Yalnız Mesajı Göster

Alfabetik Atasözleri Sözlüğü

Eski 10-28-2012   #28
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Alfabetik Atasözleri Sözlüğü



Y

Yabancı koyun kenara yatar

Bir yere, çevreye ya da bir topluma yeni gelen kimse, insanlarla hemen ilişki kurup kaynaşamaz; onların arasına giremez, uzakta durur Çünkü yabancılık çeker Oradaki insanlar da huyunu suyunu bilmedikleri bir adamı hemen aralarına almazlar zaten

Yağına kıymayan, çöreğini yavan (yoz, kuru) yer

Bir işten iyi sonuç alınmak isteniyorsa, o iş için lâzım olan şeyler eksiksiz kullanılmalı, gerekli fedakârlık gösterilmelidir Yoksa kişi istediği verimi alamayacak, olumsuz ve kusurlu sonuca evet demek zorunda kalacaktır

Yağmur yağsa kış değil mi? Kişi hâlini bilse hoş değil mi?

Her mevsim özelliğini açıkça ortaya kor Yaz sıcağından, kış yağmur ve soğuğundan bellidir Bunun gibi kişilerin de kendilerine has özellikleri ve nitelikleri vardır ki, toplumda bu yanları ile tanınırlar O hâlde kişi bu özelliğini saklayıp başkalarını yanıltmamalıdır Ne demişler: “Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol” Kişiye ancak bu yakışır

Yakın (hayırlı) dost (komşu), hayırsız akrabadan (hısımdan) yeğdir (iyidir)

Sıkıntıya düşen kişi, öncelikle akrabalarından ilgi bekler, yardım ve iyilik umar Ancak bu beklentileri boşa çıkmış, akrabaları yüzüne bakmamışlardır Öte yandan dost ve komşuları onu yalnız bırakmamış, ilgi ve yardımlarını esirgememişlerdir İşte bunun için hayırlı dost, hayırsız akrabadan daha iyidir

Yalancı kim? İşittiğini söyleyen

Yalan, aldatmak amacıyla bilerek ve gerçeğe aykırı olarak söylenen sözdür Eğer kişi, öyle her duyduğunu doğru kabul edip aslını araştırmadan başkasına aktarırsa birilerini yanıltır; kendisi de yalancı konumuna düşer

Yalancının evi yanmış, kimse inanmamış

Yalan söylemeyi huy edinmiş kimselere kolay kolay kimse inanmaz Kişilerin yalancı hakkındaki bu kanıları öyle pekişir ki, yalancının sözleri gerçeği yansıtsa bile onun bu sözlerine kimse inanmaz

Yalancının mumu yatsıya kadar yanar

Hayatını yalancılık üzerine oturtmuş olan insanlar, kendi yalanlarına destek olacak tedbirleri alırlar; bunun için de gerekli titizliği gösterip masrafa girerler

Yalnız öküz, çifte (boyunduruğa) koşulmaz

Her işin uygun bir yapılma biçimi vardır Dolayısıyla iki kişinin ancak yapacağı bir işi, tek kişi ile yapmaya kalkışmak doğru bir hareket değildir

Yalnız taş duvar olmaz

İnsanlar bir arada yaşamak zorundadırlar Bu zorunluluk bir dayanışmayı, yardımlaşmayı gerekli kılar Nasıl ki tek taşla duvar yapılamazsa, insanlar da tek başlarına tüm işlerinin üstesinden gelemezler Dolayısıyla diğer insanlarla ilişki kurmak, işbölümü yapmak, iş birliğine geçmek durumundadır

Yanlış hesap Bağdat`tan döner

Ortaya çıkan bir yanlışlık çok geç de olsa, ne olursa olsun düzeltilmelidir

Yapı taşı, yapıdan kalmaz

Değerli, elinden iş gelen kimse boşta kalmaz Mutlaka kendisine bir iş bulunur

Yarası olan gocunur

Bir işte sorumlu aranırken kusurlu olan kimse, açığı ortaya çıkacak diye telâşa düşer

Yarım elma, gönül (hatır) alma

Sunulan armağan küçük de olsa, gönül almaya yeter Çünkü önemli olan dostlarımızı unutmadığımızı, hatırladığımızı ortaya koymaktır

Yarım hekim candan eder, yarım hoca dinden eder

Her işin bir ehli, ustası ya da uzmanı vardır Bir iş, ehline değil de, yarım yamalak bir bilgiye sahip olan kişiye teslim edilirse, o işten iyi sonuç alınamaz Hatta işin tamamen bozulduğu, kötü bir sonuç verdiği bile olur Tecrübesi olmayan, acemi, kusurlu, eksik bir doktorun uyguladığı tedavi insanı ölüme götürebilir Bunun gibi dinin ilkelerini iyi bilmeyen hoca da, insanları yanlış bilgilerle donatıp, onları, dine ters düşen yollara itebilir

Yarınki kazdan, bugünkü tavuk yeğdir

Bk “Bugünkü tavuk

Yaş kesen, baş keser

Ormanı meydana getiren ağaçlar bir memleketin can damarıdır Yeşil tabiat, berrak su, temiz hava, yağmur, cıvıl cıvıl kuşlar, ağaçla birlikte vardır Ağaçsız kalan yer kısa zamanda çöle döner, hayat orada son bulur Öte yandan, ağaç memleket ekonomisine de sayısız katkılarda bulunur Hem ekolojik denge, hem de iktisadi hayat açısından ağacı koruma görevi bir zorunluluktur Bu bakımdan bir ağacı boş yere kesen, insan hayatına kıymış gibi suç işlemiş olur

Yatan aslandan, gezen tilki yeğdir

Çok güçlü olup da çalışmayan, soylu olup da bir şeyler üretmeyen, tembel tembel oturup onun bunun sırtından geçinen kimselerden; güçsüz olup da çalışan, boş oturmayan ve geçimini sağlamak için uğraşan kimseler daha iyidir

Yatanın, yürüyene borcu var

İhtiyaçlarını gidermek, yaşamak isteyen kişi paraya ihtiyaç duyar Para da ancak çalışmakla elde edilir Tembel tembel oturan, çalışmayan, zamanını boşa geçiren kimse para kazanamaz Para olmayınca da ihtiyaçlarını sağa sola borçlanarak karşılama yoluna gider Doğal olarak borçlandığı kimseler de çalışan, boş durmayan, zamanını değerlendiren kimselerdir

Yatan kurttan, yeler tilki yeğdir

Bk “Yatan aslandan

Yavaş (yumuşak huylu) atın çiftesi pek (yavuz) olur

Mizaç itibariyle ılımlı, uysal, kaba ve hırçın olmayan, kolay yola gelen insanlar genellikle çok sabırlı olurlar Bunlar öyle olur olmaz şeye hemen öfkelenmezler, kızmazlar Ancak kimi zaman öyle öfkelenip patlarlar ki yanlarında durulmaz Kendilerinden hiç beklenilmeyen bu tepkinin tek sebebi, sabırlarının artık taşmış olmasıdır Bu bakımdan bu gibi kimselerin yumuşak huylarına aldanıp da gereksiz yere üzerlerine gidilmemelidir

Yavuz at, yemini (yavuz it ününü) kendi artırır

Gayretli, girişken, çalışkan, görevini ihmal etmeyen, üzerine aldığı işi tam yapan kimseler bunun mükâfatını görürler

Yavuz hırsız, ev sahibini bastırır

Edepsiz, arsız, ahlâksız, şarlatan, öyle kimseler vardır ki bunlar suç işlemekle kalmazlar, işledikleri suçu reddettikleri gibi, bir de bu suçu, zarar verdikleri kimseye yüklemeye ve onu susturmaya çalışırlar

Yaza çıkardık danayı, beğenmez oldu anayı

Anne-baba pek çok emek sarf edip zahmete katlanarak çocuklarını yetiştirip büyütürler Ne var ki, büyüyen bu çocuklar kendilerini bu yaşa getiren anne-babalarını çoğu kez beğenmezler

Yazın başı pişenin, kışın aşı pişer

1 Yazın o sıcağında durmayan, güneşe aldırmadan çalışıp kazanan, yiyeceğini hazırlayan kişi kışın rahat eder; hiç sıkıntı çekmez 2 Gençlikte çalışıp kazanan, har vurup harman savurmayan, varlık edinen kişi ihtiyarladığında rahat eder; sıkıntı çekmeden hayat sürer

Yazın gölge hoş, kışın çuval boş

1 Yazın çalışma, kazanma günleridir Bu zamanlarda çalışmayıp keyiflerine bakanlar, gününü gün ederler, kışın zor şartlarında yiyecek bulamazlar; sıkıntıya düşer ve ona buna avuç açarlar 2 Gençliğinde çalışmayıp tembel tembel oturan, eğlenceye dalan, mal-mülk edinmeyen, kazanç sağlamayan kimse ihtiyarlığında ya da hastalığında sıkıntıya düşer; perişan olur

Yazın gölge kovan, kışın karın ovar

Bk “Yazın gölge hoş

Yeğniği yel alır, ağır yerinde kalır

Kişiliksiz, ağırbaşlı olmayan, züppe-hoppa, gayri ciddî, bir sözü diğerini tutmayan, hafif meşrep, zayıf karakterli kimseler bir varlık gösteremezler; bir yerde tutunamadıkları gibi onun bunun oyuncağı da olurlar Ama ağır başlı, tavırlarında ciddî, sözünde duran, kişilikli, ahlâklı kimselere kimse ilişemez; onlar bulundukları yerde kolayca barınırlar, işlerinde başarılı oldukları gibi sevilip sayılırlar da

Yel, kayadan ne koparır (aparır)

Güçsüz, güçlüye etki edemez Sağlam karakterli, kişilik sahibi, onurlu, ciddî kimselere öyle önemsiz etkiler hiçbir şey yapamaz Sağlam bir temele oturmuş işleri de kimi olaylar kolay kolay etkileyip bozamaz

Yemeyenin malını yerler (üstüne bir bardak bu içerler)

Kimi cimri kimseler para ve mallarını biriktirirler ama harcamaya, yemeye bir türlü kıyamazlar Ne var ki, onların kıyıp da faydalanamadığı bu para veya malı sağlıklarında o ya da bu, öldükten sonra ise mirasçıları bir güzel yerler

Yerdeki yüze basılmaz (kimse basmaz)

Ağırbaşlı, nazik, alçakgönüllü, ilişkilerinde ılımlı kimselere kimse hor gözle bakmaz; onları hırpalamaz, ezmeye çalışmaz Bunun yanında felâkete uğramış, yenik düşmüş, muhtaç kimselere de merhametli davranılır

Yerini bilmeyen, yılda bir kat urba eskitir

Kişi neyle uğraşacağını, ne iş yapacağını, hangisinin kendisine uygun geleceğini bilmeli ve ona göre bir seçim yapıp çalışmaya başlamalıdır Aksi takdirde bir işte tutunamayarak, sık sık yer değiştirecek, bundan ötürü de çok zarar görecektir

Yerin kulağı var

Ne kadar saklı tutulursa tutulsun, gizli konuşulan bir şey umulmadık bir yoldan başkalarınca mutlaka duyulur Bu bakımdan elden geldiğince tedbirli olmalı, olur olmaz yerde konuşmamalıdır

Yılana yumuşak diye el sunma

Hiçbir şeyin dış görünüşüne bakarak bir eylemde bulunmamalı kişi Kolay görünen iş çok zor, yumuşak huylu bir kimse çok sert, zararsız gibi görünen bir durum çok tehlikeli olabilir ve zarar görebilir insan

Yılanın başı küçükken ezilmeli

Daha küçükken tehlikeli olacağı, zarar vereceği anlaşılan bir şeyin, düşmanın veya bir durumun önüne hemen geçilmeli; büyümesine izin verilmeden ortadan kaldırılmalıdır

Yıl uğursuzundur

Kimi dönemlerde arsız, yüzsüz, ahlâksız, adaletsiz kimseler el üstünde tutulur Böyle bir zamanda dürüst, namuslu, erdemli kimseler zalimlerin baskısı altında kalırlar

Yırtıcı (alıcı) kuşun ömrü az olur

Ona buna saldıran, zarar veren, onun bunun sırtından geçinen kimselerin düşmanı çok olur Az zamanda, bunlar da düşmanlarının gazabına uğrarlar, hak ettikleri cezayı görürler

Yiğidin malı meydandadır

Yiğit, mert insanlar aynı zamanda cömert olurlar Mallarını herkesin yararlanması için ortaya koyarlar

Yiğidin sözü, demirin kertiği

Yiğit, mert kimseler sözlerinin eridirler Onlar verdikleri sözden geri dönmezler, sözlerini inkâr da etmezler Bu tıpkı bir demir üzerine açılmış çentik gibi meydandadır, kolay kolay yok olmaz

Yiğit arkasından vurulmaz

1 Mert olan alçakça yollara baş vurmaz Düşmanıyla yüz yüze dövüşür, onu arkasından vurmaya çalışmaz 2 Yiğit bir kimsenin yokluğundan haydanılarak arkasından konuşulmaz, dedikodusu yapılmaz, kötülenmez ve iftira atılmaz

Yiğit meydanda belli olur

Atıp tutma, “ben şöyle yaparım, böyle ederim” demek, kişinin yiğit olduğunu göstermez Asıl yiğit iş başında, kavgaya ve mücadeleye tutuştuğunda belli olur

Yiğit yarasına yiğit katlanır

Mert olanların derdinden ancak mert olanlar anlar Öte yandan, bir yiğitten gelen saldırıya da herkes katlanamaz, buna ancak yiğit olanlar dayanabilir

Yiğit yiğide at bağışlar

Yiğit, mert olmasının yanında gözü tok ve cömerttir de Kendisi gibi gözü pek olana her türlü fedakârlığı yapmaktan kaçınmaz En kıymetli varlığını bile kolayca bağışlar

Yoğurdum (ayranım) ekşidir diyen olmaz

Bk “Kimse ayranım

Yoksul âlâ ata binse, selâm almaz

Edinip görmemiş, sonradan bir makama ya da varlığa kavuşmuş olan kimse, etrafa hava atmaya, herkese yukarıdan bakmaya başlar; kimseyi beğenmez olur Hatta selâmı bile insanlardan esirger

Yol bilen kervana katılmaz

Bir işte bilgisi olan, onun nasıl yapılacağını bilen, işinin ehli kimse, çoğunlukla başkalarının yardımına ihtiyaç duymaz; işini kendisi görmeye çalışır

Yolcu yolunda gerek

1 Bir yerden bir yere doğru gitmeye hazırlanan kimse, kimi sebeplerden ötürü oyalanmamalı, zaman geçirmeden yoluna koyulmalıdır 2 Bir amacı gerçekleştirmek için çalışan, gayret sarf eden kimse kimi sebeplere takılıp kalmamalı; vakit kaybetmemeli ve bir an önce hedefine varmalıdır

Yoldan (yol ile) giden yorulmaz

Bir işin yapılmasında tutulacak yol, yöntem ortaya çıkacak sonuç açısından oldukça önemlidir Yapacağı iş için en uygun usulü seçen kimse, işini kolayca yapar, başarılı olur, başına gelecek türlü hâllerden de korunur

Yoldan kal, yoldaştan kalma

Yolculukta insanın başına türlü işler, sıkıntılar, belâlar gelebilir Bunların halledilmesi içinde bir insana gerek duyulur Bu gereklik, yolculukta candan bir arkadaşın önemini büyük kılar Dolayısıyla insan, candan bir yol arkadaşı bulabilmek için

hareketini erteleyebilir

Yol sormakla bulunur

Bir işe kalkışan ama nasıl yapılacağını bilmeyen kişi, takip etmesi gereken yolu bilenlere sorarak öğrenip bulur

Yol yürümekle, borç ödemekle tükenir

Yola çıkan orada burada oyalanırsa, gideceği yere bir türlü ulaşamaz; borçlu olan da ödemesini aksatır, geciktirir, günü gününe ödemezse hiçbir zaman borçtan yakasını kurtaramaz Bunlar gibi yaptığı işin üzerine yeterince eğilmeyen, uyuşuk davranan, gerekli çalışma ve çabayı göstermeyen, işini zamanında yapmayan kişi, yaptığı işten olumlu bir sonuç alamaz

Yularsız ata binilmez

Nasıl ki yularsız bir at zapt edilip yönlendirilemezse; bir kurala, bir disipline bağlı olmayan iş, kuruluş ya da kişi de idare edilip yönetilemez Dolayısıyla kargaşanın, başıbozukluğun hüküm sürdüğü bir yerde işin başına geçmek doğru değildir

Yumurtasına hor bakan civcivini cılk eder

1 Kişi elinde olan işe gereken önemi vermezse, o işten olumlu bir sonuç alamaz 2 Elinin altındakilerine önem vermeyen, onları iyi eğitmeyen onlardan ne olumlu davranışlar, ne de iyi işler bekleyemez

Yurdun otlusundan kutlusu yeğdir

Kuşkusuz ki insan yaşadığı yerin verimli olmasını ister Daha da önemlisi o yaşadığı yerde huzur ve mutluluk ister Kişinin başını felâketlerden kurtaramadığı, rahat ve özgür yaşayamadığı yurt ne kadar verimli olursa olsun, kişi için bir anlam ifade etmez

Yuvarlanan taş yosun tutmaz

Sürekli olarak iş değiştiren kimse bir başarı kazanamadığı gibi bir varlık da edinemez

Yuvayı yapan dişi kuştur

Evin dışındaki işler erkekten, içindeki işler de genellikle kadından sorulur Bu bakımdan tertipli, geçinmesini bilen, çekip çeviren, en önemlisi tutumlu olan kadın ailesini huzurlu kılar; evin içine mutluluk getirir

Yürük ata kamçı değmez

Üzerine aldığı işi veya görevi aksatmadan, gerektiği gibi zamanında, en iyi şekilde yapan kişiye kimse bir şey diyemez

Yürük at yemini kendi artırır

Bir işte üstün çaba gösterenler, o ölçüde bir karşılık görürler

Yüzü güzel olanın huyu da güzeldir

Çoğunlukla kabul edilir ki, yüzü güzel olanın içi de güzeldir Bu bakımdan insanın yüzü, içinin aynası olarak görülür Eğer bir insanın yüzü hiç gülmez, asık suratlı olmaya devam ederse, o insanın katı yürekli, hoşgörüsüz, içinin de kötülükle dolu olduğuna hükmedilir Eğer kişi güler yüzlüyse bu takdirde hoşgörülü, samimî, iyi yürekli, içten, duygulu, yumuşak huylu ve temiz olduğuna karar verilir O hâlde denebilir ki, yüzü güzel görünen kişinin huyu da güzeldir

Yüz verme arsız olur, az verme hırsız olur

Bk “Çok söyleme arsız olur

Yüz, yüzden utanır

Bir aracı vasıtasıyla değil de, insanlar karşı karşıya gelince daha kolay uzlaşırlar Çünkü böyle bir durumda herkes niyetini açıkça ortaya koyacak, isteyeceğini doğrudan isteyecek ve bir şeyini gizleyemeyecektir

Alıntı Yaparak Cevapla