Yalnız Mesajı Göster

Türkiyedeki Göllerin Oluşum Şekilleri

Eski 10-29-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiyedeki Göllerin Oluşum Şekilleri




3-BUZUL GÖLLERİ

Türkiye’nin yüksek dağlarında buzul gölleri çokturBunlar ya bu dağların üst yamaçlarında yan yana ve üst üste sıralar halindeki küçük çanakların sularla dolması ile oluşmuşlardır ki bunlara buz yalağı gölü denir veya buzulların koparıp sürüklemiş ve bir yerde yığmış bulundukları taş yığınlarının (morenlerin) gerisindeki çanaklarda suların birikmesi ile göl meydana gelmiştir Böyle göllere de moren seddi gölleri denirYüksek dağlarımızda bunlardan her ikisi de küçük çanak şekilleri ve göller olarak görülürÇoğunca büyüklükleri 1 ile 20 dönüm kadardırDerinlikleri birkaç metreden 50-60 m ye kadar olanlarına varıncaya dek çeşitlidirHer biri dağlarımızın yüksek yamaçlarına serpilmiş bulunan bu inci gibi göllerin çanakları yakın bir jeolojik geçmişte (Dördüncü Zamanın ilk yarısında) buzul oymaları ve setleşmeleri ile oluşmuşlardır

Türkiye’nin buzul gölleribaşlıca şu yüksek dağlardadır:

Hakkari dağlık bölgesinin Cilo dağları (şimdi bu dağların adına Buzul dağları denilmektedir)bunun hemen doğusundaki Sat dağları Hakkari kuzeyindeki KaradağlarSüphan dağıDoğu Karadeniz dağları ve özellikle Kaçkar dağları Munzur dağlarıOrta Torosların Ala dağları Bolkar dağlarıBunların kimisinde yan yana birkaç göl görülürKimisinde buz yalağı çukurları varsa da bir yanları açılmış olduğundan çanak biçimini kaybederek göl oluşamamış veya varsa boşalmıştır kimisinde de tek tek göller vardır

CiloSatKaradağ:Memleketimizde buzul göllerinin çok olduğu yerlerden biri Hakkari dağlık bölgesinin yüksek dağları ve bu arada Cilo dağı (Buzul dağı)Sat dağı ve Karadağ’dır Buralarda kimisinin arkaları kayalık ve dik yamaçlıdipleri derindekimisinin önleri molozlarla çevrili az derin olan birçok göller vardırSayıları 15 den fazladırBu göllerin çoğu 2800 m den daha yüksek yerlerdedir

Kaçkar dağları:Doğu Karadeniz dağlarının en yüksek bölümü olan bu dağların (3937 m) kuzeye bakan yamaçlarında bol yağış ve elverişli bakıcak şartları bulunduğundan günümüzde burada 3 büyücek buzul (her biri 1 km) ile geniş bir şekilde doruklardan 3000 m aşağılara kadar kalıcı karlar alanları vardır Buradaki buzullar 2850-3000 m aşağılara sarkmışlardır En yakın jeolojik geçmişte (Diluvial devirde) bu dağlarda kalıcı karlar sınırı bugünkünden 500 m daha aşağılara iniyordu ve kilometrelerce uzunlukta buzullar oluşmuştu Bu soğuk ve günümüze göre daha bol yağışlı çağdan sonra kalıcı karlar ve buzullar yükseklere çekildi Böylece o devirde buzulların aşındırıp işlediği birtakım çukurluklarbuzul vadileri hörgüçkayalar bugün taze şekilleriyle görülür Şimdi böyle yerler buzlarla örtülü olmayıp çanak biçimli yerlerinde (buz yalaklarında) sular birikerek küçük küçük göller oluşmuşturBu göllerin oldukça derinleri vardırSayıları bu dağlarda 15’i bulurdaha güneydeki yüksek göllerle birlikte bu sayıyı da geçer

Gelyana Gölü:Hakkari dağlık bölgesinde (3000-4000 m) buz aşındırmaları ve oymalarıyla oluşmuş güzel görünüşlü küçük dağ göllerinin sayısı 15’i bulurBurada bunlardan birini örnek olarak verelim Büyük Cilo buzulunun hemen kuzeydoğu yanındaki Gelyana gölü

Temelde çok sert taşlar (radiolaritler) bulunmakta gölün yerleştiği derin çanak bu taşlar içinde kazılmış olmaktadır 3100 m yükseklikteki buzlar alanlarından yazın akan sular gölün (yüksekliği 2950 m)3 yanı çağlayanlı ki gölü besleyen sular bunlardırYüksek dağdaki bu doğal ve görkemli manzarayı başka yerlerde görmek oldukça zordurBu nedenle de turistik değeri çoktur

Munzur Dağları:Yükseklik 3000 m yi geçen Munzur Dağları’nda ve çevresindeki başka yüksek dağlarda kalıcı karlar bulunduğundan ve buz aşındırması da olduğundan buz yalağı ve moren gölü özelliğinde birkaç küçük göl vardır

Orta Toroslar:Orta Torosların Aladağların da (3000-3800 m) buzul alındırması ve moren yığılması ile oluşmuşçok yükseklerde küçük buzul gölleri vardırBurada Demirkazık doruğunun (3726 m) çevresinde iki küçük göl (Çağılın göl adı ile anılır) ile biraz daha güneydoğu da yedigöller adı ile birkaç göl bu doruğun kuzuyendi iki göl (AlagölGökgöl) bu türlü göllerdendir Orta Torosların Bolkar dağlarında da birkaç küçük göl vardır ki bunlarında bu çeşit göllerden oldukları anlaşılmaktadır

Bingöl Dağları:Bu arada Bingöl Dağlarının (3250m) kuzeye bakan yamaçlarında da yer yer kar yığılması ve bunun sonucu olarak aşınmaya elverişli yerlerinde birçok yayvan çanakların kar sıyırmasından doğmasıyla “Kar yalağı gölleri” oluşmuş bulunmalıdır

4-KARSTİK GÖLLER

Türkiye’de kireç taşı (kalker) ve alçı taşı (jips) gibi eriyebilen taşların çok yer tuttuğu bölgelerde erimelerle oluşmuş çanaklardan suların birikmesiyle göller doğmuştur ki bunların sayısı çokturBunlar memleketimizin kimi yerlerinde yan yana toplu halde bulundukları gibi kimi yerlerinde de tek tek bulunurlarEn yaygın oldukları yerler Batı ToroslarOrta Torosların bazı yerleri İç Anadolu’da Obruk Gölleri alanları ve Sivas bölgesidirBunların dışında da karstik göller yer yer ve tek tek vardırBu göller dolin düden obruk polye gibi karstik çukurlarda suların birikmesinden doğmuşlardır Bunların kimisi devamlı göldürkimisi geçici göldür kimisi de bataklık ve geçici bataklık özelliğindedirİçlerinde derin olanları bulunduğu gibi derinliği birkaç metreden çok olmayanları da vardırÇoğunun dipten sızıntı yeri veya yerleri vardırBu yüzden bu türlü göllerde seviye oynamaları başka göllere göre daha çok olurBöyle göllere yer olmuş çanakların toplu halde bulundukları dağlarda yağmurlar ve kar erimeleri mevsimlerinin hemen ardından birbiri ardından çok sayıda gölcükler belirir Bir süre sonra bunlar çekilir veya büsbütün kuruyarak çanaklar aylarca susuz kalırBu göl çanaklarının bir kısmı özellikle büyükçe olanları yalnız karstik erimelerle değil aynı zamanda yer kabuğu çöküntüleri de eklenerek oluşmuşlardır Böyle yerlerde göl suları çanağın bir bölümünü örtmüş bulunur mevsimlere göre genişler veya daralır Böyle çanaklara bu nedenle gölova (polye) denirBöyle göllere de gölova gölü (polye gölü) adı verilir

Türkiye’de polye göllerinin sayısı az değildir Göller Bölgesi adı verilen geniş bölgede bunların güzel örnekleri vardırKestel gölüElmalı gölleriSöğüt gölüAvlan gölü Eğridir gölü Kovada gölü Beyşehir ve Suğla gölleri bu türlü oluşlar gösterirKorkuteli ile Bucak arasında 60 km uzunluk gösteren ve çok girintili çıkıntılı bir biçimi bulunana bu ovalar tüm yönleriyle yer kabuğu çöküntüleri ve karstik olayların birlikte oluşturdukları büyük çanaklardırBu çanaklar topluluğunun dışarıya akışı olmayıp dipteki deliklerle (düdenlerle) sular derinlere inerBurdur-Antalya yolu bu ovalardan geçer Bu ovaya doğru çevredeki geniş alanlardan bir çok akarsular iner yer yer göl haline toplanırlarBuradaki göl bu polyeler topluluğu içinde geçici bir göldürDere suları ve büyük kaynakların suları ovaya yayılarak bir göl görünüşü belirmiştirBu sular çekilince gölün dibi açığa çıkar veya yerinde bir gölcük kalırBuraya derelerle inen ve ovayı örten suların çoğu suyutan delikler yoluyla dibe inerler Ova dibinde ve kenarlarında on kadar suyutan yer (düden) varsa da derelerin bol su getirdiği mevsimlerde yeterince suları çekmediklerinden bu deliklerde ovanın sular altında kalmasını önleyemezlerKestel göl ovasındaki en büyük su taşkını 1931 yılı Mart ayında olmuşburaya 15 gün kadar çok bol su akmış düdenler bu suları yeterince dibe çekemmişsular ovaya yayılmıştır O yıl ovada 55 km² yüzölçümünde ve derin yerleri 6 metreyi bulan geniş bir göl belirmiştir Pek çok arazi sular altında kalmıştırBundan sonra sular çekilmeye başlamış ancak 15 ay sonra sular çekilebilmiştiKestel gölovasındaki bu türlü taşkınlardan sonra ovanın insan eliyle düzenlenmesi gerekmiş suyu dibe çeken düdenler temizlenmiş buralara uzanan kanallar açılmış böylece derelerin getirdiği bol suların ovaya yayılarak göl haline gelmeden bu kanallar yoluyla düdenlere geçmesi sağlanmıştır

Yine bu bölgedeki Avlan gölü de benzer bir oluşma gösterirElmalı çöküntü alanındaki girintili çıkıntılı ovalar topluluğunun güney bölümünde 16 km² lik derinliği pek az bir göl oluşmuştur ki Avlan gölü adı ile anılırBurada dibe dalıp kaybolduğu delikler vardırÇevreden gelen dere ve kaynak sularını bu delikler yutarBu göl gittikçe küçülerek bugün yerini tarlalara bırakmaya başlamıştır

Konya bölgesinde Düden gölü ve Obruk gölü adı ile anılan göllerde karstik olaylardan doğmuşturBunlar nispeten küçük ve derin göllerdirBurada Ereğli şehrinin batısında bulunan Düden gölü gerisi kalker kayalıkları ile çevrili sularının dipten sızdığı derin bir küçük göldürBu gölü yakınındaki geniş Akgöl sazlık-bataklık alanının suları çakıl ve kumulların arasından sızarak beslerTuzgölü güneyindeki bölgede kalkerler içinde açılmış huni biçimde derin çukurlukların dibinde oluşmuş küçük göller vardır ki bunlar Obruk gölü adı ile anılırlarBu göller bulundukları arazide 20-50 metre aşağıdadırlarDerinlikleri çoğunca 30-100 metre kadardırBunlar yer altı sularının yüzüne rastlayacak derecede verimleşmiş yerlerde ki gölcülerdirYer altı suları ile beslenirlerTek tek oluşmuş bulunan bu küçük göllerden ikisi de Karapınar’ın kuzeybatısındadır Çıralıgöl ve KurudenizBunlardan Çıralıgöl 300 m çapında 80 m derinliğindeki bir çukurun dibindedirBu çukurun kenarları çok diktirGörünüşü güzeldirKurudeniz’de buna benzerYine Çumra güneyindeki Timras gölü de bunlardandır250-300 m çapında 30 metre derinlikte bir gölcüktürGölün yüzü ova seviyesinden 20 m aşağıdadırBu bölgede bu göllerden daha birkaç tane vardırKırşehir ilinde Mucur kasabasının 10 km doğusundaki Obruk gölü adı ile anılan bir göl vardırÇapı 100 m 50 m derinlikte olan bu gölün oluşu da bunlara yakınlık gösterir

Türkiye’de alçıtaşının geniş yerler tuttuğu bölgelerde bu taşın erimesinden doğmuş çukur şekiller ve böyle çanaklarda oluşmuş göller de vardır Bunlar en çok Sivas-Zara-Ulaş arasındaki bölgede ve Çankırı-Sungurlu arasında bulunmaktadır Bir kısmı devamlı çoğu geçici olarak sayıları çok bulunur Ancak alçıtaşı (jips) kireçtaşına göre daha çabuk eridiğinden buralarda oluşmuş bulunan karstik şekiller asıl biçimleri daha çabuk silinmiştir Bununla beraber içerisinde göl oluşmasına yer vermiş bulunan çanak gölü Batı Lota gölü Doğu Lota gölü ve Demiryurt gölü ile Ulaş gölleridir Bunlar çok yerlerinde ancak birkaç metre derinlikte küçük göllerdir Çankırı-Sungurlu arasında da böyle kümelenen göller vardır Yazın bu göller tuz ve jips tabakaları durumuna geçerler

5-SET GÖLLERİ

Türkiye’de bu türlü göllerin hem sayıları çoktur hem de oluş tarzları farklıdır Ancak hepsinde ortak olan bir taraf vardır ki o da herhangi çukur bir yerin bir bölümü herhangi bir şekilde tıkanarak geride bir çanak belirmiş olması böyle bir çanağın içinde suların birikerek göl olmuş bulunmasıdır Böyle göllerin çok büyükleri bulunduğu gibi (Van gölü) pek küçükleri de vardır Yine böyle göller doğal olaylarda oluşmuş bulundukları gibi insan eliyle de meydana gelmişlerdir Bu doğal oluşları ve suni setleri birbirinden ayırt etmeye çalışarak birincilere “Set gölleri” ikincilere “Baraj gölleri” demekte fayda umulur Set gölleri için heyelan seddi birikinti konisi seddi delta seddi akarsu set gölleri dil seddi lav seddi volkan seddi olarak çeşitli sertleşmeleri ve bunun sonucu göl çanaklarının meydana gelişini belirtmek gerekir Bunların Türkiye’de güzel örnekleri vardır Sun’i setlerin (barajların) ise çeşitleriyle meydana getirilmiş çanaklarda sun’i göller (bunlara gölet denilmektedir) oluşmuştur Şimdi bunların belli başlı örneklerinden kısaca söz edelim

Heyelan türlü büyüklükteki kayaların ve tabakaların yamaç-aşağı kaymaları olayıdır Bu kayan kütleler birkaç bin m³ olabileceği gibi birkaç yüzbin m³ hatta milyonlarca m³ olabilirler Yuvarlandıkları yer vadinin dibine doğru olursa o kesimde bir set yaparlar Bu set kayan kütlenin büyüklüğüne göre yüksek olur Bu seddin gerisinde pek kısa bir süre içinde (bazen bir iki saatte bir çanak belirmiş olur O vadiden daha önce geçmekte bulunan derenin veya çayın suları bu çanağı doldurur göl olur Böyle bir olay Trabzon ile Akçaabat arasındaki Sera deresi vadisinde olmuştur: 1950 yılının başlarında bu vadinin yamacında bir heyelan olmuş kayan enkaz 650 m boyunda 350 m eninde vadinin biçimine uyan bir göl olmuşturSonra göl suları seddin bir yerinden taşmış yatağı derinleştirmiş gölün suyunu boşaltmaya başlayınca göl biraz küçülmüştürŞimdi orada bir göl yine vardır

Tortum gölünün meydana gelişi de çok daha eskiden benzer şekilde olmuşturYine kuzeybatı Anadolu’da heyelan gölleri özelliğinde ve Yedigöller adı ile de bir kısmı anılmakta olan küçük göller vardır

Memleketimizde birikinti konilerinin hızlı oluşması ile de göl çanakları belirmiş küçük göller doğmuşturBu türlü göl oluşunun iki örneği Ankara şehrinin hemen güneyindedir Elmadağı’ ndan inen derelerin sürüklediği bol miktardaki kum çakıl gibi taş parçaları eski bir vadide yer yer birikinti konileri biçiminde yığılmış gerilerinde şimdiki Eymir gölünün ve Mogan gölünün (Gölbaşı gölü) çanakları belirmiştir Bu çanaklar 5-10 m derinliktedir ve göllerin uzanışı bir vadi uzanışına uyar

Türkiye’de birçok delta gölleri vardır Bu türlü göller alüvyonları denize sürükleyen akarsularla bu tortuları kıyı boyunca başka bir yere taşıyıp yığan deniz akıntılarının birlikte işlemelerinden doğmuştur Böyle göller oldukça gelip geçici olaylardandır Kızılırmak Yeşilırmak Seyhan Ceyhan Göksu Büyük Menderes Küçük Menderes deltalarında böyle göller vardır Bunların bir kısmı günümüzde de oluşmaktadır

Türkiye göllerinden bir kısmı da çok düzleşmiş ve akış hızı zorlaşmış bulunan ırmak yataklarında akarsu kollarının asıl ırmağa karıştıkları yerde alüvyon yığıntılarının artması ile oluşmuş alanlarda belirmiştir Aşağı Meriç ve Aşağı Sakarya boylarında böyle küçük ve derinliği az göller vardırBu arada yine alüvyon setlerinin oluşmasından doğmuş başka göl örnekleri de vardır ki bunlardan biri Marmara gölüdür36 km² lik ve derin olmayan bu göl Gediz çöküntü hendeğinin bir bölümünde alüvyon setleriyle çevrili bir çanakta meydana gelmiştirBenzer göl oluşlarından birini de Hatay’da ki Amik gölünde görmek mümkündürBugün 61 km² lik ve deniz yüzünden 81 m yüksekte sadece birkaç metre derinlikteki bu göl çok uzun çöküntü hendekleri dizisinin bir bölümü olan Amik ovasının bir parçasında oluşmuşturGölün yeri tektonik bir çöküntü alanının bir bölümü olmakla beraber gölün oluşmasında Amanos dağlarından inen derelerin ve Asi nehrinin ovanın güneybatı tarafında meydana getirdikleri alüvyon setlerinin önemli yeri oluşmuşturYine bu arada mecraları çok düzleşmiş eğimleri pek azalmış olan ırmaklarda meydana gelmiş bulunan kıvrıntılı biçimindeki menderes şekillerinde yığılmalar ve zaman zaman beliren ırmak kabarmaları sonucu menderes halkalarının kopmasından doğmuş göller çoktur Bunlar at nalı biçiminde olup ya sürekli göl halinde kalır veya çoğunca geçici göl durumunda bulunurlar Böyle göllere “akmaz” veya “kopmuş menderes gölü” denir

Amik Gölü:

Bu göl büyük bir tektonik çöküntü bölgesinde oluşmuş önü ve yanları derelerin sürükleyip yığdığı birikinti setleri ile çevrili bir çanakta yerleşmiş bir set gölüdür Bu yayvan çanakta oluşan Amik Gölünün yüzölçümü yağışlı ve kurak mevsimlere göre çok değişik olmuştur Kabarma ile çekilme dönemi arasında 2 metre kadar fark vardır

Amik Gölü çevreden gelen çay ve derelerle (Karasu Afrin gibi) beslenir fazla suları gölün 13 km boyundaki ayağı (buna Küçük Asi veya Karadere denilmektedir) ile Asi nehrine boşaltır Ancak gölün oluşmasında başlıca etken olan Karadere boyundaki setlerin (birikinti konilerinin) oluşmasının her yıl sürmesi çok az eğimli olan Karadere’nin (gölün ayağının) derinleştirilmesi gerekmiş DSİ (Devlet Su İşleri) idaresi 45-50 yıl önce bu işe girişmiştirBöylece yağışlı mevsimlerde göl sularının çevreye taşması buralarda geniş bataklıklar sazlıklar oluşması önlenerek tarıma elverişli verimli topraklar elde edilmiştir

Yine akarsu biriktirmeleriyle oluşmuş göl çanakları arasında eski körfezlerin zamanla göl çanağı durumuna geldiğini gösteren çeşitli örnekler de vardır Sapanca Bafa Köyceğiz Ova gölleri bunlardandır Bunlardan Sapanca gölü aslında bir çöküntü hendeği olan İzmit körfezinden alüvyon birikmeleri nedeniyle ayrılmış bir çanakta oluşmuştur 40 km² lik 16 km boyunda en geniş yeri 6 km derinliği 50-60 m olan bir göldür Bugünkü göl çanağı ile körfez arasındaki bölüm güneyden ve kuzeyden inen derelerin sürükleyip yığdığı bol alüvyonların birikmesiyle geniş bir set haline gelerek şimdiki göl çanağını denizden ayırmıştır Gölün fazla suları zamanla bir ayakla Sakarya’ya akmış bugün göl tatlı sulu bir özellik almıştır Bafa gölü de benzer şekilde eski bir körfezin önünün alüvyon seddiyle kapanmasından doğmuştur Bafa gölünün şimdiki yeri daha tarih çağlarında gemilerin işlediği bir körfez iken Büyük Menderes ırmağının bu körfez önünde yığıntılar yapması ile eski körfez göl çanağı biçimine girmiş körfez göl olmuştur Burada şimdi 60km² lik 16 km boyunda 5-6 km eninde oldukça derin bir göl vardır Benzer bir oluşma gösteren göllerden biri de Köyceğiz gölüdür Çok eskiden bu gölün yerinde bir körfez uzanırken alüvyon setleriyle ayrı bir çanak durumuna gelmiş burada 54 km² lik ve 25 m derinliğinde bir göl doğmuştur

Türkiye göllerinin bir kısmı da körfezlerin ağzında dar bir şekilde kıyı kordonlarının oluşmasından doğmuştur Göllerin bu şekilde meydana gelişlerinde kıyı akıntılarının körfez ağızlarına gelen kum çakıl kil gibi ufak taş parçalarını uzun diller biçiminde tortulamalarının önemli yeri olmuştur Böyle göllerin örnekleri Küçük Çekmece Büyük ÇekmeceTerkos göllerinde görülürBunlar eski birer körfez iken önlerinde veya daralan yerlerinde kıyı dilleri bir set halinde gelişmiş ve göl biçimine girmişlerdir Böylece Küçük Çekmece gölü 16km² (derin yerleri 20 m) Büyük Çekmece gölü 11 km² (derin yerleri 4 m) Terkos gölü 24 km² (derinliği 11 m) birer kıyı dil seddi gölü olmuşlardır

Türkiye’de lavların akışları sırasında çukur yerlerde set yapmaları ile lav seddi gölleri oluşmuştur Bunlar arasında Erçek Nazik Haçlı (Bulanık gölü) Balık ve Çıldır gölleri vardır Van gölünün doğusundaki Erçek gölü (92 km² en derin yerleri 10-15 suyu tuzlu) Dördüncü zamanda beliren lav akıntılarıyla önü kapanmış olan bir çanakta oluşmuştur Bugün bu gölü hemen kuzeyinden geçen ve Van gölüne dökülen karasuyun vadisinden 1 km genişlikte ve 100 m yüksekliğinde bir lav yığıntısı ayırmıştır

Van gölünün batısındaki Nazik gölü (47 km² derinliği 30-50 m suyu tatlı ve duru yüksekliği 1816 m kışın üzerinden arabalar geçecek kadar donar) ile bunun kuzeyindeki Bulanık veya Haçlı gölü (16 km² suyu tatlı) de önleri lav akıntılarıyla kapanmış eski çukurluklarda suların birikmesinden doğmuştur

Lav seddi göllerinin önemlilerinden biri de Ağrı dağının batısındaki volkanik arazide oluşmuş bulunan Balık gölüdür Yüzölçümü 30 km² derinliği çok (sanıldığına göre 100 m den fazla) yüksekliği 2250 m olan ve kış boyunca donan bu güzel görünüşlü göl de hemen güneyindeki volkanik dağlardan inen lavların set yapacak şekilde eski bir çukurluğu kapamasıyla oluşmuştur: Geride çanakta sular birikmiş böylece bu uzun (11 km) ve derin göl doğmuştur Göl çevreden inen derelerle ve kaynaklarla beslenir fazla suyu Doğubeyazıt yönüne doğru bir ayakla akar Önemli bir enerji kaynağı ve bol alabalık üreyen bir göldür

Doğu Anadolu’nun büyük göllerinden biri de Kars’ın kuzeyindeki Çıldır gölüdür (118 km² en derin yerinin 130 m olduğunu sanılıyor yüksekliği 1959 m suyu tatlı bütün kış donar)Bu gölün çanağı Çıldır ovası seviyesindeki bir çukur düzlüğün lav akıntıları ve moloz yığıntıları etkisiyle bir yanında kalmış bir bölümdürBu çanakta sular birikerek bu göl oluşmuştur

Van Gölü:

Yine set meydana gelmesinden doğmuş göllerin arasında volkan seddi gölü örneği de vardır ki bu da Türkiye’nin en büyük gölü olan Van gölüdür Yüzölçümü 3738 km² en derin yerleri güney bölümünde 100 m en uzun yeri 125 km en geniş yeri 90 km denizden yüksekliği 1646 m dir Çok girintili çıkıntılı kıyıları bulunan birçok yerlerinde yüksek kıyılarla çevrili olan Van gölünü çevrenin yüksek dağlarından inen 10 kadar dere ve çay besler Gölün dışarıya akan bir ayağı yoktur Bu nedenle de gölün suları tatlı olmayıp acıtuzlu ve sodalıdır (%22 den çok) Van gölünün eski bir koy’u iken önü alüvyon seddi ele kapanarak buradan ayrılmış bulunan Arın gölü veya şimdiki adıyla Sodalı- göl’den (13 km²) yazın bol miktarda soda elde edilir Van gölünün seviyesi ilkbaharda ve yaz başlarında kabarır güze doğru 30-50 cm kadar çekilir Yüksekliği 2-3 m yi bulan dalgaları yolcu ve yük taşıyan gemileri iskeleleri yarımadaları adaları koy ve körfezleri ve bütün görünüşüyle Van gölü bir küçük denizi andırır Her yönüyle turistik ve ekonomik değeri büyük olan bir göldür

Van gölü Nemrut Volkan dağının daha eski bir büyük çöküntü çukurluğunun ortasında yığılarak yükselmesiyle bunun gerisinde kalarak oluşmuştur Şimdiki Muş ovasını (yüksekliği ortalama 1400 m) Van gölünün bulunduğu çanağı ve Nemrut dağının yayıldığı yerde yaklaşık olarak 6-7 bin km² lik eski bir büyük çanağın bir yerinde şimdiki Nemrut dağı bir yanardağ olarak yığılmaya başlamış böylece bu eski büyük çanak ikiye ayrılmış doğu bölümünde akış olmadığından Van gölü oluşmuştur Bugün de dışarıya akışı olmayan kapalı bir havza özelliğindeki Van gölü çanağı ve burayı besleyen akarsuların toplandığı çevre (buna Van gölünün yağış alanı veya su toplama alanı denir) 16000 km² lik geniş yerleri tutar Bu genişliği ile bu kapalı havza Türkiye’nin İç Anadolu kapalı havzasından sonra ikinci gelir

Ayağı olmayan Van gölünde su seviyesini bu çanağa dökülen sular ve buharlaşma düzenlediğinden uzunca süreler içinde bu faktörlere bağlı olarak gölün yüzü zaman zaman yükselmiş veya alçalmıştır Bunun da göl kenarındaki yerleşme yerleri üzerinde etkileri olmuş böyle yerlerde yer değiştirmeler yapmak bile gerekmiştir Göl yüzünün son yükselmesi 19 yüzyılın ortalarından sonra başlamış ve günümüze kadar sürmüştür Kabaran göl suları kıyıdaki alçak yerleri örttüğünden böyle yerlerde oturanlar gerilerde yerleşmek zorunda kalmışlardır Bunun bir örneği Erciş kasabasında olmuştur Eski Erciş kalesinden yalnız yıkık duvarlar ve bazı yapılar kalmış kasaba gölün şimdiki kıyısından 4 km içeride ve göl yüzünden 25 m yüksekteki eski köylerin yerinde gelişmiştir

Alıntı Yaparak Cevapla