11-04-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Memleketimden İnsan Manzaralari
Memleketimden Insan Manzaralari
Yazar:Nazim Hikmet Ran…
Özet:1902-1963 yılları arasında yaşamıştır Bahriye Mektebinden deniz subayı olarak mezun olmuştur Hastalanınca eskerlikten uzaklaşmıştır Moskovada bir üniversitede ekonomi üzerine eğitim görmüştür İstanbulda birsüre dergi ve stüdyolarda çalıştıktan sonra 1938de tutuklanmıştır 1950 yılına kadar hapis yattıktan sonra Moskavaya gitmiştir Moskovada ölmüştür Başlıca eserleri;835 SATIR,VARAN 3,SESİNİ KAYBEDEN ŞEHİR,KAFATASI,SEVDALI BULUT,RUBAİLER,SİMAVNA KADISI OĞLU ŞEYH BEDRETTİN DESTANI,İNEK,KEMAL TAHİRE MAHPUSHANEDEN MEKTUPLARdır
Nazım Hikmet,ilk şiirini 1918de yayınlamıştırRusyada öğrenim gördüğü yıllarda şair,Mayakovskinin sanat görüşünü benimsemiştir Toplumcu şiirler yazmıştır Eserlerinin pek çoğu içerdiği ideolojik propaganda nedeniyle yasaklanmıştır
Memleketimden İnsan Manzaraları,bir destan veya uzunca bir şiirdir 1939da yayınlanmaya başlamıştır Çok uzun ve değişik zamanlarda parça parça yazılmış olan bu eser,bütün olarak yayınlanmamıştır Memet Rauf be eser için NE ŞİİR,NE ROMAN,NE TARİH OLAN ÖTE YANDAN HEM ŞİİR,HEM ROMAN,HEM TARİH NİTELİKLİ…değerlendirmesini yapmaktadır…
MEMLEKETİMDEN İNSAN MANZARALARINDAN SEÇMELER
1
Toprak göz alabildiğine
Dümdüz
Çırılçıplak
Ve kırmızı biber gibi acı
Batıda bir tek,uzun
Kavak ağacı
Bozkırda hala dolaşıyorsa da
Kokusu sararmış kekiklerin
Gökçiçekler çoktan kurumuştu
Ve gelen otları safi dikendiler
Başköyle Bakirlinin arası
Sekiz saat çeker
2
Hamdi
Çerkeşin Kabak Köyünde
336da dünyaya geldi
Tuzladılar
Yumuşaktı
Sevindiler oğlan olduğuna
Kırkı çıkmadan
Buğdayın dibinden güneşe baktı
Öğrendi toprakta yatmasını ev karanlık
Toprak güzeldi
Çiçek çıkardı 337de,
Ellerini bağladılar 338de yürüdü
Ve 1339a kadar
Dolaştı dünyadaki 36 haneyi
4 sokağı
Hayvanları ve yağmuru sevdi
Helva yalnız bayramları pişiyordu
Ağlamadı artık Hamdi
Dayak babasının anası
4
Karısı Ayşeye mektup yazıyordu Halil,
Hapishanede,üst katta,
Pencereden geceye bakarak;
Sevgilim,
B u ne re… k,
Derya ufuklarından kopup
Gelirken üstüme köpürerek ,
Baş ve yürek,
Bir ulu rüzgar içinde iken,
Oturup tahta iskemleye yan gelerek,
İstirahatta beden…
Bu bahsi bırak…
Sevgilim,
Saçlarının içinde elim,
Şarkısı avucumda
Sen altı yüz kilometre benden uzak ve baş ucumda…
Buda ayrı bir bahis
Biz bu 41 senesinde
İkimiz konuşacak değiliz,
Henüz o kadar cesur değilim…
Sevgilim,
Maskelenmiş masmavi yanıyor bak
Elektirik lambası
Beyaz evin önünde
Yolun kenarında
Ay ışığında yol aydınlık
Şubenin bahçesinde cephanelik,
Ve ağaçlar;
Dut,akasya,erik
Birde kameriye olacak,
Göremiyorum
Ağustosun biri,
Geceler kısalmadı daha,
Jandarma düdükleri,
Yol tehü tenha
Gökyüzünün yarısında bulutlar dolaşıyor
Böyle hışımla gelen,
Zonguldak trenidir
Mehtaba rağmen,
Gökyüzünün öteki yarısında,
Dağlara yakkın,yıldızlar görüyorum
Demir köprüden geçti tren,kavakların arkasından
Şehir iki bölüm;eskisi kalenin dibinde,zifiri karanlık
|
|
|