Yalnız Mesajı Göster

Minicik Sözlük (T)

Eski 10-28-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Minicik Sözlük (T)



T

taabbüd: ibadet etmek
taabbüdî: ibadet etmekle ilgili
taaccüb: şaşma
taaddüd: adetlenme, sayıca artma
taaddüdüzevcât: birden fazla evlilik
taaffün: kokuşma
taaffünât: kokuşmalar
taahhüd: yüklenme, söz verme
taakkul: akıl erdirme
taalluk: ilgili olma, münasebet
taallukât: ilgililer, yakınlar, akrabalar
taallül: bahane arayarak işten kaçınma
taallüm: ilim öğrenme
taam: yemek, gıda
taammüd: bilerek yapma
taammül: amel etme, çalışma
taammüm: umumileşme, genelleşme
taannüd: inat etme, direnme
taarruz: saldırma, sataşma
taarrüf: tanışma, tanıma
taarrüfât: tanıtmalar, tanımalar
taassub: şiddetli taraftarlık
taassubât: taassuplar
taaşşuk: âşık olma
taat: söz dinleme, ibadet
taattuf: acıma, esirgeme
taavvüz: sığınma
taayyün: belirme, görünme
taayyünât: belirmeler
taayyüş: geçinme, beslenme, yaşama
taazzum: büyüklenme
tab: basma, baskı
tâb: güç, tâkat
tab: huy, yaradılış
tabâbet: doktorluk
tabaka: kat, katman
tabakât: tabakalar
tâbân: ışıklı
tabân: yaradılıştan, yaradılış bakımından
tabasbus: yaltaklanma
tabasbusât: yaltaklanmalar
tabayi: tabiatlar, temel özellikler
tâbi: boyun eğen, uyan
tâbî: kitap basan
tabiat: yaradılıştan gelen temel özellik, yaradılış, huy, ilâhî kanunlar
tabiatperest: tabiatı yaratıcı zanneden kimse
tabib: doktor, hekim
tabiî: tabiatla ilgili, kendiliğinden
Tabiîn: sahabeleri görenler
tabiiyet: uyma
tabiiyyun: Allahın kanunu ve sanatı olan tabiatı ilâh sananlar
tâbir: deyim, söz, yorum, ifade, anlatım
tâbirât: tabirler
tâbiûn: sahabeleri görenler
tabla: kap, yiyecek sunulan kap
tabu: uğursuz, hakkında konuşmaktan korkulan
tabur: bölüklerden oluşan askerî birlik
taburmisâl: tabur gibi
tâbut: ölü konan sandık
tâbutiyet: tabut gibi olma hâli
tâc: taç
tâcil: çabuklaştırma, acele ettirme
tâcir: ticaret yapan
tâciz: rahatsız etme, âciz hâle getirme
tâdâd: sayma
tâdil: yumuşatma, düzeltme, ılımanlaştırma
tâdilât: düzeltmeler
tâdilierkân: namazı dikkat ederek ve hakkını vererek kılmak
tadlil: "azdı ve saptı" diye verilen hüküm, azdırma, saptırma
tafaddul: üstünlük iddiası
tafdil: üstün tutma
tafra: sıçrama, atlama, yukarıdan atıp tutma
tafsil: uzun uzadıya anlatma
tafsilât: geniş açıklamalar
tafsilen: ayrıntılı olarak, genişçe
tafsilî: ayrıntılı, geniş açıklamalı
Taftazanî: büyük bir kelâm âlimi
tagaddi: gıdalanma, beslenme
tagallüb: üstün gelme, zorbalık, baskı
taganni: zenginleşme
tagayyür: başkalaşma, dönüşme
taği: azgın, haktan sapan, saptıran
tağiyane: azgınca
tağlib: galip getirme
tağlit: yanıltma, bulandırma
tağşiş: karıştırma
tağut: azgın, sapkın, îmansız, ilâh gibi saygı gören, heykellerine bile saygı duyulan, sapan ve saptıran
tağutî: tağutla ilgili
tağyir: başkalaştırma, değiştirme, bozma
tağyirât: tağyirler
tahabbüb: sevgi gösterme
tahaccür: taşlaşma
tahaddi: meydan okuma
tahaddüs: var olma
tahaffuz: korunma
tahakkuk: gerçekleşme
tahakküm: hükmetme, zorbalık
tahakkümî: delilsiz dâvâ
tahalluk: ahlâklanma
tahallüf: geride bırakılma
tahallül: ayrışma
tahallüs: kurtulma
tahammuk: ahmaklaşma
tahammül: sabretme, dayanma
tahammülsûz: dayanma gücünü kıran
tahammür: ekşime, fermentasyon
tahannun: fazlaca acıma
tahannün: inleme
taharet: temizlik
taharrî: arama
taharriyât: aramalar
taharrüf: sapma
taharrük: hareketlenme
tahassul: üreme
tahassus: hususîleşme
tahassün: sığınma
tahassüngâh: sığınak
tahassür: özleme
tahassüs: duygulanma
tahattur: hatırlama
tahavvüf: korkma
tahavvül: değişme
tahavvülât: değişmeler
tahayyül: hayâl etme
tahayyür: şaşakalma
tahayyüz: yer tutma
tahazzün: birikme
tahdid: sınırlama
tahdîs: şükürle söyleme
tahdîsinîmet: şükür için kendine verilen nimeti söyleme
tahdiş: kurcalama
tahfif: hafifleştirme
tâhir: temiz
tâhirât: temiz olanlar
tahiyyât: hediyeler
tahiyye: hediye
tahkik: araştırma
tahkikât: araştırmalar
tahkikî: araştırmalı
tahkim: hakem tayin etme, kuvvetlendirme
tahkimât: tahkimler
tahkimen: tahkim ile
tahkir: aşağılama
tahkirât: aşağılamalar
tahkirkârâne: aşağılarcasına
tahkiye: hikâye etme
tahlil: çözümleme
tahlilî: çözümlemeli
tahlis: kurtarma
tahliye: boşaltma, bırakma
tahmid: hamdetme
tahmidât: hamdetmeler
tahmidnâme: medih ve şükür yazısı
tahmik: ahmaklaştırma
tahmil: yükleme
tahmin: aşağı yukarı belirleme
tahminî: tahminle ilgili
tahrib: yıkma, yıkım
tahribât: tahripler, yıkmalar
tahribkâr: tahrip edici, yıkıcı
tahribkârâne: tahrip edercesine
tahric: çıkarma
tahrif: bozma, harflerle oynayarak aslını değiştirme
tahrifât: tahrifler, bozmalar
tahrifkârane: tahrif ederek, bozarak
tahrifdârâne: bozarak, bozarcasına
tahrik: hareketlendirme, kışkırtma
tahrikât: tahrikler
tahrim: haram kılma
tahrir: yazma
tahriş: tırmalama, azdırma
tahsil: edinme, derleme
tahsilât: edinmeler, derlemeler
tahsildâr: vergi derleyen
tahsin: beğenme, güzel görme
tahsinât: tahsinler, beğenmeler
tahsinkârâne: beğenerek
tahsis: biri için ayırma
tahsisât: biri için ayırmalar
tahsisen: birine ayırmakla
tahşid: yığma, biriktirme, destekleme, kuvvetlendirme
tahşidât: tahşidler
taht: alt, aşağı
taht: hükümdar koltuğu
tahtelarz: yeraltı
tahtelbahir: denizaltı
tahtessıfır: sıfırın altı, eksi
tahteşşuûr: şuuraltı
tahtie: hatalı görme
tahtiyet: alt oluş
tahtnişin: tahta oturan
tahvif: korkutma
tahvil: değiştirme
tahvilât: değiştirmeler
tahzir: sakındırma
tâib: tövbe eden
tâife: bölük, gurup
tâk: bina kemeri
takaddüm: öncelik, öne geçme
takaddüs: pek temiz olma
takallüb: çevrilme, dönüşme
takallüs: kasılma
takarrüb: yaklaşma, yakınlaşma
takarrür: kararlaşma, yerleşme
takas: karşılıklı değişme
tâkat: güç, kuvvet
takattur: damlama
takavvüs: yay gibi kavislenme
takayyüd: bağlanma
takazâ: başa kakma
takbih: çirkin görme
takbihât: çirkin görmeler
takbil: öpme
takdim: sunma, öne geçirme
takdir: belirleme, ölçüleme, beğenme
takdirât: takdirler
takdirkâr: takdir eden
takdirkârâne: takdir edercesine
takdis: mukaddes tanıma
takdisât: takdisler
takdiskâr: takdisci
takıyye: sakınma, çekinme
takî: sakınan
tâkib: izleme
tâkibât: takipler, izlemeler
taklid: benzemeye çalışma, öykünme
takliden: taklit ederek
taklidî: taklide dayalı
taklidkârane: taklit ederek
taklil: azaltma
takrî: azarlama, telaşlandırma
takrib: yaklaştırma, yaklaşık
takriben: yaklaşık olarak
takribî: yaklaşık
takrir: anlatma, kararlaştırma
takriz: bir eserin medih yazısı
takriznâme: bir eseri metheden yazı
taksim: bölme
taksimât: bölmeler
taksimülâmâl: iş bölümü
taksir: kısaltma, kusur, günah
taksirat: kusurlar, günahlar
taktaka: tıktıka, taş sesi
takti: kesme, kesik kesik okuma
taktik: plânlı hareket
takvâ: günahlardan sakınma
takvâdârâne: günahlardan sakınırcasına
takvim: düzeltme, şekillendirme
takviye: kuvvetlendirme, destekleme
takyid: sınırlama, bağlama
takyidâd: sınırlamalar, bağlamalar
talâk: boşama
talâkat: düzgün sözlülük
tâlân: çapul, yağma
taleb: talep, isteme, istek
talebe: isteyen, öğrenci
tâlî: ikinci derecede
tâli: kısmet, talih
tâlia: öncü, kılavuz
tâlib: isteyen, istekli
thalik: asma, geciktirme
tâlikan: askıya alarak, bekleterek
tâlikât: kitap okurken hatıra gelen mânâları not ederek yazılan eser
tâlil: sebeplendirme, sebep gösterme
tâlim: öğretme, alıştırma
tâlimât: talimler, öğretmeler, idmanlar, emirler
tâlimgâh: talim yeri
tâlimhâne: öğrenme evi
tâlimiesma: isimleri öğretme
taltif: gönül okşama, lütuf etme
taltifat: gönül okşamalar
tamâ: açgözlülük, aşırı istek
tamah: açgözlülük
tamâkâr: tamahkâr, açgözlü
tamâkârane: açgözlü biri gibi
tamam: eksiksiz, bütün
tamamiyet: tam olma
tamik: derinleştirme, iyice inceleme
tâmim: genelleştirme, genelge
tamir: onarım
tamirât: onarımlar
tâmme: tam, bütün
tâmmen: tam olarak
tamsetmek: belirsiz kılma, silme
tân: yerme, ayıplama
tango: şarkılı bir dans
tânif: şiddetle azarlama
tanîn: tınlama, arı vız vızı
tanînendâz: tınlayan
tansif: yarı yarıya bölme
tansis: dinî temellere dayandırarak hüküm verme
tansiyon: kan basıncı
tantana: gösteriş, gürültü
tanzif: temizleme
tanzifât: temizlemeler
tanzim: düzenleme
tanzimât: düzenlemeler
tanzir: benzerini yapma
tarab: sevinçlilik
taraf: yan, yön
tarafdar: taraf tutan
tarafdarane: taraf tutarcasına
tarafeyn: iki taraf
tarafgîr: taraf tutan
tarafgîrâne: taraf tutar gibi
tarassud: gözetleme
tarassudât: gözetlemeler
tarâvet: tazelik
tarâvetdâr: taze
tard: reddetme, kovma
tardetmek: kovmak
tarf: göz, nazar, bakış
tarfetülayn: göz açıp kapayıncaya kadar
târık: belâ, yıldız
tarif: tanım, tanıtma
tarifat: tarifler, tanımlar
tarife: tanıtma yazısı
tarifename: tanıtma yazısı
tarifname: tanım yazısı
tarihçeihayat: hayat tarihi
tarihvari: tarih gibi
târik: terkeden
tarîk: yol, tarz, metod
tarîkât: ibadet ve zikirlerle kalben ilerleme yolları
târiküddünya: dünyayı terkeden
târiküssalât: namazı terkeden
târiz: dokundurma
târizen: dokundurarak
tarraka: gümbürtü
tarrar: yankesici
tarsin: sağlamlaştırma
târümâr: darmadağın
tarz: biçim, yol, metod
tarziye: özür dileme
tasadduk: sadaka verme
tasaffi: saflaşma, durulma
tasallub: katılaşma
tasallut: sataşma
tasannu: yapmacık
tasannuât: yapmacıklar
tasannuen: yapmacık olarak
tasannuf: yapmacık sınıflandırma
tasannukârane: yapmacıklı
tasarruf: kullanma, artırma
tasarrufât: tasarruflar
tasavvuf: kalbi dünyadan arındırma yolu, tarikat
tasavvufî: tasavvufla ilgili
tasavvur: tasarlama
tasavvurât: tasarlamalar
tasavvuren: tasarlayarak
tasaykul: cilâlanma
tasdî: sıkma, rahatsız etme
tasdîk: onaylama, doğrulama
tasdîkan: onaylayarak
tasdîkât: tasdikler, onaylamalar
tasdîkgerde: tasdik edilen
tasdîkkârâne: tasdik edercesine
tasfiye: saflaştırma, arındırma
tasgir: küçültme
tashih: düzeltme
tashihât: tashihler, düzeltmeler
tâsian: dokuzuncusu
taskil: cilâlama
taslit: musallat etme, sataştırma
tasnî: düzme, uydurma
tasnîât: düzmeler, uydurmalar
tasnif: sınıflandırma
tasnifât: sınıflandırmalar
tasrif: çekip çevirme, çekim
tasrih: açıkça anlatma
tasrihât: açıkça anlatmalar
tasrihen: açıkça belirterek
tastir: yazı yazıp satırlar oluşturma
tasvib: uygun görme
tasvir: resmini yapma, resim, zihinde canlandırma
tasvirât: tasvirler
Taşnak: Ermenilerin kurduğu bir örgüt
taşra: istanbul dışındaki yerler
Tatar: bir Müslüman Türk kabilesi
tatbik: uygulama
tathir: temizleme
tatil: çalışmaya ara verme
tâtil: inkâr, îmansızlık
tatilieşgal: işi bir yana bırakma, dinlenme
tatlik: boşama
tatmin: ikna etme, manen doyurma
tatminkâr: tatmin edici
tatvil: uzatma
tatyib: hoş etme
tâun: veba, salgın hastalık
tavaf: etrafını dolaşmak, ziyaret
tavaggul: bir işe kendini tamamen verme
tavâif: guruplar, bölükler
tavân: isteyerek
tavassut: aracılık, vasıtalık
tavattun: vatan edinme
tavazzu: su hâline getirme
tavazzuh: açıklanma, aydınlanma
tavır: hâl, sûret, davranış
tâvik: geciktirme, ilerletmeme
tavîl: uzun
tâviz: karşılık, bedel
tavk: güç, tâkat
tavla: ahır
tavr: tavır, davranış
tavren: tavırla, davranış olarak
tavsif: niteleme, özelliklerini söyleme
tavsifât: nitelemeler
tavsifnâme: özellikleri belirten yazı
tavus: süslü bir kuş
tavzif: görevlendirme
tavzifât: görevlendirmeler
tavzih: açıklama
tayerân: uçma
tayf: hayâlî görüntü
tayın: gıda, ekmek, yiyecek
tayınat: tayınlar, gıdalar
tâyib: ayıplama
tâyin: yerini belirleme, atama
tayinât: tayinler, belirlemeler
tayr: kuş
tayy: atlama, kaldırma
tayyar: uçucu
tayyare: uçak
tayyetmek: geçmek, atlamak, kaldırmak
tayyımekân: bir yerdeyken birdenbire başka yerde olmak
tayyızaman: bir zamandan birdenbire başka zamana geçmek
tayyib: iyi, hoş, güzel
tayyibât: tayyibler
tayyibe: iyi, güzel, hoş
tazammun: içine alma
tazarrû: yalvarmak, yakarış
tazarrûât: yalvarmalar
tâzib: azap etme
tâzif: artırma
tâzim: büyük tanıma
tâzimkârane: büyük tanıyarak
tâzir: azarlama
tâziyâne: eziyet edercesine
taziye: yakını ölen üzgün birini teselli etme
taziyenâme: taziye mektubu
tâziz: şereflendirme
tazmin: zararı ödeme
tazminât: zarara karşılık verilen para
class=MsoNormal style='margin-top:0cm;margin-right:10cm;margin-bottom:0cm; margin-left:10cm;margin-bottom:0001pt;mso-pagination:none'>tazyîk: baskı, sıkıştırma
tazyîkât: tazyikler, baskılar, sıkıştırmalar
teahhur: geri kalma
teakub: birbirini izleme
teâlâ: namı büyük
teâlî: yücelme
teâmî: anlamaz gibi görünme
teâmül: alışılmış biçim
teânuk: sarılma
teanüd: inatlaşma
tearrüf: araştırarak öğrenme
teâruz: zıtlık, zıtlaşma
teâruzan: zıtlaşarak
tearüf: bilinme, tanınma
teâti: alıp verme
teâvün: yardımlaşma
tebâ: uyma
tebaa: uyruk, uyanlar
tebâdül: değişme
tebâdür: birdenbire aklına gelme
tebah: mahvolmuş, yıkılmış
tebahhur: buharlaşma
tebâiyyet: uyma
tebân: ikinci derecede
tebârek: mübarek etsin!
tebârüd: soğuma
tebârüz: belirme, görünme
tebâud: uzaklaşma
tebâyün: uymazlık, zıtlık
tebcil: ağırlama, yüceltme
tebdil: değiştirme
tebe: tabi olanlar, uyanlar
tebean: uyarak
tebeddül: değişme, değişim
tebeddülât: değişmeler
tebeî: asıl olmayan, dolaylı
tebelbül: dil karmaşası
tebellüğ: anlayıp almak
tebellür: billurlaşma
teberri: arınma, uzaklaşma
teberrû: bağış
teberrûât: bağışlar
teberrük: bereket umma
teberrüken: bereket umarak
tebessüm: gülümseme
tebessümkârane: gülümsercesine
tebeyyün: belli olma, belirme
tebîd: uzaklaştırma
tebîz: ayırma, bölme
tebkit: azarlama, susturma
tebligât: tebliğler, bildiriler
tebliğ: ulaştırma, bildirme, ilâhî emirleri insanlara anlatma
tebliğnâme: tebliğ yazısı
tebrie: arındırma
tebrik: bereket dileme, kutlama
tebrikât: tebrikler
tebriknâme: tebrik mektubu
tebşir: müjdeleme
tebşirât: müjdelemeler
tebtil: hakka yönelme
tebyin: belirtme
tebyiz: temize çekme
tebzir: malı saçıp savurma
tecâhül: bilmezlikten gelme
tecânüb: sakınma
tecânüs: aynı türden olma
tecârüb: tecrübeler
tecâvüb: cevaplaşma
tecâvüz: sınırı aşma, saldırma
tecâvüzât: tecavüzler, saldırmalar
tecâzüb: karşılıklı çekicilik
tecdîd: yenileme, tazeleme
tecebbür: zorbalaşma
teceddüd: yenilenme
teceddüdî: yenilenmekle ilgili
teceddüdperver: yeniliksever
tecellî: görünme, belirme
tecellîdâr: görünen, beliren
tecellîgâh: belirme yeri
tecellîyât: görünmeler, belirmeler
tecellüd: cesur görünmeye çalışma
tecemmû: toplanma
tecemmüd: donma, katılaşma
tecemmül: güzelleşme
tecennüb: sakınma, uzak durma
tecennün: delirme
tecerrüd: soyutlanma, ayrılma
tecessüd: cesetlenme
tecessüdiyet: cesetlenme hâli
tecessüm: cisimleşme, cisim hâlinde görünme
tecessüs: gizlice araştırma
tecevvüf: içi boş olma
tecezzî: ayrışma, ufalanma
techil: cahil sayma
techiz: donatma, cihazlandırma
techizat: techizler, donatmalar
têcil: erteleme
teclid: ciltleme
tecrîd: soyutlama, yalnız bırakma
tecrîdât: tecritler, ayınmalar
tecrîdhâne: tek kişilik yer
tecrübât: tecrübeler
tecrübe: deneyim, deney
tecrübeten: tecrübeyle
tecrübevârî: tecrübe eder gibi
tecsim: cisimlendirme
tecvid: usûlüne uygun okuma
tecviz: caiz görme, izin verme
tecziye: cezalandırma
tedâbir: tedbirler, önlemler
tedâfü: savunma
tedâfüî: savunmayla ilgili
tedâhül: birbirine girme
tedâi: çağrışım
tedârik: edinme, ele geçirme
tedârikât: edinmeler
tedâvi: iyileştirmeye çalışma
tedâvül: dolaşım, sürüm
tedbir: önlem
tedebbür: sonunu düşünme
tedehhüş: korkma, ürperme
tedellî: inme, eğilme
tedenni: alçalma, inme
tedenniyât: alçalmalar
tederrüc: adım adım ilerleme
tederrüs: ders alma
tedhiş: korkutma
têdib: edeplendirme
têdiye: ödeme
tedkik: inceleme
tedkikat: tedkikler, incelemeler
tedlis: sattığı malın ayıbını gizleyerek aldatma
tedric: derece derece ilerleme
tedricen: derece derece
tedricî: derece derece olan
tedrîs: ders verme, öğretme
tedrîsât: ders vermeler
tedvîn: derleyip düzenleme
tedvîr: döndürme, yönetme
teehhül: evlenme
teehhür: gecikme, geriye kalma
teellüm: acı hissetme
teellümât: acı hissetmeler
teemmel: iyice düşün!
teemmül: iyice düşünme
teennî: düşüne düşüne iş yapma
teennuk: kusursuz yapılış
teessüf: eseflenme, üzülme
teessür: etkilenme, üzülme
teessürât: etkilenmeler, üzülmeler
teessüs: kurulme, yerleşme
teeyyüd: desteklenme
teezzi: incitme
tefaddul: üstünlük taslama
tefâhur: iftihar etme
tefâni: birbirinde fani olma
tefârık: güzel bir koku
tefârik: ayırmalar, ufak şeyler
tefârikulasâ: bir olmakla beraber türlü faydaları bulunan
tefâsir: tefsirler, yorumlar
tefâul: birbirinin fiilinden etkilenme
tefâvüt: farklılık
tefehhüm: fehmetme, anlama
tefekküh: meyve
tefekkür: fikretme, düşünme
tefekkürât: tefekkürler, düşünmeler
tefekkürî: düşünmekle ilgili
tefekkürnâme: tefekkür yazısı
tefelsüf: filozoflaşma
tefennün: fen öğrenme
teferru: dallanma, ayrılma
teferruât: ayrıntılar
teferrüc: rahatlama, gezme
teferrüh: ferahlanma
teferrüs: iyice anlama
teferûn: firavunlaşma
tefessüh: bozulma, çürüme
tefeül: fal açma, uğur sayma
tefevvuk: üstünlük
tefeyyüz: feyizlenme
tefhim: anlatma
tefîl: fiilleri etken hâle getiren kalıp
tefrî: kısım kısım ayırma
tefrigat: kısım kısım boşaltıp yer açma
tefrîh: ferahlandırma
tefriî: ayrıntılamakla ilgili
tefrik: ayırma, seçme
tefrika: ayrılık, dizi yazı
tefriş: döşeme, yayma
tefrit: normalin altı
tefsik: günaha sürükleme
tefsir: yorum, açıklama, âyetlerin izahı
teftiş: kontrol etme
tefviz: işi birine bırakma


Alıntı Yaparak Cevapla