Yalnız Mesajı Göster

Yozgat Genel Tanitimi

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yozgat Genel Tanitimi



Yozgat Genel Bilgi


İç Anadolu Bölgesinde yer alan Yozgatın topraklarının küçük bir bölümü de Karadeniz Bölgesindedir Doğusunda Sivas, güneyinde Kayseri ve Nevşehir, batısında Kırşehir ve Kırıkkale, kuzeyinde Amasya ve Çorum kuzeydoğusunda da Tokat illeri ile çevrilidir

İç Anadolu Bölgesindeki en geniş platolarından Bozok Platosu üzerinde yer alan Yozgatın toprakları dalgalı ve engebeli bir arazi yapısına sahiptir İlin kuzey kesimini Deveci Dağlarının (1907 m) uzantıları, doğusunu Akdağlar, güneyini Kurşunlu Dağı (1786 m), kuzeybatısını Zincirli Dağı (1633 m) engebelendirmektedir Bozok Platosunun kuzeyinde boydan boya uzanan Deveci Dağları Yozgat ile Tokat İlleri ile İç Anadolu ve Karadeniz Bölgeleri arasında doğal bir sınır oluşturmaktadır Ayrıca kuzeydoğu-güneybatı doğrultusundaki Akdağların en yüksek noktaları Hamzasultan Tepesi (2281 m), SırıklıDağ (2090 m) ve Geyiklidağ (1933 m)dır Kızılırmak vadisi boyunca kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzanan Akdağlar, Kızılırmakın akış yönünü belirlemiş, ayrıca Yozgatın Sivas ile arasındaki doğal sınırını oluşturmuştur Korkenez Dağı (1524 m), Yazır Dağı (1683 m), Dağnı Dağı (1755 m), Keklicek Dağı (1369 m), Güvencik Dağı (1607 m) ilin diğer yükseltileridir


Yozgatın orta kesimini dalgalı düzlükler şeklinde Bozok Platosu kaplamaktadır Akarsu vadilerinin yer yer parçaladığı bu plato deniz seviyesinden 1200-1400 m yüksekliktedir Ayrıca bu plato ilin başlıca tarım alanıdır Bozok Platosunun güneyi lavlarla kaplı olup, akarsular burada derin vadiler oluşturmuştur İldeki tepeler arasında alüvyonların çökmesi ile ovalar oluşmuştur Bunların başında Boğazlıyan ve Yerköy ovaları gelmektedir Boğazlıyan Ovası, Boğazlıyan ilçesinin batısındaki tepelerden inen dere ve çayların taşıdığı alüvyonlarla kaplıdır Yerköy Ovası ise, Delice Irmağının taşıdığı alüvyonların çöküntü alanıdır Bunların dışında Sarıkaya ilçesinin 5-6 km kuzeyindeki ova sellerin taşıdığı alüvyonlardan oluşan taban ovasıdır Vadi kenarlarında ve dağ eteklerinde sellerin taşıdığı alüvyonlardan oluşmuş birikinti konileri bulunmakta olup, bunlar daha çok Karamağara Deresinin vadi kenarında belirgin biçimde görülmektedir

İl topraklarından kaynaklanan sular Kızılırmak ve Yeşilırmak aracılığı ile Karadenize dökülmektedir Bu suları Yeşilırmakın kollarından Çekerek Çayı ile Kızılırmakın kollarından delice Irmağı toplamaktadırAyrıca Akdağların doğu ve güneydoğu yamaçlarından kaynaklanan küçük dereler de ilin dışında Kızılırmaka katılır Bunlardan delice Irmağının kollarından Konak Çayı üzerinde kurulmuş olan Gelingüllü Barajının yapay bir gölü de bulunmaktadır


Doğal göllerin bulunmadığı ilde akarsu yataklarının yapısı uygun olduğu için çok sayıda sulama, içme suyu ve taşkın koruma amaçlı barajlar yapılmıştır Barajların gerisindeki göletlerde toplanan sular yöresel olarak küçük çapta iklim yumuşamalarına da yol açmıştır

Yozgatın jeolojik yapısında dikkat çeken bir özellik de, yer altı sularının çok fazla değişik yerlerde kaynak olarak yer üstüne çıkmasıdır Bu nedenle Yozgat yer altı suları bakımından oldukça zengindir

Yüzölçümü 14123 km2 olup, 2000 Yılı Genel Nüfus Sayım sonuçlarına göre; toplam nüfusu 682919dur

İlde İç Anadolu Bölgesine özgü Karasal iklim hakimdir Yazlar sıcak ve kurak; kışlar soğuk ve yağışlı geçer Yaz ile kış; gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkları yüksektir Sert iklim koşulları, Yeşilırmak havzasına giren Çekerek Vadisinde biraz yumuşamakta, az da olsa Karadeniz ardı ikliminin etkileri görülmektedir

Yozgatın bitki örtüsü step görünümündedir Eskiden geniş alanları kaplayan ormanlar tahrip edilmiştir Akdağlardaki ormanlar alçak kesimlerde meşe, yüksek kesimlerde de sarıçam ve ardıçlardan oluşur İl merkezinin yakınındaki Yozgat Çamlığı ise karaçamlarla kaplıdır
Akdağmadeni, Çayıralan, Çekerek ve Merkez ilçe, ormanların en yoğun olduğu alanlardır


İlin ekonomisi tarım, tarıma dayalı sanayi, hayvancılık ve ormancılığa dayalıdır Yetiştirilen tarımsal ürünlerin başında, arpa, buğday, şeker pancarı, yeşil mercimek, patates, nohut, soğan, fiğ, kavun ve karpuz gelmektedir Sebze ve meyvecilik az miktarda yapılmaktadır Hayvancılık yaygın olup, sığır, manda, koyun, kıl keçisi ve Ankara keçisi yetiştirilir Tavukçuluk ve arıcılık da yapılmaktadır
Kalkınmada ikinci derecede öncelikli iller kapsamındadır Başlıca sanayii kuruluşları; un, bira, yem, deri, bitkisel yağ, çivi, çimento, prefabrik konut, tuğla ve briket fabrikalarıdır Ayrıca orman ürünlerini işleyen, dokumacılık yapan, tarım araçları üreten atölyeler bulunmaktadır

Yer altı kaynakları yönünden oldukça zengin olan Yozgatın Akdağmadeni yöresinde demir, flüorit, grafit, tuğla-kiremit hammaddesi, Çayıralanda mermer, Sarıkayada demir, Sorgunda linyit, Şefaatlide flüorit, Yerköyde çimento hammaddesi ile kaya tuzu yatakları bulunmaktadır Ayrıca Boğazlıyan, Sarıkaya, Sorgun ve Yerköyde maden suyu kaynakları bulunmaktadır

Yozgatın Sorgun İlçesinin güneyindeki Alişar Höyükte yapılan kazılarda ele geçen buluntular yöredeki ilk yerleşimin Kalkolitik Çağda (MÖ5500-3500) başladığını göstermiştirXVIIyüzyılın başlarından itibaren Hititler buraya yerleşmiştir Nitekim Sorgun ilçesindeki Kerkenes Kalesi, Boğazlıyanda çalapverdi ve diğer köylerde yapılan kazılarda Hititlerin yörede yaygın biçimde yerleşmiş olduğunu gösteren buluntularla karşılaşılmıştır


1200lerde Deniz Halkları denilen Yunanistandan gelen Koloni gruplarının arkasından yöre, Friglerin egemenliğine girmiştirVIIyüzyılda Kimmerlerin, MÖVIyüzyılda Lydialıların ve ardından Perslerin yönetimine geçen yöre MÖ334te Büyük İskender tarafından ele geçirilmiştir İskenderin ölümünden sonra kısa bir süre Kapadokya Krallığı buraya hakim olmuş, ardından Anadoluyu istila eden ve göçebe bir kavim olan Galatlar buraya yerleşmiş, İç Anadoluda kurdukları Galatia Devletinin bir bölümü de Yozgatı içerisine almıştır Bu nedenle de Yozgatın bulunduğu yer, Galatların Ata Yurdu olarak isimlendirilmiştir

IIyüzyılın başlarında kurulan Galatia Krallığı bir süre Pergamon ve Pontus krallıklarına bağlı kalmış ve MÖ85te Romanın egemenliğini kabul etmişlerdir Roma İmparatorluğunun ikiye ayrılmasından sonra Anadolu ile birlikte Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğunun sınırları içerisinde kalmıştır Bu dönemde Arap akınları, Sasaniler bu bölgeyi ele geçirmeye çalışmışlarsa da sürekli bir hakimiyet kuramamışlardır Bizansın Armeniakon, Kharsianon ve Sebasteia Themalarının içerisinde kalan Yozgata Malazgirt Savaşından önce Türkmen boyları yerleşmeye başlamıştır


Malazgirt Savaşından (1071) sonra, Oğuzların Kızılkocalu, Salmanlu, Ağcalu, Çiçeklu, Zakirlu, Mesudlu, Ağcakoyunlu, Kavurgalu, Demircilu, Şam Bayadı, Söklen, Hisar Beglü, Karalu boyları Yozgat yöresine yerleşmişlerdir İldeki bir çok yerleşim yeri yakın tarihlere kadar bu isimler ile tanınıyordu Yozgat yöresine Oğuzların Bozok boyu yerleştikten sonra da yöre bir süre Bozok ismi ile anılmıştır

Danişmendliler bir süre yöreye egemen olmuş, XIIyüzyılın ikinci yarısından sonra da yöre, Anadolu Selçuklularının sınırları içerisine girmiştir XIIIyüzyılda Baba İshak isyanı ve Babâilik yöreyi etkilemiş, XIVyüzyılın başlarında da İlhanlı, Eretna Beyliği ve Kadı Burhaneddin devleti yöreye hakim olmuştur Kadı Burhaneddinin 1398de öldürülmesinden sonra Yıldırım Beyazıt yöreyi Osmanlı topraklarına katmışsa da Timur 1402-1403te Yozgat ve çevresini ele geçirmiştir Timurun Anadoludan ayrılmasından sonra Osmanlı şehzadeleri arasında çıkan saltanat kavgaları sırasında Yozgat ve çevresi zor günler geçirmiştir Çelebi Mehmet zamanında Yozgat ve yöresi 1413te yeniden Osmanlı topraklarına katılmıştır

Yavuz Sultan Selim zamanında Yozgat ve çevresinde baş gösteren Celali İsyanlarından yöre büyük ölçüde zarar görmüş, ve isyanlar bastırılmıştır Kanunî Sultan Süleyman zamanında arazi yenilenmesi sırasında 1526da yeniden karışıklıklar çıkmış ve bunlar kısa sürede kontrol altına alınmıştır


XVIIyüzyılın sonlarında Türkmen boylarından Çapanoğulları Bozokta büyük güç kazanmıştır Çapanoğullarından Ahmet Ağa, Mütesellimliğe (Vergi toplayan görevli) getirilmiştir Bu görevde başarı göstermiş, Kapıcıbaşı payesi ile ödüllendirildikten sonra Yozgat ve yöresinde imar işlerine girişmiştir Ayrıca 1755te İstanbulda baş gösteren et sıkıntısını gidermiştir Buna karşılık da Bozok sancağı Çapanoğlu Ahmet Ağaya verilmiştir Bunun sonucu olarak Çapanoğulları yörede kuvvetli bir konuma gelmiş, halka yaptığı baskılardan ötürü saraya sık sık şikayet mektupları yazılmıştır Bunun üzerine Osmanlı Hükümeti Ahmet Ağaya yapmış olduğu zulümlere son vermemesi durumunda malikanesinin elinden alınacağı bildirilmiştir Ahmet Ağa buna rağmen Maraş Valiliğine de göz dikmiş ve 1765te idam edilmiştir Bundan sonra Çapanoğulları Yozgat yöresinde etkinliklerini yitirmişlerdir 1768de Mütesellim olan Mustafa Bey saray ile iyi geçinmiş, devlete asker ve malzeme yardımında bulunmuş ve Çapanoğulları 1772den sonra Yozgat ve yöresinde yeniden söz sahibi olmuşlardır Çapanoğulları Mustafa Beyden sonra kardeşi Süleyman Bey zamanında da saray tarafından desteklenmiş ve kendisine mukataa olarak Bozok verilmiş, ayrıca Çapanoğulları Amasya, Şarki Karahisar, Sivas, Kayseri, Maraş, Antep, Halep, Rakka, Adana, Tarsus, Konya Ereğlisi, Niğde, Nevşehir, Kırşehir ve Ankarada da büyük bir nüfuza sahibi olmuşlardır Çapanoğullarının bu konumu XXyüzyılın başlarına kadar sürmüştür


XIXyüzyılın sonlarında Ermenilerin Hınçak Komitesi Yozgatta büyük faaliyet göstermiştir Boğazlıyanda propaganda yaparak Yozgat Mutasarrıfı Leon Efendi aracılığı ile İngilizlerle bağlantı kurup, İstanbul Hükümeti üzerinde baskı kurmaya çalışmışlardır Bu arada Ermeni çeteleri Yozgat yöresinde soygunlara başlamıştır Ermenilerin Anadoludaki faaliyetlerinin artması üzerine Osmanlı Hükümeti Tehcir Kanununu çıkararak casusluk ve vatan hainliği yapan köy ve kasabaları boşaltmış ve diğer yerlere sevk etmiştir

Osmanlı Hükümetinün bu kanununu dinlemeyen Ermeniler 2 Eylül 1915te Yozgatın Boğazlıyan ilçesini ateşe vermişler, bölgeye gönderilen jandarmalarla çatışmışlardır Bu olayların meydana geldiği sırada Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey İçişleri Bakanlığından gelen telgraf emri ile Ermenilerin 24 saat içerisinde bölgeden çıkarılarak Suriyeye sevk edilmelerini uygulamak istemiştir İstanbul Hükümeti İngilizlerin baskısı ile Boğazlıyan isyanına neden olanların cezalandırılmasını istemiştir Boğazlıyan kaymakamı ve Yozgat Mutasarrıf Vekili Kemal Bey Ermeni tehcirinde görevini kötüye kullanarak ölümlere sebep olduğu iddiası ile yargılanmıştır Kurulan mahkemede Ermeni komiteciler çoğunlukta olduğu gibi İngiliz yüksek komiserliği de bir çok yalancı şahit çıkarmıştır Bunun üzerine mahkemede sanık olan Kemal Bey ve avukatı Sadettin Ferit Bey tarihi bir savunma yapmıştır:

“Düne kadar hakimler heyeti halinde olan sizler, şu dakikada bir tarih mahkemesi sıfatını almış bulunuyorsunuz Ermeniler tarafından öldürülen dindaşlarının ve soydaşlarının matemi Müslümanların yüreklerinin sızlattığı ve her gün gelen kara haberlerin halkı tahrik etmekten geri kalmadığı malumdur Ermeniler ise, Rus Ordularının kah önüne geçerek, kah arkasında kalarak, ekseriya memleketin asker kuvvetinden mahrum kalmasına güvenerek facialar meydana getirmekten çekinmiyorlardı Yozgat Vilayeti dahilinde sevk edilen bazı Ermeni - Muhacir kafilelerine, Ermenilerin Müslümanlara reva gördükleri facialara şahit olmuş, bazı asker kaçaklarının tecavüzü ihtimal dahilindedir Ancak, savaşta yenilişimizin aleyhimizde meydana getirdiği hezeyanı durdurmak maksadıyla iddia makamının da isteği üzerine, kurbanlar verilmesi bir siyaset icabı sayılıyorsa, bu kurban, ben olamam Siz kurban seçmekte değil, ancak hak ve adaletle hüküm vermek vicdani görevini taşıyan bir yüksek heyetsiniz Mutlaka kurban aranıyorsa, herhalde bu işlerin tertipçisi ve idarecisi olarak benim gibi küçük bir memur bulunacak değildir


Kemal Beyin bu sözlerinden sonra yalancı şahitler, olayları gerçekmiş gibi anlatarak Kemal Beyi iftira etmişlerBuna karşılık Kemal Bey de: “Hepsi yalandır, uydurmadır Reis Paşa, ben ne bunların söyledikleri Keller köyüne gittim ne de oradan geçtim Burada vuku bulduğunu iddia ettikleri cinayetlerden de haberim yok Hele parmaktan çıkmayan yüzüğü almak için kol kesmek; rica ederim Bu vahşeti kim yapar? Bu derece şemi bir işi yapacak bir insan tasavvur edemiyorum Esasen, birini ispat edemezler Çünkü, hepsi iftiradan ibarettir Benim haberim olmadan bir şey olmuşsa bilemem Fakat bu ana kadar bu mevzuda hiç bir şikayetçi gelmemiştir İlk defa burada Mahkeme huzurunda bu şikayetlerle karşılaşıyorum” demiştir

Mahkeme bu şekilde devam ederken, İngilizler ve Ermeniler Kemal Beyin asılması için Mahkeme Başkanı Hayret Paşaya baskı yaptıklarından, Hayret Paşa istifa etmiş yerine “Nemrut” lakabıyla anılan Mustafa Paşa getirilmiştir

Kemal Bey 8 Nisan 1919da idama mahkum olmuş, ancak Padişah Sultan Vahdettin kararı imzalamamışsa da Şeyhülislamın fetvası ve İngilizlerin baskısı ile Kemal Bey İstanbula getirilerek, Beyazıt Meydanında idam sehpasına çıkarılırken son sözü sorulduğunda; halka dönerek: “Sevgili vatandaşlarım, Ben bir Türk memuruyum Aldığım emri yerine getirdim Vazifemi yaptığıma vicdanım emindir Sizlere yemin ederim ki, ben masumum Son sözüm bugün de budur, yarın da budur Ecnebi devletlere yaranmak için beni asıyorlar Eğer adalet buna diyorlarsa, kahrolsun adalet” demiştir Bunun üzerine halk “Kahrolsun böyle adalet” diye bağırmaya başlamıştır Kemal Bey sözlerine devamla: “Benim sevgili kardeşlerim, asil Türk Milletine çocuklarımı emanet ediyorum Bu kahraman millet, elbette onlara bakacaktır Allah, vatan ve milletimize zeval vermesin Amin Borcum var, servetim yok üç çocuğumu, millet uğruna yetim bırakıyorum Yaşasın Millet” demiştir


Kemal Beyin idamı İngilizlerin hiç beklemediği şekilde büyük tepki ile karşılanmış, Kadıköyde büyük bir cenaze töreni yapılmıştır

TBMM 14 Ekim 1922de çıkardığı özel bir kanunla “Milli Şehit” olarak kabul etmiş ve
Boğazlıyanda bir mahalle ile bir okula “Milli Şehit” adı verilmiştir

Kurtuluş Savaşı sırasında yörede Kuvayı Milliyeyi zor duruma düşüren bir isyan çıkmıştır Yozgat Mutasarrıfı Necip Bey Kuvayı Milliyeye karşı olumsuz bir tutum içerisinde olmuş ve İstanbul Hükümetinin yanında yer almıştır Bunun üzerine Çapanoğulları ayaklanarak 14 haziran 1920de Yozgatı işgal etmişlerdir Ankara Hükümetince isyanı bastırmak üzere Çerkez Ethem kuvvetleri buraya gelmiş ve 27 Haziran 1920de isyanı bastırmıştır Bunun ardından Eylül 1920de isyancılardan oluşan Akdağmadeni alayı Yunanlılar ile savaşmaya gitmeyi reddetmişler ve bunun üzerine yörede ikinci bir ayaklanma baş göstermiştir İsyancılar Amasya-Tokat arasındaki Çengelhanı işgal etmiş, Kırşehirin Nogalkızı Köyünde de Kuvay-ı Seyyareyi pusuya düşürmüşlerdir Bunun üzerine ikinci Kuvvay-ı Seyyare ayaklanmaları bastırmıştır Bu ayaklanmanın en önemli yanı da Ankara Hükümeti ile Çerkez Ethem arasındaki ilk siyasi ayrılığın baş göstermesidir Çerkez Ethem, ayaklanmanın böylesine büyük boyutlara ulaşmasında, daha sonra Ankara Vali Vekilliğine getirilen Yahya Galip Beyin büyük payı olduğunu ileri sürmüştür Atatürkten Yahya Galip Beyin yargılanmak üzere Yozgata gönderilmesini istemiştir Ancak, TBMM Çerkez Ethemin bu isteğini geri çevirmiştir


Cumhuriyetin ilanından sonra il konumuna getirilerek 25 Haziran 1927de Bozok olan ismi Yozgat olarak değiştirilmiştir

Yozgatta günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Çadır Höyük, Mercimek Tepe Höyüğü, Alişar Höyüğü, Sorgun yakınlarında Şah Muratlı Köyündeki Kerkenes Kalıntıları, Tavium Antik Kenti Kalıntıları, Behramşah Kalesi, Kilise kalıntısı, Çeşka Yer altı Şehri, Karabıyık Köprüsü (1516), Sarayköy Çapanoğlu Cami (1779), Saat Kulesi (1908), Başçavuş Cami (1800-1801), Kayyumzade Demirci Ali Efendi Cami (1804), Cevheri Ali Efendi Camisi (1788), Kızıltepe Köyü Camisi (1816-1817), Kubbeli Cami (1152), Salih Paşa Cami (1813), Şah Ruh Mescidi, Osmanpaşa Türbesi (1240), Görpeli Türbesi , Ali Çelebi Türbesi, Mahmut Çelebi Türbesi, Çerkez Bey Türbesi, Şah Sultan Hatun Türbesi, Çinçinli Sultan Hanı, Hamidiye Saatli Çeşmesi (1901), Divanlı Köyü Mağaraları ve Muteber Divanlıoğlu Konağı, Karslıoğlu Konağı, Nizamoğlu Konağı, Salim Korkmaz evi başta olmak üzere Türk sivil mimari örneklerinden evler bulunmaktadır Ayrıca Cumhuriyetin erken dönem mimarisine ait ilkokul, askerlik şubesi, hükümet konağı gibi yapılar da onları tamamlamaktadır Ayrıca ilde Yozgat Çamlığı Milli Parkı, Kadıpınarı Orman İçi Dinlenme ve Mesire yerleri vardır

Alıntı Yaparak Cevapla