Yalnız Mesajı Göster

Canim Ulkem Turkiye

Eski 10-29-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Canim Ulkem Turkiye



GÖLLERIMIZ

Karalar üzerindeki çukur alanlarda biriken durgun sulara göl denir Yurdumuzda irili, ufaklı 200’e yakın göl vardır Göllerimizin bölgelerimizdeki dağılımı düzenli değildir Akdeniz Bölgesi’ndeki Göller Yöresinde,birbirine yakın pek çok göl varken, Güneydoğu Anadolu’da göl yokturgöllerimiz derinlik ve büyüklük açısından da farklılık gösterir

Van Gölü, Tuz Gölü gibi dışarıya akışı olmayan göllerimizin suları tuzlu ve acıdır Sapanca Gölü, Beyşehir Gölü gibi dışarıya akışı olan göllerimizin suları tatlıdır

En büyük gölümüz Doğu Anadolu’da yer alan Van Gölüdür Bir iç deniz görünümündeki bu gölün suyu sodalıdırüzerinde feribotla ulaşım yapılmaktadırTürkiye’den İran’a ulaşan demir yolunun Tatvan-Van arasındaki bölümünde ulaşım feribotlarla sağlanmaktadır Hazar, Çıldır, Nazik, Erçek ve Nemrut gölleri de bu bölgededir

İç Anadolu Bölgesi’ndeki Tuz Gölü, ikinci büyük gölümüzdür Ülkemizdeki tuz ihtiyacının büyük bir bölümü bu gölden sağlanır Akşehir, Ilgın ve Eber gölleri de İç Anadolu’daki diğer göllerdir

Yurdumuzun göl yönünden en zengin yeri Akdeniz Bölgesi’dir Beyşehir, Burdur, Eğirdir ve Acıgöl’ün yer aldığı yöreye Göller Yöresi denir

Marmara denizi çevresinde irili ufaklı göller vardırBaşlıcaları Küçük Çekmece, Büyük Çekmece, Ulubat, İznik , Sapanca ve Kuş Gölü’dürBu göllerin dışarıya akıntısı olduğu için suları tatlıdır Kuş Gölü’nde çok çeşitli kuş türü barınır Bu özelliğiyle kuş cenneti olarak bilinen dünyaca tanınan bir göldür

Abant ve Yedigöller , Karadeniz Bölgesindeki göllerdir

Göllerimizden içme ve kullanma suyu sağlamada yararlanırız Bazı göllerimizde balık avlanır

Göllerimiz doğal güzellikleriyle turizme hizmet edecek niteliklere sahiptir Abant , Yedigöller ve Kuş Gölü’nden turistik amaçlarla yararlanılmaktadır

Bütün turistik değerlerimiz gibi, akarsu ve göllerimizin de doğal güzelliklerini korumalıyız Bize böylesine yararlı olan akarsu ve göllerimiz, kirlilik tehdidi altındadır Akarsu ve göllerimizin çevresindeki yerleşim birimlerinin kanalizasyon suları buralara atılmaktadır Çevredeki sanayi kuruluşları atık sularını çoğu kez arıtmadan akarsu ve göllere boşaltmaktadır Bu nedenle akarsu ve göllerimizde yoğun bir kirlenme görülmektedir Bu kirlilik, burada yaşayan canlıların gittikçe azalmasına yol açmakta ; sularını da kullanılmaz hale getirmektedir Ülkemizin doğal zenginlik kaynakları olan suların kirletilmemesi için gerekli önlemler alınmaktadır Atık sular , arıtılmadan akarsu ve göllere akıtılmamalıdır

Çoruh , Aras , Kura , Fırat ve Dicle nehirleri yurdumuzdan başka ülkelerin topraklarını da sular Özellikle komşularımız Suriye ile Irak , Fırat ve Dicle nehirlerinin suları konusunu politik sorun haline getirmektedir GAP kapsamında , bu iki akarsuyumuzun üzerine yapılan barajlar komşularımızı rahatsız etmektedir Çünkü , bu nehirlerin suları baraj göllerinde toplanınca kendilerine yeterli su verilmeyeceğini düşünmektedirler Ancak bu konuda yapılmış anlaşmalar vardır Türkiye bu anlaşma hükümleri uyarınca su konusunda hiçbir kısıtlamaya gitmemiştir Yıllar önce Keban Barajı’nın yapımına başlandığında ortaya çıkan su sorunu, GAP ile daha da büyümüştür Oysa suları yazın azalıp kışın çoğalan bu nehirler üzerine yapılan barajlar, su akışını düzenlemektedir Böylece bu ülkenin uğrayacağı olası su baskınları da önlenmektedir Türkiye uluslar arası anlaşmalara ve Atatürk’ün “Yurtta barış dünyada barış” İlkesine uygun olarak komşularıyla iyi ilişkiler içinde olmak istemektedir

DENIZLERIMIZ

Marmara Denizi:

Marmara Denizi,Karadeniz ve Ege Deniz'i arasında kalan bir iç denizdirTürkiye'nin Asya ve Avrupa kısımlarını da birbirinden ayırırAdalarında bol miktarda mermer bulunduğu için adı Marmaros(Yunanca mermer demek)'dan gelmektedir

Marmara Denizi'nin yüzölçümü 11,350 kilometre karedirMarmara Denizi'nin yüzey suları az tuzludurTuzluluk oranı ortalama binde 22'dirDenizin yaz aylarında yüzey sıcaklığı 24-29 derece arasında değişirAyrıca Marmara Denizi, Karadeniz'i Akdeniz'e bağlayan önemli bir su yoludur

Marmara Denizi Adaları:

İstanbul'a yakın olan adalar Kınalıada, Burgazada, Heybeliada ve Büyükadadır Adaların güneybatısında ise Yassıada ve Kaşıkadası bulunurMarmara Denizi'nin ortasına doğru ise Marmara Adası, İmralı Adası ve Avşa Adası vardır

Marmara Denizi Balıkları:

Marmara Deniz'i balıkları yerli balıklar ve göçmen balıklar olarak ikiye ayrılırYerli balıklar Kefal,tekir,İstavrit,Kırlangıç,Gümüşmezgit ve İzmarittir

Göçmen balıklar ise mayıs ayında başlayan Levrek,ağustosta Palamut,eylülde Lüfer,ekim ayı içinde hamsi,mezgit ve uskumru İsatnbul Boğazı'ndan Marmara'ya girerler

Ege Denizi:

Cumhuriyet döneminden önce Ege Denizi'ne adalar denizi deniyordu17 yy'da ise bu kesime genel olarak Akdeniz denirdiYaklaşık yüzölçümü 196,000 kilometre karedirEge Denizi'nin genel derinliğinin 1500 metreye varmadığı söylenebilir

Ege Bölgesinde dağlar kıyıya dik uzanırlar ve bölgede bu yüzden irili ufaklı birçok koy ve körfez bulunurBu koylar ve körfezler dünyada ender bulunan güzelliklere sahiptir

Ege Denizi'nin tuzluluk oranı Akdeniz'e yakındırDenizin çoğu yerinde deniz suyunda erimiş tuz oranı binde 38 in üstündedirDeniz suyu sıcaklıkları yazın ağustos ayında ortalama 24 derece civarındadır

Ege Denizi sularında gelgit hareketleri Marmara Denizi'nden ve Karadeniz'den daha kuvvetlidirGelgit genliği İzmir körfezinde 70 santimetre,Eğriboz körfezinde 90 santimetreye ulaşmaktadırFakat bu gelgit hareketi kuzey kıyılarında önemini yitirmektedir

Ege Denizi,koyları ve körfezleri görülmeye değer güzelliktedirBölgede etkili olan Akdeniz iklimiylede bu güzellikler karadada devam ederBu güzel denizi korumalı ve turizm cenneti olan egeyi daha da canlandırmalıyız

Akdeniz:

Akdeniz 2,966,000 kilometre karelik yüzölçümüyle çok büyük bir ara denizdir ve okyanuslardan tamamiyle ayrılmıştırAkdeniz derindir,denizin dibi çok yerde 2000 metrenin

altındadırTürkiye Akdeniz bölgesinin 128,200 kilometre karesinse sahiptir,buda bütününe göre %15'e denk gelirAkdenizde deniz suyu sıcaklıkları ağustos ayında 27-28 derecelere kadar çıkar

Akdeniz bölgesi birbirinden güzel şelaleler ve nehirlerle beslenirBuna rağmen sıcak Akdeniz iklimi etkili olduğu için tuzluluk oranı diğer denizlerimizden daha yüksektir ve bu hissedilir

Akdeniz Bölgesinde dağlar kıyıya paralel uzandığı için Ege Bölgesindeki kadar koy ve körfez yoktur1452 kilometrelik kıyısıyla Akdeniz de dünyaca ünlü turizm yerlerinden biridir

Karadeniz:

Karadeniz Türkiye'nin kuzeyinde doğu-batı doğrultusunda uzanan büyük bir iç denizdirDenizin genişliği batıya doğru artarBu genişlik doğuda Rize ile Sohumkale arasında 225 km iken,Samsun ile Kerç arasında 480 km'yi bulur

Karadeniz'in anadolu kıyılarında daha çok küçük koylar bulunurKaradeniz ada bakımından fakir bir denizdirKaradeniz de büyük derinlikler olmasına rağmen,kuzeybatı da kuzeybatıda derinlik sahaları azalırKaradeniz'in kuzeyindeki Azak Deniz'inde en fazla derinlik ancak 15 metre olmasına rağmen,derinlik Karadeniz de 2200 metreyi bulur

Karadeniz az tulu bir denizdirBol yağış alır ve bir çok akarsuyla beslenirAynı zamanda buharlaşmanın az olmasıda buna bir etkendirDeniz suyunun tuzluluğu orta kesimlerde binde 18'dirGeniş akarsı ağızlarında bu oran çok daha aşağılara inerDerinlere doğru tuzluluk artar,mesela 200

metreden sonra tuzluluk oranı binde 22 olurKaradeniz'in suyu sıcaklığı temmuz ile ağustos aylarında 20 ile 26 derece arasındadırEnlem etkisinden dolayı Karadeniz'in anadolu kıyıarı,kuzeye oranla daha sıcaktırKışın kuzeyde sular 2-3 dereceye kadar inerAma yaz kış arasında görülen sıcaklık farkları sadece yüzey sularına aittir2000 metre derinlikteki suların sıcaklığı yılın her mevsimi 9 derecedir

Karadeniz balıkları denince akla ilk olarak hamsi gelirHamsi Karadenizde yaşıyan ince-uzun bir balık türüdürMayıs ve eylül döneminde yumurtlarlarKaradenizli balıkçıların geçim kaynağı olur

Karadeniz deniz koşulları bakımından en ağır şartlara sahip denizimizdirÖzellikle kuzeyli rüzgarlarda dalga boyu diğer denizlerimize nazaran çok daha büyük olurKaradeniz güzelliklerinin yanında dikkat edilmesi gereken bir denizimizdir

AKARSULARIMIZ

Yurdumuz akarsu bakımından zengindir Akarsularımızın bir kısmı denizlere, bir kısmı da göllere dökülür Bazı akarsularımız da sıcaklığın etkisiyle buharlaşarak veya yer altına sızarak kaybolur Suların denize ulaştırmayan alanlara kapalı havza denirYurdumuzda Tuz Gölü ve Van Gölü ve çevreleri ile Göller Yöresi birer kapalı havzadırBazı akarsular kaynağını yurdumuzdan alır, sınırlarımızın dışında denize ulaşır Bazı akarsular da sınırlarımızın dışında doğup, yurdumuzda denize dökülür

Akarsular bakımından en zengin bölgemiz Karadeniz Bölgesidir Çoruh, Yeşilırmak, Kızılırmak, Yenice, Sakarya gibi büyük akarsularımız Karadeniz’e dökülürYeşilırmak taşıdığı alüvyonlarla Çarşamba, Kızılırmak da Bafra delta ovalarını oluşturmuşturKaradeniz’e ayrıca çok sayıda küçük çay ve dere akar Topraklarımızda doğup sınırlarımız içerisinde denize dökülen en uzun akarsuyumuz Kızılırmak’tırSusurluk Çayı, Marmara denize dökülen akarsuyumuzdur Bu denizimize dökülen diğer akarsular küçüktür Ege Bölgesi’nin akarsuları, kıyıya dik uzanan dağ sıraları arasındaki çukur alanlara yerleşmiştir En önemlileri Bakırçayı, Gediz, Küçük Menderes, Büyük Menderes’tir Bu akarsular, atıkları çöküntü alanlarına taşıdıkları alüvyonları biriktirerek alüvyon ovaları oluşturmuşlardırAkdeniz’e dökülen başlıca akarsularımız Aksu, Manavgat Çayı, Göksu, Seyhan ve Ceyhan’dır Göksu, taşıdığı alüvyonlarla Silifke Ovası’nı, Seyhan ve Ceyhan da Çukurova’yı oluşturmuştur Kaynaklarını yurdumuzdan alan bazı akarsularımız, sınırlarımızın dışında denize ulaşır Doğu Anadolu Bölgesi’nden doğan Fırat ile Dicle, Basra Körfezi’ne dökülür Yine Doğu Anadolu’daki Aras ve Kura ,Hazar Denizi’ne dökülür Çoruh da komşumuz Gürcistan’da Karadeniz’e ulaşan akarsuyumuzdur

Asi ve Meriç nehirleriyse kaynaklarını sınırlarımızın dışından alıp yurdumuzda denize ulaşır Asi nehri Akdeniz’e, Meriç ise Ege denizine dökülür Akarsularımızın yıl içindeki akışı düzenli değildir Taşıdıkları su miktarı, mevsimlere ve yağışlara bağlı olarak değişir Bu nedenle akarsularımız ulaşıma elverişli değildir Akarsularımızdan içme ve kullanma suyu sağlamada, tarım alanlarını sulamada yararlanırız Su ürünleri elde ederiz Bazı akarsularımızı turizm ve su sporları açısından değerlendiririz Çoruh nehrinde yapılan rafting sporu uluslar arası niteliktedir Elektrik enerjisi ihtiyacımızı da akarsular üzerine kurulan hidroelektrik santrallerinden sağlarız Ülkemizdeki akarsular üzerine birçok baraj yapılmıştır Barajlarda biriken sular, pek çok şehrimizin içme ve kullanma suyu ihtiyacını karşılamaktadır Bu sularla ayrıca tarıma elverişli alanlar sulanmakta böylece üretim büyük ölçüde artmaktadırBaraj göllerine biriken suyun enerjisi hidroelektrik santrallerinde elektrik enerjisine dönüştürülür En ucuz elektrik enerjisi, hidroelektrik santrallerinden elde edilir Sayıları gittikçe artan hidroelektrik santrallerinden yurdumuzun enerji ihtiyacının büyük bölümü karşılanmaktadırFırat ve Dicle nehirleri ile kollarını kapsayan Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) adıyla bir proje uygulamaya konulmuştur Bu proje ile Fırat ve Dicle’nin suları geniş tarım alanlarına akıtılmaktadır Ayrıca elektrik enerjisi üretimimiz büyük ölçüde artacaktır Bu proje, aşama ,aşama tamamlanmaktadırGAP kapsamında Fırat nehri üzerine yapılan Atatürk Barajı, dünyanın sayılı barajlarından biridir Atatürk Barajının gölü, Van Gölü ile Tuz Gölü’nden sonra 3 büyük gölü olmuşturHirfanlı (Kızılırmak), Karakaya (Fırat), Keban (Fırat) baraj gölleri yurdumuzun büyük baraj göllerindendir

Alıntı Yaparak Cevapla