Yalnız Mesajı Göster

Doğal Olayların Oluşturduğu Yeryüzü Şekilleri

Eski 10-29-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Doğal Olayların Oluşturduğu Yeryüzü Şekilleri




DIŞ KUVVETLER

A KAYALARIN ÇÖZÜLMESİ, TOPRAK OLUŞUMU VE TOPRAK ÇEŞİTLERİ

1 Kayaların Çözülmesi

Kayalar ve taşlar, dış olayların etkisi altında zamanla değişikliğe uğrayarak paslanmış, çürümüş gibi bir görünüm alır Zamanla taşı oluşturan mineraller arasındaki bağ gevşer ve taş parçalara ayrılır, ufalanır İşte, kayaların ve taşların uğradıkları bu değişikliklere çözülme denir Kayaların yapısal değişikliğe uğraması iki şekilde gerçekleşir

* Fiziksel (Mekanik) Çözülme

Kayaların, kimyasal yapıları değişmeden, yalnızca fiziki yapılarında görülen parçalanma, ufalanma ve ayrışma olayıdır

Fiziksel çözülme, daha çok aşırı sıcaklık farkı görülen yerlerde, kayaların gündüzleri aşırı sıcaktan genişlemesi, geceleri de aşırı soğuktan dolayı büzülmesi sonucu gerçekleşir

Fiziksel çözülme, çöl, karasal, step, tundra gibi, aşırı sıcaklık farkı görülen iklimlerin etkili olduğu yerlerde daha kolay meydana gelir

* Kimyasal çözülme

Kayaları oluşturan unsurların eriyerek, kimyasal bileşimlerinin değişmesi sonucundaki parçalanma, ufalanma ve ayrışma olayıdır Kimyasal çözülme, daha çok, sıcaklık farkının az olduğu sıcak ve nemli iklim bölgelerinde görülür Ekvatoral, Muson, Okyanus ve Akdeniz iklimlerinin etkili olduğu yerlerde daha kolay meydana gelir
2 Toprak Oluşumu

Çözülmeye uğrayan kayaların yüzeyi zamanla, ayrışmış mineraller, organik maddeler ve mikroorganizmalardan oluşan bir örtüyle kaplanır Bu örtüye toprak denir Toprak tabakası, yerkabuğu üzerinde bulunur Kalınlığı birkaç cm den, 2 – 3 m ye kadar olabilir Oluşumunu tamamlayan bir toprak kesitinde; ana kaya, ayrışmış kaya, ham toprak, olgun toprak katları bulunmaktadır

Bitki artıklarının toprakta birikmesiyle oluşan, koyu renkli organik maddeye humus denir Humus, kayaların ufalanması veya ayrışmasında etkili değildir Toprağa verimlilik kazandıran bir maddedir
3 Toprak Çeşitleri

Taşınmış Topraklar (Azonal Topraklar): Akarsular, rüzgârlar ve buzullar gibi dış kuvvetlerin, çeşitli sahalardan aşındırarak taşıdıkları materyalleri biriktirmeleriyle oluşan topraklardır

Bunlardan;

* Akarsu biriktirmesiyle oluşanlara alüvyal topraklar,

* Buzul biriktirmesiyle oluşan topraklara moren topraklar,

* Rüzgâr biriktirmesiyle oluşan topraklara da lös topraklar denilmektedir

Yerli Topraklar (Zonal Topraklar): Kayaların, bulundukları yerlerde çözülmeleriyle oluşan topraklardır
a Nemli Bölge Toprakları

* Tundra Toprakları

Kutuplara yakın, soğuk tundra bölgelerinin topraklarıdır Toprak genelde ya donmuş haldedir ya da bataklık halinde bulunur Bu nedenle tarım yapmaya elverişli değildir Türkiye’de bu tür topraklar görülmez

* Podzol Topraklar

İğne yapraklı ormanlarla kaplı, soğuk ve nemli iklim bölgelerinin topraklarıdır Çok yıkanmış olduklarından üst kısımlarının rengi soluklaşmıştır Yine aynı sebepten dolayı, topraktaki besin maddeleri de azdır Bunun sonucunda verimsizleşmiştir Türkiye’de, Batı Karadeniz Bölümü’nde kahverengi ve kırmızımsı sarı podzolik topraklar yaygındır

* Kahverengi Orman Toprakları

Nemli orta kuşağın, geniş (yayvan) yapraklı ormanlarla kaplı bölgelerinde görülür Humus bakımından zengin oldukları için verimlidirler

Türkiye’de, bu tür topraklar, Karadeniz Bölgesi’nde yaygın olmakla birlikte, İç Anadolu’nun 1000 – 1200 m’den yüksek alanlarında da yer yer görülür İç Anadolu’da, daha çok Kuzey Anadolu Dağları’nın güneye bakan yamaçlarında yaygındır

Yine, Trakya’nın kuzeyinde Yıldız Dağları’nda, İçbatı Anadolu’da, Güneydoğu Toroslar üzerinde de kahverengi orman topraklarına rastlanır

* Kırmızı Topraklar (Terra – rossa)

Nemli subtropikal iklim bölgesi ile Akdeniz iklim bölgelerinde, genellikle kalkerler üzerinde görülen topraklardır Toprağa kırmızı rengini veren bileşimindeki demiroksittir

Türkiye’de, Akdeniz Bölgesi ile Kıyı Ege ve Güney Marmara’da yaygın olarak görülür

* Laterit Topraklar

Dönenceler arasında yer alan, sıcak ve nemli iklim bölgelerinin karakteristik toprak tipidir Şiddetli bir kimyasal çözülme sonucu oluşur Rengi kiremit kırmızısıdır Humus oranı azdır Buna bağlı olarak verimli değildir Türkiye’de tam olarak laterit özelliği taşıyan toprak görülmez Ancak, Doğu Karadeniz Bölümü’nde, laterit türü (lateritleşmiş) topraklara rastlanabilmektedir

b Kurak Bölge Toprakları

* Çernezyomlar

Çernezyomlar, Orta Kuşağın yarı nemli step bölgelerinde görülür Kara topraklar adı da verilir Fazla yıkanmadıkları için mineral ve kireç bakımından zengindir Toprağın üst kısmında, steplerden oluşan bitki artıklarının oluşturduğu, kalın bir humus tabakası vardır Bu nedenle Dünya’nın en verimli toprakları arasındadır

Çernezyomlar, ülkemizde en yaygın olarak, Erzurum – Kars Plâtosu’nda oluşmuştur Ayrıca, İç Anadolu Bölgesi’nin kuzey kesiminde de yer yer bu tür topraklar görülmektedir

* Kestane veya Kahve Renkli Step Toprakları

Az yağış alan step iklimlerinde görülen topraklardır Üzerindeki bitki örtüsü seyrek olduğu için, humus oranı azdır Bu yüzden verimleri düşüktür Türkiye’de, Doğu Anadolu, İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu plâtoları ile İçbatı Anadolu’da yaygındır

* Çöl Toprakları

Çöl iklim bölgelerinde görülür Çok az yağış alıp, fazla yıkanmadıkları için, kireç ve tuz oranı oldukça fazladır Humus, hemen hemen hiç yoktur Bu topraklarda tarım yapılamaz

Türkiye’de, bu tür topraklar görülmemekle birlikte, Tuz Gölü çevresinde çölleşmiş topraklara rastlanır

B YER GÖÇMELERİ VE KAYMALAR

Herhangi bir yamacın, bir kısmının kayarak aşağıya doğru yer değiştirmesine yer göçmesi ya da heyelan denir Eğer, ana kaya üzerinden yalnızca toprak örtüsü kayıyorsa, buna da yer kayması adı verilir
Yer Göçmeleri ve Yer kaymalarını oluşturan etkenler

a Fazla eğim: Yer göçmeleri ve kaymalarına etki eden en önemli faktör eğimdir Düz bir arazide diğer şartlar olsa bile heyelan olayı gerçekleşmez Vadilerle çok yarılmış dik yamaçlı yerlerde, göçmeler daha çok ve daha sık görülür
b Şiddetli yağış: Yağışlarla yeryüzüne düşen sular, toprak arasına sızar Bu durum sürtünmeyi azaltır Bünyesine su alan topraklar kayganlaşır Göçmelerin ve kaymaların, çoğunlukla sürekli bol yağışların düştüğü ve karların eridiği dönemlerde meydana gelmesinin sebebi budur
c Yerçekimi: Yer kaymaları ve göçmelerini harekete geçiren kuvvet yerçekimidir Kuvvetli yerçekimi, toprak tabakalarının aşağılara doğru kaymasında etkilidir
d Tabakaların durumu: Tabakaların eğiminin yamaç eğimine paralel olduğu yerlerde heyelan daha kolay olur Tabakalar eğime dik ise, bu durumda heyelan olma ihtimali azalır Daha çok toprak kayması görülür
e Kayanın ve toprağın cinsi: Kayalar ve topraklar farklı dirençtedir Bazıları kolay, bazıları da zor aşınıp koparlar Bazıları ise, bünyesine suyun hepsini alarak kayma için elverişli bir ortam hazırlar

Türkiye’de yer göçmeleri ve kaymalar

Türkiye’de yer göçmeleri ve kaymalar en çok Karadeniz Bölgesi’nde özellikle Doğu Karadeniz Bölümü’nde görülür Sürmene, Of, Geyve, Sera, Çatak ve Senirkent heyelanları ülkemizde son elli yılda meydana gelen birçok yer göçmesinin başlıcalarıdır

İklim olaylarına bağlı olarak, kar erimeleri ve yağmur şeklindeki yağışlardan dolayı, en fazla heyelan ilkbaharda, en az heyelan yaz ve sonbahar mevsimlerinde görülmektedir

C TOPRAK EROZYONU

Toprak tabakasının üst kısmının, akarsular, sel suları ve rüzgârlar gibi dış kuvvetlerin etkisiyle taşınıp sürüklenmesi olayına erozyon denir

Kurak bölgelerde ve bitki örtüsünden yoksun arazilerde hem rüzgâr, hem de akarsu erozyonu çok fazla görülür
Erozyonu artıran faktörler

* Bitki örtüsünden yoksunluk

* Toprağın aşırı işlenmesi

* Meraların aşırı otlatılması

* Toprağın eğime paralel sürülmesi

* Yangınlar

* Ani su taşkınları

* Yağışların düzensiz olması

Erozyon derecesi hafif aşınım, orta aşınım, şiddetli aşınım ve çok şiddetli aşınım olmak üzere dört kategoriye ayrılmıştır Türkiye yüzölçümünün yaklaşık % 36 sı şiddetli aşınıma uğrarken, % 22 si de çok şiddetli aşınıma uğramaktadır O halde topraklarımızın önemli bir kısmı şiddetli ve çok şiddetli erozyon etkisindedir
Erozyonu önlemek ve zararlarından korunmak için;

* Ağaçlandırma çalışmaları yapmak,

* Eğimli arazilere sekiler (taraçalar) yapmak,

* Mevcut bitki örtüsünü korumak,

* Tarlaları eğim doğrultusunda sürmemek,

* Anız örtüsünü yakmamak,

* Ürünleri nöbetleşe ekmek,

* Meraları korumak ve iyileştirmek,

* Baraj gölü yamaçlarını ağaçlandırmak,

* Usulsüz tarla açmanın önüne geçmek,

* Erozyonun zararları hususunda halkı bilinçlendirmek, gereklidir

D AKARSULAR
Akarsularla İlgili Terimler

1 Akarsu kaynağı: Akarsuyun doğduğu yerdir
2 Akarsu ağzı: Akarsuyun herhangi bir denize veya göle döküldüğü yerdir
3 Akarsu yatağı: Kaynakla ağız arasında uzanan, akarsuyun içinden aktığı çukurluktur
4 Akarsu vadisi: Akarsuların, içinde aktıkları yatağı aşındırmalarıyla ortaya çıkan çukurluktur
5 Akarsu havzası: Bir akarsuyun bütün kollarıyla birlikte sularını topladığı ve faaliyet gösterdiği alanlardırEğer akarsular, topladıkları suyu denize ulaştırabiliyorsa, böyle akarsuların havzası açık havzadır Ancak, akarsular topladıkları suyu denize ulaştıramıyorsa, kara içinde bir göle dökülüyorsa veya yer altına sızıyorsa, bu tür akarsuların havzası kapalı havzadır
6 Su bölümü çizgisi: İki akarsu havzasını birbirinden ayıran sınırdır Genellikle dağların doruk noktalarından geçerler
7 Akarsu ağı (Akarsu drenajı): Akarsu havzası, içindeki kollarıyla birlikte bir ağ oluşturur Buna akarsu ağı (drenajı) denir Havzanın eğimi, yapıyı oluşturan taşların cinsi ve tabakaların özelliklerine göre, değişik tipte akarsu drenajları oluşur
8 Akarsu debisi (akımı): Akarsu yatağının, herhangi bir kesitinden geçen su miktarının m3/sn cinsinden değeridir
9 Akarsu rejimi: Akarsuyun yıl içerisindeki debi değişiklikleridir Akım düzeni olarak da adlandırılır Su seviyesinde fazla değişiklik olmayan akarsuların rejimleri düzenlidir Aylara ve mevsimlere göre, seviye değişikliği fazla olan akarsuların rejimleri düzensizdir
10 Akarsu hızı: Akarsuyun birim zamanda aldığı yoldur (m/sn) Akarsu hızı muline denilen bir araçla ölçülür
11 Hız çizgisi: Akarsu hızının en fazla olduğu noktaları birleştiren çizgidir
12 Sürekli akarsu: Yatağında her zaman su bulunduran akarsudur
13 Geçici akarsu: Yatağında her zaman su bulundurmayan, bazen kuruyan akarsudur
14 Taban seviyesi: Akarsular aşındırmalarını derine, yana ve geriye doğru yaparlar Hiçbir akarsu yatağını deniz seviyesinin daha altına kadar ışındıramaz Bu seviyeye taban seviyesi denir
15 Yamaç gerilemesi: Özellikle nemli iklim bölgelerinde yamaçlar hem alttan, hem de sel sularıyla üstten aşınırlar Bunun sonucunda yamaç gerilemesi olayı meydana gelir ve yamaç profili oluşur

AKARSULARDA AŞINDIRMA
1 Kimyasal aşındırma: Sıcaklığın yüksek olduğu zamanlarda veya sürekli sıcak bölgelerde, akarsuların geçtikleri yeri eritmesiyle yaptığı aşındırmadır
2 Fiziksel (Mekanik) aşındırma: Akarsular, eğime bağlı olarak kazandıkları güçle, yatağındaki kayaları parçalayarak aşındırır Akarsular genelde fiziksel yolla aşındırma yaparlar
Akarsuların fiziksel aşındırması üç şekilde olur

a Derine aşındırma: Akarsuların yatağını düşey doğrultuda ışındırarak, deniz seviyesine indirmeye çalışmasıdır
b Yana aşındırma: Akarsuların içlerindeki materyallerle birlikte, eğimin azaldığı yerde salınımlar yaparak, yanlara çarpması sonucu meydana gelen aşındırmadır
c Geriye aşındırma: Akarsularda su miktarı en çok ağız kısmında olur Çünkü, bu kısımda akarsu bütün kollarından aldığı suyu taşır Bu kesimdeki su fazlalığı nedeniyle, akarsular yataklarını, denize döküldükleri yerden başlayarak geriye doğru aşındırmaya başlarlar Böylece aşınan nokta, kaynağa doğru kayar ve zamanla akarsu üzerindeki şelaleler ortadan kalkar Buna geriye doğru aşındırma denir

Akarsular vadilerini kazıp derinleştirdikçe, yataklarının eğimi gittikçe azalır Bu yüzden zamanla akış yavaşlar, aşındırma eski hızını kaybeder ve en sonunda hemen hemen sona erer Akarsu yatağında artık, başlangıçtaki pürüzler, şelaleler ortadan kaldırılmış olur Bu duruma erişen bir akarsuyun, ağzından kaynağına doğru uzanan profili iç bükey bir eğri halindedir Buna denge profili denir
AKARSU AŞINIM ŞEKİLLERİ
1 Vadiler

a Boğaz Vadi (Yarma Vadi): Yüksek dağ sıralarını enine yarıp geçen akarsular bu tür vadiler oluştururlar Vadilerin yamaçları oldukça diktir ve vadi dardır

Türkiye’de, Kızılırmak, Yeşilırmak, Fırat, Sakarya, Seyhan ve Göksu nehirleri ile Zap suyu böyle vadilerden akarlar
b Kanyon Vadi: Yamaçlardaki farklı aşınma sonucu, basamaklı bir biçimde oluşan vadi tipidir Yamaçlar oldukça dik ve derindir Genellikle kolay aşınabilen kalın kalker tabakaları içerisinde oluşurlar

Kanyon vadiler, Türkiye’de pek yaygın değildir Akdeniz Bölgesi’ndeki Göksu vadisinde kanyonlar görülür
c Çentik (Kertik) Vadi: Akarsu yatağında aşındırma derine doğru sürüyorsa “V” şekilli vadiler oluşur Bu tür vadilere çentik vadi adı verilir

Çentik vadiler ülkemizde en yaygın olan vadi tipleridir Dağlık alanlarda bu tür vadilere sıkça rastlanır
d Yatık yamaçlı vadi: Farklı aşınma sonucunda farklı yükseklikteki yamaçlara sahip olan vadi tipidir Akarsu yatağının eğiminin azaldığı yerlerde görülür

e Tabanlı vadi: Akarsu aşındırmasının ileri safhalarında oluşan vadi şeklidir Vadi tabanı ova özelliği kazanır Vadi yamaçları iyice yatıklaşır ve belirginliğini kaybeder

Türkiye’de özellikle Batı Anadolu’da bu tür vadiler yaygındır
2 Menderesler

Akarsular, eğimlerinin azaldığı yerlerde kıvrılarak akarlar Hem aşındırma, hem de biriktirme sonucunda, bu kıvrımlar daha da genişleyerek menderesleri oluştururlar

Menderesler aşınım şekilleri olmakla birlikte, oluşumunda akarsu biriktirmesi de etkili olmuştur

Mendereslerde yana aşındırma fazla olduğu için sık sık yatak değiştirirler Ülkemizde, ovaların tabanlarında ve olgun vadilerdeki akarsular menderesler çizerek akarlar
3 Kırgıbayır (Badlands)

Şiddetli yağmurların oluşturduğu selinti suları, bitki örtüsünün bulunmadığı ve kolay aşınabilen arazileri aşındırır

Bunun sonucunda, arazi yüzeyi girintili çıkıntılı bir görüntü alır Bu tür arazilere kırgıbayır adı verilir

Kırgıbayır, özellikle sağanak yağışların görüldüğü, yarıkurak bölgelerde daha sık meydana gelir Türkiye’de, İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaygındır
4 Çağlayan ve Çavlanlar (Şelaleler)

Akarsu yataklarında, bazen bazı tabakalar aşınmaya karşı farklı direnç gösterirler Bunun sonucunda da basamaklar oluşur İşte, akarsuların bu basamaklardan akan kısımlarına çağlayan adı verilmektedir Eğer basamaklar yüksekçe ve düşen su miktarı fazla ise, böyle kısımlar da çavlan veya şelale olarak isimlendirilir Ülkemizdeki en tanınmışları, Manavgat Çağlayanı ile Düden, Muradiye ve Gürlevik şelaleleridir

Çağlayan ve çavlanlarda suların yüksekten düştüğü kısım aşınırsa, derin oyuklar oluşur Bu oyuklara dev kazanı adı verilir
5 Peribacaları

Türkiye’de Nevşehir, Ürgüp, Göreme, Avanos çevresinde yaygındır

Volkanik arazilerde, selinti sularının, aşınmaya karşı farklı dirençteki tabakaları aşındırması sonucunda oluşan şekillerdir
6 Peneplen (Yontukdüz)

Akarsuların ve akarsularla birlikte diğer dış kuvvetlerin, yeryüzünü aşındırması sonucunda deniz seviyesinde hafif dalgalı düzlükler oluşur Bunlara peneplen (yontukdüz) adı verilir

Alıntı Yaparak Cevapla