Prof. Dr. Sinsi
|
Karabük'e Nasil Gidilir. Nereleri Gezilir
Karabük Genel Bilgi

Karadeniz Bölgesinde, bir il merkezi olan Karabükün, kuzeyinde Bartın, kuzeydoğu ve doğusunda Kastamonu, batısında Zonguldak, güneydoğusunda Çankırı, güneybatısında Bolu ili bulunmaktadır İl topraklarının güneyini Bolu Dağlarının doğu uzantıları ile Demiroluk Dağları engebelendirmektedir Demiroluk Dağlarındaki Keltepe (1 999 m ) ilin en yüksek noktasıdır Kuzeydeki, Sarıçiçek Tepesi (1 750 m ), güneybatıdaki Aladağlar (1 040 m ) doğudaki Bürnük Tepesi (1 143 m ) yörenin başlıca yükseltileridir Etrafı yüksek tepelerle çevrili, havza karakteri gösteren il toprakları vadilerle parçalanmış, plato ve düzlükler halindedir Büyük düzlük ve ovaların bulunmadığı Karabükte Eflani çevresi küçük akarsularla parçalanmış platolar görünümündedir Ortalama yüksekliği 1 130 m olan Ovacık da vadilerle bölünmüş plato ve düzlükler üzerindedir Yenice çevresinde ise düzlük ve ovalar olmayıp, engebeli ve yüksek bir araziye sahiptir Ayrıca Araç ve Soğanlı Çayları kenarında küçük düzlükler bulunmaktadır Eskipazar Çayının Soğanlı Çayına karıştığı alandaki Cemal Ovası, Eskipazar çevresindeki Hamamlı, Sadeyaka Ovaları ilin diğer düzlük alanlarıdır

Dağların geniş yer kapladığı Karabükte ormanlar yaygındır İlin yüzölçümünün % 60ı ormanlarla kaplıdır Merkez İlçe, Safranbolu, Yenice, Eskipazar ormanların sık olduğu alanlardır İlin en yüksek dağı olan Keltepede, 700-800 m ye kadar kızılçam, sonraki yükseltilerde göknar, 1 700 m ye kadar karışık ağaçlar yer alır, bu yükseltiden sonra yüksek dağ çayırları bulunmaktadır Burada kekik ve adaçayı en çok göze çarpan bitkidir
Karabükte III Jeolojik zamanda oluşan, kalkerli (kireçtaşı) alanlar geniş yer kaplamaktadır Kireçtaşları arasına killi ve kumlu tabakalar da bulunmaktadır IV Jeolojik zamanda (Kuvaterner), Ovacık çevresindeki traverten alanı, kuvaternerde akarsuların gelişip, plato yüzeylerini yarmasıyla da vadiler oluşmuştur

Karabükte kanyonlar daha çok Safranbolu yöresinde bulunmaktadır Bunların başlıcaları İncekaya Kanyonu, Düzce (Kirpe) Kanyonu, Tokatlı ve Sakaralandır Ayrıca, Yenicedeki Şeker Çayı kenarında Şeker Kanyonudur Ayrıca Karabükte çok sayıda mağara bulunmaktadır Bunların başında, turizm yönünden önemli Bulak ve Hızar (Mencilis) Mağaraları gelmektedir
Karabükte çok sayıda yayla bulunmaktadır Bunların başlıcaları Karabük Eskipazar, Yenice arasında kalan Sorkun Yaylası (1 650 m ), Safranbolunun kuzeyinde Uluyayla ve Sarıçiçek Yaylası, Yenicede Göktepe Yaylası, Ovacıkta Bodoroğlu ve Karabükün çevresinde Dede Yaylası ve Avdan Yaylasıdır

İl topraklarını Araç ve Soğanlı Çayları ile beslenen Filyos Irmağı sulamaktadır Bu akarsu kaynaklandığı yerden, denize dökülünceye kadar değişik isimler alır Kaynaklandığı yerde Ulusu adıyla bilinen Filyos, Gerede yakınlarında Gerede Suyu, Eskipazar yakınlarında Soğanlı Çayı, Araç Çayıyla birleştiğinde Yenice Irmağı adını alır Devrek Çayını da alan, 288 km uzunluğundaki bu akarsu Filyos Irmağı adıyla Karadenize dökülür
Karabükte büyük doğal göl yoktur Yalnızca Ovacıkın kuzeyinde Şamlar Köyü yakınlarında Karagöl adında bir krater gölü bulunmaktadır Eflanide sulama amaçlı Bostancılar, Kadıköy, Ortakçılar göletleri yapılmıştır Ayrıca, Kastamonu yolu üzerinde, Konarı Gölü adıyla küçük bir göl daha bulunmaktadır Yüzölçümü 4 145 km2 olup, toplam nüfusu 224 813tür

Batı Karadeniz Bölümünde yer alan Karabükte kısmen Karadeniz ikliminin özellikleri görülmektedir Karabük, kıyıdan içeride kaldığı için, Karadenizin nemli havasından yeterince yararlanamamakta karasal iklimin özellikleri daha ağır basmaktadır
İlin ekonomisi tarım, ormancılık, organize sanayii, küçük sanayii, Demir Çelik Sektörü , Deri ve Tekstil Sanayi ile Turizme dayalıdır Yetiştirilen tarımsal ürünlerden hububat, yem bitkileri ve baklagillerin yanında meyvecilik yapılmakta olup, elma, şeftali, armut, erik, kızılcık, Antepfıstığı, badem, üzüm, ayva, muşmula, kiraz, iğde, vişne, ceviz ve dut yetiştirilmektedir Ormancılık ilin belli başlı gelir kaynakları arasındadır Karabükte Yenice Orman İşletme Müdürlüğü, Eskipazar Orman İşletme Müdürlüğü ve Karabük Orman İşletme Müdürlüğü olmak üzere üç adet orman işletme müdürlüğü bulunmaktadır Zengin ormanların yanında Yenice ilçesinde anıt ağaçların yer aldığı açık hava ağaç müzesi konumunda bir arboratum bulunmaktadır Ayrıca Karabükte Büyükdüz Araştırma Ormanı bulunmakta olup, ormancılık alanın da önemli bir araştırma sahasını kapsamaktadır

Türkiye ekonomisinde önemli bir yeri olan Karabük Demir Çelik İşletmeleri 1939da kurulmuştur Bu işletmelerde pik, çelik, kütük, yuvarlak demir, profil, ray çeliği, maden direği, köşebent, metal ve çelik döküm, blum üretilmektedir Ayrıca buna bağlı yan sanayii kuruluşları da bulunmaktadır
Karabük adını, üzerinde yaşadığı coğrafi ortamdan almıştır Bük, Orta Karadenizde çok yoğun olarak bulunan bir bitki türünün ismi olup, Karaçalılık anlamında “Kara” ve “Bük” sözcüklerinin birleşmesinden meydana gelmiştir Karabükün ismi ile ilgili ikinci bir görüşe göre; Türkmen boylarından birinin ismidir Ayrıca bugün Türkiyede bu ismi taşıyan 13 yerleşim ve bir de Akarsu bulunmaktadır

Karabük ve çevresinde bulunan çok sayıdaki höyük ve tümülüsler, yöre tarihinin çok eskiye indiğini göstermektedir Ancak bu konuda yeterli bir arkeolojik araştırma yapılmamıştır Ovacık ve Eskipazar ilçesindeki Yazıboy Köyünde yapılan yüzey araştırmalarında bulunan bir höyük İlk Tunç Çağına, MÖ 2500 yıllarına tarihlendirilmiştir Bunun dışında Karabük ve çevresinde tarih öncesi dönemlerinin aydınlatılması açısından önemli sayılabilecek toplam 32 tümülüs ve dört büyük höyük bulunmaktadır Bunlardan 24 tümülüs Safranbolu ile Eflani arasında, 5 tümülüs Eskipazarda ve 3 tümülüs de Ovacıkta bulunmaktadır Höyüklerden 3 tanesi Eflanide, 1 tanesi de Eskipazar ilçesi sınırları içinde yer almaktadır

İngiliz arkeolog Dr Roger Matthews başkanlığındaki bir ekibin 1998de Ovacık ve Eskipazarda yaptığı arkeolojik yüzey araştırmalarına göre, Karabük ve çevresinde en eski yerleşme, Erken Bronz Çağında (M Ö 3000-2000) başlamaktadır
Homeros, Karabük ve çevresinin Paphlogonia antik bölgesi içerisinde olduğunu belirtmiştir İlkçağda Karabük yöresinde, ilk kez Hititler yerleşmiş, onları Frigyalılar izlemiştir Hititler, tabletlerden öğrenildiğine göre, Eflani yakınlarına yerleşmişlerdir Frigler Ovacıkın Kışlaköyüne yerleşmişlerdir Nitekim burada bulunan Hesem Değirmenin kapısındaki taşın bu döneme ait olduğu sanılmaktadır Bithynia Krallığının toprakları içerisinde olan Karabük yöresi, Roma döneminde bölgenin ormanları ve madenleri yönünden önem kazanmıştır Romalılar hadrianapolis ve Kimistene adında yerleşim alanları kurmuşlardır Bu döneme ait Karabükte Bürnük Köyü, Üçbaş Köyü, Bulak Köyü; Ovacıkta Pürçükören Köyü, Roma dönemi kalıntıları ve kaya mezarları bulunmaktadır Bunun yanı sıra Sipahiler Köyünde Roma döneminde maden eritme ve işletme atölyelerinin bulunduğunu gösteren taşlar bulunuyordu Ancak bu taşlar köylüler tarafından yapılan evlerde kullanılmıştır

İç Paphlogania bölgesi uzun süre Roma yönetiminde kalmıştır Roma İmparatorluğunun 395te ikiye ayrılmasından sonra yöreye Doğu Romalılar (Bizans) hakim olmuştur Bizans İmparatoru Heraklius, Anadoluyu 17 Themaya (eyalete) ayırmış olup, bunlardan birisi de Karabük ve çevresinin içinde bulunduğu Paphlogonia Theması idi Bizans döneminde Paphlogonia tarihi açıklık kazanamamıştır VIII -X yüzyıl arasında yöre Arap akınlarına uğramıştır Bizans döneminde Eskipazar ve Safranbolu birer piskoposluk merkezi olmuştur
Malazgirt Savaşından (1071) sonra , Süleyman Şaha bağlı Türk boyları batı Anadoluya doğru ilerlemiş, Süleyman Şahın Komutanlarından Emir Karatekin, 1082 tarihinde Çankırıyı fethettikten sonra, Karabük çevresine yönelmiş, 1084 tarihinde büyük bir olasılıkla Ovacık, Eskipazar, Eflani ve Safranboluyu almıştır I Haçlı Seferinden sonra Selçukluların zayıflaması üzerine Danişmendliler yöreye hakim olmuşlardır Yöre Bizanslılar ile Anadolu Beylikleri arasında bir tampon bölge oluşturmuş ve sık sık her iki taraf arasında el değiştirmiştir Candaroğulları buraya egemen olmuş, onları Osmanlı hakimiyeti izlemiştir Ancak Yıldırım Beyazıtın Ankara Savaşında (1402) Timura yenilmesinden sonra, Candaroğulları Karabük ve çevresine yeniden egemen olmuşlardır Osmanlı birliğini yeniden kurmaya çalışan Çelebi Mehmet, Candaroğlu İsfendiyar Bey ile iyi ilişkiler içerisine girmiştir Fatih Sultan Mehmet 1461de Candaroğulları Beyliğini Osmanlılara bağlaması ile birlikte hakimiyetleri altındaki topraklar da Osmanlı topraklarına dahil olmuştur

Karabük, XIX yüzyıl sonlarında Kastamonu vilayeti merkez sancağının Safranbolu kazasına bağlı Öğlebeli Köyünün küçük bir mahallesi konumunda idi I Dünya Savaşında Safranbolu, Eflani, Ulus ve Karabük yöresi askerlerinden oluşturulan 42 Alay Çanakkale Savaşlarına katılmıştır I Dünya Savaşından sonra yabancı devletlerin işgaline uğramamış ancak, Eğri Ahmet Olayı, I Düzce ayaklanması ve Safranboludaki hilafet taraftarı Dayıoğlu Olayı Karabükte de huzursuzluk yaratmıştır
Cumhuriyetin ilanından sonra, 1937de Safranboluya bağlı Öğlebeli Köyünün, 13 hanelik bir nüfusa sahip mahallesi olan Karabük, 1935 yılında Ankara-Zonguldak demiryolunun açılması ile, bir istasyon adı olarak ilk kez Devlet Demiryolu haritasında Cumhuriyet tarihinde adı görülmeye başlamıştır 3 Nisan 1937 yılında Atatürkün direktifleri ile dönemin başbakanı İsmet İnönü tarafından Demir-Çelik Fabrikasının temeli atılır Böylece Karabükün adını Türkiye ve daha sonra dünyaya duyuracak olan süreç başlamıştır

Karabük 1941de nahiye olmuş, 1953te ilçe, 1995te de il konumuna getirilmiştir
Karabükte günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Asar Kalesi, Asar tepesi, Kaya Mezarları, Eflani Şatosu, Hadrianapolis ve Kimistene antik kentleri ile Bürnük Köyü, Üçbaş Köyü, Bulak Köyü; Ovacıkta Pürçükören Köyü, Roma Dönemi kalıntıları bulunmaktadır Ayrıca Safranbolu ilçesinde Türk sivil mimarisi örneklerinden evler dikkati çekmektedir
|