Yalnız Mesajı Göster

Minicik Sözlük (M)

Eski 10-28-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Minicik Sözlük (M)



mübâdele: değiştirme

mübâh: haram edilmeyen

mübâhât: haram edilmeyenler, güzellikler

mübâhesât: söz etmeler, konuşmalar

mübâhese: söz etme, konuşma

mübâlağa: abartma

mübâlağacûyâne: abartırcasına

mübâlağakârâne: abartırcasına

mübârek: bereketli, hayırlı, uğurlu

mübârekât: mübarekler

mübârekiyet: mübareklik

mübâreze: çarpışma, dövüşme

mübârezekârâne: çarpışarak, dövüşerek

mübâşeret: başlama, girişme, dokunma

mübâşir: müjdeleyen, mahkemede çağırıcı

mübâyaa: satın alma

mübâyenet: ayrılık, uymazlık, tutmazlık

mübâyin: aykırı, uymaz, ayrı

mübdî: yeni şeyler ortaya koyan

mübeccel: yüceltilmiş, yüce

mübeddil: değiştiren

mübelliğ: tebliğ eden, bildiren

müberhen: delilli, ispatlı

müberrâ: arınmış, temize çıkmış

mübeşşer: müjdelenmiş

mübeşşir: müjdeci

mübeyyen: açıklanan

mübeyyin: açıklayan

mübeyyiz: temize çeken

mübezzir: israfçı

mübhem: belirsiz

mübhîc: sevindiren

mübîn: apaçık

müblâ: dağıtılmış, yenilmiş

mübrem: kaçınılmaz, vazgeçilmez

mübtedâ: başlangıç, isim cümlesinde özne

mübtedî: dinde olmayanı dine sokan

mübtedi: yeni, acemi, ilkel

mübtediyane: mübtedice

mübtelâ: düşkün, tutkun

mübtezel: bol, ucuz, değersiz

mübtil: iptal eden

mücâb: kabul cevabı alan

mücâdele: savaşma, çarpışma

mücâhedât: din için savaşmalar

mücâhede: din için savaşma

mücâhid: din için savaşan, çalışan

mücâhidane: mücahide yakışır şekilde

mücâhidîn: din için savaşanlar, çalışanlar

mücânebet: çekinme

mücânis: cinsi aynı olan

mücâveret: komşuluk, yakınlık

mücâvir: komşu, yakın

mücâzât: cezalandırmalar

mücâzefe: söz ile karşısındakinin hakkını örtme, aldatma

mücbir: zorlayan, mecbur eden

mücedded: yeni

müceddid: yenileyici, hadîste her asırda geleceği müjdelenen ve îman hakikatlarını asrın anlayışına uygun olarak anlatmakla görevlendirilen nurlu âlim

müceddidiyet: mücedditlik, yenileyicilik

mücehhez: cihazlı, donanmış

mücellâ: parlak, cilâlı

mücelled: ciltlenmiş

mücellid: ciltçi

Mücemmil: güzelleştiren, güzel yaratan, Allah

mücerreb: tecrübe edilmiş, denenmiş

mücerred: maddî varlıklardan ayrı olarak sadece zihinde düşünülen kavram, soyut

mücerredat: mücerretler, soyutlar

mücessem: cisimlenmiş, cisimli

mücessime: Allahı bir cisim gibi tasavvur eden sapkın

mücevher: kıymetli taş

mücevherat: kıymetli taşlar

mücîb: duaya cevap veren, Allah

mücîr: himaye eden, Allah

mücmâ: toplanma

mücmel: kısa

mücmelen: kısaca

mücrim: suçlu

müctebâ: seçilmiş, kıymetli

müctehid: âyet ve hadîslerden hüküm çıkaran büyük âlim

müctehidîn: müctehidler

müctemî: toplu

müctemiân: topluca

müctenibâne: kaçınırcasına, sakınırcasına

müczil: çoğaltan, bollaştıran

müdâfaa: savunma

müdâfaanâme: savunma yazısı

müdâfaât: savunmalar

müdâfî: savunan

müdâhale: karışma, girme

müdâhene: dalkavukluk

müdahhâr: depolanmış, birikmiş

müdâhil: içeri giren

müdâhin: dalkavuk

müdakkik: inceleyen

müdakkikâne: incelercesine

müdakkikîn: incelemeciler

müdârâ: yüze gülme, yüze gülücülük

müdavele: alıp verme, konuşma

müdavemet: devamlılık

müdâvim: devamlı

müdâyene: ödünç alıp verme

müdd: 875 gram ağırlık

müddea: iddia edilen, dâvâ

müddehar: biriken

müddeharât: birikenler

müddeî: iddiacı, davacı

müddeîiumumî: savcı

müddet: süre, zaman

müdebbir: işinin sonunu gözeterek iş yapan

müdebbirane: müdebbirce

müdellel: delilli, ispatlı

müderris: ders veren âlim

müderrisîn: ders veren alimler

müdevven: derlenip düzenlenmiş

müdevveriyyet: yuvarlaklık

müdhiş: müthiş, korkutan

müdîr: müdür

müdrik: anlayan, kavrayan

müdrike: anlama kabiliyeti

müebbed: ebedî, sonsuz, ömür boyu

müeccel: ertelenmiş

müeddeb: edeplendirilmiş

müeddî: ödeyen, sebep olan

müehhirîn: sonrakiler

müekked: kuvvetli, sağlam

müekkel: vekil edilmiş

müekkid: sağlamlaştıran

müekkil: vekil eden

müellefât: yazılmış eserler

müellefe: alıştırılmış, yazılmış

müellif: kitap yazan

müennes: dişil

müesses: kurulu

müessese: kurum

müessif: üzücü

müessir: tesirli, etkili

müessiriyet: tesirlilik, etkinlik

müessis: kuran, kurucu

müeyyed: desteklenen, doğrulanan

müeyyid: kuvvet veren, destekleyen

müeyyide: destekleyen, yaptırım

müezzin: ezan okuyan

müfad: anlatılan anlam

müfahere: üstünlük yarışı

müfarakat: ayrılmalar

müfehhimane: anlayarak

müfekkire: düşünme kabiliyeti

müferrah: ferahlanmış

müfesser: tefsir edilmiş, açıklanmış

müfessir: âyetleri tefsir eden, açıklayan, yorumlayan, yorumcu

müfessirîn: müfessirler, Kuranı açıklayıp yorumlayanlar

müfettiş: teftiş eden

müfîd: ifadeli, faydalı

müflih: kurtulan

müflis: iflas etmiş

müfred: tek, yalnız

müfredat: ayrıntılar, parçalar

müfreze: askerî birlikten ayrılan kol

müfrit: aşırıya kaçan

müfritane: aşırı gidercesine

müfsid: bozan

müftehir: iftihar eden, övünen

müftehirâne: iftihar ederek, övünerek

müftereyat: iftiralar

müfteri: iftira eden

müfteris: yırtıcı

müfteriyane: iftira edercesine

müfti: fetva veren, müftü

mühakat: benzerini yapma, taklit

mühdî: hidayete getiren

mühec: ruhlar, canlar

mühefhef: narin, ince

mühendis: hendeseci, geometrici

mühevvil: korkunç

mühevvin: kolaylaştıran

müheykel: heykelleşmiş

müheymin: koruyan

müheyyâ: hazır, amade

müheyyic: heyecanlandıran

mühezzeb: düzeltilmiş, temizlenmiş

mühezzib: temizleyen

mühîb: heybetli

mühim: önemli

mühimmât: lüzumlu şeyler

mühimme: mühim, önemli

mühlet: belli zaman, vade

mühlik: helâk eden, öldüren

mühmel: ihmal edilmiş, bırakılmış

mühr: mühür, damga

mühtedî: îman eden

mühür: imza yerine kullanılan damga

müizz: izzet veren, yükselten

müjde: güzel, sevindirici haber

müjdekârane: müjdeli biçimde

müjgân: kirpik

müjik: Rus köylüsü

mükâbere: münakaşada ağız kalabalığı ile karşısındakini yenmeye çalışma, yanlışta direnme, büyüklenme

mükâfât: ödül

mükâfâten: ödül olarak

mükâleme: konuşma

mükâşefe: sırların açılması

mükâtebe: yazışma

mükebbir: tekbir getiren, "Allahuekber" diyen

mükedder: kederli, acılı

mükellef: yükümlü, yüklenmiş, aşırı süslü

mükellefîn: mükellefler, yükümlüler

mükellefiyet: mükellef olma, yükümlülük, görevli oluş

mükemmel: ergin, tamam, olgun

mükemmelen: mükemmel bir biçimde

mükemmeliyet: mükemmellik, tamamlık

mükemmil: tamamlayıcı

mükerrem: kerîm olan, kendisine değer verilen, saygıdeğer

mükerrer: tekrarlı

mükerreren: tekrar tekrar

mükesser: çoğaltılmış

mükevvenât: yaratılmışlar

mükezzib: yalanlayan

mükreh: zorlanan

mükrim: ikram eden

mükrimane: ikram edercesine

mükteseb: kazanılmış

mülâbeset: karışma, bulaşma

mülâebe: oynaşma

mülâene: lânetleşme

mülâet: bir örtü adı

mülâhaza: dikkatle bakma, iyice düşünme

mülâhhas: özet, hulâsa

mülâkat: kavuşma, konuşma

mülâki: buluşan, kavuşan

mülâtefe: lâtifeleşme, şakalaşma

mülâyemet: yumuşaklık

mülâyimane: yumuşakça

mülâzemet: bağlanma, devam

mülâzım: gerekli, lüzumlu, teğmen

mülevven: renkli

mülevves: kirli, pis, bulaşık

mülga: kaldırılmış

mülhak: katılmış

mülhem: ilham olunmuş, kalbe doğmuş

mülhemane: ilham alarak, ilham olunurcasına

mülhid: dinsiz

mülhik: ekleyen

mülhim: ilham eden

mülk: bir şeyin dış yüzü

mülk: mal, sahip olunan şey

mülkiye: ülkenin idaresi için çalışanların bulunduğu daire

mülkiyet: mal sahipliği

mülsak: yapıştırılmış, bitiştirilmiş

mültebis: karıştırmış, yanılmış

mülteci: iltica eden, sığınan

mültefit: iltifat eden, iyi davranan

mültefitane: iltifat ederek, iyi davranarak

mültehab: yaralı, iltihaplı

mülteka: kavuşma yeri, kavşak

mültekit: yerden alan

mülûk: melikler, hükümdarlar

mülzem: ilzam edilmiş, susturulmuş

mülzim: susturan

mümaileyh: kendisinden söz edilen

mümâlata: karşılıklı şiir söyleme

mümânaât: engelleme

mümânea: karşılıklı engelleme

mümârese: uzmanlaşma

mümas: temas eden, dokunan

mümaselet: misil olma, benzerlik

mümasil: benzeri, misli, dengi

mümaşaat: maslahat namına hoş geçinme, anlaşma yolunu seçme

mümaşaatkâr: hoş geçinen, anlaşma yolunu seçen

mümatala: savsaklama, borcu uzatma

mümehhed: hazırlanmış, serilmiş

mümessel: temsil getirilen

mümessil: temsilci

mümevveh: vehmî, hayâlî

mümeyyiz: ayıran, ayırd eden

mümeyyize: ayıran, temyiz eden

mümidd: yardım eden, uzatan

mümin: îman eden

müminane: mümine yakışır şekilde, inanarak

müminât: kadın müminler

müminîn: müminler, îman edenler, inananlar

müminûn: erkek müminler

Mümît: ölümü yaratıp öldüren Allah

mümkin: mümkün, olabilir

mümkinât: mümkün olanlar

mümkine: mümkün olabilen

mümsike: tutan, yapışan

mümtâz: seçkin, üstün

mümtâzâne: seçkin bir biçimde

mümtâze: seçilmiş, ayrılmış

mümtâziyet: seçkinlik, üstünlük

mümted: uzayan

mümtenî: olması imkânsız

mümtenîa: olması imkânsız olan şey

mümteniât: olması imkânsızlar

mümtezic: birleşen, kaynaşan

mümtezicen: birleşerek

münâcât: dua, kurtuluş için Allaha yalvarma

münâdi: seslenen, çağıran

münâdim: yok olan

münâfât: aykırılık, birbirinin aksine olma

münâferet: karşılıklı nefret

münâfık: iki yüzlü, fitneci, görünüşte Müslüman gerçekte kâfir

münâfıkane: münafıkça

münâfi: zıt, aykırı

münâkale: taşıma

münâkaşa: sert tartışma

münâkaşât: sertçe tartışmalar

münâkaza: zıtlık, uymazlık

münâkız: birbirine zıt

münâkis: yansıyan

münakkaş: nakışlı

münâsebât: uygunluklar, ilgiler

münâsebet: uygunluk, ilgi

münâsebetdâr: münasebetli, ilgili

münâsebetdârâne: münasebetli bir biçimde

münâsib: uygun, yakışır

münavebe: nöbetleşme

münavebeten: nöbetleşe, sırayla

münâzaa: niza etme, çekişme, kavga

münâzara: tartışma

münâzarât: tartışmalar

münâzaünfih: niza sebebi, çekişme vesilesi

münazır: tartışmacı

münbais: ileri gelen, çıkan

münbasıt: yayılan, genişleyen

münbit: verimli

münceli: parlayan

müncelib: celbedilen, çekilen

müncemid: donmuş

müncer: sürüklenen, sonuçlanan

müncezib: çekilen, cezbedilen

müncezibane: cezbedilircesine, çekilircesine

müncî: kurtarıcı

mündefî: defetme, giderme

mündemic: içine bırakılmış

münderecât: içindekiler

münderic: içine konulmuş

münderis: izi kalmayan

münebbih: uyandıran, dalgınlıktan kurtaran

müneccemen: parça parça, kısım kısım

müneccim: yıldızlarla uğraşan, falcı

münekker: bilinmeyen, meçhul

münekkid: tenkid eden, eleştiren, değerlendiren

münevver: nurlanmış, aydın

münevvil: nimet veren

münevvim: uyutucu

münevvir: nurlandıran

münezzeh: temiz, arınmış

münezzehiyet: temizlik, kusursuzluk, noksansızlık

münfail: etkilenen

münfasıl: ayrılmış

münfekk: ayrılan

münferid: tek, yalnız

münferiden: tek olarak

münfesih: bozulmuş, hükümsüz

münhal: boş, işsiz

münhani: eğri

münhaniye: eğri, çarpık

münharif: yoldan çıkmış, çarpık

münhasır: yalnız birinin olan, özel olarak ayrılan

münhasıran: yalnız birine özgü olmak üzere, özel olarak

münhasif: sönükleşen, parlaklığını yitirip görünmez hâle gelen

münhezim: bozguna uğramış

münib: pişman olup dönen

münîf: meşhur, yüce, büyük

Münîm: nimet veren, nimetlendiren, Allah

Münîmane: nimet vererek

münîr: nurlandıran

münkabız: sıkıntılı, tutuk

münkad: inkıyad eden, uyan, boyun eğen

münkalib: dönüşen, değişen

münkasım: bölünen

münkatı: kesilen

Münker: kabirdeki sual meleklerinden biri

münker: haram, günah

münkerat: haramlar, günahlar

münkesif: tutulmuş

münkesir: kırılmış

münkeşif: açılmış, bulunmuş

münkız: kurtaran

münkir: inkâr eden, dinsiz

münkirane: inkâr edercesine

münsed: set çekilmiş, engellenmiş

münşaib: kollara ayrılan

münşakk: yarılan

münşi: inşa eden, yapan

müntabık: uygun

müntafi: sönen

müntakil: nakledilen, taşınan

müntakim: intikam alan, öc alan

müntebih: uyanık

müntec: sonuçlanmış

müntefi: sönen

münteha: son, en son derece

müntehab: seçilmiş

müntehi: sona eren

müntehib: uyanık

müntehib: yağmacı

müntehir: kendini öldüren

müntesib: bağlı, ilgili

müntesibîn: bağlananlar, ilgililer

münteşir: yayılmış

münteşire: yayılan

müntic: netice veren

münzel: indirilmiş

münzevi: yalnız yaşayan

münzeviyane: yalnız yaşayarak

münzil: indiren

münzir: korkutan, sakındıran

mürâât: uyma

mürââten: uyarak

müracaat: başvurma

mürâdif: eş mânâlı

mürâfaa: duruşma

mürâi: iki yüzlü, riyakâr

mürcie: sapık bir topluluk

mürcif: fitneci, yalancı

mürebbi: terbiye eden, eğiten, terbiyeci

mürebbiyane: terbiye edercesine

mürebbiye: terbiyeci kadın

müreccah: tercih edilen, seçilen

müreccih: tercih eden, tercih ettiren sebep

müreffeh: refah ile yaşayan, rahat

mürefref: gerçek gibi ağaç resmi

mürekkeb: terkib edilmiş, birleşik, boya

mürekkebat: terkipler, bileşikler

müretteb: sıralanmış, dizilmiş

mürettebat: iş ekibi, personel, gemide çalışanlar

mürettib: tertib eden, sıraya koyan

mürevvic: geçerli kılan, değer veren

Mürîd: irade eden, isteyen, Allah

mürîd: isteyen, tarikata girip şeyhe bağlanan

mürîdane: irade ederek, isteyerek

mürsel: gönderilmiş peygamber

mürselîn: gönderilenler, peygamberler

mürşid: irşad eden, îman yolunu gösteren

mürşidane: mürşit gibi

mürtecâ: umulan

mürteci: geri dönmek isteyen, geri dönen, gerici

mürtecî: rica eden, ümit eden, ümitli

mürted: dinden çıkan

mürtedane: dinden çıkarcasına

mürtefî: yükselen

mürtehil: ölen

mürtesem: resimlenmiş

mürteşi: rüşvetçi

mürtezık: rızıklanan

mürûr: geçme

mürüvvet: insaniyet, mertlik

mürüvvetkârâne: insanca, mertçe

müsâade: izin

müsâadekâr: izin verici, müsaade eden

müsâbaka: yarışma

müsâbakât: yarışmalar

müsâbık: yarışmacı

müsademat: çarpışmalar

müsademe: çarpışma, vuruşma

müsadere: toplama, elden alma

müsâdif: rastlayan

müsadim: çarpışan

müsait: uygun

müsâlâha: barışma

müsâlemet: barışıklık

müsâmaha: hoş görme, kusuru görmezlikten gelme

müsâmahakâr: hoş gören

müsâmahakârâne: hoş görerek

müsamere: eğlence, piyes

müsâraa: acele, teşebbüs

müsâvât: eşitlik, denge

müsâvi: eşit, dengeli

müsbet hareket: yapıcı ve düzeltici hareket

müsbet: isbat olunan, pozitif, olumlu

müsbit: isbat eden

müsebbeb: sebeplerin sonucu

müsebbebât: sebelerin sonuçları

müsebbib: sebep olan

müsebbih: tesbih eden, Allahı anan

müsebbihane: tesbih ederek, Allahı anarcasına

müsebbit: tesbit eden

müseccel: sicilli, kayıtlı

müsehhil: kolaylaştıran

müsekkin: yatıştırıcı

müsellah: silahlı

müsellem: doğruluğu kabul edilen, teslim edilmiş

müsellemât: doğruluğu kabul edilen şeyler

müselsel: zincirleme, ard arda gelen

müsemmâ: isimlendirilen

müsemmeât: isimlendirilenler

müsemmem: zehirli

müsemmim: zehirleyen

müsennâ: kat kat

müsevvid: müsveddeyi yazan

müsevvik: sevk eden

Müseylime: peygamberlik dâvâ eden yalancının adı

müseyyeb: tembel, uyuşuk, üşengeç

müsî: teselli veren

müsi: yaramaz

müsîn: yaşlı, ihtiyar

müskir: haram içki

müskirât: haram içkiler

müskit: susturan

Müslim: ünlü hadîs kitaplarından biri, bu kitabı yazan âlimin namı

müslim: islâm olan

müsliman: islâma girmiş, Müslüman

müslimât: kadın Müslümanlar

müslimûn: erkek Müslümanlar

müsmî: işittiren

müsmir: meyveli, verimli

müsned: isnat edilmiş, dayandırılmış

müsrif: israfçı

müsrifane: israf edercesine

müstâcel: acele yapılması gereken

müstâcil: acele yapan

müstâfi: istifa eden, ayrılan

müstağfir: günahları için af dileyen

müstağni: tok gözlü, çekingen, başkalarından bir şey beklemeyen

müstağniyane: müstağnice

müstağrak: dalmış, batmış

müstahak: hak eden

müstahdem: hizmet eden

müstahkem: sağlamlaştırılmış

müstahrec: çıkarılmış

müstahsen: beğenilen

müstahsil: üretici

müstahsin: beğenen

müstahsinane: beğenerek, güzel bularak

müstaid: yetenekli, uygun

müstain: yardım isteyen

müstakar: kararlı

müstakbel: gelmesi beklenen zaman

müstakil: kendi başına, bağımsız

müstakillen: bağımsız olarak

müstakim: doğru, düzgün

müstakimane: istikametle, dosdoğru, düzgün biçimde

müstâmel: kullanılmış

müstantık: sual soran, sorgu hakimi

müstârib: Araplaşmış

Müstean: kendisinden yardım istenen, Allah

müstear: takma

müstebîd: uzak gören

müstebîdane: diktatör gibi, baskı yaparcasına

müstebşir: müjdeleyen

müstecab: kabul gören

müstêcir: kiracı

müstecir: korunma dileyen

müstedir: daire şeklinde olan

müstedlel: delillendirilmiş, kanıtlı

müstefad: isifade olunan

müstefid: faydalanan

müstehab: sevilmiş, sevaplı

müstehak: hak eden, layık

müstehan: değersiz

müstehcen: açık saçık, ayıp, edepsizcesine

müstehlek: tüketilmiş

müstehlik: tüketici

müstehzi: alay eden, alaycı

müstehziyane: alay edercesine

müstekar: karar kılan, yerleşen, sabit

müstekbir: büyüklenen

müstekreh: tiksinilen

müstelzim: gerektiren

müstemi: dinleyici

müstemidd: yardım isteyen

müstemir: devamlı, sürekli

müstemirane: devamlı, aralıksız

müstemirre: devam eden, sürüp giden

müstemirren: devamlı, yerleşmiş

müstemlekât: sömürgeler

müstemleke: sömürge

müstenid: dayalı, dayanmış

müsteniden: dayanarak

müstenife: müstakil olan ara cümle

müstênis: alışık

müstenkif: çekimser, kaçınan

müstenkifane: çekimser kalarak

müstensih: yazarak çoğaltan

müsterhimane: istirham ederek, merhamet dilercesine

müsterih: istirahat eden, rahat

müsterihane: rahatlıkla, gönül rahatlığıyla

müstesna: kural dışı, ayrı, sıra dışı

müsteşar: kendisiyle istişare edilen

müsteşrik: doğu kültürünü inceleyen Batılı

müstetbeât: sözün yan mânâları, söze tabi olan mânâlar

müstetir: örtülü

müstevî: düzlem

müstevlî: istilâ eden, kaplayan

müstevlîyane: istilâ edercesine, kaplayarak

müsül: misaller, temsiller

müsvedde: ilk yazılış, karalama

müşabbih: benzeten

müşâbehet: benzeyiş

müşâbih: benzer

müşâğabe: aldatıp kötülük etme

müşâhedât: gözlemler

müşâhede: gözlem

müşâhedeten: gözlemle

müşahhas: şahıslanmış, somut

müşahhat: kavga, niza, çekişme

müşâhid: gören, şahid olan

müşâkelet: şekilce benzeyiş

müşâkil: şeklen benzer

müşâreket: ortaklık

müşârünileyh: işaret edilen, kendisinden söz edilen

müşâşâ: parlayan, debdebeli

müşâvere: danışma, konuşma

müşâvir: danışılan, danışman

müşebbeh: benzetilen

müşebbehühbih: kendisine benzetilen

müşebbıt: ayak kaydıran, tehlikeye atan

müşebbihe: Allahı insana benzeten sapık görüş

müşedded: şiddetlendirilmiş

müşerref: şereflenen

müşerrefiyet: şereflenme

müşerrî: şeriatın kurucusu

müşevveş: düzensiz, karışık

müşevveşiyet: karışıklık, dağınıklık

müşevvik: teşvik eden, isteklendiren

müşevvikâne: teşvik edercesine, isteklendirircesine

müşeyyed: kuvvetlendirilmiş, sağlamlaştırılmış

müşfik: şefkatli

müşfikâne: şefkatlice, acıyıp severek

müşfikkârâne: şefkat edercesine

müşir: bildiren

müşîr: mareşal, askeriyede yüksek bir makam

müşîriyet: mareşallik

müşkil: zor, zorluk, müşkül

müşkilât: müşkiller, zorluklar

müşkilküşâ: zorluğu gideren

müşkilpesend: zor beğenen

müşrik: Allaha ortak koşan

müştak: iştiyaklı, çok istekli

müştakane: çok isteyerek, iştiyakla

müştakk: türemiş

müştebih: birbirine benzeyen

müştehi: iştahlı

müştehir: ünlü

müştehiyane: iştahlı bir şekilde

müştehiyat: nefsin hoşuna giden şeyler

müştekâ: şikayet olunan

müştekî: şikayet eden

müştekiyane: şikayet edercesine

müştemil: içine alan

müştemilât: kaplanan şeyler, içeriye alınanlar

müşterek: birlikte, beraber, ortak

müştereken: ortaklaşa, beraberce

Müşteri: bir gezegen

müşteri: alıcı

mütâ: haram nikah

mütabaat: uyma

mütahaccir: taşlaşmış

mütâlââ: inceleme, düşünme, okuma

mütâlââgâh: inceleme yeri

mütâlî: inceleyen

mütâreke: anlaşma

müteaccib: şaşıp kalan

müteaccibane: şaşıp kalırcasına

müteaddi: sataşan

müteaddid: birçok, birkaç, adetli, sayılı

müteaffin: kokuşan

müteafir: birbirinden nefret eden

müteahhid: işi üzerine alan

müteahhir: sonraki

müteahhirîn: sonrakiler

müteâkib: takip eden, izleyen

müteâkiben: hemen arkasından, peşi sıra, daha sonra

müteâl: yüce

müteallik: alâkalı, ilgili

müteallikat: alâkalılar, ilgililer, yakınlar, akrabalar

müteanik: birbirinin boynuna sarılmış durumda olan

müteannid: inat eden, direnen

mütearife: açıkça bilinen

müteassıb: aşırı taraftar, mutaassıb

müteassife: hak yoldan sapan

müteassir: zor

müteavin: yardımlaşan

müteazzir: zor, özürlü

mütebâdir: birdenbire akla gelen

mütebahhir: derya gibi ilmi olan büyük âlim

mütebahhirin: deryalar gibi geniş ilim sahibi âlimler

mütebâid: uzaklaşan

mütebâkî: geri kalan kısım

mütebâriz: açığa çıkan

mütebasbıs: yaltaklanan

mütebâyin: uymaz, zıt, aykırı

mütebeddil: değişen, değişken

mütebessim: gülümseyen

mütecâhil: bilmez görünen

mütecâhir: açıktan günah işleyen

mütecânis: cinsi aynı olan

mütecâviz: saldıran, haddini aşan

mütecâvizane: tecavüz edercesine, saldırırcasına

mütecebbir: cebreden, zorba, zorlayan

müteceddid: yenilenen

mütecelli: görünen, beliren

mütecerrid: tecerrüt etmiş, soyutlanmış

mütecessid: cesetlenen

mütecessim: cisimlenen

mütecessis: gizlice araştıran

mütecezzi: parçalanan

mütedâhil: iç içe olan

mütedâir: dolayı, için, üzerine

mütedâvil: ellerde dolaşan, kullanılan

mütedenni: gerileyen

mütederric: derece derece ilerleyen

mütedeyyin: dinli, dindar

müteeddib: edeplenen

müteeddibe: edep kazanmış, terbiyeli

müteehhil: evli, evcilleşen

müteellim: acı duyan

müteellimane: acı hissedercesine

müteemmil: derin derin düşünen

müteessif: üzüntülü

müteessifane: üzülürcesine

müteessir: etkilenen, üzülen

müteessirâne: üzüntü duyarak, etkilenerek

müteevviğ: ağa olmaya çalışan

müteezzi: incinen

mütefârık: ayrı ayrı

mütefâvit: çeşitli, farklı

mütefekkir: düşünen, fikir üreten

mütefekkirâne: düşünerek

mütefelsif: filozoflaşmış, felsefe ile fikri bulanmış

mütefennin: fen adamı

müteferrik: ayrı ayrı, parça parça

müteferrikan: ayrı ayrı bir hâlde

mütefeyyiz: feyizlenen, manen gıdalanan

mütegallib: zor kullanarak galip gelen, zorba

mütegallibe: zorba

müteganni: ırlayan

mütegannim: koyun şeklinde görünen, ganimetçi

mütegayir: birbirine zıt

mütegayyir: başkalaşan, değişken

mütehaccir: taşlaşmış

mütehâcim: saldıran

mütehakkık: doğrulanan

mütehakkim: hükmeden, zorba

mütehakkimane: hükmedercesine, zorlayarak

mütehâlif: birbirine karşı, uymaz

mütehallik: huy edinen

mütehammil: yüklenen, dayanan, tahammül eden

mütehammilâne: tahammül ederek, dayanarak

mütehammir: ekşiyen, mayalanan

müteharri: araştıran

müteharrik: hareket eden

müteharrike: hareketli

mütehassıl: meydana gelen

mütehassıs: uzman, işin ustası

mütehassir: hasret çeken, özleyen

mütehassirane: özleyerek, hasret çekerek

mütehassis: duygulanan

mütehavvif: korkan

mütehavvil: değişen, değişken

mütehayyel: hayâl edilen

mütehayyer: şaşılacak

mütehayyil: hayâl kuran

mütehayyir: şaşmış, şaşırmış

mütehayyiz: yer tutan

mütehevvisane: heveslenerek

müteheyyic: heyecanlı

mütekabil: karşılıklı

mütekabile: karşılıklı olan

mütekaddim: önceki

mütekaddimin: öncekiler

mütekaid: emekli

mütekalkıl: deprenen, sarsılan

mütekallid: bir görevi üzerine alan ve yapan

mütekâmil: olgun

mütekâsil: tembel, üşenen

mütekatı: kesişmiş, kesik kesik

mütekebbir: büyüklenen, büyüklük taslayan

mütekebbirane: kibirlenerek, büyüklenerek

mütekeffil: kefil olan

mütekellif: külfetli, zorlu

mütekellim: söyleyen, konuşan

mütekellimane: konuşarak, söz söylercesine

mütekellimimaalgayr: başkaları adına da konuşan

mütekellimîn: îman konularındaki âlimler

mütekellimivahde: sadece kendi adına konuşan

mütekerrir: tekrarlanan

mütekeyyifane: keyiflenerek

mütekkeffil: kefil olan

mütelebbis: giyinmiş

mütelemmi: parıldayan

mütelevvin: renk değiştiren

mütelezziz: lezzet duyan

mütelezzizane: lezzet alarak

mütemadi: devamlı

mütemadiyen: devamlı, sürekli

mütemasil: benzer, eş

mütemayil: meyili, taraftar

mütemayiz: ayrı, seçkin

mütemeddin: medenileşmiş

mütemehhil: büyüyüp gelişmek için zamana ihtiyacı olan şey

mütemekkin: yerleşen

mütemerkiz: merkezleşmiş

mütemerrid: inat eden, direnen

mütemerridane: direnircesine

mütemessik: sımsıkı yapışan

mütemessil: benzeyen, sûretlenen

mütemmim: tamamlayan

mütenâfir: birbirinden nefret eden

mütenâhi: tükenen, biten

mütenaîm: nimetlenen

mütenâkıs: noksanlaşan

mütenâkız: birbirine zıt

mütenâsık: dizili, birbirine uygun biçimde

mütenâsib: uygun, birbirine yakışan

mütenâvil: yiyen

mütenâzır: simetrik

mütenazilen: inerek, inmekle

mütenebbih: uyanmış

müteneccis: pislenmiş

mütenevvi: türlü, çeşitli

mütenevvir: nurlanan

mütenezzih: tenzih eden

mütenneffir: nefret eden, tiksinen

müterâdif: eş anlamlı

müterâfık: arkadaşlık eden

müterakim: birikmiş

müterakki: yükselmiş

mütercim: tercüme eden

mütereddi: soysuzlaşmış

mütereddit: tereddüt eden, kararsız

müterennim: şarkı söyleyen

müterettib: sıralı, rütbeli

mütesâdif: rastlayan

mütesâfile: alt alta gelen

mütesâide: yükselen

mütesallib: katılaşmış

mütesânid: dayanan

mütesânidane: dayanırcasına

mütesâvi: eşit, denk

müteselli: teselli bulan

müteselsil: zincirleme

müteselsilen: zincirleme olarak

müteşââb: şubelere ayrılan

müteşâbih: birbirine benzer, mânâsı kapalı âyet ve hadîs

müteşâbihât: edebî sanatlarla ifade edilmesi sebebiyle mânâsı kapalı olan sözler, âyet ve hadîsler

müteşâbike: birbirine girmiş, örgülenmiş, karışık

müteşâib: şubelenen, kollara ayrılan

müteşâkil: şakelce benzer

müteşebbih: benzeyen

müteşebbis: teşebbüs eden, işe girişen

müteşekki: sızlanan, şikayetçi

müteşekkil: şekillenmiş, oluşmuş

müteşekkir: şükreden, teşekkür eden

müteşekkirâne: şükrederek, teşekkür edercesine

müteşeyyih: şeyhlik taslayan

mütetâbık: birbirine uygun olan

mütetâbıkan: birbirine uyarak

mütetahhir: temizlenen

mütevafık: birbirine uyan

mütevaggıl: bir işle pek fazla meşgul olan

mütevahhiş: ıssız, kimsesiz, korkutucu, ürkütücü

mütevakkıf: bağlı olan

mütevâkki: sakınan

mütevâli: devamlı

mütevâtir: yalan üzerine birleşmeleri aklen mümkün olmayan bir topluluğun bir olay hakkında verdikleri kesin haber

mütevâtiren: kesin ve şüphesiz bir haber olarak

mütevattın: vatan edinmiş

mütevâzı: alçakgönüllü, tevazu sahibi

mütevâzıane: alçakgönüllü bir biçimde

mütevâzî: vezinli, tartılı

mütevâzin: tartıları aynı olan

müteveccih: yönelik, yönelen

müteveccihen: yönelerek

müteveffa: vefat etmiş, ölmüş

mütevehhim: kuruntulu

mütevekkil: vekil eden, tevekkül eden

mütevekkilane: tevekkül edercesine, Allaha güvenerek

mütevelli: vakıf idarecisi

mütevellid: doğan, ortaya çıkan

mütevessî: genişleyen

müteyakkız: uyanık

mütezâhim: kalabalıktan sıkıntı çeken

mütezâyid: artan

mütezellil: alçalan, zillete katlanan

mütezellilâne: zelil olarak, alçalarak, zilletini bilip göstererek

mütezelzil: sarsılan

mütezelzile: sarsılmış

mütezeyyin: süslenen

mütezeyyine: süslenmiş

müttaki: günahtan çekinen, takva sahibi

müttebi: tabi olan, uyan

müttefekunaleyh: üstünde birleşilen mesele

müttefik: birleşmiş, kendisiyle birleşilen kimse

müttefikan: hep birlikte

müttefikane: birleşerek

müttehem: suçlanan

müttehid: birleşmiş, kaynaşmış

müvazi: aynı ağırlıkta, denk, eşit

müvekkil: vekil tayin eden

müvellid: doğuran

müvellide: doğuran, meydana getiren

müvellidülhumûza: oksijen

müvellidülmâ: hidrojen

müverrih: tarihçi

müvessî: genişlettiren

müvesvis: vesvese veren

müvezzi: dağıtıcı

müvvellide: doğurtan

müyesser: nasip olma

müyul: meyiller, yönelmeler

müzafünileyh: belirtili isim tamlamasında belirtilen isme denir

müzâheme: sıkışıklık

müzâhemet: karşılıklı olarak sıkıntı ve zahmet verme

müzâheret: koruma, yardım

müzâhir: koruyan, yardımcı

müzahref: süprüntü, dışı süs içi pis şey

müzahrefât: süprüntüler, dışı süs içi pis şeyler

müzahrefiyet: dışı süs içi pis olma, fıtri olmama, yapmacık

müzâkere: bir konuyu anlamak için karşılıklı konuşma, ders çalışma

müzâyaka: darlık, yokluk

müzâyede: artırma, satış

müzdad: artırılmış, çoğaltılmış

Müzdelife: Kâbede mukaddes bir yer

müzehheb: yaldızlı

müzehher: çiçekli

müzehhib: yaldızcı

müzekkâ: temizlenmiş

müzekker: erkek

müzekki: temizleyen, ıslah eden

müzekkir: hatırlatan

müzevver: uydurma, düzme

müzevvir: yalancı, arabozucu

müzeyyen: süslü

müzeyyenât: süslüler

müzeyyene: süslü, süslenmiş

müzeyyifane: tezyif ederek, aşağılayarak

Müzeyyin: süsleyen, her eserini harika nakışlarla süsleyen Allah

müzhir: gösterici

müzîc: taciz eden, rahatsız eden

müzil: izale eden, gideren

Müzill: indiren, alçaltan, zillete düşüren, Allah

müzmahil: perişan olmuş, dağılmış

müzmin: yerleşmiş, eski

müznib: günahkâr

müznibîn: günahkârlar

Alıntı Yaparak Cevapla