Çocuklukta Yaşanan Travma Ve Şizofreni

**Prof. Dr. Sinsi** · 11-04-2012

Çocuklukta Yaşanan Travma ve Şizofreni

Şizofreni halk arasında bütün akıl hastalıkları içerisinde en çok korkuya neden olan ve yanlış kavranandır

Şizofreni kişilik bölünmesine neden olmaz ve özellikle ergenlik döneminde ortaya çıkar, 39 yaşını aşan insanlarda önceden görülmemişse ortaya çıkma şansı pek azdır

Buna rağmen paranoid şizofreni olgun yaşlarda da ortaya çıkabilir

Şizofreni olan bireyler genellikle pasifleşirler, bazıları çocuksu tepkilere dönebilir ya da çok kuşkucu olabilirler

Şizofren olan insanların büyük bir çoğunluğu öyle çok korktuğumuz gibi saldırgan değillerdir

Başkalarına zarar vermeden çoğunlukla yalnız kalmayı tercih ederler

Fakat özellikle geçmişinde alkolik olan ve uyuşturucu kullanmış hastalar saldırgan olabilir ama yine de bu sayı çok azdır

Şizofrenin tedavisi yok görüşü doğruyu yansıtmaz çünkü tedavi dönemi zahmetli ve uzun olsada doğru bir yönetim ve de tedavi ile hastaların düzenli ve rahat bir yaşam geçirmesi sağlanabilinir

Şizofrenin nedenleri konusunda çok geniş tartışmalar olmasına rağmen genel yargı genetik faktörlerin başrol oynadığıdır

Fakat, Hollanda da Maarten Bak ve diğer eğitimcilerin yaptığı yeni araştırma farklı nedenlerin şizofreni hastalığında daha etkili olduğunu öne sürüyor

Bu araştırmaya göre nerden geldiği belli olmayan sesler duymak ya da aşırı kuşkuculuk (paranoyaklık) akıl hastalığına neden olmayabilir

Dr

Bak ve arkadaşlarına göre bu belirtiler sadece yaşayan kişi için ıstırap verici ise problemlere yol açarlar

Araştırmanın bulgularına göre özellikle çocuklukta yaşanan travmalar (cinsel suistimal, yakınının ölmesi gibi) bireylerin ileride yaşayabilecekleri normalde tehlikeli olmayan ses duyma ve aşırı kuşkuculuk gibi belirtileri ıstırap verici olarak kabul etmelerini sağlayabiliyor

Görüşlerini test etmek için ilkönce Dr

Bak ve arkadaşları önceden herhangi bir şekilde ruhsal bozukluk yaşamamış halktan binlerce kişiyle röportaj yapıyorlar ve çocukluklarında travma yaşayıp yaşamadıklarını öğreniyorlar

İkinci etapta aradan 3 yıl geçtikten sonra aynı kişilerle yeniden röportaj yapıyorlar ve bu sefer bu 3 yıl içerisinde psikopatik (ses duyma, paranoyaklık) bir deneyim geçirip geçirmediklerini ve de bu deneyimi rahatsız edici bulup bulmadıklarını araştırıyorlar

Sonuç olarak psikopatik deneyim yaşamış 16 kişi bunları rahatsız ve ıstırap etmeyici olarak nitelendirıyor ve bunların içerisinde ancak 1 kişi çocuklunğunda tramva yaşadığını belirtiyor

Diğer taraftan yaşadıkları deneyimi rahatsız edici ve bunaltıcı olarak nitelendiren 21 kişiden 9’u çocukluğunda psikolojik rahatsızlık ve tramva yaşadığını belirtiyor

Aynı zamanda bu kişiler deneyimleri rahatsız etmeyici olarak görenlerden farlı olarak bu deneyimler üzerinde çok az bir kontrole sahip olduklarını belirtiyorlar

Araştırmanın bulguları genetik nedenlerden çok çevresel nedenlerin şizofreniye neden olabileceğini gösteriyor bu da bir bakıma bu hastalığın tedavisi bağlamında daha iyimser olmamızı sağlıyor

Fakat bu çalışma tabii ki yeterli değil, birçok yeni çalışmalar daha iyi düşünüp çözümler üretilmesini sağlayacaktır

11-04-2012	#1
Prof. Dr. Sinsi	Çocuklukta Yaşanan Travma Ve Şizofreni Çocuklukta Yaşanan Travma ve Şizofreni Şizofreni halk arasında bütün akıl hastalıkları içerisinde en çok korkuya neden olan ve yanlış kavranandır Şizofreni kişilik bölünmesine neden olmaz ve özellikle ergenlik döneminde ortaya çıkar, 39 yaşını aşan insanlarda önceden görülmemişse ortaya çıkma şansı pek azdır Buna rağmen paranoid şizofreni olgun yaşlarda da ortaya çıkabilir Şizofreni olan bireyler genellikle pasifleşirler, bazıları çocuksu tepkilere dönebilir ya da çok kuşkucu olabilirler Şizofren olan insanların büyük bir çoğunluğu öyle çok korktuğumuz gibi saldırgan değillerdir Başkalarına zarar vermeden çoğunlukla yalnız kalmayı tercih ederler Fakat özellikle geçmişinde alkolik olan ve uyuşturucu kullanmış hastalar saldırgan olabilir ama yine de bu sayı çok azdır Şizofrenin tedavisi yok görüşü doğruyu yansıtmaz çünkü tedavi dönemi zahmetli ve uzun olsada doğru bir yönetim ve de tedavi ile hastaların düzenli ve rahat bir yaşam geçirmesi sağlanabilinir Şizofrenin nedenleri konusunda çok geniş tartışmalar olmasına rağmen genel yargı genetik faktörlerin başrol oynadığıdır Fakat, Hollanda da Maarten Bak ve diğer eğitimcilerin yaptığı yeni araştırma farklı nedenlerin şizofreni hastalığında daha etkili olduğunu öne sürüyor Bu araştırmaya göre nerden geldiği belli olmayan sesler duymak ya da aşırı kuşkuculuk (paranoyaklık) akıl hastalığına neden olmayabilir Dr Bak ve arkadaşlarına göre bu belirtiler sadece yaşayan kişi için ıstırap verici ise problemlere yol açarlar Araştırmanın bulgularına göre özellikle çocuklukta yaşanan travmalar (cinsel suistimal, yakınının ölmesi gibi) bireylerin ileride yaşayabilecekleri normalde tehlikeli olmayan ses duyma ve aşırı kuşkuculuk gibi belirtileri ıstırap verici olarak kabul etmelerini sağlayabiliyor Görüşlerini test etmek için ilkönce Dr Bak ve arkadaşları önceden herhangi bir şekilde ruhsal bozukluk yaşamamış halktan binlerce kişiyle röportaj yapıyorlar ve çocukluklarında travma yaşayıp yaşamadıklarını öğreniyorlar İkinci etapta aradan 3 yıl geçtikten sonra aynı kişilerle yeniden röportaj yapıyorlar ve bu sefer bu 3 yıl içerisinde psikopatik (ses duyma, paranoyaklık) bir deneyim geçirip geçirmediklerini ve de bu deneyimi rahatsız edici bulup bulmadıklarını araştırıyorlar Sonuç olarak psikopatik deneyim yaşamış 16 kişi bunları rahatsız ve ıstırap etmeyici olarak nitelendirıyor ve bunların içerisinde ancak 1 kişi çocuklunğunda tramva yaşadığını belirtiyor Diğer taraftan yaşadıkları deneyimi rahatsız edici ve bunaltıcı olarak nitelendiren 21 kişiden 9’u çocukluğunda psikolojik rahatsızlık ve tramva yaşadığını belirtiyor Aynı zamanda bu kişiler deneyimleri rahatsız etmeyici olarak görenlerden farlı olarak bu deneyimler üzerinde çok az bir kontrole sahip olduklarını belirtiyorlar Araştırmanın bulguları genetik nedenlerden çok çevresel nedenlerin şizofreniye neden olabileceğini gösteriyor bu da bir bakıma bu hastalığın tedavisi bağlamında daha iyimser olmamızı sağlıyor Fakat bu çalışma tabii ki yeterli değil, birçok yeni çalışmalar daha iyi düşünüp çözümler üretilmesini sağlayacaktır