11-04-2012
|
#6
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Her Yönüyle Çanakkale

Alınamayan Gemiler: Sultan Osman I ve Reşadiye
Osmanlı Donanmayı Hümayunu, II: Abdülhamitin kararıyla, 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşından beri çürümeye terkedilmiş bir durumdaydı Bunda, Sultan Abdülazizin çok önem vererek kurduğu donanmanın tehdidiyle tahttan indirilmesi ve Abdülhamitin benim de başıma gelirse düşüncesi büyük etken olmuştur 1903 yılında İngiltereye bu konuda bilgi veren Kraliyet Armadası Birinci Lordu Earl Selbourne, Türk donanması için “Mevcut bile değil ” demişti
Osmanlı Devletinin donanma açısından güçlenmesi gerekiyordu Yunanistan da donanmasını güçlendirmeye çalışan bir başka devletti 1900lerin başında denizlerde üstün olmak her şeyden önemliydi Çünkü kara yolları henüz o kadar gelişmiş değildi

Sultan Osman I
Yine aynı dönemde İngilizler tarafından “drednot” tipi gemiler geliştirilmişti Bu tip gemiler daha hızlı hareket edebiliyorlardı, yüzen bir filo gibiydiler, fakat yeni deneniyorlardı
1911 yılı baharında, Arjantin ile yaşanan amansız deniz çekişmesi yaşanırken, Brezilyalılar dünyanın en büyük savaş gemisine sahip olmak istiyorlardı Bu amaçla Brezilya; İngiltere, Newcastledaki Armstrong şirketine bir drednot siparişinde bulundu ve adını Rio de Jenerio koydu 1913e gelindiğinde Brezilya ile Arjantin arasındaki sorunlar giderilmiş, 1913 Temmuzuna kadar Brezilyanın yaptığı düzenli ödemeler bu tarihten sonra kesilmiştir Brezilya gemiyi almaktan vazgeçmişti Armstrong Şirketi çok fazla telaşlanmamıştı çünkü gemiyi alacak biri mutlaka bulunacaktı
Osmanlı Devleti İngiltereye kırka yakın irili ufaklı gemi siparişinde bulunmuştu Başlangıç için o günün parasal karşılığı dört milyon Sterline iki drednot ısmarlanmıştı Biri Reşadiye olacak drednotlardan diğeri ise Sultan Osman I adıyla alınacaktı Sultan Osman gemisi, Yunanlıların da katıldığı ihalede Osmanlı Devleti tarafından alınan Rio adlı gemiydi Süvarisinin kimliği bile saptanmıştı: Hamidiyenin efsanevi kahramanı Rauf Bey

"Sultan Osman I" postakartı
Bu gemilerin alınabilmesi için yeterli bütçe olmadığından geniş çapta bir bağış kampanyası düzenlenmiş, o zamanın olanaklarıyla kahvelerde, halkın toplu olarak bulunduğu yerlerde, müsamere ve eğlencelerde sürekli olarak para toplanıyordu Bayram gibi vesilelerle öğrencilerin ellerine kumbaralar veriliyor ve bu kumbaralarla para topluyorlardı Önemli para yardımlarında bulunanlara “Donanma İane Madalyası” adı altında bir de madalya veriliyordu
Fakat işler umulduğu gibi gitmiyordu Osmanlı Devletinin Birinci Dünya Savaşına Almanya ile sürüklendiği bu günlerde İngiltere gemileri verip vermemekte tereddüt ediyordu
27 Temmuz 1914te Reşit Paşa vapuru ile Sultan Osmanı teslim almak üzere, Bahriye Nazırlığını ve Osmanlı Devletini temsilen Rauf Bey Newcastle a varmıştır Churchill Sultan Osmana el koymanın çok büyük bir diplomatik karmaşaya neden olacağını bilmektedir ama İngiliz Armadasının önüne çıkabilecek böylesi bir gemiyi teslim etmek de istememektedir Ve 3 Ağustos 1914te Churchillin açıklaması ile Sultan Osman ve Reşadiyeye el konduğu resmi olarak açıklanmıştı Rauf Bey anılarında şöyle diyordu:

Sultan Reşat'ın Erin'e dönüşünü gösteren çizimler
“   Geminin son taksiti olan yedi yüz bin Lira da ödenmişti İşleri bir an önce bitirmek için denemelerin bir kısmından vazgeçerek fabrika ile 2 Ağustos 1914 günü geminin, bize teslimi konusunda anlaşmıştık Fakat parayı verişimizin ertesi günü için kararlaştırılan sancağımızı çekme töreni zamanından yarım saat önce İngilizler Sultan Osmana el koydular ”
“   Gerektiği şekilde şiddetle protesto edildiyse de kimse oralı olmadı   ”
Bu gemiler paraları ödendiği halde teslim edilmemiş, paraları ise iade edilmemiştir Sultan Osman gemisi derhal İngilizleştirildi ve ismi “Agincourt” olarak değiştirildi Reşadiye ise Erin ismini aldı Fakat kaderi oldukça hazin oldu 22 Ağustosta seyre hazır olan geminin denenmesinde görülür ki silahları iyi çalışmamaktadır 26 Ağustos 1914te onarım için çekilir Başarısız bir gemi olarak bir daha kimseye satılamaz ve 1922 yılında gemi sökücüler tarafından parçalanmaktan kendisini kurtaramaz
|
|
|