Prof. Dr. Sinsi
|
Evlilikle İlgili Güzel Bilgiler
Ancak geçenlerde doğum günü vardı eşimin Öncelikle Cenab-ı Hakkın rızası için bir tebrik edeyim, dedim 6 kez mesajlaştık Sonra telefonla görüştük Ne kadar mutluyum anlatamam Onu kötü zannettiğimi, kızıp nefret ettiğimi sanıyormuş Ben de, şefkatle, dünyada en çok kendisine güvendiğimi, kötü duygular beslemediğimi açıkça söyledim Helâlleştik İlerisi için hoş ve temiz bir adım attık
Sizlere de şükran borçluyum Hakkınızı ödeyemem Bu günahkârın bir derdini çözmeye vesile oldunuz Yalnız ben bu evliliğin neden bir sene sürdüğünü şimdi anlıyorum ki, biz tam olarak İslâmiyeti yaşamıyoruz
Görüyorsunuz, sevgi, şefkat, olumlu yaklaşım, başkasından önce nefsini suçlamak, nasıl küllenen bir ateşi tekrar tutuşturabiliyor İnşaallah, atılan bu iyi niyet çekirdeği sümbüllenir ve meyve veren bir ağaç olur
Yalnız burada yanlış anlaşılmaması gereken bir nokta var Eşler kendilerini doğru ve haklı görürken, bunu kötü niyetle yapmıyorlar Ne yapıyorlarsa, doğru zannettikleri için yapıyorlar Bu da düzelmeyi kolaylaştırıyor Yoksa insanlar bilerek ve kötü niyetle birbirlerini üzseler, bunun düzelmesi çok zor İşte burada hikmek, feraset ve basiretle hareket etmeniz gerekiyor
Can alıcı nokta şurası: Davranışları düz mantıkla değerlendirmeyin; davranışın arkasındaki niyeti anlamaya çalışın
Zaten bizim iddiamız, insanların iyi niyetli olduğu ve hızla davranışlarını iyileştirecekleri şeklinde Yılan gibi zehirlemekten lezzet alan hemen hemen yoktur Çünkü, evlenmek başlı başına iyi ve güzel insanların eylemidir Evlenmişse; sevgiye, şefkate, ilgiye, iffete, sadakate, vefaya değer veriyor demektir Böyle değerli duygular taşıyan insanların mükemmel bir evlilikle mutluluğun zirvesine çıkmaları ise zor değil Yeter ki, bunun için bir çaba içine girsinler
Yukarıdaki mektup da gösteriyor ki, eşlerin en büyük problemlerinden birisi, birbirlerini doğru tanımamak
Bir okuyucum anlatmıştı Almanya'daki bir akrabası, kendisini telefonla arayıp, "Biz yengenle geçinemiyoruz, boşanacağız" diye acı bir haber veriyor 75 yaşında ve 50 yıldır evli olan bu kişiye okuyucum, "Acele etmeyin, evlilikle ilgili birkaç kitap göndereceğim Onları okuduktan sonra kararınızı verin" diyor
Yarım asır evli kalmışlar ve sonunda sabırları tükenmiş Oysa biraz daha sabretseler, Azrail zaten onları boşayacak Demek ki, geçimsizlik, katlanamayacakları bir sınıra dayanmış
Ne var ki, olaylar bekledikleri gibi gelişmiyor Okuyucum evlilikle ilgili üç kitap gönderiyor Bir hafta sonra boşanmak isteyen akrabası telefon edip şu müjdeyi veriyor: "Kızım, biz boşanmaktan vazgeçtik Meğerse 50 yıldır birbirimizi tanıyamamışız "
Bir insan nasıl olur da yarım asırlık eşini tanıyamaz, diye düşünmeyin Çok şaşırtıcı ve acı da olsa, yaşanmış bir gerçek bu Üstelik hemen her evli insan az ya da çok yaşıyor bunu
Birbiriyle evlenmek için önlerindeki engellerle yıllarca savaşan çiftler, evlendikten bir müddet sonra birbirine giriyorlar "Tanıyamamışım" diyorlar Haklılar İnsanları tanımak kolay değil Ve asıl zor olan, sevdiğiniz kişiyi evlenmeden önce tanımak
Eşinizi doğru tanımak size ne kazandıracaktır?
Tanıdığınızda hoşlanmayacağınız yönlerini görünce evlenmekten vazgeçecek veya boşanacak mısınız?
Elbette ki hayır! Öğrendiğinizde hemen vazgeçeceğiniz bazı bilgiler mutlaka olabilir; ama "doğru tanımak," hoşlanmadığınız durumda hemen vazgeçmek için değil; ona uygun davranışları sergilemeniz için
Eşinizin kişilik özelliklerini, yeteneklerini, güçlü ve zayıf yönlerini, duygusal ihtiyaçlarını, korktuğu ve hoşlandığı şeyleri, temsil sistemlerini, sevgi dilini, beğeni ve beklentilerini bilirseniz, onu doğru tanımış; bu bilgilere uygun davranışları gösterirseniz de, doğru davranmış olursunuz
Tabiî burada birer kelime olarak andığım tanıma noktalarının her biri geniş bir şekilde açıklanmaya muhtaç
Acaba siz ve eşiniz, hangi kişilik tipine sahipsiniz?
Bugüne kadar bilinen dört farklı kişilik tipi var: Popüler neşeli, güçlü kararlı, mükemmeliyetçi ve barışçıl sevecen
Bunlar birbirinin zıddı veya alternatifi değildir İyi veya kötü diye de nitelendirilemez Sadece hayatımıza zenginlik ve renk katan birer farklılıktır Eğer bu farklılığı, sizi mutsuz edecek bir olumsuzluk kabul ederseniz, gerçekten mutsuz olursunuz
Eşinizin kişilik tipini keşfettiniz ve bu hoşunuza gitmedi diyelim Hiç zorlamayın Onun kişiliğini değiştiremezsiniz Ama o kişiliğe göre davranırsanız mutlu olursunuz Kişilik değişmez, ama karşılıklı hoşgörü ve anlayışla, daha esnek hâle getirilebilir Kişiliği değiştirmeden de, davranışlar değiştirilir, kontrol altına alınır ve yönlendirilir
Diyelim ki eşiniz mükemmeliyetçi bir kişilik tipine sahip Evde her şeyi dağıtmanızdan elbette rahatsız olacak Çünkü, o her şeyin tertipli ve düzenli olmasını istiyor Yapacağı işi önceden plânlamayı seviyor Onun dünyasında rastgele işler, pejmürdelikler olamaz
Eğer kendinizin ve eşinizin kişilik tipini öğrenmek isterseniz, Florence Littauer'in "Kişiliğinizi Tanıyın" isimli kitabını gecikmeden okuyun Bu vesileyle eşinizi tanırsanız, onun kişiliğine uygun davranırsınız
Kişilik tipleri gibi, sevgi dilleri de farklıdır Sevgi dili, birbirimize sevgimizi gösterirken kullandığımız formüldür Bilinen sevgi dilleri beş tanedir Bunlar, hizmet davranışları, onay sözleri, nitelikli beraberlik, fiziksel temas ve hediye almaktır
Sırasıyla örneklemek gerekirse, yemek pişirmek bir sevgi ifadesidir Takdir etmek, beğendiğini söylemek sevgiden gelir Birbirinize odaklanarak birlikte vakit geçirmek ancak sevgiyle mümkün Eşinizin elini tutmak ve çiçek almak da bir sevgi ifade biçimidir
Acaba eşiniz, bu beş farklı sevgi ifade biçiminden hangisinden daha çok hoşlanıyor?
Birisi, en önemli olandır Yerine göre hepsinden az veya çok hoşlanan insanlar da vardır Ama birisi, daha önceliklidir Asıl isteği, nitelikli beraberlik olan eşinize, yıllarca çiçek taşımanız pek anlam ifade etmeyebilir Çünkü o çiçekten çok, sizinle birlikte olmayı arzu ediyor Eşinizin sevgi dilini fark ederseniz, boşuna kürek çekmekten kurtulursunuz
Eğer Dr Gary Chapman'ın "5 Sevgi Dili"ni okursanız, eşinizin bilinmeyen yönünü keşfedersiniz Ona bu bilgi ışığında davranırsanız, sizi şok edecek mutlulukları yakalayabilirsiniz
Peki, ya eşinizin zekâ çeşitlerinden hangisine sahip olduğunu biliyor musunuz?
Zekâ deyince aklımıza hep matematiksel zekâ ve güçlü hafıza gelir Bir çocuğun matematiği güçlüyse, onun zeki olduğuna inanırız Çok konuşan, çok hareketli ve hep yaramazlık yapan çocuğun pek zeki olduğuna inanmayız Sessiz duran çocuk, usludur Çok konuşan ve hareketli çocuğa, sessiz ve sakin olması için, "aurada uslu uslu otur" deriz "Us" akıl olduğuna göre, suskunluk ve hareketsizlik, "akıllılık"la eşanlamlıdır
Halbuki, çok konuşan çocuk, "dilsel zekâ"ya, aşırı hareketli bir insan da, "bedensel zekâ"ya sahiptir Birincisinden iyi bir spiker, iyi bir standapçı; ikincisinden de ünlü bir sporcu olabilir
Zekâ, matetiksel bilgiden ya da üstün ezberleme gücünden ibaret değildir Kaldı ki, hafızayı güçlendirmenin de bir yöntemi vardır
Eşinizin insanlar arası ilişkilerde başarısı varsa, "sosyal zekâ"ya sahip demektir Müziksel zekâ, doğa zekâsı, bireysel zekâ, görsel zekâ, diğer zekâ çeşitleridir Size düşen, eşinizin ve çocuklarınızın hangi zekâ çeşidine sahip olduğunu fark edip, onu geliştirmenizdir
Özetle, bugünkü bilim, "çoklu zekâ"yı kabul etmiştir Buna göre, zeki olmayan insan yoktur Sadece farklı zekâlar vardır
Maalesef, bırakın eşini detayllı bir şekilde tanımak, yıllardır evli oldukları halde eşinin belirgin on özelliğini bile sayamayan kadınlar veya erkekler var İsterseniz bir deneyin Siz ve eşiniz, birbirinizin on belirgin özelliğini bir kâğıda yazın ve birbirinize gösterin
Bakalım yazdıklarınız doğru mu?
Eğer yanlış veya yetersizse, hiç gecikmeden eşinizi tanımaya bakın Unutmayın: Bunun için ne kadar çaba harcasanız, değecektir
|