Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlı Camileri A-Z
T
Teşvikiye Camii
Tombul Camii
Y
Yeni Cami
Yeni Valide Külliyesi
Yeşil Camii
Yıldız Hamidiye Camii
Z
Zal Mahmud Paşa Camii
Zeynep Sultan Camii
Ç
Çakaloz Camii
Çavuşbaşı Camii
Çeşnigir Camii
Ö
Ömer Paşa Camii
Teşvikiye Camii
İstanbul'un Teşvikiye semtinde 1854 yılında Abdülmecit tarafından yaptırılmış olan camidir 1794-1795 yıllarında III Selim tarafından inşa ettirilmiş olan mescidin yerine yapılmıştır
Şerif Halil Paşa Camii halk arasında bilinen adıyla Tombul Camii
Bulgaristanın Şumnu (Shumen) ilinde bulunan cami
1744 yılında Şerif Halil Paşa tarafından yaptırılmıştır Tek şerefeli minaresi 40 metre yüksekliğe, Kubbesi ise 25 m yüksekliğe sahip olan caminin duvarları düz taştan kesilmiş, geometrik şekilde yontulmuş ve çeşitli bitki figürleriyle süslenmiştir İç mekânlarda Lale devri etkisi diyebileceğimiz Türk Barok kalem işi bezeme görülmektedir Aynı zamanda Külliye olan Camii kompleksi içinde kütüphane ve mektebi de içeren bir medrese bulunur Camii Batı mimarisinin yanı sıra bir Osmanlı yapısı özellğini de taşır Yapı Türkiye hariç (Edirne dahil), Balkanların en büyük ikinci camisi olma özellğini de taşır Balkanların en büyük camisi ise Edirne'de bulunan Selimiye camiidir
Bulgaristan’da Osmanlı mimarîsinin tamamıyla korunmuş tek eseridir Tombul Camii şu an restore aşamasında olmakla beraber, ibadete açıktır Cami 27 ağustos 2010 tarihinde kimliği belirsiz kişilerce saldırıya uğramış ve cami duvarlarına İslam dini ve Allah hakkında ağıza alınmayacak küfürler yazılmıştır Bu olay büyük tepkilere sebep olmuştur
Yeni Cami ya da Valide Sultan Camii
İstanbul'da 1597 yılında Sultan III Murat'ın eşi Safiye Sultan'ın emriyle temeli atılan ve 1663'te zamanın padişahı IV Mehmet'in annesi Hatice Turhan Sultan'ın büyük çabaları ve bağışlarıyla tamamlanıp ibadete açılan camidir
Mimar Davut Ağa tarafından yapılmaya başlanmış, Mimar Dalgıç Ahmed Ağa devam ettirmiş ancak inşaatın başlangıcından 66 yıl sonra dönemin mimarbaşısı Mustafa Ağa tarafından IV Mehmed zamanında bitirilebilmiştir
Mimar Sinan'ın Şehzade Camii'nde ve Sedefkar Mimar Mehmed Ağa'nın Sultanahmet Camii'nde kullandığı kubbe planını tekrarlar Ancak kubbenin piramidi andırır şekilde yükselmesi kendine has bir özelliktir
Yeni Cami etrafında Valide Sultan Türbesi, sebil, Mısır Çarşısı arastası bulunmaktadır Caminin mimari üslubu, kubbedeki yükseklik vurgusu ve yan cephe revaklarıdır
Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından cami ve eklentilerinde günümüzde restorasyon çalışmaları yapılmaktadır
Yeni Valide Camii
İstanbul'un Üsküdar ilçesinde İskele caddesi üzerinde II Mustafa ve III Ahmet'in annesi Emetullah Râbi'a Gülnûş Sultan tarafından yaptırılmış olan camidir 1708-1710 yılları arasında Lâle Devri baş mimarı Kayserili Mehmet Ağa tarafından yapılmıştır Kare planlıdır Basık şekilli kubbesi dört kemerle dört yarım kubbenin meydana getirdiği sekiz köşe üzerine oturur İkişer şerefeli iki minaresi vardır Yazıları Hezarfen Mehmet Efendi'nin eseridir
Bursa Yeşil Camii
Bursa’da ilk dönem Osmanlı mimarisinin önemli örnekleri arasında yer alan bir tarihi yapı Caminin ünü, çini kaplamalarından gelir
Cami, adını verdiği Yeşil semtindedir; Yeşil külliyesi yapılarındandır “Yeşil” adını, bir zamanlar minarelerinde bulunan yeşil renk ağırlıklı süslemelerinden aldığı düşünülür Halen aktif olarak kullanılan caminin kapasitesi 2000 kişidir
Kuzey cephe ortasındaki taç kapısında bulunan Arapça kitabeye göre mimarı Hacı İvaz b Ahî Bayezıt (Hacı İvaz Paşa); bitirildiği tarih Aralık 1419’dur İç mekanda, hünkar mahfili üzerinde yer alan yazıttan anlaşıldığı kadarıyla yapının nakkaşı, “Nakkaş Ali” olarak da bilinen Ali b İlyas Ali’dir (ünlü divan şairi Lâmiî Çelebi’nin babası); süslemelerinin tamamlandığı tarih 1424'tür Osmanlı sultanlarından Çelebi Mehmet’in emri ile yapılan cami; Sultan’ın ölümü üzerine II Murad devrinde tamamlanmıştır
Mimari özellikleri
Yeşil Camii, Çelebi Mehmet tarafından aynı zamanda hükümet konağı olarak inşa edilmiş iki katlı, iki kubbeli görkemli bir yapıdır
Cami, ters T planlıdır Kronolojik sıraya göre bu plandaki yapıların, Orhan Gazi Camii ile Yıldırım Camii'den sonra üçüncüsüdür Caminin büyük ve olağanüstü oyma süslemeleri bulunan ana kapısı kuzey cephede yer alır Kapıdan yan odalara açılan dar bir koridora girilir Asıl ibadet alanına Bizans başlıklı iki sütunun ortasındaki alçak bir kapıdan girilir
İbadet mekanın iki yanındaki simetrik odalar, sancaklardan gelenlerin meselelerinin görüşüldüğü yerler olarak yapılmıştı Doğudaki oda Anadolu Beylerbeyliği’nden gelenler için, batıdaki oda Rumeli Beylerbeyliği’nden gelenler için kullanılıyordu Daha sonraları bu odalar mahkeme salonu olarak kullanılmıştır Girişin iki yanındaki merdivenlerle üst kata çıkılır Yapının üst katında ortada hünkar mahfili, iki tarafında saray daireleri bulunur
İbadet mekanı, aynı eksen üzerinde üzerli birer kubbe ile örtülü iki ana mekandan oluşur Kubbelerin çapı 13metre, yerden yüksekliği ise 25metredir Her iki kubbe büyük bir kemer ve kilit taşı ile birleştirilmiştir
Mermer işçiliği
Caminin yapımında Marmara Adası’ndan getirilen mermer kullanılmıştır; eser, Bursa’da yapılan ilk mermer abidedir Eserin ön yüzü, pencereleri, kapısı, kitabeleri, kapı tavanı mermer işçiliğinin en güzel örneklerindendir
Çinileri
Cami, mimari özellikleri yanında çini süslemeleri ile de büyük bir öneme sahiptir Özelikle iç mekânda eyvanlar, müezzin mahfilleri, hünkar mahfili, tabhaneler, şahnişinler ve mihrap çini süslemenin yoğun olarak kullanıldığı bölümlerdir Bunlar arasında bütünüyle çini ile kaplanmış mihrap zengin süslemeleriyle dikkat çeker
Mihrap, eserin güney cephe ortasındadır 1067 cm yüksekliğinde ve 628 cm genişliğindedir ve sır tekniğinde çinilerle kaplanmıştır Erken Osmanlı döneminin ilk çini süslemeli mihrabıdır Ağırlıklı olarak bitkisel motif ve kompozisyonlara sahip çinilerle kaplanmıştır Yeşil Camii’indeki çinileri yapan usta, "Mecnun Mehmet’tir"
Ahşap işçiliği
Yeşil Camii’nin giriş kapısı ve pencere kapakları, devrin ahşap işçiliğinin güzel örneklerindendir Mihrabın batısında bulunan, tepesi altıgen külahla örtülü minber de özenli bir ahşap işçiliğinin ürünüdür
Hat eserleri
Mihrap eyvanının doğu ve batı pencereleri üzerinde duvara asılmış birbirinin eşi olan daire biçiminde iki yazı levhası bulunur Levhalarda “Amme suresi” yazılıdır Biri yeşil, biri kırmızı olan bu yazılardan birinde Bursa’da 19 yüzyılda valilik yapmış Ahmet Vefik Paşa’nın adı geçer
Minareleri
Caminin minarelerinin birisi kzeybatı, diğeri güneybatı köşesindedir Minareler yapının 1855 depreminin ardından, 19 yüzyıl sonlarına doğru yapılmıştır Orijinal minarelerin camiye adını veren yeşil çinilerle akplı olduğu düşünülür
Külliye yapıları
Yeşil Camii'nin inşasından sonra batısına medrese, doğusuna imaret yapılmıştır Medrese, “Sultaniye Medresesi” olarak anılırdı Medrese binası, günümüzde Türk İslam Eserleri Müzesi olarak kullanılır
Caminin karşısında Bursa'nın en değerli anıtsal yapılarından biri olan Yeşil Türbe bulunur
Bursa’daki “Sultan Han” ve “Fidan Han” adlı hanlar, Yeşil Camii’nin inşasından sonra Çelebi Mehmet’in isteği ile Hacı İvaz Paşa tarafından Yeşil Camii’ye gelir sağlamak için inşa edilmiştir
Yıldız Hamidiye Camii
Yıldız Hamidiye Camii ya da Yıldız Camii Beşiktaş'ta Barbaros Bulvarı'nın kuzey kesiminde, Yıldız Sarayı yolu üzerindedir Asıl adının Hamidiye olmasına karşılık daha çok Yıldız Camii olarak bilinmektedir
Tarihi
II Abdülhamid tarafından 1885-1886 yılları arasında yaptırılmıştır Gerek kitlesi ve plan şeması, gerekse dekorasyonu ile son dönem Osmanlı mimarisinin en tipik örneklerindendir
Zal Mahmud Paşa Camii
İstanbul'un Eyüp ilçesinde Kanuni Sultan Süleyman'ın veziri Zal Mahmut'un Mimar Sinan'a yaptırdığı cami medrese, türbe, çeşmeden meydana gelen bir külliyedir Zal Paşa caddesindeki caminin inşa tarihi 1577'dir Bir medrese şadırvan avlusu çevresinde, ve buna bağlı ikinci medrese düşük bir platformda türbe etrafında avlu ve Defterdar caddesi tarafında kapısında bir çeşmesi vardır Sekizgen, tek kubbeli, girişi 6 sütunlu bir revaktan olan türbede Zal Mahmut Paşa yatmaktadır Türbe pencereleri klasik karınca gözlüdür
Caminin içinde üç yanda dörder sütunlu düz tavanlı revaklar vardır Mermer minber ve mihrap mükemmeldir Mihrap etrafında çini bordür bulunmaktadır Son cemaat yeri beş açıklı bir revaktır ve yanlar kubbelidir Duvarlar taş ve tuğladır Dış görünümü camiye kırmızı beyaz bir hava kazandırmıştır Minare sağda yapıya bitişiktir Duvar pencereleri iki sıradır
Eyüp İlçesi’nde, Defterdar Caddesi ile Zal Paşa Caddesi arasında yer alır Külliye bir cami, medrese, türbe ve çeşmeden oluşmaktadır 1570’li yıllarda Sadrazam Zal Mahmud Paşa ile eşi Şah Sultan tarafından yaptırılmıştır Mimar Sinan’ın eseridir Külliyenin merkezini cami oluşturmaktadır Daha önceleri de birçok tamirat geçiren cami son olarak 1955-63 yılları arasında restore edilmiştir İç avlu, son cemaat yeriyle birlikte 17 sütun ve 15 kubbe ile çevrilidir Ortada 8 sütunlu şadırvanı vardır Minaresi tek şerefelidir Caminin duvarları taş ve tuğla karışımıdır Cami büyük bir kubbe ile örtülüdür Çini mihrabı ve minberi kalem işleriyle süslüdür
Zeynep Sultan Camii
1769 yılında III Ahmed'in kızı Zeynep Âsime Sultan tarafından Ayazma Camii'nin de mîmarı olan Mehmed Tahir Ağa'ya yaptırılmış barok tarzındaki câmidir Mîmârî tarzına bulunduğu mekân göz önüne alınarak karar verilmiştir Bu özel tarzı ve yapımında kullanılan malzemeler nedeniyle Bizans kiliselerini anımsatır
Gülhâne'nin karşısında bulunan câminin arka tarafında bugün de ilkokul olarak kullanılan mektep vardır Eskiden sebil olarak kullanılan kısmı ise şu anda vakıflar tarafından kiraya verilmiş, büfe olarak işletilmektedir Câminin hemen önünde I Abdülhamit'in külliyesinden, 1920'lerde Eminönü'den 4 Vakıf Han'ın yapımı nedeniyle buraya taşınmış olan çeşme artık istimlak çalışmaları sırasında Taya Hatun Sokak'taki bugünkü yerine taşınmıştır Hemen üst tarafında ise Osmanlı Araştırmaları Vakfı bulunmaktadır
Hazîresinde[3] Alemdar Mustafa Paşa'nın mezarı bulunmaktadır Yeniçeri isyânını bastırmak için İstanbul'a gelen Alemdar Mustafa Paşa tahta II Mahmut'u çıkarmış, kendisi de sadrâzamı olmuştur Ancak bir süre sonra yeniçeriler tekrar ayaklanıp Alemdar Mustafa Paşa'nın evini kuşatmış, paşa da kendisiyle birlikte evini havaya uçurmuştur Cesedi yeniçeriler tarafından Yedikule Zindanları'na atılmıştır 1900 yılında İstanbul'da ilk istimlâk çalışması sırasında naaşı bir tören düzenlenerek Zeynep Sultan Camii'nin avlusuna defnedilmiştir Câminin bahçesine bir sıbyan mektebi yapılmış ve Alemdar Mustafa Paşa'nın ismi verilmiştir
Ayrıca 1912 yılında yapılan istimlâk çalışmaları neticesinde türbesi yıkılan Zeynep Sultan'ın naaşı, câminin bodrumunda 1950 yılına kadar kalmıştır 1950'de dönemin vakıflar idâresi tarafından Zeynep Sultan'ın naaşı bugünkü yerine defnedilmiştir Câminin bodrumu ise 1983 yılında restore edilmiş, şu an hâlen ibâdete açık durumdadır III Selim'in sadrâzamlarından Zeynep Sultan ile evli olan Melek Mehmet Paşa'nın kabri de câminin hazîresinde yer almaktadır
Zeynep Sultan Camii 1958 yılında Vakıflar İdâresi tarafından, 1983 yılındaysa câmii cemaati tarafından restore edilmiştir
Çakaloz Camii
Uşak'ın Kurtuluş mahallesinde 19 yüzyılda inşa edilmiş Osmanlı dönemi camisi
Çavuşbaşı Camii
Mimar Sinan'ın 1538'de Abdi Subaşı ve Mahmud Ağa için yaptığı, İstanbul'da Sütlüce Hamam sokağında bulunan cami Mahmud Ağa camii olarak da bilinir Taş merdivenlidir Duvarlar taş-tuğladır Çatı ahşap ve kiremit örtülüdür Avluda bir kütüphane ve mezarlık, bir türbe bulunmaktadır Minaresi taştan, kürsü ve minberi ahşaptır
Çeşnigir Camii
Manisa'da bir cami 1474 yılında II Mehmed'in azat etmiş olduğu bir köle olan Çeşnigir Sinan Bey tarafından yapılan cami, şehrin en eski camilerinden biridir Bir de kütüphanesi bulunmaktaydı
Ömer Paşa Camii
Ömer Paşa Camii, cami, Ketenci Ömer Paşa tarafından 1602 yılında yaptırılmıştır Elmalı merkezdedir Klasik Osmanlı mimarisini yansıtır Elmalı ve Antalya'daki en büyük Osmanlı yapısıdır
|