Yalnız Mesajı Göster

Osmanlı İmparatorluğu Tarihçesi

Eski 11-04-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlı İmparatorluğu Tarihçesi



Yükselme (1453 - 1579)

II Mehmed, 1453'te kuşattığı İstanbul'u 29 Mayıs 1453'te fethetti ve devletine başkent yaptı Ardından, Doğu Roma tahtı üzerinde hak iddia edebilecek hânedanlara karşı harekete geçti Mora Despotluğu (1460), Trabzon Rum İmpratorluğu (1461) ve Palailogoslar ile akrabalığı bulunan Galtulusi ailesinin ortadan kaldırdı Sırbistan, Bosna ve Hersek'i ilhâk etti (1459) Bünyesinde birden çok müslüman ve hristiyan ulusu barındıran Osmanlı Devleti böylece resmen İmparatorluk ünvanı kazanmış oldu Balkanlar'da genişleme Osmanlı Devleti'ni Tuna üzerinde Macaristan'la; Arnavutluk, Yunanistan kıyıları ve Ege Denizi'nde Venedik'le karşı karşıya getirdi Uzun bir savaş (1463 - 1478) sonunda Venedik, İşkodra, Akçahisar kentleriyle Limni ve Eğriboz adalarını Osmanlılar'a bırakmayı ve elde ettiği ticaret serbestliği karşılığında her yıl 10000 altın ödemeyi kabul etti Bu savaş sürerken II Mehmed, Karamanoğulları Beyliği'ni ortadan kaldırdı (1468); Karamanoğulları'nı koruyan ve Venedik'le bir antlaşma yapan Akkoyunlu hükümdârı Uzun Hasan'ı Otlukbeli'nde ağır bir yenilgiye uğrattı Bu zaferle Osmanlı Devleti Fırat'ın batısındaki Anadolu topraklarına yerleşti; Gedik Ahmet Paşa'nın Toroslar'ı ve Akdeniz kıyılarını zaptetmesiyle de Mısır Memlûkları ile sınırdaş oldu Gedik Ahmet Paşa'nın 1475'te kuzey Karadeniz'e yaptığı sefer, Ceneviz kolonileri Kefe ve Sudak'ın fethi ve Kırım Hanlığı'nın Osmanlı himayesine girmesiyle sonuçlandı Böylece Osmanlı Devleti bir iç deniz durumuna gelen Karadeniz üzerinde siyâsi ve iktisâdi tam bir egemenlik kurdu II Mehmed'in güney İtalya'nın fethiyle görevlendirdiği Gedik Ahmet Paşa, denizaşırı bir seferle Napoli Krallığı'nın elinde bulunan Otranto'yu aldı ve İtalya içlerinde harekâta başladı Ama IIMehmet'in 49 yaşındaki ölümü (1481) bu seferin yarım kalmasına neden oldu

II Bayezit (1481 - 1512), taht kavgasına girişen kardeşi Cem'i yeniçerilere dayanan İshak ve Gedik Ahmet paşaların desteğiyle yendi; Cem, Rodos Şövalyeleri'ne sığınmak zorunda kaldı 1484'teki Boğdan seferi ile kuzey ticaretinin zengin limanları Kili ve Akkerman Osmanlı Devleti'ne katıldı Cem'i ve Karamanoğulları'nın kalıntılarını destekleyen Memlûklar'la savaş (1485 - 1491) ise genellikle Osmanlılar'ın yenilgisiyle sonuçlandı Venedik'le savaş (1499 - 1503), Devlete Modon, Koron, Navarin, İnebahtı limanlarını kazandırdı
Yavuz Sultan Selim, Şah İsmail'in Anadolu'daki müritlerine karşı şiddetli bir mücadeleye girişti Şah İsmail'e karşı Çaldıran'da kazandığı zaferden (1514) sonra Tebriz'e kadar ilerledi Bundan sonra I Selim, Memlükler'a karşı harekete geçti Ateşli silahlardaki üstünlüğü sayesinde kazandığı Mercidâbık (1516) ve Ridâniye (1517) savaşları, Osmanlı Devleti'ne Suriye, Filistin ve Mısır'ı kazandırdı Hicaz, Osmanlı egemenliğine girdi Böylece Osmanlı Devleti, Hint Okyanusu'na açılma olanağına kavuştu ve İslam dünyasının önderliğini tartışmasız biçimde ele geçirdi Bu arada I Selim, halife ünvânı aldı ve bu unvan kendisinden sonra gelen Osmanlı padişahları tarafından da kullanıldı

Kanuni Sultan Süleyman döneminde devlet en güçlü ve şaşalı dönemini yaşamıştır46 yıllık hükümdarlığında devlet doğal sınırlarına ulaşmış ve tam anlamıyla günümüzde süper güç tabir edilen konuma ulaşmıştırÖyle ki dönemin en güçlü ülkelerinden Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ile yapılan bir antlaşmada Osmanlı Vezir-i azamı ile Avusturya-Macaristan İmparatorluğu hükümdarı denk kabul edilmiştir Yani Osmanlı nın 2adamı ancak diğer ülkeleri muhattap alacak seviyededir

Osmanlı Devleti Yükselme Dönemi, II Murat'ın (1421 - 1444, 1446 - 1451) ölüp de yerine oğlu Fatih Sultan Mehmet (II Mehmed) (1444 - 1446, 1451 - 1481) padişah olduğunda, artık Osmanlı Devleti, Ankara Savaşı'nın tüm sarsıntılarını atlatmış ve kuruluş dönemini tamamlamış bir imparatorluk olarak dünya tarihindeki yerini almaya hazır bulunuyordu 1451'de II Mehmed, atalarının pek çok defa girişip de başaramadıkları İstanbul'u alma işini düşünebilecek ve bunu gerçekleştirebilecek kadar kendini güçlü hissediyordu

Mehmet(Fatih)dönemi (1451-1481) Murat'ın ölümünden sonra 19 yaşındaki oğlu Mehmet ilk iş olarak İstanbul'un fethi için hazırlıkları başlatır İstanbul'un Fethi(29 mayıs 1453) Fethin sebebleri:
1) Bizansın sürekli olarak avrupa devletlerinin osmanlı alehine kışkırtılması
2) Bizansın anadolu beylikleri ve şehzadelerini osmanlı yönetimi aleyhini kışkırtarak karışılık çıkartması
3) İstanbul'un boğazı üzerine bulunan Bizans'ın osmanlı ticareti için büyük bir denge oluşturması
4) Osmanlı sınırları içerisinde kalan bizans topraklarının bütünlüğünü bozması
5) Bizans engelinin ortadan kaldırarak balkan fethlerinin dahada kolaylaştırmak istenmesi

Yavuz Sultan Selim dönemi



Yeniçerilerin desteği ile babası II Beyazıt'ı tahttan uzaklaştıran Yavuz Sultan Selim, Şah İsmail'in Anadolu'daki müritlerine karşı şiddetli bir mücadeleye giriştiKardeşleri Ahmet ve Korkud'u yenerek Şah İsmail'e karşı Çaldıran'da kazandığı zaferden (1514) sonra Tebriz'e kadar ilerlediDönüşünde Dulkadiroğulları Beyliği ile Turnadağ Şavaşı yapıldı(1515)Bunu gören Ramazanoğulları Beyliği savaşmadan teslim oldu ve Anadoluda Türk birliği sağlandı Bundan sonra I Selim, Memlûklar'a karşı harekete geçti Yavuz'un Batı' da tehlike görmemesi nedeniyle doğu sınırlarını kontrol altına almak istemiştir Bu sebeple doğuya yönelik fetih politikası izlemiştir
Mısır Seferi

Nedenleri:
  • Yavuz Sultan Selim'in İslam Dünyasının lideri olmak istemesi
  • Baharat Yolu ve zengin bir tarım bölgesi olan Mısır'ı almak istemesi
  • Dulkadiroğullarının Osmanlı egemenliğine girmesi
  • Memlüklerin Şah İsmail ile ittifak kurması
Mercidabık Savaşı(1516) Memlük sultanı Kansu Gavri yenildi,Suriye,Filistin Osmanlılara geçti Ridaniye Savaşı(1517) Yeni sultan Tomanbay güçlü bir savunma hattı oluşturduYavuz Sultan Selim müthiş bir taktikle ateşhattının arkasına geçtiMemlük devleti sona erdi,toprakları Osmanlının oldu Sonuçları:
  • Memlük toprakları alındı
  • Memlük hazinesi alındı,hazine altın doldu
  • Kutsal Emanetler İstanbula taşındı
  • Halifelik Osmanlılara geçti
  • Osmanlı devleti teokratik devlet yapısı kazandı
  • Venedikliler Kıbrısa ödedikleri 10000 altını Osmanlıya ödemeye başladılar
  • Baharat Yolu, Mısır alındı
Kanuni Sultan Süleyman dönemi



Kanuni Sultan Süleyman, I Selim döneminde duraklayan Batı'ya karşı gazâ siyâsetini yeniden yürürlüğe koydu Belgrad'ın zaptı (1521) Orta Avrupa'da; Rodos'un zaptı (1522) ise Akdeniz'deki etkinlikleri için Osmanlı Devleti'ne elverişli bir konum kazandırdı Macar ordusunu Mohaç'ta yok eden (1526) Kanuni, Macaristan'ın başkenti Buda'ya (Budin) girdi ve Macaristan'ı Zapolya'nın krallığında himâyesine aldıMohaç Şavaşı tarihin en kısa süren şavaşıdır Bu, Osmanlı Devleti'ni Macaristan egemenliği için Habsburglar'la karşı karşıya getirdi Kanuni, Zapolya'yı korumak için 1529'da Viyana'nın kuşatılmasıyla sonuçlanan seferi, 1532'de de Alman Seferi'ni yaptı 1541'de ise Osmanlı egemenliğindeki Macaristan topraklarını bir Osmanlı eyaleti (Budin Eyaleti) yaparak ilhâk etti; ölen Zapolya'nın oğluna, kendisine bağlı olması koşuluyla Erdel Prensliği'ni verdi 1543'teki Macaristan seferi sırasıda ise Estergon Kalesi'ni zapt etti 1547'de Avusturya ve Almanya ile imzalanan barış antlaşması ile Kanuni, ellerinde tuttukları Macaristan topraklarını yılda 30000 altın haraç ödenmesi koşuluyla Habsburglar'a bıraktı Ancak savaş, 1551'de yeniden başladı
Rodos'un alınması

Kanuni döneminde Osmanlı Devleti'nin batıya karşı bir savaş cephesi de Akdeniz'di Akdeniz'de meydana gelen ilk önemli olay, Saint Jean Şövalyeleri'nin elinde bulunan Rodos'un alınması oldu (1522) Kanuni'nin Rodos'u ele geçirdiği sıralarda Türk-İslâm korsanlar, Cezayir'de bir korsan devleti kurmuş bulunuyordu Ancak bu korsan devleti, V Karl'ın baskıları karşısında, Osmanlı Devleti'nin korumasına girmek zorunda kaldı ve böylece Cezayir bir Osmanlı eyâleti oldu (1533) Bu korsan devletin başında bulunan ünlü denizci Hızır Reis de, Barbaros Hayrettin Paşa adı ile Osmanlı kaptan-ı deryalığına getirildi Barbaros Hayrettin Paşa'nın Osmanlı kaptan-ı deryası olduğu dönemde, Akdeniz'de Osmanlı Devleti ile başta İspanya ve İtalyan şehir devletleri arasında çok şiddetli deniz mücadeleleri gerçekleşti Bu dönemin en önemli olayı, Preveze Deniz Savaşı'nda Barbaros Hayrettin Paşa'nın, kendisinden gemi, top ve asker sayısı bakımından üstün olan ve Andrea Dorya komutasındaki birleşik Hristiyan donanmasına karşı kazandığı parlak zafer oldu (28 Eylül 1538) Bu zafer Osmanlı donanmasının Akdeniz'in en güçlü deniz kuvveti olduğunu ortaya koydu 1541'de V Karl'ın Cezayir'i almak için yaptığı girişim de püskürtüldü Yine Preveze Deniz Savaşı'ndan sonra Osmanlı donanması, Barbaros'un komutasında, Fransa'ya yardım etmek için V Karl'ın müttefiki Savoya Dükü'nün elinde bulunan Nis'i aldı (1543) 1551'de Trablusgarp, Osmanlı egemenliğine geçti Cerbe'de 1560'ta büyük bir deniz zaferi daha elde edildi Bütün bu başarılar Osmanlılar'ın Akdeniz'in en güçlü deniz kuvveti olduğunu ortaya koyduğu gibi, bir süre Akdeniz'in bir Osmanlı denizi olmasını da sağladı

Hint Deniz Seferleri






Akdeniz'de Osmanlılar'la Hristiyan Akdeniz devletleri arasında her iki taraf için de yıpratıcı deniz savaşları yapılırken, Osmanlı Devleti 1538'den başlayarak Hint Okyanusu'nda Portekizliler ile mücadeleye girişti Osmanlı Devleti'nin Hint Okyanusu için mücadelesi 1669'a kadar sürdü Bu süre içinde birkaç kez Hindistan'a, bir kez de Sumatra Adası'na donanma gönderildi; Yemen, Habeşistan ve bazı Afrika ülkeleri Osmanlı Devleti'ne katıldı, Hint Okyanusu'nda Portekizlilere karşı bazı deniz başarıları elde edildi ise de, Osmanlılar Hint Okyanusu'nda kesin bir üstünlük sağlayamadılar Osmanlılar'ın Hint Okyanusu'ndaki başarısızlığı daha sonra hem Osmanlı devleti hem de tüm doğu ulusları için son derece olumsuz sonuçlar doğuracaktır
İran seferi

Kanuni döneminde önemli mücadele alanlarından biri de İran oldu Yavuz Sultan Selim zamanında İran'a karşı kazanılan Çaldıran zaferine, Osmanlı ordularının Tebriz'e kadar ilerlemesine ve tüm Doğu Anadolu'nun Osmanlı egemenliğine geçmesine karşın İran ile kesin bir barış antlaşması imzalanmamıştı Gerek İran gerekse Osmanlı İmpratorluğu, birbirlerine kuşku ile bakıyorlardı İran, Anadolu'yu ele geçirme planlarından vazgeçmediği gibi, Osmanlılar da Hint Okyanusu'na kuzeyden açılan iki körfezden biri olan Basra Körfezi'ne açılan Irak topraklarını ele geçirme emelleri besliyorlardı Bu arada iki devlet arasında sınır olayları da eksik değildi; bir takım sınır görevlileri durmadan taraf değiştirmekteydiler Bütün bu olaylar bir araya gelince 1533'te Sadrazam İbrahim Paşa, İran seferiyle görevlendirildi, arkasından da padişah İran seferine çıktı (1534) "Irakeyn Seferi" denilen bu seferin en önemli ve kalıcı etkisi Bağdat dahil olmak üzere Irak topraklarının Osmanlılar'ın eline geçmesi oldu (1535) Böylece Hint Okyanusu'na açılan önemli körfezlerin ikisi de Osmanlılar'ın eline geçmiş oldu İran savaşları 1555'teki Amasya Antlaşması ile sona erdi; antlaşma sonucu Azerbaycan ile merkezi Tebriz, bir kısım Doğu Anadolu toprakları ve Irak Osmanlılar'ın eline geçti Bu barış 1576 yılına kadar sürdü

Alıntı Yaparak Cevapla