Prof. Dr. Sinsi
|
Türkiyenin Kültür Mirası Olan Kalelerimiz
Türkiyenin kültür mirası olan kalelerimiz
Sayısız kavmin mekanı olan bu coğrafyada, tarihin zor ve tehlikeli şartları altında yaşamanın en temel ihtiyacı güvenlikti Bu yüzden, üzerinde yaşadığımız topraklarda binlerce kale var

Afyonkarahisar Kalesi
Kente hâkim bir konumda bulunan tarihî Afyonkarahisar KalesiAfyonkarahisar şehir merkezinde volkanik özellikli, yerden yüksekliği 226 metre olan doğal yükseltili bir kaya kütlesi üzerindedir M Ö 1350 yıllarında Hitit imparatoru II Murşil zamanında Arzava seferinde mustahkem mevki olarak kullanılmış olan kale önce Hapanuva; Roma ve Bizans dönemlerinde Akroenos; Selçuklular'dan itıbaren ise Karahisar adı ile anılmıştır Tarihi dokusu korunamamış olsada hala eski kalıntılar mevcuttur
Selçuklu sultanı I Alaeddin Keykubat'n hazineleri bu kalede saklandığından, kale Hisar-ı Devlet olarak da adlandırıldı Selçuklu vezirlerinden Sahip Ata Fahrettin Ali döneminde kalenin ismi Karahisar-ı Sahip oldu 1573'te burayı tamir ettiren II Selim ise yörede yetiştirilen meşhur afyondan ötürü kaleye Afyonkarahisar adını vermişti
Alanya Kalesi
SurAlanya Kalesi, Antalya'nın ilçesi Alanya'nın simgelerinden biri olan kale Denizden 250 metreye kadar yükselen yarımada üzerinde bulunur Surlarının uzunluğu 6 5 kilometreyi bulur
SurKandeleri adıyla da bilinen Alanya yarımadasındaki yerleşim, Helenistik döneme kadar inmekle birlikte günümüze kalan tarihi dokusu 13 yüzyıl Selçuklu eseridir Kale, 1221 yılında kenti alıp yeniden inşa ettiren Selçuklu Sultanı I Alaeddin Keykubad tarafından yaptırılmıştır Kalenin 83 kulesi ve 140 burcu vardır Ortaçağda surların içine yerleşmiş kentin su gereksinimi sağlamak üzere 400'e yakın sarnıç yapılmıştır Sarnıçların bir kısmı günümüzde de kullanılmaktadır Surlar, planlı bir şekilde Ehmedek, İçkale, Adam Atacağı, Cilvarda burnu üstü, Arap Evliyası Burcu ve Esat Burcu'nu inerek Tophane ve Tersane'yi geçip Kızılkule'de son bulacak şekilde inşa edilmiştir
Alara Kalesi
Alara Kalesi, Alanya'nın 37 kilometre batısında, denizden 7 kilometre içeride Selçuklu Sultanı I Alaeddin Keykubad tarafından 1232 yılında yaptırılmıştır
İpekyolu üzerindeki kalenin işlevi, Alara Çayı kenarındaki Alarahan'da mola veren kervanların güvenliğini sağlamaktır Kale 200 metreden 500 metreye kadar çıkan sarp bir tepe üzerinde kurulmuştur Görkemli bir görüntüsü vardır Dış ve iç kale olarak iki kısımdır 120 basamaklı karanlık bir dehlizden kalenin içine girilir Ören yeri olarak düzenlenerek ziyarete açılmadığı için yaban otları ve yıkıntılara dikkat etmek gerekir Ayrıca tünelin ortalarına doğru derin bir çukur vardır Bunun ucu su almak için aştıkları mahzenlerdedir Kalenin içinde kayalar oyularak tüneller yapılmıştır Kalıntılar arasında küçük bir saray, kale görevlilerinin odaları, ve hamam vardır
Surları ve patikaları izleyerek Alara Kalesi'nin zirvesine çıkmak isteyenlerin en az 45 dk'lık tırmanışı göze almaları ve buna göre donanımlı olmaları gerekir Bir adet el feneri yeterlidir
Anavarza Kalesi
Anavarza Kalesi, Anavarza; Kadirli, Ceyhan ve Kozan ilçe sınırlarının kesiştiği yerde, Kozan sınırları içerisinde bulunmaktadır Ceyhan'a 35 km uzaklıkta, Ceyhan-Kozan sınırında bulunan örenyeri Çevresi mesire yeri olarak kullanılır
Kilikya ovasının önemli merkezlerinden olan Anavarzanın antik kaynaklarda adı Anazarbos, Anazarba, Aynızarba veya Anazarbus olarak geçer Adananın yaklaşık 70 km kuzeydoğusunda, Dilekkaya köyündeki antik şehir, Sunbas çayının Ceyhan ile birleştiği yerin 8 km kuzeyinde ada gibi yükselen bir tepe üzerindedir Kale ve şehrin, MÖ IX yy da Kilikyayı ele geçiren Asurlular tarafından kurulduğu ya da eski bir yerleşimin üzerine inşa edildiği tahmin edilmektedir Antik Anavarza şehrinin kesin olarak bilinen tarihi ise, MÖ 1 yy da İmparator Augustosun (MÖ 27 - MS 14) Anavarzayı Roma İmparatorluğu'na bağlamasıyla başlar Şehir, Roma İmparatorluğu devrinde bölgenin önemli merkezlerinden biri olmuş ve kentte İmparator şerefine büyük anıtlar yaptırılmıştır
Ancak, Asurlular tarafından kurulduğu iddiasına şüphe ile bakan tarihçiler de mevcuttur Bu görüşe göre; Asurluların Çukurovaya 50 - 60 yıl gibi kısa bir süre hâkim oldukları ve bölgeyi sömürge olarak kullandıkları gözönüne alınırsa, Anavarza gibi bir antik kentin kurulması mümkün görülmemektedir Bu yüzden, 700 yıl gibi uzun bir süre Anadoluya ve dolayısıyla Çukurovaya egemen olan Hititler üzerinde yoğunlaşmak gerekir
Anavarza kale ve şehri, çeşitli kültürlerin birbirini etkilediği ve zamanla da kaynaştığı önemli bir yerleşim merkezi olmuştur Zafer takı yakınlarında bulunmuş bir yazıtta, iki kez depremlerle yerle bir olmuş kent surlarının kimler tarafından ve kim zamanında onarıldığından bahsedilmektedir Anavarza Kalesi
Anavarza Kalesi, Anavarza; Kadirli, Ceyhan ve Kozan ilçe sınırlarının kesiştiği yerde, Kozan sınırları içerisinde bulunmaktadır Ceyhan'a 35 km uzaklıkta, Ceyhan-Kozan sınırında bulunan örenyeri Çevresi mesire yeri olarak kullanılır
Kilikya ovasının önemli merkezlerinden olan Anavarzanın antik kaynaklarda adı Anazarbos, Anazarba, Aynızarba veya Anazarbus olarak geçer Adananın yaklaşık 70 km kuzeydoğusunda, Dilekkaya köyündeki antik şehir, Sunbas çayının Ceyhan ile birleştiği yerin 8 km kuzeyinde ada gibi yükselen bir tepe üzerindedir
Kale ve şehrin, MÖ IX yy da Kilikyayı ele geçiren Asurlular tarafından kurulduğu ya da eski bir yerleşimin üzerine inşa edildiği tahmin edilmektedir Antik Anavarza şehrinin kesin olarak bilinen tarihi ise, MÖ 1 yy da İmparator Augustosun (MÖ 27 - MS 14) Anavarzayı Roma İmparatorluğu'na bağlamasıyla başlar Şehir, Roma İmparatorluğu devrinde bölgenin önemli merkezlerinden biri olmuş ve kentte İmparator şerefine büyük anıtlar yaptırılmıştır
Ancak, Asurlular tarafından kurulduğu iddiasına şüphe ile bakan tarihçiler de mevcuttur Bu görüşe göre; Asurluların Çukurovaya 50 - 60 yıl gibi kısa bir süre hâkim oldukları ve bölgeyi sömürge olarak kullandıkları gözönüne alınırsa, Anavarza gibi bir antik kentin kurulması mümkün görülmemektedir Bu yüzden, 700 yıl gibi uzun bir süre Anadoluya ve dolayısıyla Çukurovaya egemen olan Hititler üzerinde yoğunlaşmak gerekir
Anavarza kale ve şehri, çeşitli kültürlerin birbirini etkilediği ve zamanla da kaynaştığı önemli bir yerleşim merkezi olmuştur Zafer takı yakınlarında bulunmuş bir yazıtta, iki kez depremlerle yerle bir olmuş kent surlarının kimler tarafından ve kim zamanında onarıldığından bahsedilmektedir
Ardahan Kalesi
Yapılışı oldukça eskiye dayanan Ardahan Kalesi, ilk inşa tarihi bilinmeyen ve ama Selçuklularca yapıldığı düşünülen ve Osmanlılarca sürekli kullanıldığı anlaşılan tarihî bir yapıdır
Ardahan kalesi, Osmanlı döneminde 16 yüzyılın ortalarında, Kanuni Sultan Süleymanın emriyle inşa edilmiş ve günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır Ardahan kalesinde yapılan kazılar bölgenin çeşitli krallıkların hâkimiyetine girdiğine göstermektedir Ardahan şehir merkezinin kuzeyindeki Halil Efendi Mahallesi ile kent merkezini birbirinden ayıran Kura nehrinin hemen sol kıyısında bulunmaktadır Ardahan Kalesi
Yapılışı oldukça eskiye dayanan Ardahan Kalesi, ilk inşa tarihi bilinmeyen ve ama Selçuklularca yapıldığı düşünülen ve Osmanlılarca sürekli kullanıldığı anlaşılan tarihî bir yapıdır Ardahan kalesi, Osmanlı döneminde 16 yüzyılın ortalarında, Kanuni Sultan Süleymanın emriyle inşa edilmiş ve günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır Ardahan kalesinde yapılan kazılar bölgenin çeşitli krallıkların hâkimiyetine girdiğine göstermektedir
Ardahan şehir merkezinin kuzeyindeki Halil Efendi Mahallesi ile kent merkezini birbirinden ayıran Kura nehrinin hemen sol kıyısında bulunmaktadır
Bedrama kalesi
Giresun,Tirebolu-Torul Karayolu üzerinde, Örenkaya Köyü'nde bulunan kale, tamamen yerli kayalar üzerine kurulmuştur Tirebolu'dan yaklaşık 8 Km uzaklıkta, oldukça yüksek bir kayalık üzerinde bulunan küçük bir kaledir
Etrafındaki sur duvarlarından çok azı günümüze kadar kalabilmiştir Kaleye güney taraftan çok dar patika bir yolla çıkılabilmektedir Kale kapısı tamamen yıkılan kaleden çok az sur duvarı geriye kalmıştır Kaleye uzaktan bakıldığında tamamen tabii kayalık gibi görünmesine rağmen Harşit Vadisini en iyi kontrol altıda bulunduran bir konuma sahiptir
Belekoma
Belekoma; Bizans Dönemindeki Bilecik'in adı ve bulunan kale ismi Bizans İmparatorluğu zamanında inşaat edilmiştir Osman Gazi tarafından fethedilene kadar Belekoma daha sonra Bilecik adında telefuz edilmeye başlanmıştır Belekoma
Belekoma; Bizans Dönemindeki Bilecik'in adı ve bulunan kale ismi Bizans İmparatorluğu zamanında inşaat edilmiştir Osman Gazi tarafından fethedilene kadar Belekoma daha sonra Bilecik adında telefuz edilmeye başlanmıştır
Bigalı Kalesi
Bigalı Kalesi, Eceabat'a 5 km uzaklıkta bulunur 1807'de 3 Selim döneminde yapımına başlanmış, 2 Mahmut döneminde tamamlanmıştır Bigalı Kalesi
Bigalı Kalesi, Eceabat'a 5 km uzaklıkta bulunur 1807'de 3 Selim döneminde yapımına başlanmış, 2 Mahmut döneminde tamamlanmıştır
Bodrum Kalesi
Bodrum Kalesi, Bodrum'un simgesi haline gelmiş ve bugün Sualtı Arkeoloji Müzesi olarak kullanılan kale (St Peter Kalesi)
Bodrum kalesi iki liman arasında kayalık bir alan üzerinde kurulmuştur Antik çağda önce ada olan bu alan sonraları kente bağlanarak yarımada durumuna gelmiştir
1406 - 1523 tarihleri arasinda inşa edilen St Jean Sövalyeleri'nin kalesi, kare planlı, 180 x 185 m ölçülerindedir İç kale içinde değişik ülke adları verilmiş kuleler bulunmaktadır En yüksek kule deniz seviyesinden 47 50 m yükseklikte olan Fransız Kulesi'dir Diğer kuleler İtalyan Kulesi, Alman Kulesi, Yılanlı Kule ve İngiliz Kulesidir Kalenin doğu duvarı dışında kalan bölümleri çift beden duvarları olarak takviye edilmiştir İç kaleye 7 kapı geçilerek ulaşılır Kapılar üzerinde armalar bulunmaktadır Armalar üzerinde haçlar, düz veya yatay bantlar, ejder ve aslan figürleri bulunmaktadır İç kalede Sapelin alti dahil olmak üzere 14 sarnıç vardır Kale korugani, çiftli duvarlar arası su hendeği, asma köprü, kontrol kulesi, II Mahmut tuğrası kalenin göze çarpan yerlerindendir
Bodrum Kalesi, 19 yüzyil sonunda kalenin hapishane olarak kullanıldığı dönemde bir hamam yapısı ile Osmanlı niteliği kazanmistir Kale bugün Sualtı Arkeoloji Müzesi olarak kullanılmaktadır Müze koleksiyonlarında bulunan eserler Türk hamamı, Amphora sergilemesi, Doğu Roma Gemisi, Cam Salonu, Cam Batığı, Sikke ve Mücevherat Salonu, Karyalı Prenses Salonu, İngiliz Kulesi, İşkence ve Katliam Odaları ve Alman Kulesi'nde sergilenmektedir Ayrıca, 33 5 dönüm genişliğindeki bir arazi üzerine kurulmuş olan kalede açık mekanlarda da eser sergilenmektedir
Müze, 1995 yılında Avrupa'da Yılın Müzesi Yarışması'nda "Özel Övgü" ödülünü almıştır
Bodrum KalesiBodrum Kalesi, Bodrum'un simgesi haline gelmiş ve bugün Sualtı Arkeoloji Müzesi olarak kullanılan kale (St Peter Kalesi)Bodrum kalesi iki liman arasında kayalık bir alan üzerinde kurulmuştur Antik çağda önce ada olan bu alan sonraları kente bağlanarak yarımada durumuna gelmiştir
1406 - 1523 tarihleri arasinda inşa edilen St Jean Sövalyeleri'nin kalesi, kare planlı, 180 x 185 m ölçülerindedir İç kale içinde değişik ülke adları verilmiş kuleler bulunmaktadır En yüksek kule deniz seviyesinden 47 50 m yükseklikte olan Fransız Kulesi'dir Diğer kuleler İtalyan Kulesi, Alman Kulesi, Yılanlı Kule ve İngiliz Kulesidir Kalenin doğu duvarı dışında kalan bölümleri çift beden duvarları olarak takviye edilmiştir İç kaleye 7 kapı geçilerek ulaşılır Kapılar üzerinde armalar bulunmaktadır Armalar üzerinde haçlar, düz veya yatay bantlar, ejder ve aslan figürleri bulunmaktadır İç kalede Sapelin alti dahil olmak üzere 14 sarnıç vardır Kale korugani, çiftli duvarlar arası su hendeği, asma köprü, kontrol kulesi, II Mahmut tuğrası kalenin göze çarpan yerlerindendir
Bodrum Kalesi, 19 yüzyil sonunda kalenin hapishane olarak kullanıldığı dönemde bir hamam yapısı ile Osmanlı niteliği kazanmistir Kale bugün Sualtı Arkeoloji Müzesi olarak kullanılmaktadır Müze koleksiyonlarında bulunan eserler Türk hamamı, Amphora sergilemesi, Doğu Roma Gemisi, Cam Salonu, Cam Batığı, Sikke ve Mücevherat Salonu, Karyalı Prenses Salonu, İngiliz Kulesi, İşkence ve Katliam Odaları ve Alman Kulesi'nde sergilenmektedir Ayrıca, 33 5 dönüm genişliğindeki bir arazi üzerine kurulmuş olan kalede açık mekanlarda da eser sergilenmektedir
Müze, 1995 yılında Avrupa'da Yılın Müzesi Yarışması'nda "Özel Övgü" ödülünü almıştır
|