Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlı İmparatorluğu Tarihçesi
Osmanlı Devleti Tarihi
Ana Dönemler
Osmanlı Devleti belirli tarihsel dönemlere ayrılarak incelenir Dönemler, Osmanlı Devleti'nin yönetim yapısına ve dünya siyasetindeki yerine göre belirlenmiştir Toprak büyüklüğünü temel alan ayrıştırmalardan daha detaylı bir bakış açısına izin vermektedir
Beylik (1299 öncesi)
Anadolu Selçuklu hükümdarı, Kayı boyu'nu Ankara'nın yakınlarındaki Karacadağ yöresine yerleştirdi Anadolu Selçuklu Devleti'nin Kayılar'a verdiği bu toprak 1 000 km2den ibarettir Kayılar, batıya yönelerek Bizans'ın Söğüt ve Domaniç bölgelerini, Ertuğrul Gazi ile aldılar
Anadolu Selçuklu hükümdarının Osman beye sancak gönderdiği 1299 yılı kuruluş yılı olarak kabul edilir 13 yüzyıl'da Anadolu, giderek artan ölçülerle Moğol egemenliğine girmeye başladı 14 yüzyıl başlarında Anadolu'nun batı kısımlarında pek çok Türkmen beyliği ortaya çıktı Bu beyliklerin en küçüğü, Eskişehir-Sakarya-Söğüt dolaylarındaki Osmanoğulları Beyliği idi Osmanoğulları Beyliği, artık iyice zayıflamış olan Doğu Roma İmparatorluğu ile karadan sınıra sahip tek Türk Beyliği idi Osmanoğulları Beyliği'nin kurulduğu Eskişehir-Sakarya- Söğüt dolayları Anadolu'da biçim bakımından İlhanlılar'a bağlı olsa da, Moğol İlhanlı etkisinin uzanamayacağı kadar batıda yer alan bir bölgeydi Bu yüzden Osmanoğulları Beyliği'nin toprakları, Moğol baskısından kaçan Oğuz aşiretleri, Anadolu Selçuklu asker, memur ve bilim adamı için bir sığınak yeri işlevini görüyordu Osmanlı Devletinin yanında bir çok boy da orada idi bunlara : uç beylikleri denir Osmanlı Devleti daha sonradan büyüyerek Avrupa yakasına geçti buradan Doğu Romayı alarak Avrupaya yayıldı
Beylik öncesinde Osmanlılar
Moğol saldırıları sonucu, Kayı soyundan Kaya Alp'in oğlu Süleyman Şah, Horasan'dan 50 000 kişi ile Erzincan ve Ahlat yakınlarına 1224 yılında buraya gelerek yerleşmiştir Yedi yıl sonra bu boy Fırat Nehri yatağını izleyerek Halep üzerinden Horasan'a dönmek istedi, ancak Caber Kalesi önlerinde Süleyman Şah atıyla birlikte suya düşerek öldü Bu olay O'nun emrindeki ailelerin dağılmasına yol açtı, birtakımı Suriye'de kaldı, bazı aileler ise Anadolu içlerine ilerledi
Süleyman Şah'ın dört oğlu vardı; Sungur Tekin, Gündoğdu, Dündar ve Ertuğrul Bunlardan ilk ikisi Horasan'a döndü, diğer ikisi ise yanlarında yaklaşık 400 aile ile Erzurum civarına gitti ve Sürmeli Çukur Ovası'na yerleşti, bunlardan bir bölük ise Pasin Ovası'na yerleşti
Dündar ve Ertuğrul emrindeki aileler ile Batı'ya ilerlerken iki ordunun savaşına rastladı Bu iki ordudan güçsüz olarak gördüklerine yardım etmeye karar verdiler, bu karar onların ileriki yaşamlarını oldukça etkiledi, çünkü güçsüz olup onların yardımıyla savaşı kazanan taraf Anadolu Selçuklu ordusu, düşman ise bir Moğol ordusuydu Ertuğrul bu yardımı sayesinde Selçuklu sultanı III Alaeddin Keykubat ile tanıştı ve onu koruyucu olarak tanıyıp elini öptü Sultan da ona hediye olarak Domaniç ve Ermeni dağlarını yaylak, Söğüt yakınlarındaki ovayı da kışlak olarak verdi
Ertuğrul'un ailesi oraya vardığında Kütahya'nın kuzeyindeki Karacahisar mevkiinde Rumlar yaşıyordu Ertuğrul bu Rumlar tarafından rahatsız edilince Alaaddin'den sefer için izin istedi ve sefer yapıp bölgeyi aldı Zafer haberini Eskişehir'de alan III Alaeddin Keykubat, Eskişehir'in adını "Sultanönü"'ye çevirdi ve Ertuğrul Gazi'ye verdi
Ertuğrul Gazi'nin ise üç oğlu vardı; Osman, Gündüzalp ve Savcı Bunlardan en büyüğü olan Osman 1258 yılında doğdu Bizans tekfurlarına karşı seferlerde bulundu ve bir savaşçı olarak nam saldı
Osmanlı Devleti beylik dönemi
Kösedağ Savaşı'ndan sonra (1243) Anadolu, giderek artan ölçülerle Moğol egemenliğine girmeye başladı 13 yy sonlarında Anadolu Selçuklu Devleti tümüyle tarih sahnesinden silindi; Anadolu'nun doğu ve orta kesimleri doğrudan İlhanlı İmparatorluğu'na bağlanırken, Anadolu Selçuklu Devleti'nin, uç beyi olarak Bizans sınırına yerleştirdikleri Türkmenler de yer yer, biçim bakımından İlhanlılar'a bağlı, ama gerçekte bağımsız beylikler kurmaya başladılar 13 yy sonlarında, 14 yy başlarında Anadolu'nun batı kısımlarında pek çok Türkmen beyliği ortaya çıktı Bu beyliklerin en küçüğü, Eskişehir - Sakarya - Söğüt dolaylarındaki Osmanlı Beyliği idi Bu küçük beylik, kısa sürede Anadolunun ucunda ve Balkanlar'da yayılacak, büyük bir dünya devleti olarak Türkiye ve Dünya tarihinde önemli bir yer edinecektir
Osmanlı Beyliği, artık iyice zayıflamış olan Bizans İmparatorluğu ile karadan sınıra sahip tek Türkmen beyliği idi Bu dönemde Bizans, iktisâdi bağımsızlığını tümüyle kaybetmiş, ülkede hemen tüm iktisâdi faaliyetler, İtalyan tüccar cumhuriyetleri Venedik ve Cenova'nın eline geçmişti
Osmanlı Beyliği'nin doğduğu topraklar, Bizans İmparatorluğu'nun Marmara bölgesi topraklarıyla komşuydu Bu topraklarda Bizans'ın büyük kent ve kasabaları bulunuyordu Bu durum, Bizans kent iktisâdıyla Türkmenler'in göçebe hayvancılık iktisâdı birbirini tamamlayan bir bütün oluşturmasına neden oluyordu Bölgede, Bizans kent iktisâdının ürünleriyle göçebe Türkmenlerin hayvancılık ürünlerinin pazarlandığı, değiş tokuş edildiği büyük pazarlar kuruluyor, bu pazarlar bölgeye, dolayısıyla Osmanlı Beyliği'ne büyük bir iktisâdi güç kazandırıyordu Osmanlı Beyliği'nin ilk koyduğu vergilerden birinin Osman Bey zamanında "pazar rüsumu" olması, bu pazarların iktisâdi gücünü ve Osmanlı iktisâdına katkılarını gösteren bir kanıttır Ayrıca, Osmanlı Beyliği'nin kurulduğu topraklar, Bizans'ı Tebriz'e bağlayan ticâret yolu üzerinde bulunuyordu Bu işlek ticâret yolunun Osmanlı Beyliği'nin topraklarından geçmesi, vegi, haraç ya da yağma biçiminde, beyliğe büyük zenginlikler kazandırıyordu
Osmanlı Beyliği'nin kurulduğu Eskişehir - Sakarya - Söğüt dolayları Anadolu'da biçim bakımından İlhanlılar'a bağlı olsa da, Moğol İlhanlı etkisinin uzanamayacağı kadar batıda yer alan bir bölgeydi Bu yüzden Osmanlı Beyliği'nin toprakları, Moğol baskısından kaçan Oğuz aşiretleri, Anadolu Selçuklu asker, memur ve bilim adamı için bir sığınak yeri işlevini yerine getiriyordu Bu ise, başlangıçta toprakları küçük, nüfusu az, asker, yönetici ve bilim adamı olarak deneyimli kimselere gereksinim duyan Osmanlı Beyliği'nin insan yetisini güçlendiriyordu
Osmanlı Beyliği'nin topraklarının karadan Bizans ile sınırdaş olması, beyliğe öteki Türkmen beyliklerinin sahip olmadığı bazı moral değerler de kazandırıyordu Osmanlı Beyliği'nin karadan Bizans'la yaptığı savaşlar ona, Anadolu Türk - İslâm kamuoyunda, İslâm'ın dinsel görevlerinden biri olan gaza fârizasını yerine getiren bir beylik olarak saygınlık kazandırırken, bu fârizayı yerine getirmek isteyen gazileri ve yapılan savaşlardan ganimet elde etmek isteyen savaşçıları onun topraklarına çekiyordu
Osmanlı Beyliği'nin kurulduğu sıralarda, Bektaşilik ve Babailik gibi tarikatlar, bölgede etkili bulunuyordu Bunun gibi dinsel kimliği olan Âhiler de, Osmanlı Beyliği kurulduğu sıralarda bölgede ve bölge insanları üzerinde etkili olan bir esnaf kuruluşuydu Osmanlı Beyliği'nin kurucusu kabul edilen Osman Bey'in bölgenin nüfuzlu şeyhlerinden olan Şeyh Edebali'nin kızı Bala Hatun ile evlenebilmek için ısrar etmesi, onun hem siyâsi ileri görüşlülüğünü, hem de Şey Edebâli'nin bölge insanları üzerindeki büyük nüfuzunu gösterir Nitekim Osman Bey ile Bâlâ Hatun'un evlilikleri gerçekleştikten sonra Âhilerin önde gelenlerinden Şeyh Mahmut Gazi, Âhi Şemsettin ve oğlu Âhi Hasan ve Cendereli (Çandarlı) Kara Halil, Osmanlı Beyliği'nin hizmetine girmişler ve bu beyliğin kuruluşunda, büyümesinde ve örgütlenmesinde, en azından Osmanlı hanedânı mensupları kadar önemli roller oynamışlardır
Kuruluş (1299 - 1453)

Bir Türk zincir zırhı
Osman Bey; Karacahisar,Bilecik,Yarhisar ve Mudurnu'yu almıştır Beyliğe adını veren Osman Bey'dir Osman Bey, Çobanoğulları Beyliği'nin vâsalı olarak akınlarda bulunurken, bu beyliğin Doğu Romayla anlaşması üzerine, bölgede Doğu Roma üzerine akınlarda bulunanlar, etkinliklerini bu kez Osman Bey'in bayrağı altında sürdürdüler Bu durum yavaş yavaş Osman Bey'i bağımsızlığa iten bir etken oldu
Osmanoğulları Beyliği'nin genişlemesi, Marmara bölgesindeki büyük Doğu Roma kentlerinden Bursa'nın 1326'da Osmanoğulları Beyliği'nin eline geçmesiyle sürdü Bursa'nın alınışını göremeden o yıl ölen Osman Bey'in yerine geçen oğlu Orhan Bey zamanında da Osmanoğulları Beyliği'nin gelişmesi hızlandı Para bastırarak Osmanoğulları Beyliğini, Osmanlı Devleti haline getirdi Bursa'nın ardından Marmara bölgesinin öteki büyük Doğu Roma kentleri, İznik ve İzmit de Osmanlılar'ın eline geçti Osmanlı ilerlemesini durdurmak isteyen ve başında Doğu Roma İmparatoru III Andronikos'un bulunduğu bir Doğu Roma ordusu Maltepe (Palekanon) Savaşı'nda bozguna uğratıldı (1329) Osman Bey döneminde, Osmanoğulları Beyliği yalnız Doğu Roma topraklarında genişlemişti
Orhan Bey döneminde ise komşu Türk Beyliklerinin topraklarında da genişlemeye başladı Böylece Osmanlılar hem Karesi Beyliği'nin donanmasına, hem Rumeli'ye geçiş için önemli bir takım noktalara, hem de Rumeli topraklarını iyi tanıyan Karesi komutanlarına sahip oldular Osmanlılar Rumeli'ye Doğu Roma İmparatorluğu'nda Palaiologoslar ile Kantakuzenoslar arasındaki taht kavgalarından yararlanarak, 1354'te ayak bastılar Osmanlılar'ın Balkanlar'da ele geçirdikleri ilk üs Gelibolu Yarımadası'nda Çimpe Kalesi oldu Orhan Bey'in yerine oğlu I Murat (1362 - 1389) geçti Doğu Roma o sıralarda iç karışıklıklar içindeydi Kantakuzen, Orhan Bey'den, Çimpe Kalesi karşılığında yardım istedi Orhan Bey, Doğu Roma Tekfurlarını (vali) bozguna uğrattı ve Çimpe'yi Rumeli'ye geçişte üs olarak kullandı İznik ele geçince Orhan gazi tuğrasının olduğu ilk Osmanlı parasını bastırtarak, tarihteki ilk padişah oldu Donanma ilk kez Orhan Bey zamanında kuruldu ve Osmanoğulları Beyliği, Osmanlı Devleti haline geldi Yine Orhan Gazi zamanında, 6 yıl süren kuşatmanın ardından Bursa alınarak başkent yapıldı
I Murat Hüdavendigar Balkan fetihlerini hızla sürdürdü 1363'te Edirne yakınlarında Sazlıdere denilen yerde, Osmanlı ilerlemesini durdurmak isteyen bir Doğu Roma - Bulgar ordusu yenilgiye uğratıldı ve bu zaferin ardından Edirne Osmanlılar'ın eline geçti Kısa bir süre sonra, Edirne'yi geri almak isteyen Macar - Sırp - Bulgar - Eflâk - Bosna birleşik ordusu Edirne yakınlarında, Sırpsındığı Savaşı'nda ağır bir yenilgiye uğratıldı (1364) Osmanlılar kısa süre içinde Bulgaristan'ı, Yunanistan'ı ve Sırbistan'ı ele geçirmeyi başardılar 14 yy sonlarında Osmanlı sınırı Tuna'ya ve Belgrad'a dayanmış bulunuyordu Balkan devletlerinin ve onları destekleyen Avrupa devletlerinin Osmanlı ilerlemesini durdurma çabaları, I Kosova Savaşı (1389), Niğbolu (1396), Varna (1444), II Kosova Savaşı (1448) savaşları ile kırıldı İstanbul'un Osmanlılar'ın eline geçmesinden önce Belgrad ve dolayları, Arnavutluk, bazı liman şehirleri dışında Balkanlar büyük ölçüde Osmanlı egemenliğine girmiş bulunuyordu Bu döneminde Germiyanoğlu Süleyman Şah'ın kızı ile I Murat'ın oğlu Şehzâde Bayezit'in evlenmeleri, Kütahya, Tavşanlı, Emet, Simav ve Gediz dolaylarının çeyiz olarak Osmanlılar'a geçmesine neden oldu Yine 1 Murat döneminde Osmanoğulları Beyliği, Hamitoğulları Beyliği'nden Akşehir, Yalvaç, Beyşehir, Karaağaç ve Seydişehir'i 1374'te 80 000 altın karşılığı satın alarak Anadolu'daki bu genişleme, kendilerini Anadolu Selçukluları'nın vârisi sayan Karamanoğulları Beyliği ile sınırdaş yaptı ve bu durum Osmanlı - Karaman mücadelesinin başlamasına neden oldu I Murat'ın oğlu Yıldırım Bayezit (I Bayezit) (1389 - 1402) tahta geçer
Yıldırım Bayezit döneminde, Anadolu Türk birliği yeniden sağlandı Ancak Osmanlı'nın bu kadar güçlenmesi, o sırada bir Çin seferi hazırlığında olan Timur'u korkuttu Batısında böylesine güçlü bir devlet bırakmak istemeyen Timur, Karakoyunlu ve Celayirîli hükümdarının Osmanlı'ya sığnmasını bahane ederek Osmanlı'ya savaş açtı ve Ankara'ya kadar geldi O sırada İstanbul'u kuşatmakta olan Bayezid kuşatmayı kaldırdı ve Çubuk Ovası'nda Timur'un ordusu ile karşılaştı 28 Temmuz 1402de yapılan Ankara Meydan Savaşı'nda Bayezid kendisine bağlı Türk boylarının ona ihanet etmesinin de etkisiyle çok ağır bir yenilgi aldı ve Timur'a esir düştü Değişik tarihcinin verdikleri değişik nedenlerle, büyük olasılıkla esarete fazla dayanamaması nedeniyle Yıldırım Beyazid 8 Mart 1403de Aksehir de oldu
"Fetret Devri" adı verilen dönemin başında Timur, Anadolu beylerini eski topraklarına kavuşturdu Osmanlı Devleti'ni kimin idare edeceği Bayezid'in oğulları, İsa, Süleyman, Musa ve Mehmet arasında mücadelelere yol açtı Osmanlı devleti merkezleri olan Bursa ve Edirne birkaç defa el değiştirdi ve bu şahzadeler ellerine geçirdikleri başkentte kendilerini Osmanlı Sultanı ilan ettiler Önce İsa Çelebi, ondan sonra Süleyman Çelebi ve en sonunda Musa Çelebi elimine edildikten sonra 1413 yılında Mehmet Çelebi tek başına Osmanlı Sultanı olarak tahta çıktı Çelebi Mehmet, Osmanli devletinin birliğini yeniden sağladı ve devleti babasının zamanındaki eski gücüne kavuşturdu Bu dönemde Venediklilerle yapılan ilk deniz savaşı, başarısızlıkla sonuçlandı 1421'de yerine oğlu Sultan II Murat padişah oldu
Yıldırım'ın oğlu Mustafa Çelebi'yi de beraberinde Semerkant'a götürmüştü Mustafa Çelebi olduğunu iddia eden (ve çok tarihçiye göre gerçekte Mustafa Çelebi olan) bir kişi Mehmet Çelebi saltanatının son yıllarında hükümdarlık iddiasında bulundu; Venediklilerin desteğiyle Selanik dolaylarında kuvvet toplayan Mustafa Çelebi Mehmet Çelebi'ye yenilerek Doğu Roma'ya sığındı 1421de II Murat saltanatı başında Mustafa Çelebi Bizanslıların desteğiyle büyük bir isyan başlattı ve bir müddet devlet merkezi Edirne'yi ve Rumeli idaresini eline alarak adına hutbe okutarak ve para bastırarak kendini Osmanlı Sultanı ilan etti II Murat'in Veziriazami Amasyalı Beyazid Paşa Sazlıdere Savaşından yenilip esir düştü ve öldürüldü Mustaf ordusuyla Anadolu'ya geçip Bursa'ya hücum edip şehri kuşattı Fakat II Murat'in usta vezirleri tarafından Mustafa'nın çevresine onun bir düzmece olduguna inandırıldı; baş danışmanı vezirlik unvanı verilme sözü ile ayartıldı ve Bursa yakınlarına gelen ordusu dağıldı Trakya'ya kaçtı ise orada da tutunamadı ve Kızılağaç Yenicesi'nde yakalanıp Edirne'de idam edildi Düzmece Mustafa olayı denilen bu büyük isyan II Murat'ın karşılaştığı ilk isyan olmadı Ertesi yıl genç küçük kardeşi Küçük Mustafa isyan etti; İznik'i ele geçirdi ve yine baş danışmanı ihanetiyle bu isyan da bastırıldı
Osmanlı Devleti kuruluş dönemi
Osman Gazi
Osman Bey'in babası mehmet tanrıkulu hakkında sağlam ve güvenilir bilgiler hemen hemen yoktur Bilinen, kendisinin 13 yüzyıl'da Batı Anadolu'da yaşayan Türkmen beylerinden biri olduğudur Babası gibi Osman Bey'in hayatı hakkında da bilinmeyenler pek çoktur Osman Bey, Çobanoğulları Beyliği'nin vâsalı olarak Bizans topraklarıyla ilişkilerde bulunurken, bu beyliğin Bizans'la anlaşması üzerine, bölgede Bizans üzerine akınlarda bulunanlar, etkinliklerini bu kez Osman Bey'in bayrağı altında sürdürdüler Bu durum yavaş yavaş Osman Bey'i bağımsızlığa iten bir etken oldu Osman Bey bölgenin ve Bizans'ın içinde bulunduğu durumdan ustaca yararlanmasını bildi; bölgedeki İslam tarikatlarının, özellikle Şeyh Edebali'nin gücünden ve nüfuzundan yararlandı Bizans'a karşı savaşan gazilerin önderi durumuna gelen Osman Bey, Bizans köy, kasaba ve kalelerini birer birer ele geçirmeye başladı Başarıları hem topraklarının büyümesine, hem de beyliğin gücünün yavaş yavaş arttığının göstergesi olmaktadırlar
Marmara BölgesindeBizansta kentlerinden Bursanın 1326 da Osmanlı Beyliğinin eline geçmesiyle sürmüştür Bizans kentlerinden Bursa'nın 1326'da Osmanlı Beyliği'nin eline geçmesiyle sürdü Bursa'nın alınışını göremeden o yıl ölen Osman Bey'in yerine geçen oğlu Orhan Bey zamanında da Osmanlı Beyliği'nin gelişmesi hızlandı Bursa'nın ardından Marmara Bölgesinin öteki büyük Bizans kentleri, İznik ve İzmit de Osmanlılar'ın eline geçti Osmanlı ilerlemesini durdurmak isteyen ve başında Bizans İmparatoru III Andronikos'un bulunduğu bir Bizans ordusu Pelekanon denilen yerde bozguna uğratıldı (1329) Osman Bey döneminde, Osmanlı Beyliği yalnız Bizans topraklarında genişlemişti
,
Orhan Bey
Osmanlı Beyliği, Orhan Bey döneminde komşu Türkmen beyliklerinin topraklarında da genişlemeye başladı Orhan Bey 1324 yılında tahta geçince ilk olarak Bursa'nın kapısı olan Atranos kalesini ele geçirdi Daha sonra Atranos Kalesi'nin adını Kulaçlı Ahmet Paşa olarak haneli Kalesi olarak değiştirdi Orhan Bey Bursa'yı kuşatma altına aldı Bursa fazla dayanamayarak Osmanlı'ya teslim oldu 1324 yılında Bursa şehri ele geçirildi Osman Bey'in naaşı Bursa'ya nakledildi Bugün Gümüşlü Kümbet diye anılan yere gömüldü Balıkesir, Çanakkale,Bergama dolaylarına sahip olan Karesi Beyliği toprakları da Osmanlı egemenliğine girdi (1345) Böylece Osmanlılar hem Karesi Beyliği'nin donanmasına, hem Rumeli'ye geçiş için önemli bir takım noktalara, hem de Rumeli topraklarını iyi tanıyan Karesi komutanlarına sahip oldular Karesi Beyliği'nin Hacı İlbey, Evrenos Bey, Ece Halil, Gazi Fazıl gibi komutanları Osmanlı hizmetine geçtiler ve özellikle Rumeli'nin fethinde çok önemli roller oynadılar İlk düzenli yaya ve atlı ordu Orhan bey zamanında kuruldu
14 yüzyıl ortalarında, yani Osmanlılar'ın Rumeli'ye geçmeye hazırlandıkları sırada Balkan Yarımadası'nda Doğu Trakya, Selânik, Güney Epir eğreti bir biçimde Bizans İmparatorluğu'na bağlıydı Yarımadada ayrıca Sırp, Bulgar Krallıkları ve Arnavut Prenslikleri vardı Bazı liman kentleri de Venedik'in elinde bulunuyordu
14 yüzyıl ortalarında halkı ortodokslardan oluşan Balkanlar, siyâsi birlikten yoksun olmanın yanı sıra katolik Venedik ile katolik Macaristan'ın istilâ tehdidi altındaydı Osmanlılar Rumeli'ye Bizans İmparatorluğu'nda Palaiologoslar ile Kantakuzenoslar arasındaki taht kavgalarından yararlanarak, 1354'te ayak bastılar Osmanlılar'ın Balkanlar'da ele geçirdikleri ilk üs Gelibolu Yarımadası'nda Çimpe Kalesi oldu Orhan Bey'in yerine geçen oğlu I Murat ile Balkan seferleri başlamıştır
I Murat ve Balkanların fethi
I Murat (1326 - 1389), Balkan fetihlerini hızla sürdürdü 1363'te Edirne yakınlarında Sazlıdere denilen yerde, Osmanlı ilerlemesini durdurmak isteyen bir Bizans - Bulgar ordusu yenilgiye uğratıldı ve bu zaferin ardından Edirne Osmanlılar'ın eline geçti Kısa bir süre sonra, Edirne'yi geri almak isteyen Macar - Sırp - Bulgar - Eflâk - Bosna birleşik ordusu Edirne yakınlarında, Sırpsındığı Savaşı'nda ağır bir yenilgiye uğratıldı (1364) Bu zaferle Balkan Yarımadası'nın içlerine giden yollar Osmanlılar'a açılmış oldu Bulgar ve Sırp krallıkları hem kendi içlerinde parçalanmış, hem de birbirleriyle savaş halinde bulunuyorlardı Bu bitmez tükenmez savaşlardan bıkmış Balkan ulusları, tıpkı Bizans köylüleri gibi Osmanlı yönetimini kabule hazır durumdaydı Bu yüzden, Osmanlı ilerlemesine karşı direnme, yalnızca Balkan devletlerinin zayıf yönetici tabakasından geldi; onların bu zayıf direnmesi de Osmanlı ilerlemesini durdurmaya yeterli olmadı Osmanlılar kısa süre içinde Bulgaristan'ı, Yunanistan'ı ve Sırbistan'ı ele geçirmeyi başardılar 14 yüzyıl sonlarında Osmanlı sınırı Tuna'ya ve Belgrad'a dayanmış bulunuyordu Balkan devletlerinin ve onları destekleyen Avrupa devletlerinin Osmanlı ilerlemesini durdurma çabaları, I Kosova Savaşı (1389), Niğbolu (1396), Varna (1444), II Kosova Savaşı (1448) savaşları ile kırıldı İstanbul'un Osmanlılar'ın eline geçmesinden önce Belgrad ve dolayları, Arnavutluk, bazı liman şehirleri dışında Balkanlar büyük ölçüde Osmanlı egemenliğine girmiş bulunuyordu
dönemde Osmanlı Beyliği askeri ve siyasi gücünü, büyük ölçüde Bizans topraklarında genişlemede kullanmıştır Orhan Bey zamanında zayıf, içten parçalanmış Karesi Beyliği toprakları kolayca ele geçirilmiş, bunun dışında öteki Anadolu Beylikleriyle ciddi çatışmalara girişilmekten uzak durulmuştu Osmanlılar, Anadolu topraklarında genişlemeyi, ancak
I MuratBu döneminde, Balkanlar'a iyice yerleştikten sonra ciddi olarak düşünmüşler ve uygulamaya koymuşlardır
I Murat döneminde Germiyanoğlu Süleyman Şah'ın kızı ile I Murat'ın oğlu Şehzâde Bayezid'in evlenmeleri, Kütahya, Tavşanlı, Emet, Simav ve Gediz dolaylarının çeyiz olarak Osmanlılar'a geçmesine neden oldu Yine I Murat döneminde Osmanlı Beyliği, Hamitoğulları Beyliği'nden Akşehir, Yalvaç, Beyşehir, Karaağaç ve Seydişehir'i 1374'te 80000 altın karşılığı satın alarak Anadolu'daki bu genişleme, kendilerini Anadolu Selçukluları'nın vârisi sayan Karamanoğulları Beyliği ile sınırdaş yaptı ve bu durum Osmanlı - Karaman mücadelesinin başlamasına neden oldu Osmanlı tarihinin önemli bir parçası olan Osmanlı - Karaman mücadelesi, 15 yy sonlarına, Karamanoğulları Beyliği ortadan kaldırıncaya kadar sürdü
I Bayezıd ve Fetret Devri
Osmanlılar ile başta Karamanoğulları olmak üzere,Anadolu Türkmen beylikleri arasındaki mücadele,I Murat'ın oğlu Yıldırım Beyazit(I Beyazit)(1389-1402)döneminde,tüm beyliklerin ortadan kalkması ve beyliklerinin Osmanlı topraklarına katılmasıyla sonuçlandı Bu dönemde Osmanlılar,Türkmen beyliklerinin topraklarından başka,Kadı Burhanettin'in mülkü sayılan SİVAS,Kayseri,Malatya ve Elbistan'ı da ele geçirmeyi başardılar;böylece Osmanlı sınırı doğuda Fırat'a kadar genişledi Ancak bu durum,Osmanlılar'ı toprakları ellerinden alınan beylerin sığındığı Timur'la karşı karşıya getirdi Osmanlı yönetimine geçen Anadolu Türkmen beyliklerinin asker ve yöneticileri henüz büyük ölçüde eski beylerine bağlılıklarını koruyorlardı Bunlar Ankara Savaşı(1402)sırasında Timur ordusunda bulunan eski beylerinin yanına geçtiler Bu hem Ankara Savaşı'nda Osmanlılar'ın yenilmesine, hem de 14 yy'da kurulmuş olan Anadolu siyâsi birliğinin dağılmasına neden oldu Osmanlılar, Anadolu'nun siyâsi birliğini yeniden ancak 15 yy'ın ikinci yarısında, II Mehmed döneminde kurabildiler
Ankara Savaşı'nda Osmanlılar'ın uğradığı ağır yenilgi, yalnız Anadolu'daki siyâsi birliğin parçalanmasına neden olmakla kalmadı, Osmanlı Devleti'nin kendi içinde de parçalanmalara yol açtı Yıldırım Bayezid'in oğulları Süleyman Çelebi, İsa Çelebi, Musa Çelebi, Mehmet Çelebi, Osmanlı tahtına sahip olabilmek için birbirleriyle mücadeleye giriştiler "Fetret Devri" adı verilen ve 1413'e kadar süren bu taht kavgası dönemi, Mehmet Çelebi'nin (I Mehmet) (1413 - 1421) kardeşlerini ortadan kaldırıp, Osmanlı Devleti'nin birliğini yeniden sağlamasıyla sona erdi Ankara Savaşı'ndan sonra dikkati çeken en önemli özelliklerden biri, Anadolu'daki eski Türkmen beyliklerinin yeniden kurulmasına, Osmanlı Devleti'nin de Bayezid'in oğulları arasında parçalanmasına karşın Balkan uluslarının Osmanlı yönetiminden kurtulmak için girişimde bulunmamalarıdır Bunun da nedeni büyük ölçüde, Osmanlı düzeninin, özellikle mîri toprak düzeninin, Balkan derebeylik düzeninden daha iyi, daha ileri bir düzen olması ve Balkan halklarının büyük ölçüde bu düzenden hoşnut olmalarıdır
Ankara Savaşı'ndaki ağır yenilgi, Osmanlı gelişmesini yarım yüzyıl kadar geciktirmiş oldu Ancak Osmanlı Devleti, bir devleti tümüyle tarih sahnesinden silebilecek kadar büyük ve önemli olan bu sarsıntıyı atlatabildi; yarım yüzyıllık bir gecikmeyle de olsa yeniden gelişme ve büyüme yoluna girdi
1451'de II Murat (1421 - 1444, 1446 - 1451) ölüp de yerine oğlu Fatih Sultan Mehmet (II Mehmed) (1444 - 1446, 1451 - 1481) padişah olduğunda, artık Osmanlı Devleti, Ankara Savaşı'nın tüm sarsıntılarını atlatmış ve kuruluş dönemini tamamlamış bir imparatorluk olarak dünya tarihindeki yerini almaya hazır bulunuyordu 1451'de II Mehmed, atalarının pek çok defa girişip de başaramadıkları İstanbul'u alma işini düşünebilecek ve bunu gerçekleştirebilecek kadar kendini güçlü hissediyordu
|