Yalnız Mesajı Göster

Aile İçi Şiddet Ve Koca Dayağı

Eski 10-28-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Aile İçi Şiddet Ve Koca Dayağı



Erkek eşine neden şiddet uygular?

“Erkeğin kadınını dövmesi, güçlü olduğunu değil, güçsüz olduğunun göstergesidir

Çünkü, güçlü ve kendinden emin beyefendiler, tüm işlerinde olduğu gibi, kadınıyla da konuşarak anlaşırlar Kuran iffetsiz kadınlar içindahi, önce konuşmalarını, daha sonra başka yöntemlere başvurmalarını ve bunlar da yetmeyince, “hafifçe” vurmalarını söyler Pişman olup dönüş yaparlarsa, geçmişi unutup affetmelerini emreder ”Nüşunuzdan korktuğunuz kadınlara (önce) öğüt verin, (sonra onları) yataklarda yalnız bırakın, (bu da yetmezse hafifçe)vurun Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın ” (Nisa Suresi34)

Oysa günümüzdeki dayak olaylarına baktığımızda, kadını dövmek için türlü bahaneler aradıklarını görmekteyiz Kendi iç dünyalarındaki yaşadıkları fırtınaları, iş hayatında yaşadığı olumsuzlukları, trafikte yaşadığı stresi, hatta çok acıktığında yemeğin biraz gecikmesi, tuzunun eksik olması dahi, kadını dövmek için yeterli bahanelerdir Bu dayaklar da “hafifçe” değil de, neredeyse falakaya çekip kafa göz kırmaktır…

Bu durum sadece ülkemize has bir olay değildir Dünyanın bir çok ülkesinde kadınlar dayak yemektedirler Gelişmiş ülkelerde çok az olmasına rağmen, gelişmekte olan ülkelerde ve ülkemizde dayak, hat safhadadır… Zengin-fakir, eğitimli-eğitimsiz her kesimde dayak olayına rastlayabilirsiniz Hatta istatistiklere göre, kırsal ve eğitimsiz kesimlerden çok, kentli ve eğitimli beylerin kadınlarını daha çok dövdüğü görülmüştür Çünkü kadınlarda eğitim yükseldikçe, doğal olarak haklarını aramaya başlamaktadırlar Özellikle ekonomik özgürlükleri olan hanımlarımız eşlerine bazı haklarını hatırlattıklarında, nedense bazı eğitimli beyefendiler bu özel hakları reddederek, eşlerini dövmektedirler Hatta sadece dayak değil, hakaret dolu sözler, aşağılayıcı davranışlar, toplum karşısında küçümsemeler, evde yapılan baskılar gibi yüzlercesi sıralanabilir

Tarih boyunca “kadını aşağılamak, küçümsemek, yaşadığı tüm olumsuzluklarda, hatta dışarıda amirinin-patronunun yanında sus-pus olup ta, evini ve kocasını bekleyen, suçsuz ve masum eşinden hırsını almak,ezmek, baskı yapmak” bazı hasta ve kendini eksik gören erkeklerin en büyük ortak noktaları olmuştur

Dayak olayını sadece kadınlarda görmemekteyiz Hatta dayağı yiyen kadın da, çocuklarını döverek kendileri de dayak atmaktadırlar Dolayısıyla kadınlar farkında olmadan, dayakçı bir nesil yetiştirmektedirler Bu duruma eğiticileri ve diğerlerini de ilave edebiliriz Basında çok sık duyduğumuz “dayakçı öğretmenler,” dili olmayan hayvanları döverek işkence yapanlar

Hatta trafikte el frenini çekip de, şehrinorta yerinde meydan dayağı çekenler bile vardır Anlayacağınız insanların çoğu, Allah’ın tüm canlıların içinde, insanlara verdiği konuşma mucizesi yerine, nefislerine uyarak kaba kuvvet kullanmayı tercih etmektedirler…

Dayak cennet’ten çıkmamıştır

İslam’da hadisler, en çok kadınlara yönelik yazılmıştır Bu yazıları da nedense, hep erkekler yazmıştır Tarih boyunca Müslümanlar dayak olayını, İslam’ın emri sanmışlardır Oysa Kuran bu konuya açık ve net bir şekilde açıklık getirmesine rağmen, nefsi olan insanların yazdığı bazı hadisler, kadının dayak yemesini ve ezilmesini, sanki Allah’ın emriymiş gibi İslam’da kadına lanse edilmiştir Bunlardan bazıları şöyledir:

“Kadının en makbulü koyun cinsidir, Dayak cennet’ten çıkmıştır, Cennet kocalarınızın ayağının altındadır, Kadının dini ve aklı yarımdır, Namaz kılan birinin önünden eşek, kara kufuryok ve kadın geçerse namazı bozulur, Evlilik, kadın için bir çeşit köleliktir, Cehennem halkı bana gösterildi; çoğunluğu kadındı” Bu hadisleri İslam’ın kuralları sanan zavallı kadınlar da, tarih boyunca kocalarının yaptığı haksız hakaretlere, koyun misali boyun eğmişlerdir

Halk arasında kadını küçümseyen sıfatlar

"Eti benim kemiği senin, Eksik etek, Kadının sırtından dayağı eksik etmeyeceksin, Vurduğun yerde gül biter, Kızını dövmeyen dizini döver, Kadının saçı uzun aklı kısadır” gibi ifadeler kadına yakıştırılmıştır Fakat her nedense kadınlarımız da, bu yakıştırmalara çok azı dışında tepkisiz kalıp, sanki kabul etmiş imajı vermişlerdir Diğer İslam ülkelerinde olmayan kadın haklarını, Atatürk Türk kadınına, “seçme-seçilme” hakkını vererek onurlandırmış ve kadını hak ettiği yere koymuştur Fakat kadınlarımız bu hakka sahip çıkamayıp, meclisteki yerini bulamamıştır Dolayısıyla tüm kadın haklarıyla ilgili kanunların çıkmasını da, erkeklerin ellerine bırakmışlardır

“Allah'ın, bazısını bazısına üstün kılması ve onların kendi mallarından harcaması nedeniyle erkekler, kadınlar üzerinde 'sorumlu gözeticidir…”(Nisa Suresi34)'

Oysa Kuran kadın erkek ayırmaksızın eşit muamele yapmıştır Erkek üstünlüğünü sadece vücut ve kas bakımından olduğunu belitmiş ve bundan dolayı kadını korumasını ve gözetmesini istemiştir Diğer taraftan üstünlüğün sadece takvayla olduğunu söylemiştir

”…Şüphesiz Allah katında en üstün olanınız takvaca en ileride olanınızdır”(Hucurat Suresi13)

Dayağın küçüğü büyüğü olmaz

Eşler arasında sevgi, saygıyla beraber oluşur Saygıyı bitiren tek olay,“atılan tek bir tokattır” Ruh sağlığı yerinde olan bir koca, eşine tokat atmaya yeltenecek kadar kendinde bu cesareti bulduysa, artık o evlilikte saygı bitmiştir En azından kocanın kadınına karşı olan saygısı azalmıştır Çünkü, insan psikolojik olarak kendinden üstün, güçlü ve saygı duyduğu insana karşı el kaldıramaz, hatta bu davranışı düşünmesi bile söz konusu olamaz Bu hangi kesimden olursa olsun durum böyledir Diğer taraftan sebepsizce kadınına el kaldıran hasta ruhlu erkekleri ise, burada anlatamayacağım Çünkü onlar artık Psikiyatri vakadırlar

Dayakçı erkekleri bekleyen son

Erkekler kadınlarına yıllarca yaptığı hakaretler ve dayaklar sonucu, farkında olmadan kendi düşmanlarını, kendileri yetiştirmiştir Kadın bir ömür boyu mecbur bırakılarak sabrettiğinden, için-için kocasına karşı kin beslemiştir Yaşlılık kapıya dayandığında, eli kolu kalkmaz duruma gelen erkeğin, uzun uğraşlarla yetiştirdiği düşmanının eline, kendi eleriyle düşmüştür Sonuç olarak hem kendi dünyasını, hem de eşinin dünyasını karanlığa çevirmiştir

Nuran Yelkenci

Alıntı Yaparak Cevapla