Prof. Dr. Sinsi
|
Halk Şiirinde Nazım Biçimleri
DESTAN
Türk edebiyatının çeşitli dönemlerinde “destan”sözcüğü birbirinden az çok farklılık gösteren anlatı türleri için kullanılmıştır
Destan, kelime olarak dilimize Farsça’dan geçmiştir Türkçe Sözlük’te; “1-Tarih öncesi tanrı, tanrıça, yarı tanrı ve kahramanlarla ilgili olağan üstü olayları konu alan şiir, epope ” “2-Bir kahramanlık hikayesini veya bir olayı anlatan koşma şeklinde, ölçüsü11’li hece şeklinde olan halk şiiri şeklinde tanımlanır ”
Destanla ilgili değişik tanımları şu şekilde sıralayabiliriz:
“Türk Halk edebiyatında, koşmayı andıran; ancak dörtlük sayısı konuya göre oldukça artabilen tür ” “Türk Halk edebiyatında yankı uyandıran savaş, kıtlık deprem v b olayları veya bazı güldürücü konuları hece ölçüsünde ve koşma nazım şekline uygun olarak işleyen, dörtlük sayısı konuya göre istenildiği kadar artabilen şiir türü şeklinde değerlendirebiliriz ”
“Aşıkların en çok 11, bazan da 7 ya da 8’li hece ölçüsüyle söylediği, uyak yönünden koşmaya benzeyen;ama dörtlük sayısı ve anlamıyla koşmadan farklı, kendine özgü gelenekselleşmiş konular yanında türlü olaylardan söz eden şiirlere destan adı verilir ”
Destanın batı dillerindeki karşılığı ise legende ve epope’dir Türkçe de efsane anlamıyla kullanılan legende, Latince kökenlidir Anlamı ise“ermişlerin yaşam öyküsü”geleneksel halk hikayesi, fabl, mit masalı tarihtir Yunancadan gelen epope ise “destan, kahramanlıklar, kahramanlıklar zinciri” grçek ve gerçeküstülüklerin karışık olduğu uzun şiir, amacı büyük tarihsel olayları ve kahramanlıkları anlatmak olan tarih anlamındadır
Türk halk edebiyatında kullanılan destan terimi legende ve epope anlamlarını içerdiği gibi, aşıklık geleneğinin yaşatmış olduğu türlerden birinin de adıdır Zaten, bu çalışmanın asıl konusu da, aşıklık geleneğindeki destan türü oluşturmaktadır
Destan, toplumu yakından ilgilendiren savaş, ayaklanma, eşkıyalık, kıtlık, deprem, yangın, bulaşıcı hastalık salgını v b çeşitli olaylar, toplumsal yergi ve eleştiriler, öğütler; cimrilik, dalkavukluk, korkaklık v b gülünç olaylar; züğürtlük, mirasyedilik, çapkınlık v b acı yada gülünç hayat olayları; pire, tahta kurusu, boz öküz, uyuz v b şeylerle ilgili komik olaylar üzerine oluşturulur
DESTANLARIN BİÇİMSEL ÖZELLİKLERİ
Ölçü:
Halk şiirinin diğer türleri gibi destanlar da hece ölçüsüyle söylenirler P Naili Boratav’a göre “  destanlarda ölçü genellikle 11’lidir Konuları ile destanlara yaklaşan 8’li şiirlere de seyrek olarak rastlanır ”Ancak kaynaklar, destanın genel olarak 8’li ve 11’li hece ölçüsüyle yazılıp, söylenildiğini kabul ederler
DÖRTLÜK SAYISI
Genel olarak dörder dizelik bentlerden oluşur ”Destanlar için dörtlük sayıları bakımından bir sınırlandırma yoktur Genellikle kendisine en çok benzeyen koşmadan, dörtlük sayısının fazlalığı yönünden ayrılırlar ”Dörtlük sayısı Meydan Larousse’de “4 ila 121” arasında kabul edilirken, P Naili Boratav, daha yuvarlak bir rakam vererek “8-10 ila 100 bent”arasında olduğunu kabul etmiştir Başka kaynaklarda ise bu sayının “150’yi”bulabileceği belirtilmektedir
Fuat Özdemir ise, destanların dörtlük sayıları konusunda birbirine yakın sayıların (5-7) verilemeyeceğini belirtmiştir Çünkü”destanın asıl amacı, bir olayı anlatmak olduğu için, konunun destanlardaki dörtlük sayısını çoğaltıp, azaltmaktaki payı büyüktür Toplumu çok derinden etkileyen bir olayı anlatıyorsa, destanların dörtlük sayılarında çoğunlukla bir artış söz konusudur Örneğin savaş, kıtlık, doğal yıkım gibi toplumun büyük kesimlerini etkileyen olaylardan kaynaklanan destanlar, genellikle uzundurlar ”
Uyak Örgüsü :
Destan, nazım şekli açısından koşmaya benzer Kafiye örgüsü de koşmada olduğu gibi ilk bentte: aaab veya abab veya xbyb daha sonraki bentlerde ise cccb, dddb  şeklindedir
Mani şekliyle düzenlenmiş destanlar da vardır Mani şeklindeki destanlarda, dörtlüklerin bütün dizeleri arasında anlam birliği vardır Manide ise, dörtlüğün ilk dizesi ile son iki dizesi arasında anlam birliği yoktur Destan da koşma, semai, varsağı gibi kendine has bir ezgiyle söylenir
“Koşma tipindeki şiirlerin zincirleme şekline en çok destanlarda rastlanır Ezberlemeyi kolaylaştırmak için şairler destan söylerken, bu yola genellikle başvururlar ”
“Kaynaklara göre, koşma tipi destanların Anadolu Halk şiirindeki en eski örneği, Baykan takma adını kullanan Kars’lı bir şair adına kayıtlıdır Timur’un 1386 yılında Kars’lı Karakoyunlular’dan alması üzerine söylenmiş olan bu destan, koşma tipindedir 11 heceli ve 8 kıtalıdır
Anadolu’da mani tipi destanın en eski yaratıcısı da Bahşi adlı bir saz şairidir Yavuz Sultan Selim’in 1517’de himmet “çaba, gayret” inayet “yardım” mürüvvet “iyilik” seyran “gezip, dolaşma” mansıp “mevki” gülbang “bir ağızdan okunan dua, bir ağızdan icraat”
DESTAN
Nolaydı da Kazanoğlu’m nolaydı
Sen ölmeden bana ecel geleydi
Bir çıkımlık canımı da alaydı
Böyle rüsvay olmasaydık cihanda
Neyledik de Hakka büyük söyledik
Ne akılla *****leri dinledik
Cahil idik nettiğimiz bilmedik
Aciz çıktı bak adımız her yanda
Beyim gelir arkasında bin atlı
Cümlesi de sanki kuştu kanatlı
Ölürsek derdimiz olur bin katlı
Yar yetimi kalır mıydı meydanda
SEMAİ
Semai, halk şiirinin sekizli hece ölçüsü ile ve koşma biçimi ile söylenen bir nazım şeklidir Koşma gibi en az 3 en çok da 5 ya da 6 dörtlükten oluşur; ancak dörtlük sayısı 6’dan fazla olanlar da rastlanabilir Semai kelimesi, Arapça sema “işitme” sözcüğünden türemiştir Dolayısıyla semai kelimesi “işiterek öğrenme” anlamına gelir
Halk edebiyatında aruz ölçüsü ile söylenmiş semailerde vardır Bunlar, Divan edebiyatına özenen aşıklarca düzenlenmiştir Bizim için önemli olan ise hece ölçüsü ile söylenendir Zaten saz şairlerinin asıl başarı gösterdiği semailer, hece ölçüsü ile olanlardır Koşma biçiminde ve sekizli hece ölçüsü ile oluşturulan bu semailer, duraklı (4+4) veya duraksız olur
Semailerde daha çok sevgi, doğa, güzellik gibi koşmada işlenen konular kullanılır Koşmaya göre, daha canlı ve kıvrak bir üslubu vardır
ÖRNEKLER
Güzel ne güzel olmuşsun
Görülmeyi görülmeyi
Siyah zülfün halkalanmış
Örülmeyi örülmeyi
Bahçende gülün dallanmış
Şeyda bülbüller dillenmiş
Güzel dudağın ballanmış
Sorulmayı sorulmayı
Mendilim yudum arıttım
Gülün dalında kuruttum
Adı ne idi unuttum
Sorulmayı sorulmayı
İncecikten bir kar yağar
Tozar Elif Elif deyi
Deli önül Abdal olmuş
Gezer Elif deyi deyi
|