10-28-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Ölünün Yıkanmasının Hikmeti
Ölünün yıkanmasının hikmeti
Ölen bir mü'minin teçhiz ve tekfini, yani yıkanıp, kefenlenip, namazının kılınması ve defnedilmesi, geride kalan müslümanlara kifayeten farzdır (1) Bu görevi, müslümanların bir veya birkaçı yapınca, diğerleri de sorumluluktan kurtulur Ama hiç kimse bu görevi yapmazsa hepsi sorumlu olurlar
Ölüyü yıkayıp kefenleyerek namazını kılmak ve toprağa gömmek şeriat-ı kadîmedendir Übeyy b Ka'b'dan (v 21/642) rivayet edilen bir haberde bildirildiğine göre, Hz Adem (As) vefat edince, melekler cennetten getirdikleri kefen ve kokularla geldiler ve Hz Adem'i yıkadılar, kefenlediler, güzel kokular sürdüler Sonra namazını kılıp, kazdıkları mezara yerleştirdiler ve üzerini kerpiçle kapatarak toprakla düzlediler Bu işleri tamamladıktan sonra Hz Adem'in oğullarına: "Ey Âdemoğulları, bu yaptığımız, sizin sünnetiniz olan şeriatınızdır Bundan sonra ölülerinizin cenaze merasimini ve defin işini bizden gördüğünüz gibi yapın "(2) dediler Hz Âdem (a s) dan bu yana gelen bütün ilâhî dinlerde ölülere aynı muamele yapılmaktadır
Nitekim son semavî din olan dinimiz İslam'ın tebliğcisi Hz Muhammed (s a v) de ölümünden sonra Müslümanın yıkanmasının, ölenin sağ kalan müslamanlar üzerindeki haklarından biri olduğunu belirtmiş ve geride kalan müslümanların ölen kardeşlerine karşı bu son vazifelerini yapmalarını emrederek nasıl yapılaca*ğını da öğretmiştir Müctehid imamlarının hepsi, Rasulullah (s a v) in bu emri sebebiyle, teçhiz ve tekfinin farz-ı kifâye olduğunda ittifak etmişlerdir (3)
Ölünün yıkanması müşerref varlık olan insana bir hürmettir Onu temizlemek ve şereflendirmek için farz kılınmıştır
İnsanın ölüsü de saygıya layıktır Bu saygı bir yönüyle, ölünün yakınlarına bir teselli olduğu gibi ölümün yokluk olmadığını, vatanı aslisine gittiğini ve gittiği yere pak ve temiz bir şekilde gönderilmesi amacını taşımaktadır Ölünün âdeta yeni doğmuş bir çocuk gibi yıkanması, bir yönüyle bu yeniden doğuş olayını sembolize etmekte, bir yönüyle bu fani yolculuğun yani dünya hayatının kendisi üzerinde bıraktığı kir, toz ve bulaşıkları gidermeyi temsil etmektedir Bu yıkamanın ardından, yeni doğan çocuğa giydirilen zıbın misali kefene sarılır ve büyük bir ihtimamla beşiğine indirilir
1- İbnü'l-Hümâm Kemâleddin Muhammed b Abdulvâhid, Şerhu Fethi'l-Kadir, c I, s 447 Bulak, 1315 h; Tahtâvî, Hâşiyetû Alâ Merâki'l-Felâh, s 447 Mısır, 1970
2- İbn Kesir el-Bidâye ve'n-Nlhâye c I s 98, Beyrut, 1977; A b Hanbel, Müsned, c V,s 136
3- Kabir Hayatı, Doç Dr Süleyman Toprak
|
|
|