Yalnız Mesajı Göster

Tüklerin Kurduğu Diğer Devletler..

Eski 11-04-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tüklerin Kurduğu Diğer Devletler..



Tabgaç Devleti (Tabgaçlar)

IV yüzyıl sonlarına doğru, Kuzey Çinde, kudretli bir siyasî teşekkül meydana getiren, Çinlilerin To-ba dedikleri topluluğu, Türkler, “Tabgaç” diye anmışlardır Orhun kitabelerinde sık sık adı geçen ve Göktürk yolu ile Bizans kaynaklarına da intikal eden Taugast ( = Tabgaç) kelimesi, “Çin” manasına da alınmıştır Çünkü Göktürklerin ilk zamanlarında, Türklerce “büyük” tanınan bu sülale, Çinde hüküm sürmekte idi
Aslında Türkçe olup, “ulu, muhterem, saygıdeğer” manâsını ifade eden Tabgaç tabiri, bazı Karahanlı hükümdarları tarafından unvan olarak (Tafgaç, Tamgaç) kullanılmıştır Kaşgarlı Mahmudun, Türklerden bir bölük olduğunu kaydettiği Tabgaçlar, Çin yıllıklarına göre Asya Hunlarından bir kısımdır Sülalenin resmî tarihinde (Wei-shu) de Mete Han, eski To-ba (Tabgaç) hükümdarı olarak gösterilmiştir

Ayrıca Tabgaçların örf-adet ve geleneklerinden çoğu; Kurt efsanesi, mağara, dağ, orman kültleri, göç efsanesi vb Türklerle ilgili bulunduğu gibi, dillerinin de Türkçe olduğunu ortaya koyan deliler vardır: Bitegçin (Bitikçi, kâtip, hariciye nazırı), kapugçin (kapıcı, hacib), atlaçın (atlı, süvari birliği), tabagaçın (yaya, piyade birliği), kurakçın (koruyucu, muhafız kıtaları), yamçın (posta sürücüsü), aşçın (aşçı, matbahçı başı), törü (kanun töre) vb Çin kaynaklarında geçen bu kelime ve tabirler, aynı zamanda, Tabgaçların devlet idaresi ve ordu kuruluşları hakkında da bilgi verir durumdadır

Bununla beraber, bu Türk devletinde, oldukça büyük ölçüde, Moğolların da yer aldığı anlaşılıyor Araştırmalarda, Tabgaçlara bağlı kabilelerden, kimlikleri tespit edilebilenlerin yarısından fazlasının Moğol menşeli olduğu neticesine varılmıştır Ancak Moğollar, diğer Çinli halk ile birlikte şüphesiz tebaa durumundadır

Çinlilerin “Wei” adını verdikleri bu sülalenin kurucusu olarak bilinen Şa-mo Handan itibaren, 70 yıl kadar uğraşarak Ta-tong bölgesindeki mahalli hükümetçikleri idareleri altına alan Tabgaçların, büyük devlet halinde gelişmesi Kuei zamanında (385-409), verimli topraklara sahip Doğu Çinin Hsien-pilerden (Siyenpi) zapt edilmesi ile (409) olmuştur Başkenti Ping-Çeng şehri (kuzey Şan-side Tai bölgesinde) olan devlet, bir yandan Pekin yakınlarına, bir yandan Huang-ho nehri dirseğinin güneyine kadar uzanmıştı

Kuzey istikametinde, kudretli bir siyasî teşekkül halinde beliren Hyen-bilerin (Hsien-pi) varisi, Moğol menşeli, Juan-Juanlar yüzünden, ciddî bir genişleme olamıyordu İki devlet arasında, bazen çok şiddetli mücadele, 150 yıl kadar sürmüştür

Hükümdar Sseuden (409-423) sonra, Çinin başkentleri Lo-yang ve Chaang-anı (bugün Si-gan-fu) ele geçirerek, hakimiyetini Sarı Irmak bölgesine yayan ve bütün Kuzey Çini tek idarede birleştiren büyük hükümdar Ta-o (Tai-wu) devrinde (424-452), Tabgaç Devleti, en parlak çağını yaşadı

427de Hun Hia krallığını alan ve Juan-juanları mağlup ederek, bugünkü İç Moğolistanı istila eden (436) Tai-wu, 439da Kansudaki son Hun Krallığını (Pei-Liang) ortadan kaldırdıktan sonra, İç Asyaya yönelerek Karaşar, Kuça şehirlerini himayesine bağladı (448) Böylece, ünlü ipek yolu güzergâhı, tekrar Türk hakimiyetine girmiş oldu Tai-wu, Çin askerinin “taydan ve düveden farksız” olduğunu söylüyor ve kendisi “Börü” (= Kurt, Çince şekli Fo-li) lakabını taşıyordu

İmparatorluk merkezini, Türk hayat şartlarına oldukça uygun gelen bozkır bölgesinde (kuzey Şan-si) tutan Tai-wu, o sıralarda Çinde yayılmakta olan Budizmin, Türkler arasında nüfuz kazanmasını önlemeğe çalışıyor, idaresi altındaki Çin topraklarında bile, Budistlerin dini faaliyetlerini kontrol ediyordu Tapınaklarda âyinler dışında din propagandasını yasaklayan bir emirname çıkarmış (438) ve 446da emre riayet etmeyenlerin şiddetle takibini emretmişti Tai-wunun Türk bünyesini ve seciyesini, Budizmin bozucu tesirinden korumak maksadını güden bu tutumunun manâ ve değeri, daha sonra anlaşıldı

Tedbirlerin ehemmiyetini fark edemeyen halefleri zamanında, hattâ Budizmin himayesi cihetine gidildi İmparator Siun (452-465) ile gelişmeğe başlayan bu durum, daha sonra büsbütün hızlanarak, Tabgaç topluluğunun Çinlileşmesine zemin hazırladı 493te, başkenti, bozkır bölgesinden eski Çin merkezi Lo-yanga nakleden İmparator Hong (471-499), Türk töresine karşı ağırlık verdiği soysuzlaşmayı, 495 yılında Türk örf, adet ve geleneklerini, Tabgaç dilini ve hattâ yazışmalarda Türkçe tabirlerin kullanılmasını yasaklamakla tamamladı

Buna karşı çeyrek asır kadar devam eden tepkiler, bastırıldı Kiaodan (499-517) sonra idareyi devralan imparatoriçe Hu (ölm 528), Budizme o kadar düşkün idi ki, yabancı memleketlerdeki “dindaşları” ile de ilgileniyordu 520ye doğru Hindistanda Ak Hun İmparatorluğu hükümdarı Mihiragulayı ziyaret ettiğini gördüğümüz Çinli Budist rahip, bu kraliçenin arzusu ile seyahat ediyordu Tabiatıyla, Tabgaç iktidarı da gittikçe gücünden kaybetmekte idi Devlet, 535e doğru Kuzey (Taide) ve Batı (Chaang-anda) Weileri adı ile ikiye ayrıldı ve aralarında mücadele başladı Kısa zaman sonra, bütün arazileri, Çinli hanedanlara intikal etti (550-556)

Alıntı Yaparak Cevapla