Yalnız Mesajı Göster

Ata Sporları-1.Atcılik Binicilik-

Eski 11-04-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ata Sporları-1.Atcılik Binicilik-



Türklerde en eski spor türlerinden biride GüreştirGüreş,zorlu bir doğa içinde insanların güçlerini ve güvenlerini kolları ile denedikleri ve aradıkları bir mücadele türü olmuşturDindirilmez bir yaşam isteği insanları birbirine saldırmaya ve devirmeye zorlamıştırTürkler doğaya ve kuvvete düşkün kişilerdirDoğudan batıya yelpaze gibi yayılan Türkler,yakın mücadeleyi her zaman ön planda tutmuşlardırGüreşte insanların üstün olduklarını kanıtlamak güçlerini topluma kabul ettirmek için uyguladıkları bir mücadele biçimidirBöylelikle bir kişinin kuvvetini öteki kişilerle oranlama imkanı bulunur

İlk çağlarda güreş, elbette bir tür boğuşmadır Orta Asya devirlerinde Türkler arasında yapılan güreş müsabakalarında güreşin sporculardan birinin ölümü halinde sona erdiği bilinmektedir Manas Destanı'nda kaydedilen güreşler bu gerçeği aydınlığa kavuşturmaktadır

Kaşgarlı XI Asır DLTde “Çalış” ve “Çelme” kelimesinin karşılığı olarak “Güreş” (küreş) diye tanımlanmıştır Aynı sayfada “çalışçı” kelimesi “Güreşçi” olarak açıklanmıştır (Kaşgarlı, 1985) Bu büyük yazar eserinin bir başka yerinde “Kız ila küreşme kısrak ile yarışma” (Kaşgarlı, 1985) diye bir deyişle örnekleme yapmaktadır

Aynı dönemlere (XI Asır) tekabül eden ve temel eserlerden biri olan KBde Yusuf Has Hacip; “Güreş” sözcüğünün karşılığı olarak “Küreşmek = Boğuşmak” olarak vurgulamaktadır (Yusuf Has Hacip, 1979)

Bu iki temel eserlerden yarım asır sonra (1127 - 1144) yazılmış olan MEde de El-Havarizmi güreşe “küreş” derken bu sporun bu isim altında Oğuz, Kıpçak ve diğer Karahanlı Türklerinin severek yaptıklarını vurgulamaktadır (El-Havarizmi, 1993)

Günümüz Orta ve diğer Asya Türk toplumlarından Azeriler “gülaş”, Başkurtlar “köraş”; Kazaklar “küres”; Kırgızlar “küröş”; Özbekler “kuraş”; Tatarlar “köraş /küreş; Türkmenler “göreş”; Uygurların “küraş/küreş” (KTLS, 1992) dedikleri görülmektedir Diğer Türklerden Gagouzlar “küreş”; Yakutlar, Sakalar, Tuvalar ve Hakaslar ise “küraş” demektedirler (BRSMSTS, 1988)
Yukarıda da görüleceği gibi güreş sözcüğü bütün Türk toplumlarında birbirine benzer ya da aynı şekilde telaffuz ediliyor Bilindiği gibi Anadoluda da güreş sözcüğü halk arasında “güleş” ya da “küleş” (Afşin, 1988) diye telaffuz edilmektedir Görülen o ki, eski ve yeni bütün Türk toplumlarında bu sözcüğün kökeninin “kür” olduğudur

“Kür” sözcüğü eski Türk yazıtlarında (Orhun ve Yenisey) da sık sık geçmektedir ve manası “güçlü”, “sarsılmaz”, “kuvvetli” anlamına gelmektedir (Orhun, 1987) “Eş” ise eski ve yeni Türkçede ”arkadaş” anlamına gelmektedir “Kür-eş-mek” ME:de kendisine denk başka biriyle aynı mücadeleyi paylaşmak ve yarışmak anlamına gelmektedir (El-Havarizmi, 1993; Kahraman, 1989) Sımakov, bu konuyu daha sade şekilde şöyle yorumlar “Türkler de 7 ve 8 Asırlarda güçlü kuvvetli kişilerin karşılıklı eşleşerek at üzerinde ve yerde saatlerce kür-eş yaparlardı” (Sımakov, 1984) demektedir

Her toplumun kültür hayatında farklı boyutlarda görülen güreş sporu, Türk spor geleneğinde çok zengin bir yere sahiptir Buna rağmen eski Türk toplumları daha ziyade göçebe hayatı yaşadıklarından, konuyla ilgili MÖ Somut belgelere ulaşmak oldukça zordur Belli bir coğrafyada değil üç kıtaya yayılmış olan Türkler hakkında tarihi vesikalar daha ziyade yabancı müelliflerden faydalanılarak aydınlatılmaya çalışılmaktadır (Safran, 1993)
Güreş ve türleriyle ilgili ilk vesikalar da, Çin kaynaklarından tasvir edilebilmektedir Hanname, Can Çiyan Teskeresinde Türkistanın güreşini açıklamakta olup, “güreş” kelimesini “jiao Çu” şeklinde iki karakter ile ifade etmektedir Aynı eser güreşlerin yapıldığı esnada güreşçilerin başlarında ve üzerlerinde giysilerin olduğunu ve halk arasında sevilerek yapıldığını vurgulamaktadır (Almas, 1986)
MÖ Türk güreşleriyle ilgili ilk belgeler yeni Çin kaynaklarında ve vesikalarında görülmektedir 1983 yılında Barçuk (Maralbaşı)un Cona Tim harabelerinde; Çin Fen Bilimleri Akademisi, Arkeoloji Araştırmaları Bölümünün 1955 - 1957 yıllarında Şien (Congen) şehri civarındaki Şonglinten isimli bölgede Han sülalesi dönemine ait 140 numaralı özel bir mezarda bulunan kap ve heykellerde Türk güreşlerinin ilk figürleri tasvir edilmektedir (Şinjan Daşü, 1982; Rahman, 1996)

İlk Türk güreşlerini, ilk Batı medeniyeti güreşlerinden ayıran birçok özellik bulunmaktadır Bunlardan birisi Türkler de namahrem yerlerinin her zaman giyimli ve kapalı olmasına rağmen Batılıların çırılçıplak güreştikleri net olarak görülmektedir (Umminger, 1990; Minkowski, 1963 ) Diğer bir ayırıcı özellik ise geleneksel tarzda yapılan Türk güreşlerinin hepsinde müzik bulunmaktadır Diğer toplumlarda bu gelenek sadece İranlılarda vardır ki bu da bunlara IX Asırlarda Türklerden geçmiş olduğu bildirilir (Lvov, 1989)

Ancak şu ana kadar tespit edilen belge ve bulguların hiç birisi, Türk güreş geleneğinin zengin boyutlarını yansıtmamaktadır Çünkü güreş, atlı (binicilik) sporlarından sonra Türklerin sosyal yapı ve yaşayışlarının her safhasında görülebilen diğer bir spordur (Türkmen, 1996; Rahman , 1996; Almas, 1986; BRSMSTS, 1988)

Alıntı Yaparak Cevapla