Prof. Dr. Sinsi
|
Türkçe Kelimeler (O-Ö)
OBA:1- Yurt, mekan, mesken,diyar, çadır, mahalle 2- kabile, aşiret
OBAR: Ev, baraka
OBEN: 1- Genç aygır 2- Erkek deve yavrusu
OBULAZ: (Oblas, oflas) 1- Gözü pek, atılgan 2- Alicenap, yüce gönüllü
OBUT: Şeref, haysiyet
OBUZ: Kaynak, menba
OCAK: (Otak, odak) Ateşlik, ateş olan yer, ateş tüten yer Mec Ev, yuva, insan eğitiminin, başladığı, insanın pişmeye ve biçimlenmeye başladığı yer
OCAKLI: Ocak sahibi
OD: Ot, ateş
ODAK: Ocak, yanma, yansıma merkezi
ODAKAN: Hanım ozan
ODANA: birl Od/Ana
Şamanist gelenekte, “Dişi Melek”
ODATA: birl Od/Ata
Şamanist gelenekte “erkek melek”
ODÇU: Ateşçi
ODGURMUŞ: 1- Oturmuş, oturaklı, sakin, kendinden emin 2- Yuva kuran, birlik kuran
ODHAN: birl Od/Han
Şamanist gelenekte, “Ateş Tanrısı”
OG: Ok (Doğma, doğum, yaratılış)
OGAN: (Okan, Ugan) 1- Tanrı, Tanrılık vasıfları, yaratma, yaratış, doğuş, halik 2- Anlayış, zeka,bilgelik 3- Eski Türklerde, kan davalarına karşı çıkan, oba ve oymaklar arasındaki geçimsizliklerde,arabuluculuk yapan, “Barış Tanrısı” 4- Altay ve Tuna Türklerinde “ Ateş Tanrısı”
OGLAĞU: Körpe, genç kız
OGRAK: 1- Azim, kararlılık 2- Niyet
OGRAŞ: Uğraş, mücadele, meşgale
OGSAT: Benzer, benzerlik, benzeyiş
OGTADURMUŞ: birl Okda/Durmuş ( Bu ad, iki anlamda da yorumlanabilir Akıllı, zeki Durmuş Zor durumda kalan, zor koşullarda olan)
OGUR: 1- Gizlilik, gizem 2- Uğur, baht, talih, mutluluk
OGURLU: Uğurlu
OGURMUŞ: Gizemli, ağzı sıkı
OGUTUR: Gizli, gizemli
OGÜN: birl O/Gün ( Eski bir Türk geleneği olan, tarihin önemli ve özel günlerinin anısına verilen, o gün ya da o günlerin yıldönümüne denk düşen günlerde doğanlar için kullanılan bir ad
OĞÇU: Okçu, haberci, ulak
OĞIRCIK: Uğurcuk
OĞLAGU: Körpe kız
OĞLAK: Keçi yavrusu
OĞLAMAN: Bir yaşında doğum yapan, koyun ve keçi
OĞLAN: Oğul, erkek çocuk, genç erkek
OĞRAMIŞ: Uğurlu
OĞRUN: 1- Gizli, gizemli 2- Yavaş, ağır
OĞUL: 1- Oğlan, erkek çocuğu 2- Evlat, genel olarak, kız yada erkek çocuğu
OĞULÇA: 1- Oğulcuk, biricik oğul, biricik evlat 2- En küçük oğul
OĞULGANMIŞ: Oğlu olmayan
OĞUR: 1- Uğur, talih, bahtiyarlık 2- Vakit, zaman, devir
OĞUŞ: 1- Bolluk, bereket 2- Hısım, akraba, nesil
OĞUZ: 1- Ok-Uz 2- Ağuz, ağız 3- Olağanüstülük 4- Çağrı, davet, toparlama
birleştirme, yaratış
OK: 1- Doğum, doğuş, yaradılış 2- Akıl, us 3- Dokunma, el sürme 4- Söyleyiş, çağırış, haber verme 5- Silah, yay ile kullanılan ok 6- Örgüt, teşkilat
OKAN: 1- Ogan 2- Anlayış, fehim
OKATMIŞ: (Okutmuş) Haberci, ulak
OKÇI: 1- Okuyucu, haberci 2- Ok atan, okçu 3- Örgütçü
OKIÇI: Davetçi, davetkar, çağırıcı
OKİ: Çağrı, davetiye
OKLAMIŞ: Ok atmış, savaşçı
OKLU: 1- Akıllı, zeki 2- Örgütlü
OKŞAK: Benzeyen, andıran, tanıdık, bildik
OKŞAN: Benzeyen, okşayan
OKTA: Akıllı, zeki, dahi
OKTAR: 1- Okçu, iyi ok atan 2- Bilgili, akıllı, yaratıcı 3- Davetçi, davetkar
OKUKLU: Alim, bilgin
OKUMAGAN: Arif, eğitimsiz ama kendini yetiştirmiş, olgunlaşmış
OKUNÇ: Toy ve düğün davetiyesi
OKUŞ: 1- Bilgi, bilgelik 2- Bereket
OKUŞLUĞ: 1- Alim, bilgin 2- Bolluk, bereket, bereketli
OKUTGAN: Okutan, eğitmen
OKUTAN: Eğitmen, öğretmen
OKUV: Okuyuş, kıraat, çağırış
OLAGAN: Olan, doğal, olumlu
OLAM: Debdebe, gösteriş, tantana
OLBAK: Oluş, oluşum
OLCA: Ganimet, bolluk
OLCAŞ: Tören, seremoni, tazim
OLCAY: Tanrı sıfatlarından Baht, talih, açık talih, ululuk
OLCAYTU: Açık talih, bahtı açık, bereketli
OLÇA: Ganimet, bereket
OLÇAM: Ganimet, nimet, bolluk
OLÇAR: 1- Saldırı komutu, saldırı 2- haber, havadis 3- Uygun, muvafık
OLÇUM: 1- Olgunluk, olgun, yetişkin 2- Hüner, marifet
OLGAÇ: Olgun, olmuş
OLGUN: Yetişkin, olmuş, kamil
OLUM: Oluş, doğuş, olmaya elverişli
OLUN: 1- Oluş, olgunluk, ağırbaşlılık 2- Genç, taze 3- Soyluluk
OLUŞ: Oluşum, düzen
OMAÇ: Amaç, gaye
OMAK: 1- Soy, kan, soyluluk 2- Aile, akraba
OMAY: (Umay) Seçkin, güzide
OMRAK: Sevilen, maşuka
OMUR: (Umur) 1- İlgi, heves 2- Güç, dayanıklılık, dayanıklı
OMURCA: Sağlam, dayanıklı
OMURTAG: Kartal yavrusu
ONAK: 1- Onanmış, kabul görmüş 2- Sevgili, el üstünde tutulan
ONAL: 1- Doğuş, ortaya çıkış 2- Sağlam, dayanıklı
ONANLI: Sağlam, meyin, mütehammil
ONANMIŞ: Sağlam, bayındır, destekli
ONAT: 1- Sağlam, dayanıklı 2- Yakışıklı 3- Terbiyeli, iyi davranışlı
ONATÇA: Makbul, hatırşinas
ONAY: 1- Sağlam, dayanıklı, uygun 2- Makul, kabul,tasdik
ONG 1- Sağlamlılık, kalıcılık, dayanıklılık 2- İyilik, rahmet, bereket, bolluk 3- Sevinç, neşe, mutluluk
ONGAN: 1- Uğurlu, mutlu, bahtiyar 2- Verimli, gelişkin 3- Bayrak, simge, totem
ONGU: 1- Kar, kazanç 2- Set, sütre
ONGUÇ: Karlı, kazançlı, verimli, uğurlu
ONGUDAY: Karlı, kazançlı
ONGUN: 1-Bolluk ve bereket tanrısı 2- Uğurluluk, verimlilik, kalıcılık 3- Av totemi, kutsanmış av hayvanı 4- Totem, sembol, bayrak, flama
ONGUR: Kurtuluş, salah
ONGUT: Koruyucu, muhafız, kale muhafızı
ONUK: 1- Sağlıklı, dayanıklı 2- Uğurlu, aziz, saygıdeğer 3- Usul, yol, teamül 4- Yararlı, faydalı
ONUŞ: 1- Bereket, bolluk, verim 2- Uğur, talih
OPAK: (Apak) Temiz, bakımlı
OPAN: Mağara, delhiz
OPÇIN: (Apçın,afşın) Zırh, demirağ
OPUR: Obur, iştahlı
OPUZ: Katı,sert
OR: 1- Yer, durak, bölge 2- Doğramak, biçmek 3- Mevki, mertebe 4- Düzen, kuruluş
ORAK: Doğramak, kesmek, doğrayıcı, biçici
ORAN: 1- Taht, şeref makamı 2- Yüksek mevki, yüksek derece
ORAY: birl Or/Ay 1- Aynı, eşit, eş değerde (Kırgızlarda) 2- Fırsat, hamle
(Kazaklarda)
ORAZ: (Uraz, uras, ıraz) Şeref, onur, talih
ORÇUN: 1- Kesici, keskin, doğrayıcı 2- Bölge, vilayet 3- Onurlu, ahlaklı, iyi huylu
ORDA: Orta, merkez (Kağan veya Han otağının bulunduğu yer)
ORDU: (Orda) 1- Orta, çekirdek, merkez 2- Silahlı ve düzenli topluluk
ORDUCA: 1- Ordu ile ilgilenen 2- Ortaca, ortanca
ORGA: Bayrak, flama
ORGARUN: 1- İstihkam 2- Bayraklı, bayrak sahibi
ORGİR: Kesici, biçici
ORGUN: Sırdaş, sır saklayan, ketum
ORHUN: Sır saklayan, sırdaş, gizli, gizemli
ORMAG: Doğramak, biçmek
ORMAN: Ağaçlık, bölge
ORMUŞ: Doğrayan, biçen
ORNAK: 1- Taht, tahtırevan 2- yer, yöre
ORPAG: Menşe, kök, nesep
ORTAÇ: 1- Ortadaki, ortanca 2- Ilımlı, dengeli
ORTAÇI: Ilımlı
ORTAĞ: Ortak, ortalama, ortada buluşma
ORTUG: Ortak, pay sahibi
ORUK: 1- Yol, eylem, gidişat 2- Çare, çözüm, imkan, uygunluk
ORUM: Mera, otlak
ORUN: 1- Makam, mevki, özel yer, şerefli yer, taht 2- Karargah, görev yeri
ORUNÇ: Hediye, bahşiş
ORUNÇAK: 1- Oya, işleme 2- Rehin, emanet
ORUNDUK: Koltuk, iskemle
ORUNGULUK: Bayrak, flama
ORUNLUG: Taht, makam
ORUNTAG: Yüksek mevki, makam
ORUS: 1- Talih, uğur, baht, mutluluk 2- Amaç, hedef
OSKAY: 1- Hamarat, işgüzar 2- Neşeli, şen
OT: 1- Ateş, ocak, ev 2- Nebat, bitki
OTACI: (Utacı) 1- Doktor 2- Eczacı, ot ve bitkilerden ilaç yapan kişi 3- kam, baksı
OTAĞ: 1- Oda, içinde ateş yakılarak oturulabilen büyük ve geniş çadır 2- Yeni evlenenlere armağan edilen ev, çadır
OTAĞA: birl Ot/Ağa  evin reisi, aile reisi, evde sözü geçen kişi
OTAK: Yeni evlenenlere armağan edilen ev, çadır, oda
OTAMIŞ: Doktor, hekim
OTANCAK: İlaç, merhem, deva
OTAR: Geçici, fani
OTÇİGEN: birl Ot/Çigen (“Ot/Tigin” adının , Moğol ağzındaki söylenişi )
OTGUN: Kabadayı
OTKUN: Kabadayı
OTLUĞ(K): Ateşli
OTMAN: Ailenin en küçük oğlu Ocağın ateşini yakıp ısıtacak ve devamlılığı sağlayacak olan, Çok eskilerden beri süregelen,Türk töresince çocuklar arasındaki paylaşımlarda ev , en küçük çocuğa kalır Bu yüzden ilerde evin yada mülkün idaresi küçük oğlandadır Yani, ocak,onunla yanmaya devam edecek,aile oba yada oymağın yaşamı onun sayesinde sürecektir Bu çocuklara içeren ”Otman,Ot Tigin,Othan” vb adlar verilir
Otmanlı devletinin kurucusu ve ilk hanı Ertuğrul Beğ’in en küçük oğlu Daha Ertuğrul Bey
ölmeden,Töreye göre,birçok mal mülk, büyük çocuklara, beylik, en küçük olan Otman’a geçmişti
OTMAR: Ateşli, ateş saçan
OVAT: Düzgün, muntazam
OVLAZ: Gözü pek, atılgan
OVMAÇ: El ile yoğrularak yapılan yiyecek
OY: 1- Düşünmek, düşünce, fikir 2- Çukur
OYA: 1- Oyularak yapılan elişi, işleme 2- Emanet, rehin 3- Sempatik, minyon
OYAN: 1- İman, inanç 2- Düşünce, efkar
OYAZ: Çukur, kuyu
OYBAK: Çukurlu vadi
OYBAT: Oyuk ve çukurlu yer
OYGAK: 1-Oya, rehin 2- Uyanık, müteyakkız
OYGUR: Dere yatağı, dere oyuğu
OYINLI: Düşünceli, efkarlı
OYLUM: 1- Çukur, kuyu, boşluk 2- Kurucu, kuruntu, yormak
OYMAK: Yığın, kitle Türklerin sosyal birimleri içindeki sıralamada, Obadan büyü Boy’dan küçük olan akrabalar topluluğu
OYMUR: Dere, dere yatağı
OYNAK: Maral, ceylan, vb Hayvanların bir arada olup su içtikleri kuyu, su birikintisi
OYRAM: Girdap, anafor
OYRAT: Derin, oyuk, derinleşmiş
OYTUN: Kutsanmış, mübarek
OYUR: Vücut, endam
OZ: İleri, ön, önde
OZA: Kadim, eski, ezeli, hep var olan
OZAĞI: Tecrübeli, bilgili, uzman
OZAMIŞ: Uzamış, uzman, usta işinin ehli
OZAN: (Uzan) Öncü, herkesin önünde olup hitap eden, şiir yazan ve okuyan, kopuz çalarak şiir okuyan ve yazan Usta, işinin ehli
OZAR: Uzman, usta, bilir kişi
OZGAN: Kademeli, dereceli, öncelikli
OZMAN: Uzman
OZMUŞ: Uzmanlaşmış, yetik
OZUL: Esas, kaide
OZUT: İkamet, ikametgah
OZUTGAN: İleride, ilerici
ÖBEK:Küçük grup, tim, takım, parça
ÖBGE: Ced, Ata, Soy
ÖCAL: birl Öc/Al intikamcı
ÖCEK: 1- Esinti, hafif yel 2- Burç
ÖCÜT: İntikam, öç
ÖDEM: 1- Borç, bakiye 2- Ödül, mükafat
ÖDEMİŞ: 1- Eczacı, doktor 2- Ricacı, yakaran 3- Borçsuz, bakiyesiz 4- Ödül veren
ÖDEN: 1- Ricacı, duacı 2- Ödül
ÖDGÜLMÜŞ: 1- Övülmüş, övülen, başarılı, ödül almış 2- Ricacı, duacı
ÖDGÜR: Uygun, yerinde, vaktinde
ÖDRÜM: Seçkin, mümtaz
ÖDÜGET: Ricacı, yakarıcı, duacı
Yakutlarda, “ Akarsular Tanrısı”
ÖDÜK: Rica, yakarı, dua, niyaz, arzu
ÖDÜL: 1- Usluluk, akıllılık 2- Yüceltme, ululama, mükafat
ÖDÜN: 1- Ödeme, ödeyiş 2- Yakarış, niyaz
ÖDÜŞ: Vakit, devir
ÖG: (Ok) Ana, anne, yaratan, doğuran
ÖDGÜL: Övülme, övünç kaynağı, övülme nedeni
ÖGE: (Öke) Dahi, çok zeki, çok akıllı
ÖGEÇ: İki yaşına gelmiş koç
ÖGEL: 1- Zeki, akıllı, aklı başında 2- Burç
ÖGET: 1- Akıl, zeka, akıllılık, 2- Sevgi, muhabbet
ÖGİR: Sevinç, neşe, eğlence
ÖGLÜ: Dahi, çok akıllı
ÖGREDİK: 1- Mürebbiye, eğitmen, yetiştirici, öğretmen 2- İdman, talim, antrenman
ÖGRÜ: 1- Öğrenilecek olan 2- Arkadaş, refik
ÖGÜŞLÜ: Övülen, methedilen, övülmeye layık
ÖGDÜ: Övme, methiye
ÖGDÜM: 1- Övülen, methedilen 2- Önce, öncelikli
ÖĞER: Övücü, methedici
ÖĞLEŞ: Akıl birliği, fikir birliği
ÖĞREK: Toplantı yeri, cemiyet , dernek
ÖĞREN: Öğrenmekten
ÖĞRET: Gelenek, terbiye
ÖĞREYÜK: Gelenek, görenek, terbiye
ÖĞRÜK: Munis, cana yakın, el üstünde tutulan
ÖĞRÜNÇ: 1- Deneyimli, bilgili, öğrenmiş, ders almış, yetişmiş 2- Hoşnutluk, memnuniyet
ÖĞTÜ: Metih, övme, ululama
ÖĞTÜR: Övme, methedici
ÖĞÜÇÜ: Övücü, methedici
ÖĞÜLMÜŞ: Başarılı, destekli, övülmeye layık
ÖĞÜN: 1- Öğünmek ten öğün 2- İtina, dikkat 3- Sıra
ÖĞÜNÇ: Övünç, iftihar, övünme gerekçesi, iftihar vesilesi
ÖĞÜNÇEK: Öğünmeye değer, öğünme nedeni
ÖĞÜNMÜŞ: Övünmüş, övünmeyi hak etmiş, gururlu
ÖĞÜNÜR: Gururlu, mağrur
ÖĞÜR: Över
ÖĞÜT: 1- Anlayış, kavrayış 2- Nasihat, tavsiye, deneyim aktarımı
ÖK: (ög) 1- Öz, doğuş, oluş, gelişme 2- Zeka, bilme, us, yetenek, ana, doğuran
ÖKÇİ: Okeci, çağırıcı, davet edici, davetiye veren kişi
ÖKÇÜR: Zeki, anlayışlı
ÖKE: Dahi, yanılmaz, bilge, çok akıllı
ÖKER: Dahi, süper zeka
ÖKERMAN: Dahi, bilge, yanılmaz
ÖKLÜ: 1- Dahi, akıllı 2- Egemen, denetimci
ÖKSÜM: Arzu, murat
ÖKSÜZ: Desteksiz, arkasız, oluşumsuz, gelişmeye engel durumu olan, (Halk arasında, anası
olmayan, ölen ya da ayrı olan çocuklar için de bu adın kullanılmasındaki neden, ananın, çocuğun yetişme ve gelişimindeki önemine atfendir )
ÖKTE: 1- Ökeli, akıllı, dahi, yanılmaz, deneyimli, bilgili 2- Azametli, gösterişli
ÖKTEM: 1- Akıllı, bilge 2- Asi, başına buyruk, pervasız 3- Meşhur, gösterişli 4- Bahar, ilk yaz
ÖKTEN: 1- Akıllı, bilinçli 2- Kahraman, cesur, korkusuz, başına buyruk
ÖKÜÇ: 1- Çok, çokluk, bolluk 2- Akıl, us, bilinç
ÖKÜN: Kendine dönüş, öze dönüş
ÖKÜNMÜŞ: Özüne bağlı, özüne dönen
ÖKÜŞ: 1- Çok, çokluk, bolluk, bereket 2- Akıl, bilinç, bilinçli
ÖKÜŞ KARA AÇKI: birl Öküş/Kara/Açkı mec Keskin zekalı
ÖKÜZ: 1- Irmak, nehir, büyük akarsu 2- Uzman, bilge, ehil, dahi
ÖLÇER: 1- Mühendis 2- ağırbaşlı, ölçülü 3- Savaş buyruğu, saldırı buyruğu
ÖLÇÜM: 1- Adap, usul, erkan, yol 2- Ağırbaşlılık
ÖLMEZ: 1- Dirayetli, dayanıklı 2- Çok sevilen, unutulmaz, iz bırakmış
ÖN: 1- Doğu, güneşin doğduğu yön 2- İlk, başlangıç, doğuş, meydana geliş 4- İlke, öncelik, prensip,temel
ÖNAL: birl Ön/Al Öncü, lider, önde olan
ÖNALAN: birl Ön/Alan, lider, öncü
ÖNALDI: birl Ön/Aldı, lider, öncü
ÖNCEK: Önce, önceki, selef
ÖNCEL: 1- Selef, daha önceki 2- Önde olan, öncü, rehber 3- Öncelikli, imtiyazlı
ÖNCELİK: İmtiyaz, torpil
ÖNCÜ: 1- İlk, orijinal 2- Lider, yol açan, önde olan
ÖNCÜL: 1- Öncü, önde, rehber 2- Birinci, ilk
ÖNÇEK: Önceki, önceki, selef
ÖNDAŞ: Aynı öncelikte, aynı imtiyazı paylaşan
ÖNDE: Öncü, önceki
ÖNDEGÜN: birl Önde/Gün 1- Önemli gün 2- Önceki gün
ÖNDER: Önde olan öncü, lider
ÖNDEŞ: Yol açan, rehber, mihmandar
ÖNDÜÇ: Öncü, mihmandar
ÖNDÜL: 1- En önde, en öndeki, öncü 2- Öncelik, imtiyaz
ÖNDÜN: 1- Peşin, peşinat 2- Önde, önde gelen
ÖNE: İleri, ileride, ötede
ÖNEK: Dayanak, direk, destek
ÖNEL: 1- Usta, uzman, pir 2- Vade, mühlet
ÖNEM: Öncelik, imtiyaz, değer, kıymet, hassasiyet
ÖNEN: 1- Önde olan, öne geçen 2- Bağlılık, sadakat
ÖNER: birl Ön/Er Öncü, rehber, kılavuz
ÖNEY: 1- Öne geçen, önde gelen 2- Yükseklik
ÖNG: İlk, birinci, başta gelen
ÖNGEL: 1- Ağırbaşlı, olgun 2- Öncü, öncülük eden
ÖNGEN: 1- Zafer, utku 2- Uzun boylu, levent
ÖNGER: Hiddetli, asabi
ÖNGİ: (Öngü) 1- Değişik, farklı, sıra dışı 2- Önce, öncelikli
ÖNGÜÇ: 1- Öncü, kılavuz 2- Atak, atik, hareketli 3- Delil, kanıt, ispat
ÖNGÜK: Yastıkların ucuna yapıla işleme
ÖNGÜL: Yol gösteren, ön ayak olan
ÖNKUZU: birl Ön/Kuzu mec Kurban, kurbanlık
ÖNÜÇ: Önce, önceki, selef
ÖNÜM: 1- Birinci, ilk 2- Hasılat, ganimet, kar
ÖNÜR: Başlangıç, siftah
ÖNÜRT: Önce, öncelik
ÖNÜT: Önce, öncelik
ÖPGİNE: Öpücük, buse
ÖPKE: İç geçirme, öfke, hırs
ÖPÖZ: Can, ruh, nefs
ÖRÇÜM: Üreyiş, gelişim, büyüme
ÖRÇÜN: İpten örülmüş merdiven
ÖREN: 1- Örme yapan, örücü 2- Eskiden kalma kalıntı, kalıntı kent ya da mezar
ÖRGE: 1- Örnek, motif, örgü örneği 2- Şahika, yükseklik
ÖRGEN: 1- Örülü ip, urgan 2- Keçi kılından yapılan ip
ÖRGÜÇ: 1- Dokuma aleti, dokuma tezgahı 2- Mevki, mertebe 3- Tümsek, tepe
ÖRİKLİ: Şeciyeli
ÖRKEN: 1- Urgan, örülü ip 2- Fidan
ÖRKİN: 1- Fidan 2- Taht, tahtırevan
ÖRNEK: Numune, standart, ölçü
ÖRPEN: 1- Örtülü, kapalı, gizli 2- Alev, alev ışığı
ÖRS: Üzerinde metal maden dövülen demir kütle mec Dayanıklılık
ÖRTE: Örtü, örtülü
ÖRTGÜN: Samanı ayrılmış, harmanlanmış tahıl
ÖRTÜN: Omuz üstüne alınan örgülü giyecek, pelerin
ÖRÜÇ: Örgü malzemesi, dokuma tezgahı
ÖRÜM: Çit, ağıl
ÖRÜN: 1- Saç örgüsü, belik 2- Beyazlık, temizlik 3- Gökyüzünün bulutsuz hali 4- Ürün, hasılat
ÖRÜNDÜ: Arı, temiz, saf, pakize
ÖRÜNDÜL: 1- Seçkin, güzide 2- Saf, temiz, pak
ÖS: Gerçek, hakiki
ÖSRÜK: 1- Mert, özü sözü bir 2- Esrik, kendinden geçmiş
ÖSTERİŞ: Fantezi, hayal, fantastik
ÖTER: 1- Ricacı, yakaran 2- İleri, ileri geçmiş 3- Çığırıcı, ötücü, okuyucu
ÖTGEN: Geçmiş, aşmış, ötede olan
ÖTGÜR: Delici, delip geçen
ÖTİLİG: İtibarlı, saygıdeğer, muhterem
ÖTKER: 1- Ricacı, duacı 2- Geçici, fani
ÖTNÜ: Rica, yakarı, istirham
ÖTÜG: (Ötük) Arz, niyaz, rica, dua, dilek
ÖTÜGEN: (Ötüken)
ÖTÜKEN: 1- Ricacı, duacı, niyazcı, Tanrıya yakaran 2- Geçmiş, mazi, onurlu ve övünçlü mazi
ÖTÜN: 1- Ödün, verme, bağış, mağfiret 2- Yakarı, yalvarış, niyaz
ÖTÜNÇ: 1- Rica, dilek, maruzat, istirham 2- İltimas, tarafgirlik
ÖVET: Övüş, övgü
ÖVGÜ: Övme, methetme
ÖVGÜN: Övülen, övülmeye layık
ÖVÜÇ: Övünç, iftihar
ÖVÜL: Övülen, övülmeye layık
ÖVÜNÇ: Övülmeye yol açan davranış, gurur ve onur kaynağı
ÖVÜT: Öğüt, nasihat
ÖYKE: Öfke, hiddet, hınç
ÖYKÜ: 1- Taklit, benzeme, benzetme, 2- Hikaye
ÖYKÜNÇ: Eğilim, benzeme, taklit etme eğilimi
ÖYLEK: Zaman, devir
ÖYÜK: Coşku, coşkunluk, tezahürat
ÖZ: Kişinin “ben” derken, anlatmak istediği, tinsel varlık 1- Ben, tin, can, ruh, gönül 2- Asıl, esas,temel, unsur 3- Şahsi, kişisel, kendi, kendine aitlik 4- Uz, uzluk, ustalık 5- Dere, ırmak
ÖZAK: birl Öz/Ak mec Soylu
ÖZBEK: birl Öz/Bek mec Cesur, kendine güveni tam
ÖZBİR: birl Öz/Bir mec Soylu
ÖZDEK: 1- Madde, temel, asıl, yapı, kuruluş, oluş, oluşum 2- Beden, vücut 3- Ağacın, köküne yakın olan kısım
ÖZDEL: 1- Soylu 2- Armağan, hediye
ÖZDEN: 1- İçten, samimi 2- Ender rastlanan, olağanüstü 3- Akraba, hısım 4- Armağan, hediye
ÖZEK: 1- Temel, asıl, üs, merkez 2- Can, ruh, gönül
ÖZEL: 1- Ayırt, fark, farklılık 2- Uzman, usta, kalifiye 3- Kişiye özgü, kişisel
ÖZEN: 1- İçten, samimi 2- Dikkat, itina, emek, heves 3- Irmak, küçük akarsu
ÖZENÇ: 1- Gıpta, heves 2- Direnç, gayret, dik başlılık
ÖZERK: birl Öz/Erk Kendine egemen, kendine sözü geçen
ÖZGE: Ben’in karşıtı Başka, öteki, yabancı, ,gayrı
ÖZGEL: Öze ait, özden gelen, samimiyet
ÖZGERİŞ: 1- Hayal, kurgu, fantezi 2- Devrim, başkaldırı
ÖZGÜ: Öze ait, özle ilgili, ait, has, mahsus
ÖZGÜN: Öze ait, özüne ait, orijinal, kendine has
ÖZGÜR: Hür, bağımsız, kendinden başkasını dinlemez
ÖZGÜVEN: birl Öz/Güven Cesaret, kendine güvenme, kendinden emin olma, kendinden bilgi, beceri ve konumundan kuşku duymama
ÖZİ: Fert, Şahıs
ÖZİÇ: Varlık, şahsiyet
ÖZİL: birl Öz/İl mec Anayurt
ÖZKER: 1- Ulu ruhlu kişi 2- İyilik sever, hayırsever
ÖZKONUK: Can, ruh
ÖZLEK: 1- Üretken, münbit 2- Felek, talih 3- Özel, şahsi, kişisel
ÖZLEM: 1- Öz’ün ilgisi, ilgi duyarak yönelişi, hasret 2- Özel, hususi, kişisel
ÖZLEN: 1- Özlenen, aranan 2- Dürüst, özü sözü bir 3- özel, hususi, kişisel
ÖZLEŞ: Kendine dönüş, kendinden veriş
ÖZLÜ: Orijinal, sağlam
ÖZLÜK: Şahsi, özel, kişisel
ÖZMEN: Dürüst, özü sözü bir
ÖZRÜM: Seçkin, seçilmiş
ÖZÜÇ: Vücut, gövde, endam
ÖZÜM: Kendine katma, kendine çekme, kendinden yapma
ÖZVEREN: birl Öz/Veren mec   Fedakar, fedai
ÖZVERİ: birl Öz/Veri   Fedakarlık
|