11-04-2012
|
#3
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Kayseri Genel Tanitimi
Kayseri Sözlü Tarih
Abdi Dede söylencisi
Abdi dede dünyadan elini eteğini çekmiş tek başına yaşayan yaşlı bir kişidir Tüm zamanını hücresinde Kuran okuyarak geçirir Çevresinde sevilip sayılmasını çekemeyen yedi kişi "Şeriattan taş kopardı" (Şeriata aykırı davranışta bulundu) diye onu taşa tutar,daha sonrada kadı önüne çıkartırlar Kadı da dedeyi çekemeyenlerdendir Asılmasını buyurur müftünün onayıyla Dedeyi Arastabaşına götürüp asarlar Hücresinde kalan eşyasını almak için döndüklerinde Abdi Dedeyi Kuran okurken görürler "Darağacından kurtulmuş diye Abdi Dedeyi yaka paça yine kadıya getirirler Oradan Arastabaşına varırlar ki ne görsünler,Dede asılı duruyor Yanlarında götürdükleri Dede darağacındaki cansız bedene "Sana selam olsun ey Hakın kulu diye yanıtlar adamlar olanlara cevap veremezler,ikinci Dede yi de asar ve malına el koymak için hücreye dönerler Bu kez de Abdi Dedeyi Kuran okurken bulurlar Yeniden darağacına götürürler dede cesetlere :"size selam olsun ey Peygamberin ümmeti iki Abdi" diye seslenir Cesetler: "Ve aleykümselam Ya Hu"diye yanıtlar
Adamlar aman vermeyip üçüncü Dedeyi de asarlar Durumu öğrenen Kayserililer ayaklanarak dedenin asılmasına karar veren kadıyı,müftüyü ve yedi adamı öldürürler üç Abdiyi darağacından indirirler,yıkayıp üçünü bir araya gömerler
Aninin yıkılışına ilişkin söylence
Ani Nuşirevandan sonra Müslümanların bir süre sonra da Kıllı Orhan adlı bir Ermeni Kralının eline geçer Kıllı Orhan çok zalim bir kraldır En Ufak bir nedenle ortalığı yakıp yıkar,insanları öldürür Böylece zamanında bayındır bir kent olan Ani yıkıntıya döner Söylenceye göre:
Söyle Ani nettin Nuşirevanı
Yerine oturttun Kıllı Orhanı
Kıllı Orhanın koyduğu kurala göre kentte evlenen gelini önce krala getirecek Kral onunla bir gece geçirdikten sonra eşine verilecektir Bu yasa Müslümanlara çok ağır geldiğinden ne oğlan evlendirir ,ne de kız götürürler
Günün birinde kentin ileri gelenlerinden Odabaşıoğlu,ölmeden oğlunu evlendirmek ister Nasılsa bir çaresini bulurum düşüncesiyle toy düğün kurar,oğluna güzel bir gelin alır Kayın valide gerdek odasını hazırlamıştır Ocak yakılmış rafa mayalı hamur konmuş yeni doğan kuzuyla anasıda odaya alınarak önlerine su ile taze ot konmuştur
Bu sırada düğünü duyan Kıllı Orhan hazırlanmış kızı beklemektedir Gece olduğu halde gelinin gelmediğini görünce öfkelenir Adam gönderip Odabaşıoğlunu çağırtır Odabaşıoğlu geline karşılık tüm servetini ortaya koyarsa da Kıllı Orhanı razı edemez Odabaşıoğlu nun direndiğini gören kral meydanda asılmasını buyurur Odabaşıoğlu İdam sehpasının yanında ayağını yere vurarak haykırır "Ey Ani bu zulüm ile yaşayacaksan bat,yıkıl" daha sözü biterken kentin altı üstüne karışır
Aradan yıllar geçer lV Murat döneminde Baş Kaptan olan Murat Reis son çıktığı seferden dönmüş Padişahın sofrasına konuk olmuştur Başından geçen ilginç olayları anlatırken Serendip Denizinde gördüğü bir ejderhadan söz eder Ejderha günde üç kez denizden çıkıp ormandaki filleri yutmaktadır lV Murat buna inanmaz ve öfkelenir Murat Reis üzülmüştür Şehzade ve Sır Katibiyle aynı yere gidip onlarında olanları gözleriyle görmesini önerir lV Murat kabul eder
Maceralı bir yolculuktan sonra Serendipe varıp Murad Reisin anlattıklarının gerçek olduğunu görür Gördüklerini seyir defterine yazar,mühürler Oradan ayrılacakları sırada çapayı bir türlü attıkları yerden kurtaramazlar Murat Reis dalıp ne olduğunu anlamak ister Biraz derine indiğinde kuru bir düzlük görür Düzlükte üç katlı bir ev vardır Çapa evin pencerelerinden birine takılmıştır Çapayı kurtarırken genç bir adam onu içeri buyur eder Oda da ocak yanmaktadır Rafta mayalı hamur,yeni doğmuş bir kuzuyla anasının yanında su ve ot bulunmaktadır Delikanlı karısına seslenerek konuğa yiyecek getirmesini söyler Bu arada çok meraklanan Murad Reis,delikanlıdan gördüklerini açıklamasını ister Delikanlı Odabaşıoğlunun oğludur Ani alt üst olduğunda kendini karısıyla birlikte bu evde bulmuştur
Delikanlının hala kıllı Orhandan korktuğunu gören Murad Reis,artık böyle bir kişinin yaşamadığını söyler Bu arada karısı gemidekiler için kırk,padişah için yedi ekmek yapmıştır Murad Reis bunları alarak gemiye döner Başından geçenleri anlatır İstanbula döndüklerinde lV Murad başlarından geçenleri ilgiyle dinler Murad Reis söylediklerinin kanıtı olarak ekmekleri verir Ekmekler aradan aylar geçmesine karşın taze ve fırından yeni çıkmış gibi sıcaktır
GÜZEL KAYSERİ
Ova üzerinde her yer görünür
Örnek bir şehirdir güzel Kayseri
Baharda yeşile çabuk bürünür
Örnek bir şehirdir güzel Kayseri
Büyük meydanında vardır kalesi
Kalenin önünde saat kulesi
Kümbetleri, hanlar hep kordelesi
Örnek bir şehirdir güzel Kayseri
Seyyid Burhaneddin burayı bulmuş
Lâle, Kurşunlu, Han Camii olmuş
Hunat, Cami Kebir, camiler dolmuş
Örnek bir şehirdir güzel Kayseri
Erces Beğleri'nin Türkmen illeri
Selçuklu, Osmanlı belli yolları
Yerlidir şivesi, sade dilleri
Örnek bir şehirdir güzel Kayseri
Medrese Şifahiye, Sahabiye
Ecdattan kalanlar bize hediye
Bugün yapılanlar kalır atiye
Örnek bir şehirdir güzel Kayseri
Erciyes Dağı'na çıkarsan şöyle
Tekir Yaylası'nda bir durak eyle
Hisarcık üstünden şehri seyreyle
Örnek bir şehirdir güzel Kayseri
Çobanoğlu der ki şehirler sordum
Dünyayı dolaştım çok yerler gördüm
Kayseri şehrinde kaldım da durdum
Örnek bir şehirdir güzel Kayseri
(30 04 2005)
Şevki Çobanoğlu
|
|
|