11-03-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu Kitabının Özeti
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu - Peyami Safa
1 KİTABIN KONUSU
Çocukluğundan beri bacağından rahatsız olan ve kimseyi dinlemeyen birisinin, hayaller peşinde koşarken başından geçen olaylar
2 KİTABIN ÖZETİ:
Yazarın küçüklüğünden beri çektiği hastalık onu hastahanelerden tiksindirmiştir Fakat durumu ciddiyetini korumaktadır Annesi ile kenar mahallelerin birinde virane ahşap bir evde yaşamaktadır
Bir gün ameliyat olması gerektiğini öğrenip hastahaneden döndüğünde evde annesini bulamaz ama odanın halinden annesinin şiddetli bir baş ağrısı geçirdiğini anlar O sırada annesi gelir Yazar ise annesini üzmemek için ona gerçekleri anlatmaz Kendi doktaruna gidip ona gözükmesi gerektiğini söyler Annesi yazarın Erenköye gideceğini öğrenince paşanında onu merak ettiğini söyler Ertesi gün yazar önce paşaya gider Paşa ilk olarak sağlık durumunun nasıl olduğunu sorar yazar da kaçamak cevaplar vererek olayı geçiştirir Daha sonra odaya Nüzhet gelir yazardan getirmesini istediği kitapları alır Kızı gidince paşa yazara bir de doktor Ragıp Bey e görünmesini tavsiye eder Paşanın uzaktan akrabası olan yazar küçük yaşlardan beri onunla konuşur, ona kitap okur O akşam yine bir roman okumaktadır fakat paşa uyuyunca Nüzhet le birlikte beahçeye gider ve muhabbet ederler Yazar on beş yaşında ve aralarında dört yaş olmasına rağmen Nüzhet i sevmektedir Ancak onun da aynı duyguları hissetiğinden emin olmaz Bahçede konuşurken doktor Ragıp ın Nüzhet i istediğini duyunca önce üzülür ama Nüzhet oralı olmayınca, duyduğu şüpheye rağmen keyfi yerine gelir Daha sonra Nüzhet annesinin isteği üzerine uyumaya gider ve yazar da kendine olan tüm güvenini kaybeder
Hastalığı onu normal yaşından çok daha olgun davranmaya sevk etmiştir Doktorun ikazlarına rağmen baston kullanmayan yazar o gece yatakta yorgun ve acı içinde kıvranmaktadır Henüz uyumadan Nüzhet yazarın evine uğrar ve uyuyamadığını bahane ederek tekrar koyu bir muhabbete başlarlar Ertesi gün yazar erkenden doktara gideceğinden Nüzhet onun uyumasını ister Fakat yazar ona karşı olan zaafiyetini daha fazla saklayamaz, onu kendisine çekip bir kere öper ve Nüzhet şaşkınlık içerisinde koşarak eve gider
Sabah olunca yazar Kadıköy'e gider ve paşanın istediği kitapları alır ve sonra da annesine bir ay içerisinde gelemeyeceğini yazar Oradan da doktora gider fakat operatörün dersi olduğundan görüşemezler Operatörle akşama görüşebilen yazar ondan baston kullanması ve iyi yemesi ve dinlenmesi konusunda uyarı alır İşi bitip köşke dönen yazar içeriye girdiğinde kendisinden gizli birşey konuşulduğunu anlar ve üzüntü içerisinde bahçeye oturmaya çıkar Daha sonra Nüzhet gelir ve yazar içeri girdiğinde annesinin dolabın arkasında çıplak olduğunu söyleyerek onu rahatlatır Fakat akşam Nurefşan ona gerçekleri yani Nüzhet ile doktor Ragıpın durumlarını konuştuklarını söyler Yazar hayal kırıklığına uğrar ve Nüzhet in odasına konuşmaya girer Nüzhet yine yazarı ikna eder Daha sonra ikiside uyurlar
Ertesi günü Nüzhet le bahçede geçiren yazar Nüzhet le cinsel yakınlaşmalara girer O akşam doktor Ragıp yemeğe gelir ve yazar hiç oralı olmaz Konukları gidince Paşa yazara doktor hakkında görüşlerini sorar o da Ragıp ı Nüzhet e yakıştıramadığını söyler bunu duyan yengesi de içinden yazara karşı kin tutar
Bir gün yazar yengesinin Nüzheti mikroplara karşı uyardığını ve eşyalarımızı ayırdım dediğini duyar ve bunun üzerine evi terketme kararı alır Ancak annesinin de o gün paşalara geleceğini duyması kararını değiştirmesine neden olur
Hızla geçen günlerden sonra nihayet evine dönen yazarın ağrıları gün geçtikçe arttığından annesi onu fakülteye götürür Operatör ona durumun ciddiyetini hatırlatır ve yerinden bile kıpırdamamasını ister Evi birden kalabalıklaşan yazarın yakınları onu teselli etmeye çalışır Tekrar fakülteye gittiğinde operatör bacağın kesilmesi gerektiğini söyler fakat buna razı olmayan yazar birden bayılıverir Bundan etkilenen operatör kasaplardan farkı olmaları gerektiğini söyleyip yazara, üç aylık bir sürede bacağını kurtarmak için hastahanede kalması gerektiğini söyler Yazar bunu kabul etmek zorunda kalır ve Dokuzuncu Hariciye Koğuşuna yatırılır Burası ona hapishane gibi gelir ve ilk gecesi olaylı biter Bu korkuya dayanamaz ve bütün gücüyle bağırıp çağırır Zor geçen günlerin sonunda ameliyat günü gelir Ameliyatı bitince yedinci pansumanda doktor bacağın kurtulduğun ancak yer basamayacağını söyler
Daha sonra da Nüzhet ten gelen karttan Paşanın hastalandığını Nüzhet in de doktor Ragıp la nikahlanacağını öğrenir Acılar içinde geçen günlerin sonunda annesi doktor Mithat ve arkadaşı onu hastahaneden taburcu ettirirler
3 KİTABIN ANA FİKRİ:
Bize verilen öğütleri ciddiye almalı ve hayallere peşinden koşmamalıyız Aksi takdirde kaybeden yine biz oluruz
4 KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Yazar: Tek bacağından acı çeken ve ümitleri peşinde rüyalar aleminde koşan birisi
Nüzhet: Yerinde duramıyan yaşam dolu son derece hareketli birisi
Paşa: Disiplinli, yardım sever ve dediğim dedik, inatçı birisi
Yengesi: İçten pazarlıklı kızının iyiliğini düşünen bir anne
Nurefşan: Köşkün hizmetçisi ve yazarın mutluluğu için elinden geleni yapan birisi
Doktor Ragıp: Bakımlı ve kültürlü bir doktor
Doktor Mithat: Yazarın doktoru
Operatör: İnsanliğa faydalı olmaya çalışan bilinçli bir tıp adamı
5 KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER:
Kısa ve anlaşılması güç bi kitap Yazar kitaptaki şahısları psikolojik yönden ele almıştır Sürükleyici bir kitaptır
6 KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ:
Peyami Safa İstanbul da 1899 yılında doğdu Dokuz yaşında iken sağ elinin ekleminde kemik hastalığının başlaması, on üç yaşında iken de hayatını kazanmak zorunda kalması yüzünden düzenli okul öğrenimi göremedi, kendi kendini yetiştirdi “ Biri Yerli ve Kopanlıklar Kralı” adlı (1913) ve “ Üç Kardeş” adlı (1918) birer hikayelik iki küçük kitap çıkarıyor, Fagfur (1918) vb gibi sanat dergilerinde hikaye çevirileri ve makaleleri yayımlanıyordu Savaş sonunda, kardeşinin isteğiyle memurluktan ayrılıp basın hayatına atıldı Çıkardıkları “ Yirminci Asır” adlı bir akşam gazetesinde “ Asrın Hikayeleri” genel başlığı adı altında halk için gazete hikayeleri yazdı İlk otuz kırk tanesi imzasız yayımlanan bu hikayeler o zaman çok beğenildi; yazar devrin ileri gelen bazı sanatçıları (Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Yahya Kemal Beyatlı, Ömer Seyfettin vb ) tarafından teşvik edildi O tarihten sonra yalnız gazetelerde çalıştı Fıkra, makale ve roman yazarı olarak geniş bir üne ulaştı Bu arada “ Kültür Haftası (1936) ve Türk Düşüncesi (1953-1960)” adlı iki de dergi çıkardı İkinci Dünya Savaşı yıllarında kendini Faşizm akımına kaptırdı; savaş sonrasında calıştığı parti gazetelerine göre ikide bir ağız değiştirerek siyasal bir dengesizlik içinde bocaladığı, genellikle gerici bir takım görüşlerin savunuculuğunu yaptı Atatürkün sağlığında “ Türk İnkılabına Bakışlar(1938)” adlı bir kitap yazmışken Atatürkün ölümünden sonra devrin düşmanı bir yol tutu 1961 de İstanbul da öldü
|
|
|