasini engellemek isteyenler (bilerek veya bilmeyerek) suclulari koruyorlar, zavalli magdurlari koruyacak hic kimse yok

HASAN B (ÖĞRENCİ) 28 Nisan 2010, Çarşamba 02:31

Basının görevi haber niteliği taşıyan olay ve kavramları kamuya ulaştırmaktırGelin görün ki şu an medyanın ilgi alanı'kim soyunmuş,kim kiminle,kim ne almış'olduğu için sağlıklı bir bilgilendirme görevi üstleneceğini düşünmüyorumBence şu tartışılmalı;küçücük çocuklar bu vahşeti nasıl yapar,kimler onlara örnek olmuştur?olay cinsel tatmin ise onlar bu zorunluluğu neden hissediyor?hergün izlediğimiz dizilerdeki ahlak dışı öğeler,her gazetenin arkasında çıplak kadınlar olabilir mi sebep?

ünal güldemir (öğrenci) 28 Nisan 2010, Çarşamba 02:05

Olayın 3sayfa olarak verilmesi yanlış bence bu olayın Türkiye'nin doğusunda yaşanan ve üzeri aşiretlerce kapatılmaya çalışılan acı gerçeklerden sadece biri Bu olaylar sosjolojik olarak ele alınmalı ve sadece mahkeme salonlarında bitmemeli Basın yoluyla halk bilgilendirilmeli

YALIN KARADAĞ (ÖĞRENCİ) 28 Nisan 2010, Çarşamba 01:41

Bu çocukların , gençlerin ruhsal dünyalarını, yaşadıkları çalkantıları ve daha ne gibi yıkıcı durumlar yaşatabileceklerini ve cinsellikle tanışan ,cinayete karışanların hangi psikolojik ve sosyal zeminden beslendiklerini tartışsınlar bunu kamu oyuna sunsunlar Medya'dan şu dk itibari ile beklenen budur

YALIN KARADAĞ (Öğrenci) 28 Nisan 2010, Çarşamba 01:39

Ülkeler ve onun gerekli organları bu ve bunun gibi Meçhulleşmeye yüz tutmuş acı va'kalarını gün yüzüne çıkarmadıkça, bunların üzerine gitmedikçe, bunlara sebep olan zanlıları selahiyeti altına almadıkça küçülmeye de gerilemeye de halkının kıvranarak yaşamasını seyretmeye de mecburdur Hele hele ki o kesimin idari billir kişisi, başkanı bilmem ne'si bu travmatik olayları böyle değerlendiriyorsa en az bu işi yapanlar kadar zan altında tutulması gereketiğine inanmaktayım

Umut Paşaoğlu (Öğrenci) 28 Nisan 2010, Çarşamba 01:37

Konu kapatılsın tabii ki ama nasıl kapatılmış, orası mühim Suçlular bulunmuş mu? Olay çözülmüş mü? Adalet sağlanmış mı? Bir daha böyle birşey yaşanmaması için tedbirler alınmış mı? Yoksa, ben de bir çok konuyu kapatabilirim konuşarak

SEDEF ÇAĞALA ÇİMENDERELİ (serbest meslek) 28 Nisan 2010, Çarşamba 01:33

Bu olayı ortaya çıkaranları tebrik ediyor, ortbas etmeye calısanları da kınıyorum ve olayın kapatılmasına katkıda bulunan herkesin en agır sekilde cezalandırılması ve bu cezaların okuyucuya, izleyiciye duyurulması yonunde haberler yapılmasını sonuna kadar destekliyorum

Murat Elbay (Hukuk Öğrencisi) 28 Nisan 2010, Çarşamba 01:31

Ortada bir suç olduğu kesin ama bu suçu sadece bir tarafa tümüyle yıkmak haksızlık benceSöz konusu olayın haber yapılması kadar doğal bir şey yokBirçok savcı bu tür haberler vasıtasıyla harekete geçip adli süreci başlatıyorDolayısıyla bu tür haberlerin yapılmasının büyük yararı varHaber toplumumuzun olumsuz bir yönünü sergiliyor olabilirBundan rahatsız olmamamız lazımÇünkü basının yaptığı iş, uydurulmuş hikayelerin insanlara aktarılması değil, gerçeklerden insanların haberdar edilmesidir

Murat Elbay (Hukuk Öğrencisi) 28 Nisan 2010, Çarşamba 01:29

Bu yüzden istediğimiz kadar hoşumuza gitmesin, bunları bildirmek basının en büyük fonksiyonu ve varoluş amacıdırTabi ki bu amacın sınırlarının da olması gerekirÖrneğin, soruşturma nedeniyle gözaltına alınan tüm insanların suçluymuş gibi görüntülenip haber yapılması, önyargı duvarlarını henüz aşamamış toplumsal kesimler tarafından yapılan geri dönülemez yaftalamalara sebebiyet verir ki bu durumun zararını hiçbir düzeltme yazısı ya da mahkeme kararı tazmin edemez maalesef

Alıntı Yaparak Cevapla